Bilgiyi İşleme Kuramı adlı doküman sinifogretmeniyiz.biz sitemizin
kategorisinde yer almaktadır. Bu kategoride
dosyasına benzeyen başka dokümanlar dabulabilirsiniz. Bu kategori de ilkokul 1.sınıf, 2.sınıf, 3.sınıf, 4.sınıf ve ortaokul 5.sınıf, 6.sınıf, 7.sınıf, 8.sınıf dosya ve dokümanlarına ulaşabilirsiniz.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki hemen indir bağlantısına tıklamanız yeterlidir.
Bilgiyi ��leme Kuram�
Birey belli bir zaman ve yerde ��rendi�i bilgiyi, istedi�i yer ve zamanda uygulama yetisine sahiptir. �rne�in okulda ��rendi�imiz bilgileri, aradan bir s�re ge�tikten sonra s�navda hat�rlayabilir, ya da y�llar sonra g�nl�k hayat�m�zda kar��la�t���m�z bir sorunu ��zerken kullanabiliriz. Bu durum bireyin ��renilen bilgileri belli bir yerde depolama kapasitesine sahip oldu�unu g�stermektedir. Birey bu �zelli�i sayesinde belli bir durum kar��s�nda �e�itli davran��lar ortaya koyabilir.
D��ar�dan gelen bir uyar�c�n�n duyu organlar� taraf�ndan al�nmas� ve bellekte bilgi olarak depolanmas� s�reci do�rudan g�zlenemez. Ancak psikologlar bu s�re�le ilgili bir �ok hipotezler ve bunlara dayal� kuramlar geli�tirmi�lerdir. G�n�m�zde bu kuramlardan en �ok kabul g�ren ve �zerinde en �ok ara�t�rma yap�lan� bilgiyi i�leme kuram�d�r. Bu kuram bireyin bilgi toplama, �rg�tleme, depolama ve hat�rlama a�amalar� ile ilgilenir.
Bilgiyi i�leme kuram�n�n iki temel say�lt�s� vard�r. Bunlar:
1. ��renme s�recine ��renci aktif olarak kat�lmak zorundad�r. Birey d��ar�da ki uyar�c�n�n duyu organlar�na gelmesini beklemek yerine, onlar� arama e�ilimindedir. Birey etkile�im kurdu�u uyar�c�lara kendisi anlam verir ve yorumlar.
2. �nbilgiler ve bili�sel beceriler ��renmeyi etkiler. Bireyin �nbilgileri ve bili�sel becerileri duyular�na gelen uyar�mlar� anlamas�na ve yorumlamas�na yard�mc� olur.
Bilgiyi ��leme Kuram� Ve Bilgisayar
Bilgisayar�n icat edilmesi s�ras�nda insanlar�n d���nme sistemiyle bir benzerlik kurulmaya �al���lmam��t�r. Ancak �zellikle ki�isel bilgisayarlar�n geli�mesiyle birlikte, bili�sel ��renme kuramc�lar�n insanlar�n ��renme s�reciyle, bilgisayar�n i�leyi� sistemi aras�nda benzerlik oldu�unu fark etmi�lerdir.
Bu benzetmeye g�re, hem bilgisayar hem de insan, bilgiyi �evreden al�rlar, bilgisayarlara bilgi, klavye ya da CD’ler ile aktar�l�rken, insanlar duygu organlar�n� kullan�rlar. Bilgisayara girilen veriler, bilgisayar taraf�ndan de�i�tirilir,kay�t edilir ve saklan�r. Bu i�lem elektronik devreler ve yaz�l�mlarla sa�lan�r. �nsan da yeni bilgiyi de�i�tirir, hali haz�rda olan bilgileri ile de�i�tirir ve saklar. Bunu sinir sistemi ile ger�ekle�tirir. Son olarak bilgisayar bilgiyi ekranda g�stererek ya da yaz�c� arac�l��� ile d��ar�ya ��kt� olarak verirken, insanlar da el, a��z gibi organlar�n� kullanarak bilgiyi davran��a d�n��t�rerek g�zlenebilir hale getirir.
