öğrenilmiş çaresizlik adlı doküman sinifogretmeniyiz.biz sitemizin
kategorisinde yer almaktadır. Bu kategoride
dosyasına benzeyen başka dokümanlar dabulabilirsiniz. Bu kategori de ilkokul 1.sınıf, 2.sınıf, 3.sınıf, 4.sınıf ve ortaokul 5.sınıf, 6.sınıf, 7.sınıf, 8.sınıf dosya ve dokümanlarına ulaşabilirsiniz.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki hemen indir bağlantısına tıklamanız yeterlidir.
��REN�LM�� �ARES�ZL�K
��renilmi� �aresizlik kavram� ilk olarak Pennsylvania �niversitesinde hayvanlarla yap�lan ��renme ara�t�rmalar�yla tan�mlanm��t�r (Overmier ve Seligman, 1967; Seligman ve Maier, 1967). Seligman ve Maier (1967) ��l� deney deseni i�inde melez k�peklerle (mongrel dogs) yapt˝klar˝ �alý�mada �� farkl� k�pek grubunu, birinci grup ka�ma (escape group), ikinci grup ba�l� (�aresiz) (yoked group) ve ���nc� grup kontrol grubu olmak �zere k�pekleri, iki a�amadan olu�an iki farkl� deneysel i�leme tabi tutmu�lard�r. �lk a�amada birinci gruptaki k�peklere bir kutu i�inde ka�abilecekleri elektrik �oku verilmi�, kutu i�indeki bir pedala bast�klar�nda elektrik �oku kesilmi�tir. Bu gruptaki k�peklere �okun gelece�ini �nceden belirten herhangi bir ay�rdedici uyar�c� verilmeksizin 64 �ok verilmi� ve k�pekler bir ka� tekrardan sonra �oku durdurmay� ��renmi�lerdir.
• Deneye kat�lan ikinci gruptaki k�peklere ise birinci gruptaki k�peklerle ayn� �zellik ve say�da �ok verilmi�, ancak, deney ortam� bu gruptaki k�peklerin elektrik �okunu kesemeyece�i bi�imde d�zenlenmi�tir. Deneye kat�lan ���nc� grup k�peklere deneyin birinci a�amas�nda hi� bir i�lem uygulanmam��t�r. • Deneyin ikinci a�amas�nda, �� gruptan k�pekler ka�ma-ka��nma (escape-avoidance) e�itimine tabi tutulmu�lard�r. �ki b�lmeli bir kutuya konulan k�peklere elektrik �okundan bir dakika �nce ay�rdedici uyar�c� olarak ���k verilmekte ve kutunun elektrik �oku olan b�l�m�nden g�venli b�l�m�ne ge�en k�pekler �oktan kurtulmaktad�r. • Ka�ma ve kontrol gruplar�n�n aksine, �aresizlik grubundaki k�peklerin �aresizlik davran��� geli�tirdi�i g�zlenmi�tir. Bu gruptaki k�pekler elektrik �okundan ka�mak i�in �ok az �aba g�stermi�ler, bu durum g�d�lenmedeki eksiklik (motivational deficit) olarak de�erlendirilmi�tir. Ayr�ca bu gruptaki k�pekler �oku kesmek i�in herhangi bir ba�ar�l� davran�� g�sterememi�ler (bili�sel eksiklik (cognitive deficit)) ve kutu i�inde yatarak �okun gelmesini beklemi�lerdir (duygusal eksiklik (emotional deficit)). • ��renilmi� �aresizlik modeli, �aresiz gruptaki k�peklerin kutunun i�inde hi� bir ka�ma-ka��nma davran��� g�stermeksizin elektrik �oku verilmesini bekler hale gelmelerinin nedeni olarak k�peklerin kendi davran��lar�yla elektrik �okunun verilmesi aras�nda hi� bir ili�kinin bulunmad���n� ��renmelerine i�aret etmektedir. Bir ba�ka deyi�le, g�sterilecek hi� bir davran���n elektrik �okunu kontrol edemeyece�i konusundaki ��renme (kontrolsuzluk beklentisi), davran�� ve davran���n sonucu aras�nda bir ili�ki olmad��� konusunda gelece�e y�nelik bir beklenti olu�turmakta ve bu beklenti ya�am�n �e�itli y�nlerine genellenerek �aresizlik davran���n� ortaya ��karmaktad�r (Peterson ve Seligman, 1984). • ��renilmi� �aresizlikle ilgili laboratuvar �al��malar� daha sonra kediler (Seward ve Humpery, 1967), bal�klar (Padilla, 1973), ve fareler (Maier, Albin ve Testa, 1973; Seligman ve