Gelişim ve Büyüme Kavramları adlı doküman sinifogretmeniyiz.biz sitemizin
kategorisinde yer almaktadır. Bu kategoride
dosyasına benzeyen başka dokümanlar dabulabilirsiniz. Bu kategori de ilkokul 1.sınıf, 2.sınıf, 3.sınıf, 4.sınıf ve ortaokul 5.sınıf, 6.sınıf, 7.sınıf, 8.sınıf dosya ve dokümanlarına ulaşabilirsiniz.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki hemen indir bağlantısına tıklamanız yeterlidir.
Geli�im ve B�y�me Kavramlar�
GEL���M
�nsan geli�imi �evre ve kal�t�m aras�ndaki s�rekli ve kar��l�kl� etkimi�imin �r�n�d�r. Kal�t�msal �zellikler, k�saca biyolojik �n yatk�nl�klar olarak tan�lanabilir. D�llenmi� yumurta a�amas�ndan ba�layarak, genler ta��d�klar� yap�sal �zellikler do�rultusunda h�creleri programlar, ve b�ylece cinsiyet, sa� rengi, fiziksel b�y�kl�k ve hatta bir �l��de zihinsel yetenekler, �evresel de�i�kenler ile etkile�erek �ekillenir. Buna g�re insan geli�imine y�n veren iki temel s�re� s�z konusudur. Bunlardan biri, genotip ikincisi fenoptiptir. Genotip, ana babadan kal�t�m yoluyla gelen t�m �zellikler, fenotip ise aile, �evre, okul ve toplum gibi farkl� sosyal ba�lamlarda toplumsal ili�kiler yoluyla edinilen g�zlenebilir t�m ki�isel �zelliklerdir.
Geli�imin kal�tsal �zelliklerini yans�tan genetik de�i�meler, evrim s�recinde ger�ekle�en �� etkene g�re olu�maktad�r. Bunlar ; de�i�kenlik (varibility), uyum (adaptaion) ve ay�klanma (selection) s�re�leridir. Bireyin genetik yap�s�ndaki olu�um ve de�i�meler �iftle�me a�amas�nda kad�ndan gelen X ve erkekten gelen XY kromozomlar�n�n rastlant�sal (random) yolla etkile�imine ba�l�d�r. Cinsiyeti belirleyen X ve Y kromozomlar�n�n rastlant�sal olarak etkile�imi, genlerde yer alan mutasyonlar (mutotions) yoluyla t�re �zg� davran�� �r�nt�lerini de (related species) i�eren �ok y�nl� bir s�re� i�inde olu�maktad�r. De�i�kenlik olarak biline bu etken uyum kavram� ile ili�kilidir. Uyum rastlant�sal olarak bir araya gelen �zelliklerinin do�al ay�klanma (natural selection) s�reci i�inde kal�c� hale ge�irerek genetik yap�y� koruyan t�m de�i�imleri kapsamaktad�r. Ay�klanma ise organizmam�n �evreye uyum sa�lamas�n� kolayla�t�ran �zelliklerin kal�c� hale gelmesi di�erlerini giderek s�nmesi anlam�ndad�r. Geli�imin sosyal �evre de�i�keni ile olu�an boyutu ise, k�saca alg�lama sisteminin d�zenlemesine ba�l�d�r. Buna g�re, alg�lama sistemimiz farkl� olsayd�, do�al olarak di�ilimiz de farkl� olacakt�. Bireysel deneyimlerimiz, i�inde yer ald���m�z k�lt�rel yap�ya (cultural pattren), sosyal gruba ve aileye ba�l�d�r. �rne�in, �ocu�un sald�rganl�k davran���, i�inde yer ald��� sosyal grubun ve ailenin tepkilerine g�re bi�im denmektedir. Genel olarak, alt sosyo – ekonomik setlerinde gelen ve e�itim d�zeyi d���k olan ailelerin, �ocuklar�n� sald�rganl�k davran��lar�n� �d�llendirdikleri g�zlenmektedir. Ayr�ca yeti�kinlerin, s�z