�nsanla bilgisayar bezerli�i bununla da s�n�rl� de�ildir.�nsanlar da bilgisayar gibi donan�m ve yaz�l�mlara sahiptir. Bilgisayar�n donan�m�, metal kap, elektrik ve elektronik devrelerken; insan, sinir sistemi, kas ve kemik sisteminden olu�maktad�r. Bilgisayar�n yaz�l�mlar�n� programlar olu�tururken, insanlar�n yaz�l�m�, ge�mi� ya�ant�lar�ndan kazand�klar� bilgilerdir.
�nsan belle�ini, hem duyular�m�z yoluyla edindi�imiz bilgiyi depolamak hem de gerekti�inde bunlar� "bulup getirmek" i�in �al��an bir sistem olarak d���nebiliriz, insan belle�i konusunda bilgi edinmenin bir yolu, g�rsel ve i�itsel uyar�lar�n hangi i�lemler yoluyla bellekte tutuldu�unu ve daha sonra nas�l an�msand���m incelemektir. Belle�in bilgi i�leme kuram�na g�re bellek, farkl� yap�sal birimlere sahip, ancak birbirine ba�l� par�alardan olu�an ve birbirinden farkl� s�re�leri i�eren bir sistemdir. Belle�in farkl� yap�sal birimlerden olu�mas�, an�lar�n �zelliklerinin ve d�zenleni�lerinin birbirinden farkl� olmas� anlam�na gelir. Kimi zaman, bir telefon numaras�n�, sonradan an�msamak i�in kendi kendimize ne kadar tekrar edersek edelim akl�m�zda tutamay�z. Ba�ka �eylerse �ok daha ak�lda kal�c� olabilir. Sanki, farkl� t�rden an�lar belle�imizin farkl� yerlerinde saklan�yor gibidir. An�lar�m�z�n kal�c�l�klar� da, sanki bu farkl� depolar�n yap�s�n� g�sterir.
1960'l� y�llar�n sonlar�nda Atkinson ve Shiffrin, belle�in bilgi i�leme kuram�n� ortaya koydular. Buna g�re. belle�in yap�s�, �� farkl� depolamadan olu�uyor. Bunlar, duyusal kay�t, uzun s�reli depolama ve k�sa s�reli depolama olarak adland�r�l�yor. "Depo" olarak adland�r�lan bu b�l�mlerin her biri, farkl� bili�sel "kod" lar� olu�turur. Bu �� deponun kapasiteleri, kay�tlar� tutma s�releri ve i�lem �zellikleri birbirinden farkl�d�r. Farkl� b�lgelerde depolanm�� an�lar�n de�i�tirilmesi ve bir yerden bir yere aktar�lmas� i�in kullan�lan bili�sel i�lemlerse "s�re�"leri olu�turur. Bilgi i�leme kuram�na g�re, duyulardan toplanan uyar�lar�n geldi�i ilk yer, depolar�n da ilki olan "duyusal kay�t" b�l�m�d�r. Duyusal kay�t olarak adland�r�lan yerde kay�t yap�labilmesi i�in ki�inin dikkatini gelen uyar�lara y�nlendirmesine gerek yoktur; Bu kendili�inden ger�ekle�ir. Bu y�zden duyusal kay�d�n kapasitesi �ok geni�tir; gelen t�m uyar�lar�n burada k�sa bir s�re i�in tutuldu�u varsay�l�r. Bu ama�la �abucak bir bili�sel "kod" olu�turulur. Duyusal kay�tta g�rsel, i�itsel ve �teki duyulardan gelen uyar�lar farkl� yerlerde tutulur. Duyusal kay�tta g�rsel uyanlar 4-5 