Beagley, 1975, Lachman ve arkada�lar�, 1993) �zerinde de yap�lm�� ve k�pek deneylerindeki bulgulara benzer bulgulara ula��lm��t�r. B�ylece, ��renilmi� �aresizlik olgusunun belli bir t�re �zg� bir davran�� de�il, b�t�n t�rleri kapsayabilecek genel bir �zellik oldu�u anla��lm��t�r. • Hayvanlarla yap�lan �al��malar; ��renilmi� �aresizlik ara�t�rmac�lar�n� insan deneklerle laboratuvar ortam�nda �al��maya y�neltmi�tir (Fosco ve Geer, 1971; Thornton ve Jacobs,1971; Dweck ve Repucci, 1973; Hiroto,1974; Hiroto ve Seligman, 1975; Klein ve ark.1976; Griffith, 1977; Jones ve ark. 1977). Peterson ve Seligman (1984) insan deneklerle yap�lan iki paralel t�r ��renilmi� �aresizlik �al��mas�ndan s�z etmektedirler. • Birinci t�r �al��malarda, laboratuvar ortam�nda insan deneklerle temel ��renilmi� �aresizlik modeli ara�t�r�lm��t�r. Bu �al��malarda elektrik �oku yerine ��z�lemeyecek bulmacalar, kontrol edilemeyen �iddetli g�r�lt�ler ve benzeri problem durumlar� olu�turulmu� ve deneyler bu ortamlarda yap�lm��t�r. Overmier ve Seligman’�n (1967) ve Seligman ve Maier’in (1967) k�peklerle yapt�klar� �al��malara benzer �ekilde, Hiroto (1974), kontrol edilemeyen g�r�lt� uyar�c�s� vererek insan deneklerde ��renilmi� �aresizlik geli�imini ara�t�rm��t�r. Yine ��l� deney d�zene�i i�inde, deneyin birinci a�amas�nda, �aresizlik ve ka�ma olmak �zere iki denek grubu �ok y�ksek sese maruz b�rak�lm��t�r. Birinci gruptaki denekler do�ru d��meyi bulup bast�klar�nda ses kesilmekte, ancak, ikinci grupta hi� bir d��me, sesi kontrol edememektedir. Deneyin ikinci a�amas�nda her �� gruptan denekler y�ksek �iddette g�r�lt�ye maruz b�rak�lm��lard�r. �aresizlik grubundaki denekler hayvan deneylerinde oldu�u gibi hem kontrol grubuna hem de ka�ma grubuna g�re daha y�ksek oranda �aresizlik davran���nda bulunmu�lar, g�r�lt�y� kontrol edebilecekleri halde kontrol etme y�n�nde �ok az �aba g�stermi�lerdir. �nsanlarda ��renilmi� �aresizlik geli�imiyle ilgili bu bulgular, �e�itli ara�t�rmalarca da desteklenmi�tir (Fosco ve Geer, 1971; Thornton ve Jacobs, 1971; Dweck ve Repucci, 1973; Hiroto ve Seligman, 1975; Klein ve Arkada�lar�, 1976; Griffith, 1977ve Jones ve arkada�lar�, 1977). • �nsan ve hayvan deneklerle laboratuvar ortam˝nda yap�lan �al��malar�n bir sonucu olarak ortaya ��kan ��renilmi� �aresizlik modeli, �e�itli davran��lar�n a��klanmas�nda �nemli bir rol oynam��t�r. ��renilmi� �aresizlik modeline g�re, davran�� ile sonucu aras�nda ba�lant� olmad���n�n ��renilmesi, g�d�sel (motivational), bili�sel (cognitive) ve duygusal (emotional) alanlarda bozukluklar ortaya ��kartmaktad�r. G�d�sel alandaki bozukluk, istemli davran��larda azalmayla kendini g�stermektedir. Ortaya ��kan bili�sel bozukluk ise, yap�lan davran���n bir sonu� ortaya ��karabilece�ini ��renmede g��l�kle kendini g�stermektedir. Birey, davran���n�n sonucunda ortaya ��kabilecek olas� olumlu ve olumsuz sonu�lar� de�erlendirmekte g��l�kler ya�amakta, sonucu kontrol etme konusundaki olas� se�eneklerini de�erlendirememekte ve bunun sonucunda da bireyin d���nsel s�recinde bir t�kan�kl�k ortaya ��kmaktad�r. �rseleyici bir olayla kar�� kar��ya kalan bir insan e�er bu olay� davran��lar�yla kontrol edemiyorsa, kontrol etme �abalar�, yerini belirgin bir ��k�nt� duygusuna b�rakmaktad�r. Bu durumun uzun s�re devam etmesinde ise genel bir ��kk�nl�k