yada davran�� d�zeyinde sald�rgan tutumlar�na s�k�a tan�k olan �ocuklar�n, onlar� model alarak benzer tepkiler g�sterdikleri bilinmektedir. �te yandan �ocuklar�n sald�rganl�k e�itimlerine “sessiz davranma” e “sistematik duyars�zla�t�rma” y�ntemleriyle yok sayma tepkisi veren e�itilmi� ailelerin, bu t�r davran�� bozukluklar�n� sa�altmada daha ba�ar�l� olduklar� g�r�lmektedir. Bu ba�lamda cinsiyete ba�l� rol yap�s�n�n, ba�at bir etken olarak alg�land��� alt k�lt�rlerde, sald�rganl���n �zellikle erkeklik kavram� ile �zde�le�tirilmesi nedeniyle, yayg�n bi�imde oraya ��kmas� anla��labilir bir durumdur. Geli�imin iki temel bile�eni ( compenets) olan kal�t�m ve �evreden, hangisinin daha etkin bir fakt�r oldu�u uzun bir zamandan beri tart���lmaktad�r. Ancak, sorunun ortaya konu� �ekli ile ilgili olan b�yle bir tart��man�n, pratikte fazlaca �nem ta��mad��� a��kt�r. Sorunu, her hangi bir de�i�kenin �st�nl���ne indirgeyen ve bu nedenle bir d���nme yanl��� olarak de�erlendirilmesi gereken bu yakla��m yerine, bug�n kal�t�m ve �evrenin birbirinden ayr�lmaz bir b�t�nl�k ta��d��� g�r��� kabul edilmektedir. Bu saptaya do�rulamak amac�yla kal�t�m �evre etkile�iminin dil ��renme s�reci ba�lam�nda inceleyelim. Do�u�ta konu�ma i�in n�ro fizyolojik a��dan biyolojik �n yatk�nl��a sahip olan �ocu�un, dili ��renmesi sosyal etkile�ime ba�l�d�r. Ancak �ocuklar belli bir n�rolojik geli�me a�amas�na ula�madan konu�mazlar. �rne�in �ocuklar bir ya��ndan �nce d�zenli c�mleler kuramazlar. Ancak �ocuklar�yla do�umdan itibaren konu�an ve onlar�n konu�ma denemelerini �d�llendiren ailelerin �ocuklar�, di�erlerine oranla dana erken konu�maya ba�lamaktad�rlar. Ayr�ca, konu�ma becerisi, kapsam ve nitelik a��s�ndan farkl� �zellikler g�stermektedir. Bu konuda yap�lan ara�t�rmalar, e�itim d�zeyi y�ksek olan aile ortam�nda ve sosyal �er�evede yer alan �ocuklar�n, deyimve kavramlar� daha yayg�n �l��de kulland�klar� do�rulamaktad�r. (Gerstle. 1982) Ba�ka bir anlat�mla, konu�may� ��renme gem, biyolojik, hem de sosyo – k�lt�rel de�i�kenlere ba�l�d�r. Benzen bir durum, �ocu�u bili�sel (cognitive), ahlaki (moral), davran��sal (behovioral), sosyal (social), duygusal (emotional), bedensel (physical) geli�imi i�inde ge�erlidir. Bu bilgilerin �����nda geli�im k�saca, organizman�n d�llenmi� yumurta a�amas�ndan ba�layarak ya�am boyu ge�irdi�i ��k y�nl� iyile�me ve yetkinle�me s�reci olarak tan�mlanabilir. Geli�imin Kritik D�memleri Geli�im, bio – fizyolojik ve sosyo – psikolojik s�re�lerin kar��l�kl� olarak etkile�mesinin �r�n�nd�r. Buna g�re bireyin belli bir ya�ant� deneyimini edinilebilmesi i�in belli bir yeterlik d�zeyine ula�mas� gerekmektedir. Burada belirleyici etken, zamand�r. Geli�im s�recinde bireyler g�receli olarak farkl� �zellikler g�stermekle birlikte, zaman de�i�kenine g�r, belli ya�l� gruplar�nda