saniye, i�itsel uyar�larsa bunun 10 kat� kadar bir s�re tutulurlar. Bu s�re ge�tikten sonra duyusal kay�tta tutulan kay�tlar silinir. Bilgi i�leme kuram�na g�re, kay�tlar�n ta��nd��� bir sonraki yer, "k�sa s�reli depolama"d�r. Buradaki bilgiler, s�zsel ya da s�zel olarak kaydedilir. Gelen uyar�, yani duyusal kay�ttan buraya aktar�lan uyar� g�rsel bir uyar� da olsa kay�t, akustik ya da s�zel olarak yap�l�r. K�sa s�reli depolaman�n kapasitesi s�n�rl�d�r. Elden ge�irilmeyen, ya da buradan "uzun s�reli depolama"ya aktar�lmayan kay�tla silinir. Kay�tlar�n k�sa s�reli depolamadan uzun s�reli depolamaya aktar�lmas�, "yineleme" yoluyla olur. K�sa s�reli depolamadaki kay�tlar, yineleme yoluyla tazelenerek, orada daha uzun s�re tutulabilir. �te yandan yineleme, buradaki kay�tlardan, uzun s�reli depolamada saklanmaya uygun kay�tlar olu�turulmas�n� sa�lar. K�sa s�reli deponun, "i�lek bellek" olarak rol oynad��� da d���n�lm��. i�lek bellek, ��renme, ak�l y�r�tme ve yorumlama gibi bili�sel i�levlerin par�as� olarak, bilginin ge�ici bir s�re i�in al�narak manip�le edildi�i sisteme verilen ad. Uzun s�reli depolaman�n kapasitesi de duyusal kay�tta oldu�u gibi s�n�rs�zd�r. Uzun s�reli depolamaya bir kez aktar�ld�ktan sonra, malzemelerin burada kal�c� oldu�u d���n�l�yor. Uzun s�reli depolamadaki kodlar�n d�zeni, �teki depolardakinden farkl�d�r. Buradaki malzemeler "anlamlar�na g�re" kodlan�rlar. Kal�c� bellek olarak da adland�rabilece�imiz uzun s�reli depolama, an�lar�m�z�n sakland��� yerdir. An�lar�m�z, alg�lad���m�z �eylerin kay�tlar� oldu�u i�in, kokular, g�rd���m�z ya da i�itti�imiz �eyler, ipucu yerine ge�erek �o�u zaman an�msad�klar�m�z� etkiler. Uzun s�reli depolamada bulunan kay�tlar�n an�msanmas�nda kar��la��lan g��l�klerse, ba�ka kay�tlar�n bunlar� engellemesi ya da bast�rmas�na ba�l�d�r.
Belle�in bilgi i�leme kuram�, son otuz y�lda pek �ok de�i�ikli�e u�ram�� olsa da, h�l� belle�in a��klanmas� konusunda �nem ta��yor. 1970'li ve 80'li y�llar boyunca bili�sel psikologlar bellekle ilgili kuramlar�n� geli�tirmeyi s�rd�rd�ler. Duyusal kay�ttaki bilgilerin, gelen uyar�n�n t�r�ne ve ki�inin se�ti�i stratejiye g�re farkl� h�zlarda de�erlendirildi�i anla��ld�. K�sa ve uzun s�reli depolaman�n i�eri�i konusunda da daha ayr�nt�l� bilgiler elde edildi. �nceleri psikologlar, kay�tlar�n i�eri�inin, depolaman�n yap�s�n� etkiledi�ini d���n�yorlard�. Daha sonra, gelen uyar�lar�n bellek sistemindeki herhangi bir noktada �ok farkl� yollarla kodlanabilece�i anla��ld�. Bug�n, k�sa s�reli