durumundan (depression) s�z edilmektedir (Roth ve Bootzin, 1974). Bu ��kk�nl�k durumu duygusal bozukluk olarak nitelendirilmektedir. • ��renilmi� �aresizlik modeli, davran��lar�n sonu�lar�n� kontrol edememe nedeniyle ortaya ��kan bu ��kk�nl�k durumuna bir a��klama getirmesi nedeniyle bir depresyon modeli olarak nitelendirilmi�tir. Bu g�r�� ara�t�rma bulgular�yla da desteklenmi� ve �aresizli�in depresyonla ili�kisini inceleyen �al��malar �aresiz davran�� g�steren bireylerin depresyon seviyesinin de y�ksek oldu�unu g�stermi�tir (Nolen-Hoeksema ve ark., 1986; Peterson ve ark.,1985; Peterson ve Seligman, 1984; Gotlib, 1984; Depue ve Monroe, 1978). • Orijinal �aresizlik modeli olarak adland�r�lan bu ilk modele g�re, organizman�n sadece kontrol edilemeyecek durumlara maruz b�rak�lmas� �aresizli�in ortaya ��kmas� i�in yeterli de�ildir. Bunun yerine, �aresizli�in geli�imi i�in sonucun kontrol edilemeyece�ine bireyin inanmas� gerekmektedir. E�er birey belli bir davran��� g�stermenin sonuca hi� bir etkisinin olmad���na inan�rsa o davran��� g�sterme s�kl���nda azalma ortaya ��kacakt�r. • �kinci t�r �al��malarda ise, ��renilmi� �aresizlik hipotezi insanlarla ilgili �e�itli durumlar� a��klamak i�in kullan�lm��t�r. Akademik ba�ar� ve sosyal ba�ar�s�zl�k (Early ve Barrett, 1991; Ayd�n, 1988a; Ayd�n, 1988b; Fowler ve Peterson, 1981; Goetz ve Dweck, 1980; Andrews ve Debus, 1978; Dweck, 1975;), Sosyal ba�ar� e�itimi ve sosyal beceri e�itiminin ��renilmi� �aresizli�in ortadan kald�r�lmad�na etkisi (Ayd�n, 1985), depresyon (Curry ve Craighead, 1990; Nolen-Hoeksema ve ark., 1986; Peterson ve ark.,1985; Peterson ve Seligman, 1984; Gotlib, 1984; Depue ve Monroe, 1978), akademik ba�ar� ve s�nav kayg�s� (G�ndo�du, 1994; Fincham, Hokoda ve Sanders, 1989; Lavelle ve arkada�lar�, 1979) ya�lanma ve hastal�k (Ayd�n, 1993; Peterson,1988; Peterson ve Seligman, 1987), kayg� (Ahrens ve Haaga, 1993; Fincham ve ark., 1989) ve uzun s�reli yoksunluk (Mal ve ark., 1989) bu alanlardan baz�lar�d�r. • G�zden Ge�irilmi� �aresizlik Modeli: Abramson, Seligman ve Teasdale (1978) yukar�da a��klanan orijinal �aresizlik modelini g�zden ge�irerek d�rt alanda yetersiz oldu�unu ileri s�rm��lerdir. Modelin ilk yetersizli�i olarak, �aresizlik davran���n�n ne zaman s�re�en veya ge�ici oldu�unu a��klamamas�n� g�stermi�lerdir. �kinci olarak, orijinal model, �aresizlik davran���n�n ya�am�n di�er alanlar�na hangi durumlarda genellendi�ini hangi durumlarda sadece o duruma �zg� oldu�unu a��klamamaktad�r. Orijinal modelin ���nc� yetersizli�i olarak bireylerdeki benlik sayg�s� yer almaktad�r. Bu model �aresizlik ya�ant�s� ge�iren bireylerin �aresizlik davran��� yan�nda ayn� zamanda benlik sayg�s�nda azalma veya yok olman�n nedenini ortaya koyamamaktad�r. Son olarak, orijinal model �aresizlik e�ilimi konusundaki bireysel farkl�l�klar� dikkate almam��t�r. • Abramson, Seligman ve Teasdale (1978) daha sonra orijinal �aresizlik modelinin bu yetersizliklerinin ortadan kald�rmak �zere modeli yeniden y�kleme kuram�na dayanacak bi�imde yeniden form�le etmi�lerdir. Yeni modele g�re, birey herhangi bir kontrols�zl�k durumuyla kar��la�t���nda, kendi kendine neden �aresizlik ya�ad���n� sormaktad�r. Bireyin, nedenle ilgili olarak yapt��� a��klama (causal attribution), ya�anan �aresizlik sorununun ya�am�n �teki alanlar�na da