ortak ki�ilik �zellikleri de bulunmaktad�r. �rne�in bireyin bili�sel, dil yada ahlaki geli�iminin kal�tsa ve �evresel de�i�kenlere g�re, bir �l��de farkl� olmas� do�ald�r. Ancak kategorik olarak, normal ko�ullarda her bireyin ya� de�i�kenine g�re, belli bir geli�me evresinde ula�t��� kabul edilmektedir. Geli�imin kritik d�nemi olarak tan�mlanan bu evrelerde, bireyler belli ��renme ya�ant�lar�na , bir �nceki evreye oranla daha uygun ve haz�r konumda bulunurlar. ��renme ya�ant�lar�n�n desenle�mesi ve standardize edilmi� programlar�n haz�rlanmas�, geli�imin kritik d�nemleri kavram� ile ili�kilidir. Bu nedenle ��retmenler ve anne – babalar �ocuklar�n e�itimde her kritik d�nemin �zelliklerine uygun bir ��retme – ��renme stratejisi benimsemelidir. �rne�in kas ve kemik geli�iminin yan� s�ra, zihinsel a��dan belli bir geli�mi�lik d�zeyine ula�amayan �ocu�un y�r�meyi ��renemeyece�i bilinmelidir. Ayn� �ekilde, zihinsel ve sosyal geli�im a��s�ndan belli yoksunluklar i�inde bulunan �ocuklar�n, ��renmede baz� g��l�kler kar��la�abilecekleri uzak tutulmamal�d�r. Geli�imin Temel �lkeleri Her bireyde geli�imin ortak baz� ilkelere g�re olu�ur. Bu ilkeler a�a��da gibi s�ralanabilir. 1. Geli�me, genetik ve �evresel de�i�kenlerin kar��l�kl� etkile�iminin �r�n�d�r. Genetik ara�t�rmac�lar g�z rengi, cinsiyet, beden bi�imi, boy, zeka gibi bir ��k yap�sal �zelli�in kal�tsal etkenlere ba�l� oldu�unu g�stermektedir. Ancak kal�t�m yoluyla getirilen bir �ok �zelli�in �evresel de�i�kenlere g�re bi�imlendi�i de bir ger�ektir. �rne�in kal�tsal zeka potansiyelinin uygun e�itim ya�ant�lar�yla desteklenmemesi halinde, yeterince geli�medi�i bilinmektedir. �te yandan boy ve kilo gibi bir �ok fiziksel �zelli�in geli�imi, yeterli ve dengeli beslenmeye ba�l�d�r.
2. Geli�im ya�am boyu s�rer. Geli�imi belli a�amalara b�l�nm�� ve her biri, �nceki a�amalar�n birikimlerine dayal� olarak olu�an bir s�re� i�inde ger�ekle�ir. Ba�ka bir anlat�mla geli�im, organizman�n do�um �ncesi evreden ba�layarak �l�m�ne dek ge�en zaman dilimi i�inde helezonik halkalar �eklinde olu�an ve birbirini izleyen s�re�lerin toplamad�r.
3. Geli�imin kritik d�nemlerine �zg� karakteristik �zellikleri, hem d�zenli hem de s��ramal� seyir i�inde ger�ekle�ir. �rne�in, �ocu�un duyusal ve dilsel geli�imi artt�k�a, konu�mas� da geli�irken, y�r�menin ba�lad��� a�amada konu�ma yeterli bir �l��de duraksar. �te yandan alg�sal ve zihinsel geli�me, ahlaki geli�imin �nko�ulunu olu�tururken, �ocuklar i�inde bulunduklar� sosyal �evre ko�ullar�na ba�l� olarak ahlaki a��dan farkl� geli�im �zellikleri g�sterirler.
4. Geli�im i�ten d��a, ba�tan aya�a do�rudur. Do�um �ncesi evreden ba�layarak, �ncelikle ba��n ve s�ras�yla g�vde, kol ve bacaklar�n geli�ti�i, ayn� �ekilde i� organlar�n geli�imini, bedende �ekil veren d��sal geli�imin izledi�i bilinmektedir.