depolamayla uzun s�reli depolama aras�nda kesin bir ayr�m yap�lm�yor. Belle�in, gelen uyar�lar�n nas�l kaydedildi�i, nas�l depoland��� ve nas�l "bulunup getirildi�i" konular�nda da �ok esnek oldu�u ortaya ��kt�. Hepimiz her g�n pek �ok �eyi unuturuz. ��le yeme�inde ne yedi�imizi, telefon numaralar�n�, filanca toplant�da tan��t���m�z birinin ad�n�... Asl�nda bir �eyleri unutuyor olmak her zaman �ok �nemli olmasa da, an�msamaya �al��t���m�z �eyleri unutmu� olmak bizi rahats�z eder. B�yle zamanlarda �o�umuz, belle�imiz �zerinde ne kadar az kontrol sahibi oldu�umuzu fark edip �a��r�r�z. Kimi zaman akl�m�zda tutmaya �al��t���m�z kimi �eyleri unutuveriririz. Kimi zaman da, hi� akl�m�zda yokken, an�msamaya �al��masak da, bir �ey birdenbire akl�m�za geliverir; kokular, sesler, ba��m�zdan ge�mi� bir olay, bir y�z, bir manzara... Bir �eyi an�msad���m�z zaman, o �eyi an�msad���m�z�n fark�nda oluruz. Asl�nda bu duygu, her zaman o �eyi an�msaman�n �nemli bir b�l�m� olmayabilir. Otomobil kullanmay� ele alal�m: Otomobil kullan�rken �o�u zaman trafik i�aretlerinin anlamlar�n� ya da yapaca��m�z i�lerin s�ras�n� an�msarken, bunun bilincinde olmay�z. Kimi zaman da biz bilin�li olarak deneyimlerimiz aras�na koymam�� olsak bile kimi bilgiler belle�imizde kaydedilir. Peki, insanlar bilgileri (ya da uyar�lar�) belleklerinde tutmak ve daha sonradan, gerekti�i zaman bunlar� bulup geri getirmek i�in ne yaparlar? Bilgi i�leme kuram�na g�re, insanlar an�lar�n� "�al��t�rmak" i�in, �� t�r bellek i�lemi yapar. Bunlar, kaydetme, depolama, ve bulup getirmedir.
B�LG�Y� ��LEME KURAMININ ��ELER�
��renme ya da bilgiyi ileme s�reci do�rudan g�zlenemedi�inden bu s�reci somutla�t�rmak
ve daha kolay anlamam�z� sa�lamak �zere bir model geli�tirilmi�tir. Model, ��renenin merkezi sinir sistemi ��renmenin merkez� sinir sisteminde var oldu�u kabul edilen yap�lar� g�stermektedir.
Bilgiyi i�leme kuram�na g�re ��renmeye etki eden iki temel unsur vard�r. Bunlardan biri bilginin depoland��� belleklerden olu�an bilgi depolar�, di�eri ise bu belleklere bilginin i�lenmesini, bir depodan ba�ka bir depoya aktar�lmas�n� sa�layan, i�sel bili�sel etkinlikleri kapsayan, saklanmas�n� ve hat�rlamas�n� sa�layan bili�sel s�re�ler dir.
��renmeyi sa�layan s�re�ler;
1. �evredeki uyar�c�n�n al�c�lar (duyu organlar�)yoluyla al�nmas�,
2. Duyusal kay�t yoluyla bilginin kaydedilmesi(duyusal kay�t),
3. Dikkat ve se�ici alg� s�re�leri harekete ge�irilerek, duyusal kay�ta gelen bilginin se�ilerek k�sa s�reli belle�e ge�irilmesi,
4. Bilginin bir m�ddet k�sa s�reli bellekte kalabilmesi i�in zihinsel tekrar�n�n yap�lmas�(k�sa s�rteli bellek),
5. Bilginin uzun s�reli bellekte depolanabilmesi i�in i�leyen bellekte(k�sa s�reli bellek) anlaml� kodlaman�n yap�lmas�,
6. Kodalanan bilginin uzun s�reli bellekte depolanmas�,
7. Bilginin uzun s�reli bellekten i�leyen belle�e geri getirilmesi,
8. Bilginin i�leyen bellekten yani k�sa s�reli bellekten tepki �reticiye g�nderilmesi,
9. Tepki �reticinin bilgiyi vericilere(kaslara)g�ndermesi,
10. ��renenin �evresinde performans�n� g�stermesi,
11. Y�r�t�c� kontrol taraf�ndan t�m bu s�re�lerin kontrol edilmesi, d�zenlenmesi.
��renenin �evresinde ki olaylar, bu ��renme s�re�lerini b�y�k �l��de etkiler. �evrede ki uyar�c�lar, �zellikle ���nc� maddede s�z� edilen bilginin se�iminde ve bilginin uzun s�reli bellekten k�sa s�reli belle�e geri geri getirilmesinde b�y�k rol aynar. �evrede ki uygun olan olaylar ve uyar�c�lar bu i�sel s�re�leri zenginle�tirebilece�i gibi uyar�c� yoksunlu�u ya da uyar�c� karga�as� i�sel s�re�leri s�n�rland�rabilir.
Bireyin d�� d�nyadan duyu organlar� yoluyla ald��� uyar�c�lar yani bilgiler �� farkl� a�amadan ge�erek depolan�rlar. Bilginin depolanmas�n� sa�layan bu bellekler i�levlerine g�re ve bilgiyi saklama kapasitelerine g�re duyusal, k�sa s�reli ve uzun s�reli olmak �zere �� �e�ittir.
Duyusal Bellek
Bilgiyi edinmenin ilk a�amas� duyusal kay�tt�r. Bu a�amada �evredeki uyar�c�lar, uyar�c�n�n �zelli�ine g�re, be� duyu organ�m�zdan biri taraf�ndan al�narak sinirleri uyar�r. Bu s�rada uyar�c�n�n izi yakla��k 1-3 saniye duyusal belle�e kay�t olur. �rne�in bir kitab�n sayfalar�n� h�zla �evirdi�imiz zaman sayfalarda ki yaz�lar g�z�m�zde izler b�rak�r. Bu s�re� duyusal kay�t olarak adland�r�lmaktad�r. T�m duyu organlar�n�n organik bir bozukluk olmad��� durumlarda duyusal kay�t yapma yetene�i vard�r. Duyu organlar�m�z s�rekli �al��t�klar� i�in duyulara �ok say�da uyar�c� kay�t edilir. Di�er bir anlat�mla duyusal kayd�n kapasitesi �ok geni�tir. Duyular�m�z bir kameran�n kay�t etti�i t�m uyar�c�lar�, hatta dokunma ve tatma duyular� da i�in i�ine girdi�inde daha fazlas�n� kaybeder. Ancak �ekilen filmler ya da foto�raflar uzun s�re incelenebilmesine kar��n, duyusal kayda gelen bilgiler �ok k�sa zamanda silinir. Bu nedenle duyusal kay�t anl�k bellek olarak ta isimlendirilir.
Duyu organlar�m�za gelen uyar�c�lar, al�nd��� duygu organ�na ba�l� olarak farkl� bi�imlerde depolan�rlar. �rne�in g�rme duyusuyla al�nan uyar�c� foto�raf gibi imaj bi�iminde, i�itme duyusu ile al�nan uyar�c� ise ses �r�nt�leri bi�iminde kay�t olur. Bilginin duyusal kay�tta korunma s�resi duyu organ�na g�re farkl�l�k g�sterir. �rne�in g�rme duyusu ile al�nan bilginin bellekte bellekte kalma s�resi bir saniyeden azd�r. ��itme duyusuyla al�nan bilgiler ise 2-3 saniye kalabilirler. Ayr�ca uyar�c�n�n �iddeti de (g�r�nt�n�n parlakl���, sesin y�ksekli�i vb.) uyar�c�n�n duyusal kay�tta kalma s�resini uzat�r. Ancak hangi duyu olursa olsun s�re olduk�a k�sad�r.