5. geli�im genelden �zele, b�t�nden par�aya, do�rudur. Geli�im s�resince de �nce bedenin ana b�l�mleri olan ba�, g�vde, kol ve bacaklar olu�makta, daha sonra bu organlar� belli bir etkinlikte kullanmay� sa�layan ince kaslar�n geli�imi ba�lamaktad�r. �nce �ocuklar belli bir geli�im a�amas�nda, sadece ellerini bir b�t�n olarak kullan�rken, inde kaslar�n geli�imi ile parmaklar�n� kullanmaya ba�lamaktad�r.
6. geli�im �zellikleri ayr�lmaz bir b�t�nl�k olu�turur. Geli�im alanlar� kar��l�kl� olarak birbirlerini etkilemektedir. �rne�in �ocu�un zihinsel geli�imi, dil geli�imi hem etkilemekte hem de ondan etkilenmektedir. Ayn� �ekilde �ocu�un sosyal geli�imi, zihinsel ve ahlaki geli�imi hem nedeni, hem de sonucu olmaktad�r. �u hald� t�m geli�im alanlar�, i� i�e ge�mi� bir etkile�im �r�nt�s�d�r.
7. geli�im kritik d�nemleri vard�r. Organizma, belli bir zaman diliminde baz� geli�im alanlar�nda, nispeten para metrik bir evrimle�me i�inde bulunur. Bu d�nemlerde birey, belli ��renme ya�ant�lar�na ve �evresel etkilere daha bir hale gelir. �rne�in 0 – 3 ya� grubu i�inde, �ocu�un temel g�ven, sevgi ve kabul g�rme g�d�lerinin doyurulmas�, ileri ya�larda �zerk ve ba��ms�z bir bireyselle�me yetkinli�ine ula�mas�na neden olur. Dolay�s�yla bu d�nemde �zerkle�me ve bireyselle�me �abalar�n� yeti�kinlerce engellenmesi ise, bireyin sosyal geli�imini olumsuz y�nde etkiler. �u halde ger�ek duygu ve d���ncelerini yans�tma yeterli�inden yoksun b�rak�lan engellenmi� �ocuklar�n, ba��ml� edilgen, hatta nevrotik bir ki�ilik yap�s�na sahip olmalar� anla��l�r bir durumdur. Psiko – analitik yakla��ma g�re, belli bir psiko – sosyal geli�imi olumsuz y�nde etkiler. �u halde ger�ek duygu ve d���ncelerini yans�tma yeterli�inden yoksun b�rak�lan engellenmi� �ocuklar�n, ba��ml� edilgen, hatta novrotik bir ki�ilik yap�s�nda sahip olmalar� anla��labilir bir durumdur. Psiko – analitik yakla��ma g�re, belli bir psiko sosyal geli�im evresine �zg�n gereksinimlerin kar��lanamamas�, bu d�neme tak�lmaya neden olur. Bu t�r bireyler, bir sonraki geli�im d�nemine �zg� yeterlilikleri g�steremedikleri i�in, duygusal ve d���nsel a��dan geli�emezler. Bireylerde ergenlik ya da yeti�kinlik d�nemlerinde g�zlenen davran�� bozukluklar�n�n nedenleri de, �ocuklukta yeterince kar��lanamayan bu t�r ego gereksinimlerinde aranmal�d�r.