S�n�f ortam�nda da ��rencilerin duyular�na gelen �ok say�da uyar�c� vard�r. Bunlar ��retmenin ders anlatan sesi, oturdu�umuz yerin sertli�i, aya��m�z�n de�di�i yerin so�uklu�u, yan�m�zdaki arkada�lar ve di�er ��renciler, duvarda ki resimler, pencereden g�rd�klerimiz vb.dir. S�n�fta otururken bu uyar�c�lar�n b�y�k bir k�sm� duyu organlar�m�z taraf�ndan al�narak duyusal belle�e kaydedilir. Ancak �o�unun fark�nda de�ilizdir. Bunlardan sadece bir k�sm� bilin�li hale gelir.
Duyulara kaydolan bilgilerin bilin�li ve anlaml� bir hale d�n��mesi i�in k�sa s�reli belle�e ge�mesi gerekir. Uyar�c�lardan hangilerinin k�sa s�reli belle�e ge�ece�ini ise tan�ma, dikkat ve alg� s�re�leri belirler.
K�sa S�reli Bellek
K�sa s�reli bellek, duyusal belle�e gelen bilgilerin davran��a d�n��mesini ya da uzun s�reli belle�e kodlanmas�n� sa�lar. Bu belle�in kapasitesi olduk�a s�n�rl�d�r. Ara�t�rmalar k�sa s�reli belle�in kapasitesinin 5-9 yeni bilgi birikimi (say�, harf, obje, isim vb.) ile s�n�rl� oldu�unu g�stermektedir. Bu belle�in bilgiyi koruma s�resi ise yakla��k 20-30 saniyedir.
�rne�in telefon rehberinde tuttu�umuz bir numara, telefonda �evirinceye kadar k�sa s�reli bellekte tutulur. Telefon numaras�n� �evirmek i�in, vakit kaybetti�imizde ya da araya ba�ka bir uyar�c� (arkada��m�z�n sorusu, telefonda al���k olmad���m�z bir sinyal vb.) girdi�inde, numaray� unuturuz ve yeniden bakmak zorunda kal�r�z. K�sa s�reli bellekte bilgiyi korumak i�in tekrar etmek gerekir. Araya ba�ka bir uyar�c� girmezse tekrar edilen bilgi daha uzun s�reli bellekte korunur.
K�sa s�reli bellekte bilgiler etkindir. Bilgiler bu bellekte korundu�u k�sa s�re i�inde ya davran��a d�n��t�r�l�r ya da uzun s�reli belle�e kodlan�r. Kodlama ve unutma s�re�leri k�sa s�reli belle�in bo�alarak yeni bilgiler gelmesini sa�lar. B�ylece k�sa s�rekli bellek s�rekli �al���r ve ��renmede s�reklilik sa�lan�r. Bu i�levinden �t�r� k�sa s�reli belle�e �al��an bellek de denir.
K�sa s�reli belle�in kapasitesi ve bilginin korunma s�resi s�n�rl� olmakla birlikte �ok �nemli i�levleri vard�r. ��renmeyi ve hat�rlamay� do�rudan etkileyen bu i�levlerin ba�l�calar� �unlard�r:
1. Duyusal kayda gelen yeni bilgi ile uzun s�reli bellekte sakl� bulunan eski bilgileri kari�la�t�r�r ve e�le�tirir.
2. Uzun s�reli bellekteki �rg�tlenmi� bilgilerle, yeni gelen bilgileri b�t�nle�tirir.
3. Yeni gelen bilgilerin sesli ya da sessiz tekrarlar yoluyla k�sa s�reli bellekte kalmas�n� sa�lar.
4. Uzun s�reli bellekteki bilgileri etkin hale getirip �rg�tleyerek, davran��a d�n��t�r�r.
Uzun S�reli Bellek
Uzun s�reli bellek yeni gelen bilgilerin eskilerle b�t�nle�tirilerek sakland��� yerdir. Uzun s�reli belle�in kapasitesinin s�n�rlar� belli de�ildir. Bu nedenle s�n�rs�z olarak da kabul edilmektedir. Bilgilerin burada kalma s�resi de �ok uzundur. K�sa s�reli bellekte etkin olan bilgiler uzun s�reli bellekte edilgen bi�imde durur. Bu nedenle k�sa s�reli bellekteki bilgiler an�nda hat�rlan�rken, uzun s�reli bellekteki bilgilerin hat�rlanmas� i�in belli bir s�re ge�mesi gerekmektedir.
Uzun s�reli bellekteki bilgilerin hat�rlanma s�resi, bilginin belle�e depolanma b,i�imine g�re de�i�ir. �yi �rg�tlenmi� bilgiler �abuk hat�rlan�rken, di�erleri daha uzun zamanda hat�rlan�r. �rne�in �ok iyi tan�d���m�z bir ki�inin ad�n� hemen hat�rlar�z. Ancak hakk�nda az bilgiye sahip oldu�umuz birisiniz ad�n� hat�rlamakta g��l�k �ekeriz. Hatta bazen “dilimin ucunda ama s�yleyemiyorum” ifadesini kullan�r�z. Bu nedenle bilgilerin uzun s�reli bellekte �rg�tlenerek depolanma bi�imi �ok �nemlidir.
K�sa s�reli bellekteki bilgilerin uzun s�reli belle�e ge�mesi i�in bireyin bir �aba g�stermesi gerekmektedir. Uzun s�reli bellekte yeni gelen �ok say�da bilgiyi d�zenlemek i�in bilgisayarda ki dosya ve dizinlerin i�levini g�ren �emalar vard�r. �ema, bir �ok �nerme, durum ya da olay� benzerlik ve farkl�l�klar�na g�re d�zenleyen bili�sel yap�d�r. K�sa s�reli belle�e gelen bilgiler uzun s�reli bellekte ki bu �emalarla kar��la�t�r�l�p anlaml� hale gelir.
�ema kavram� ilk kez Piaget taraf�ndan geli�tirilmi�tir. Piaget’ye g�re insanlar �ok basit �emalarla do�arlar, ya�ant�lar� yoluyla bu �emalar� geli�tirir ve yeni �emalar olu�tururlar. Birey yeni bir durumla kar��la�t���nda, bu durumu belle�inde var olan �emalara uydurmaya �al���r. Buna “�z�mleme” denir. Yeni gelen bilgi var olan �emaya uymazsa, bili�sel bir dengesizlik durumu meydana gelir. birey dengesizlikten kurtulmak i�in yeni bir �ema ya da bili�sel yap� olu�turur. B�ylece zihinde ki bili�sel yap�lar zenginle�ir.
�nsanlar�n belle�inde ge�irdikleri ya�ant�lara g�re �ok say�da �ema vard�r. �rne�in hemen hemen herkesin belle�inde ya�ad��� �ehirle ilgili hem g�rsel hem de sembolik bi�imde �rg�tlenmi� bir �ema vard�r. Bir arkada��m�z bize evinin adresini verdi�i zaman, hemen hangi semtte oturdu�unu, o semtte bildi�iniz semt ve g�r�nt�leri, o semtte bildi�imiz yer ve sokaklar� hat�rlar�z ve bu bilgiler yard�m�yla yeni adresi belle�imize depolar�z. B�ylece ya�ad���m�z �ehirle ilgili �emam�z biraz daha geni�ler.
Bireyin �emalar�nda ki hatalar, yeni gelen bilgileri yanl�� ��renmelerine neden olabilir. �rne�in ku�lar�n en �nemli �zelli�inin u�mak oldu�u bi�iminde bir �nermeye sahip olan ku�u, deveku�unu ku� olarak alg�lamakta g��l�k �ekebilir.
Bili�sel psikologlar bir i�in uzman� ile acemisi aras�nda ki fark�, sahip olduklar� �emalarla a��klamaktad�rlar. Penelope Comeaux’da (1987) deneyimli ve deneyimsiz ��retmenler �zerinde yapt�klar� ara�t�rmalar�nda, deneyimli ��retmenlerin deneyimsizlere g�re s�n�f y�netimi ve ��retim etkinlikleri hakk�nda daha �ok bilgiye sahip olduklar�n�, bu nedenle bir sorunla kar��la�t�klar�nda daha etkili davrand�klar�n� bulmu�tur. Ara�t�rmac�lar, deneyimli ��retmenlerin ba�ar�s�n�, sahip olduklar� ��retmenlikle ilgili �emalar�n zenginli�i ile a��klam��lard�r.