8. geli�im bireysel farkl�l�klar g�sterir. Her bireyin genotipi ve fenotipi fark� oldu�u i�in, geli�im s�reci de farkl�d�r. Bu nedenle �ocuklar�n geli�imi s�resince baz� benzer �zelliklerin yan� s�ra, kal�tsal miraslar�n ve etkile�imin �r�nt�lerinin farkl�l��� nedeniyle baz� ayr�l�klar g�stermeleri de do�al kar��lanmal�d�r. B�y�me B�y�me geli�ime oranla, daha dar kapsaml� bir kavramd�r. Bedenin boy kilo, ve bi�im olarak artmas� anlam�na gelen b�y�me, biyolojik kal�t ve �evre fakt�rlerine ba�l� olarak de�i�ik h�z ve yo�unlukta ger�ekle�ir. D�. Dr. Ayhan Ayd�n. Geli�im ��renme Psikolojisi (s. 1 – 6) An� yay�nlar�, Ankara 1999B�Y�MENIN DEGERLENDIRILMESI B�y�menin de�erlendirilmesi, �ocuk sa�l��� ile ilgili �al��malar�n en �nemli unsurudur. Fizyolojik, psikolojik, sosyal problemler b�y�meyi negatif y�nde etkiler. B�y�menin de�erlendirilmesinde en �ok kullan�lan ara�, b�y�me grafikleridir. 1963 ten 1975 e kadar 0-18 yas aras�ndaki 20000 Amerikal� �ocuktan USA NCHS (National Center for Health Statistics) b�rosu taraf�ndan toplanan bilgilerden olu�turulan Standart B�y�me Grafikleri, D�nya Sa�l�k �rg�t� taraf�ndan ilk 5 yas i�in Internasyonal B�y�me Standart olarak kabul edilmi�tir. �yi beslenmi� ve sa�l�kl� Amerikal� �ocuklardan derlenmi� olan bu bilgiler, d�nyan�n geri kalan k�sm�ndaki pop�lasyona benzemezse de geli�mi� ve geli�mekte olan �lkelerdeki b�y�me farkl�l�klar�n�n genetik farkl�l�ktan �ok, nutrisyonel durumu aksettirdi�i kabul edilmektedir. NCHS standartlar�, k�sa boylu g��men ebeveynlerin ilk jenerasyon Amerikal� �ocuklar� i�in kullan�lm��t�r. Bu �ocuklarda, daha iyi beslenme ile ebeveynlerinden daha iyi b�y�me ve geli�me sa�lanm��t�r. 4 standart b�y�me grafi�i yayg�n olarak kullan�lmaktad�r. 1) Yasa g�re a��rl�k, 2) Yasa g�re boy, 3) Yasa g�re bas �evresi, 4) Boya g�re a��rl�k. Her grafik 7 persentil e�risinden olu�ur. Bu e�riler 0-18 yas aras�ndaki �ocuklar�n a��rl�k, uzunluk (boy) ve bas �evresi de�erlerinin da��l�m�n� g�sterir. Boy veya a��rl�k olarak �l��len antropometrik say�lar, pop�lasyon i�inde normal olarak da��l�rlar. Yeteri kadar b�y�k �rnek verildi�inde X ekseni �zerine boy veya a��rl�k de�eri, Y ekseni �zerine de frekans� (ayni boy veya a��rl�kta olan �ocuklar�n �ayisi) konularak grafik �izildi�inde �an e�risi olu�ur. Bu �an e�risi normal veya Gaussian da��l�m� g�sterir. �deal �an e�risinde e�rinin tepesi �rnek de�erlerinin aritmetik ortalamas�na uyar. E�rinin tepesi medyan (Standart) de�eri g�sterir. medyan de�er, observe edilen de�erlerin %50 sinin �zerinde, %50 sinin alt�ndad�r. Mediandan uzakla�an normal de�erler, �an e�risinin geni�li�ini olu�tururlar. Bu de�erlere matematiksel olarak Standart Deviasyon (SD) adi verilir. SD, normal s�n�rlar kavram�na i�aret eder. Ortalama de�erin 1 SD alt� (k�����) (-) ile 1 SD �st� (b�y���) (+) aras�nda bulunan de�erler t�m �rneklerin takriben %68 ini i�erir. (-) 2 SD ile (+) 2 SD laf aras�nda bulunan de�erler ise t�m �rneklerin %95 ini i�erir. Tek �l��m yap�ld���nda bu �rne�in, medyandan ne kadar uzakla�t��� � SD lafla ifade edilir. Bu �ekilde bir say�sal �rne�in t�m pop�lasyonun �yesi olup olmad��� ihtimali hesaplanm�� olur. Normal Olarak Da��lm�� Say�lar�n Normal S�n�rlar� ve SD ile ili�kisi Normal s�n�rlar Say�n�n Normal s�n�rlar ��ine Girme �htimali SD % SD % � 1 68.3 >,= 1 16 � 2 95.4 >,= 2 2.3 � 3 99.7 >,= 3 0.13 Sa�l�kl� erkek �ocuklar�n �l��m� ile olu�mu� bir pop�lasyonda bir �ocu�un boyu 2 SD �zerinde bulunuyorsa, bu �ocu�un bu pop�lasyona ait olma ihtimali % 2.3 ten daha azd�r. Bu �ocuk, erken pubertesi olan erkek �ocuklar�n bulundu�u ba�ka bir pop�lasyona ait olabilir. Bir bireyin, bir pop�lasyonla ili�kisini g�steren bir ba�ka y�ntem, persentillerin kullan�lmas�d�r. Persentil, bir pop�lasyonda ayni �l��ye sahip olan bireylerin olu�turdu�u "y�zde bir " dilimidir. Persentilin l�gat anlam�; ayni �l��deki bireylerin frekans toplamlar�n�n olu�turdu�u y�zde bir dilimine tekab�l eden "X" k�ymetidir. �rne�in, boyu 96 cm olan 3 yas�ndaki erkek �ocuk pop�lasyonunum (frekans toplam�n�n) olu�turdu�u %1 dilimine tekab�l eden "X" k�ymeti 50 inci persentil dir. 3 yas�ndaki �ocu�un 50 inci persentil deki boy de�eri 96 Cem’dir. 50 inci persentil de�eri medyan (orta) de�erdir. �ocuklara ait boy de�erlerinin %50 si bu de�erin �zerinde, %50 si bu de�erin alt�ndad�r. �rneklerin �o�u 50 inci persentil de toplan�r. Bu de�ere "standart de�er " adi verilir. Yukar�daki �rne�e g�re 3 yas�ndaki erkek �ocu�unun standart boyu 96 cm dir. Bu bilgilere g�re standart b�y�me grafiklerinin yorumlanmas�, a�a��daki �rneklerde verildi�i gibidir. �rnek 1: 9 ayl�k bebe�in a��rl��� 8,5 kg ise, bu de�er "yasa g�re a��rl�k" grafi�inde 25 inci persentil e�risini keser. bebe�in a��rl��� 25 inci persentil de olup, 9 ayl�k bebeklerin boy de�erlerinin %25 inden daha a��r, %75 inden daha hafiftir. �rnek 2: 9 ayl�k bir bebek 11 kg ise o zaman bu de�er, 95 inci persentil e�risini keser. Bu de�er, bebe�in a��rl���n�n, akranlar�na ait a��rl�k de�erlerinin %95 inden daha fazla oldu�unu g�sterir. Boya g�re a��rl�k grafikleri ayni �ekilde haz�rlanm��t�r. Bu e�riye g�re 125 cm olan bir k�z �ocu�unun standart a��rl��� (50p) 24 kg dir. NCHS grafikleri, adolesanlar i�in uygun de�ildir. ��nk�, pubertenin ba�lang�� yas� geni� varyasyonlar g�sterir. Bu grafikler, pubertesi gecikmi� bir gen� i�in yas�na g�re d���k persentil de�eri verebilir. Halbuki bu gencin uzama potansiyeli fazlad�r. Ayni e�riler, pubertesi ilerlemi� bir gen� i�in yas�na g�re y�ksek persentil de�eri verir. Bu de�er bu gen� i�in yan�lt�c� olabilir. ��nk� uzama potansiyeli azalm��t�r. Bu e�rilerin n�merik de�erleri, tablolarda verilmi�tir. Ancak e�riler daha pratiktir. ��nk� ge�en zaman i�erisinde b�y�me daha kolay de�erlendirilir. De�i�ik tipte b�y�me bozuklu�u (Don, Turnem, Klinefelter sendromlari ve Akondroplazi gibi) olan Amerikali �ocuklar i�in �zel grafikler gelistirilmistir.