Bili�sel psikologlar, uzun s�reli belle�e depolanan bilgilerin t�r� ve �rg�tleni� bi�imlerine g�re �� t�rl� bellek tan�mlamaktad�rlar. Bunlar: Anlaml� bellek, an�sal bellek ve i�lemsel bellektir.
Anlaml� bellek (semantic memory) bilginin anlaml� hale gelmesini sa�lar. Bu bellekte birbiriyle ilintili bilgiler bir araya gelerek �nermeler a��n� olu�turur. Kavramlar ve ilkelerle ilgili �emalar bu bellekte yer al�r. �evremizdeki olaylara �o�unlukla bu bellekte ki �emalar yard�m� ile anlam veririz. Birbiri ile ilintili olan �nermeler bir araya gelerek �amalar�m�z� geni�letir. �rne�in �ocukluktan itibaren bir hayvanlar �emas� olu�turmu�uzdur. Yeni bir hayvan t�r� ile kar��la�t�rd���m�z zaman, bu �eman�n yard�m� ile g�rd���m�z�n bir hayvan oldu�unu anlar�z. Okul ��renmelerinde yeni bilgilere anlam verilmesinde bu bellek �ok �nemli rol oynar. Bu nedenle bir �ok e�itimci okul ��renmelerinde kavram ve ilkelerin ��retimine �ncelik vermektedir.
An�sal bellek (episodik memory) ise, ya�ad���m�z olaylar�n depoland��� yerdir. �nsanlar kat�ld�klar� bir d���n�n nerede oldu�unu, gelin ve damad�n isimlerin, yap�la ikram�, d���ne kat�lanlar�n k�yafetlerini, orada yap�lan konu�malar� bir b�t�n olarak hat�rlarlar. Benzer bi�imde yaz tatilinde gittikleri yeri, yapt�klar� etkinlikleri, t�m detaylar� ile anlatabilirler. Bu t�r bilgilerin sakland��� yer an�sal bellek olarak tan�mlanmaktad�r. An�sal bellek anlaml� belle�e g�re daha g��l�d�r. Bilgileri kodlanmas� i�inde fazla bir �abaya ihtiya� yoktur.
��lemsel bellek (procedural memory) belli bir i�in yap�lmas� i�in gerekli i�lem basamaklar�n�n s�ras�yla sakland��� yerdir. Y�zme, basketbol oynama, araba kullanma, t�rev alam gibi belli i�lem s�ras� takip edilerek ger�ekle�tirilen i�ler i�in gerekli eylemler ve kurallar bu bellekte depolan�r. �rne�in lokantaya giden bir ki�i belle�inde ki lokantada yemek yeme ile ilgili �emalar� kullanarak davran��ta bulunur. Garsonu �a��r�r, yeme�i �smarlar, yemek yedikten sonra paras�n� �der. Garsonlar�n servis yapt��� lokantalarda yemek yeme�i ��renmi� bir ki�i, ilk kez kendi kendine servis yap�lan bir yerde yemek yeme�e gidince bir masaya oturup garsonun gelmesini bekleyebilir. ��nk� mevcut �emas�nda lokanta da kendi kendine hizmet yoktur. Ancak daha sonra etraf�n� g�zleyerek kendisinin yeme�i ta��mas� gerekti�ini anlayarak s�raya girer. bu �ekilde var olan �emas� geni�ler. Bir daha benzer bir yere gitti�i zaman do�ru davran��ta bulunur. Bu bellek de an�sal bellek gibi g��l�d�r. Bu bellekte ki bilgiler kolay unutulmaz ve daha �abuk hat�rlan�r.
Not:�niversite notlar�ndan derlenmi�tir.
http://www.sinifogretmeniyiz.biz