B�y�me ve Geli�im
B�Y�ME: v�cut kitlesinin artmas�d�r. Bu art�� yeni h�crelerin olu�mas� ya da b�l�nmesiyle ilgilidir, di�er bir ifadeyle yap�sal art�� denebilir. B�y�me vucutta meydana ger�ekle�en de�i�melerin say�sal olarak kontrol edilebilmesi anlam�na gelir. V�cut sadece d�� g�r�n���yle de�il i� yap�sal olarak da b�y�me g�sterir. B�y�me kendi yap�s�nda boy ve a��rl�k olarak da de�erlendirmelere gider. �rne�in: yeni do�an bir bebe�in 3-4 g�n i�erisinde su kayb� nedeniyle do�um a��rl���n�n %10’nunu yitirmektedir.bu a��rl���n� gelecek 10 g�n i�erisinde tekrar kazan�r. Yeni do�mu� bebekler 3200gr. �le 3400gr. a��rl���ndad�r. En h�zl� b�y�me do�um �ncesinde do�um sonras� ilk bir y�l i�erisinde bundan sonra yava�lamaya ba�lar ve ergenlik d�neminde 13-20 ya�lar� aras�nda tekrar bir h�z kazan�r.bu a��rl�k kriterleri 3’er ayl�k d�nemlere ayr�lm��t�r. 1- 1. 3. ayda 22-25gr. 2- 2. 3. ayda 20-22gr. 3- 3. 3. ayda 15-18gr. 4- 4. 3. ayda 12-15gr. Bu a��rl� kriterleri k�z ve erkeklerde farkl�l�k g�sterir. �ocuklarda boy hesaplamalar� ayl�k olarak ��karmak �ok zordur. Boy a��rl�k gibi ilk bir y�l i�erisinde h�zl� ikinci ya� d�neminin sonlar�na do�ru yava�lamaya ba�lar. �ocuklarda boy art��� a�a��daki gibi ��kar�lm��t�r. 0+12 aylar 50cm. 1. 3. ayda erkeklerde 10, k�zlarda 9cm. 2. 3. ayda erkeklerde 6 , k�zlarda 6cm. 3. 3. ayda erkeklerde 5, k�zlarda 5cm. 4. 3. ayda erkeklerde 4, k�zlarda 4cm. Bunun yan�nda ba�,g���s, mide ,karaci�er,di�,kemik ve ba�-vucud,ba�-ayak, oturma uzunlu�u-boy uzunlu�u art��lar�n� da kontrol eder. B�y�meye etki eden fakt�rler b�y�me sorunlar�: 1- �rk 2- iklim 3- sosyo-ekonomik stat� 4- psikoloji 5- kal�tsal etkenler 6- yap�sal gecikmeler 7- interauterin b�y�me gerili�i 8- kronik hastal�klar 9- endokrin bozukluklar 10- kromozom anomalileri 11- iskelet sistemi bozuklar�GEL���M: Sadece say�sal verileri ve �l��mlerle a��klanamayan bir�ok yap� ve i�levi b�t�nle�tiren ileriye do�ru karma��k bir olgudur. Bu b�t�nle�me nedeniyle geli�imdeki bir evre kendinden sonra gelen evreyi do�rudan yada dolayl� olarak etkilemektedir. B�y�me de geli�imin bir alt ara�t�rma b�l�m�n� olu�turmaktad�r.�ocuklarda belli geli�im d�nemlerinde ortak olan e�ilim ve davran�� kal�plar� bulunmaktad�r. Bu nedenle geli�im belli d�nemlere ve belli ana ba�l�klara ayr�lm��t�r. Bunun nedeni geli�imi daha iyi tan�mlamak ve daha rahat inceleyebilmektir. Son y�llara kadar do�um �ncesi pek dikkate al�nmamaktayd� fakat yap�lan ara�t�rmalar sonucu do�um �ncesi d�nemlerin do�rudan yada dolayl� olarak do�um sonras� d�nemleri etkiledi�i g�r�lm��t�r. B�t�n davran��lar temel biyolojik yap� i�erisinde ger�ekle�ir. Bu nedenle biyolojik yap� hakk�nda ne kadar �ok bilgi sahibi olursak davran��lar� anlamam�z ve yorumlamam�z o derece kolay olur. �ocukta bu biyolojik yap�da meydana gelen de�i�meler davran��lar�na direkt etkilenir. Bu biyolojik de�i�imler kal�t�m ve cevre fakt�r�n�n etkisi alt�ndand�r. Geli�imde b�t�n �ocuklar ayn� s�ray� izlerler fakat s�resi ve h�z� �ocuktan �ocu�a de�i�mektedir. Bir �ocuk bu evrelerden birine erken girmi� di�er �ocuklara g�re becerileri daha fazla geli�mi�se bunu di�er evrelerde s�re ve beceri bak�m�ndan s�rd�r�r ve di�er �ocuklara oranla daha h�zl� bu evreleri ge�er. Geli�imi 5 temel kavramla �zetlenebilir: 1- Geli�im dinamik bir olgudur. 2- Geli�im genetik bireyselli�in bir sonucudur. 3- Geli�im giderek artan bir �zelle�me s�recidir. 4- Geli�imde denge vard�r. 5- Geli�im art arda g�r�len d�zenli bir s�re�tir. Geli�imde g�r�len evreler: 1- Do�um �ncesi (prenatal) d�nem: d�llenmeden sonra 9 ay 10 g�n s�rer. �� evreye ayr�l�r. a) Ovum evresi: d�llenmeden 2. hafta sonuna kadar b) Embriyo evresi: 2. hafta sonundan 8. haftaya kadar c) Fetus evresi: 3. aydan do�uma kadar 2- Do�um sonras� (postnatal) d�nem: a) Yeni do�an bebek: 0-4 hafta b) Bebeklik : 4. hafta-2.y�l c) �lk �ocukluk: 2-6 y�l d) Son �ocukluk: 6-11 y�l (k�zlarda 6-11),(erkeklerde 6-13) e) Ergenlik : 11-20 (k�zlarda 11-20),(erkeklerde 13-20) Not: Unesco de�erleri yukar�daki de�erlerden farkl�d�r. Bebek ve �ocuktaki geli�imi daha iyi izleyebilmek ve anlayabilmek i�in yukar�daki d�nem ve evreleri a�a��daki alt yap�larla incelenmektedir. Bedensel geli�im: Bedensel yani fizyolojik yap�n�n g�sterdi�i de�i�im ve ilerlemeleri inceler. Bedensel geli�im �ocu�un b�y�mesiyle do�rudan ili�kilidir. Bili�sel geli�im: Do�an bir bebek devaml� bir ilerleme g�sterir. Bedenen g�sterdi�i geli�me sayesinde �ocuk d�nyay� ve �evresini anlamaya ve alg�lamaya ba�lar ve bu sayede zihinsel faaliyetlere ba�lam�� olur. Bu zihinsel faaliyetleri bili�sel geli�im i�erisinde al�yoruz. Motor geli�im: Hareket anlam�na gelmektedir. Bedensel,zihinsel geli�imle meydana gelen geli�mi� motor hareketlere ba�layan �ocu�un beden ve zihinsel faaliyetin ba��nt�s�n� ortaya koyar. Dil geli�im: Fizyolojik ve zihinsel olarak geli�en bebek d�nyay� anlamaya ve alg�lamaya ba�lad���ndan tepki vermeye ba�lar. D�nya ile ileti�imini a�lama a�amas�ndan dile d�ner. Sosyal geli�im: Her y�n�yle geli�en bebek bir �evre i�erisinde yer al�r ve bulundu�u ortama ayak uydurmaya �al���r. Bu �abas�n� sosyal geli�im olarak incelenir. Her ne kadar geli�im ve b�y�me farkl�da olsa da bir birinden ba��ms�z de�ildir ve benzer �zellikler ta��r. 1- B�y�me ve geli�im belirli d�nemlerde h�zlan�r yada yava�lar. 2- B�y�me ve geli�im de belirli bir s�ra vard�r. 3- B�y�me ve geli�imde ileriye d�n�kt�r.
Not:�niversite notlar�ndan derlenmi�tir.
http://www.sinifogretmeniyiz.biz , S�n�f ��retmenlerinin Kaynak Sitesi