genellenip genellenmeyece�ini ve s�re�en olup olmayaca��n� tayin etmektedir. Bir ba�ka deyi�le, g�zden ge�irilmi� �aresizlik modeli, �aresizlik ya�ant�s�n� nedensel y�kleme modeliyle a��klamaktad�r. Bu modelde �aresizli�e neden olan durumla ilgili olarak yap�lan bu a��klaman�n, bireyden bireye de�i�ti�i ve her bir bireyin kendine �zg� bir y�kleme bi�imine (attributional style) sahip oldu�u da �ng�r�lm��t�r. �aresizli�e yatk�nl�k konusundaki bireysel farkl�l��� a��klamak amac�yla da olumsuz olaylar� i�sel, s�rekli ve genel nedenlere y�kleyen, olumlu durumlar� ise d��sal, ge�ici ve �zel nedenlere y�kleyen bireylerin bunun tam tersi bir nedensel y�kleme e�ilimi g�steren bireylere g�re daha yo�un ve uzun s�reli �aresizlik sorunu ya�ayaca�� belirtilmi�tir. • Hem orijinal modelde, hem de yeniden form�le edilmi� ��renilmi� �aresizlik modelinde ��renilmi� �aresizli�in temel belirleyicisi olarak davran�� ve sonu� aras�ndaki uyu�mazl�k g�sterilmektedir. Bununla birlikte, Abramson, Seligman ve Teasdale’e (1978) g�re eski model davran�� ile sonucu aras�nda uyu�mazl�k olmas� durumunun hangi ko�ullarda gelece�e y�nelik bir �aresizlik beklentisine yol a�aca�� konusunda yeterince a��k de�ildir. G�zden ge�irilmi� modele g�re ise, bireyin davran�� ve sonu� konusunda yapt��� nedensel y�kleme, gelece�e y�nelik �aresizlik beklentisinin belirleyicisi olmaktad�r. Bu beklenti, �aresizli�in genelli�ini, kronikli�ini ve �aresizlik belirtilerinin t�r�n� belirlemektedir. • Her iki modelde de davran�� ile davran���n sonucu aras�nda ili�ki olmamas� durumu, �aresizli�i a��klamada temel nokta olarak g�r�nmektedir. Bununla birlikte, baz� durumlarda bir birey belirli bir davran���n sonucunu kontrol edemezken, di�erleri benzer durumda davran��lar�n�n sonucunu kontrol edebilmektedirler. Baz� durumlarda ise, birey belirli bir davran���n sonucunu kontrol edemezken, benzer bir durumda di�er bireyler de davran��lar�n�n sonucunu kontrol edememektedirler. Orijinal �aresizlik modeli bu iki farkl� durum aras�nda bir ay�r�m yapmamaktad�r. Bir ba�ka deyi�le, orijinal modele g�re davran���n sonucunun kontrol edilemedi�i her durumda �aresizlik belirtileri ortaya ��kmaktad�r. Abramson, Seligman ve Teasdale (1978) bireyin davran���n sonucunu kontrol edemedi�i ancak, �evresindeki ba�ka insanlar�n sonucu kontrol edebildi�i (bireysel �aresizlik) durumlarla, hem bireyin, hem de �evresindeki insanlar�n sonucu kontrol edemedi�i (evrensel �aresizlik) durumlar aras�nda bir ay�r�m yapm��lard�r. Ba�ka bir deyimle, evrensel �aresizlik durumunda birey davran���n sonucunu ne kendisinin ne de bir ba�kas�n�n kontrol edemeyece�ine inanmaktad�r. Bunun yan�nda, bireysel �aresizlik durumunda ise birey davran���n sonucunu sadece kendisinin kontrol etmede yetersiz kald���n� d���nmekte, kendisi d���nda herhangi bir ba�kas�n�n sonucu kontrol edebilme olas�l���n�n bulundu�una inanmaktad�r. • Abramson, Seligman ve Teasdale (1978) evrensel �aresizli�i bir kanser �rne�iyle a��klamaktad�rlar. �ocu�u l�semi olmu� bir baba, b�t�n �abalar�na ra�men �ocu�unu iyile�tirmeyi ba�aramam��t�r. Art�k yapabilece�i hi� bir �ey olmad���na inanmaktad�r. L�seminin tam olarak tedavi edilememesi nedeniyle ba�ka birisinin de yapabilece�i bir �ey yoktur. B�yle bir durumda, baban�n �ocu�unu iyile�tirmek i�in g�sterdi�i �aba belli bir s�re sonra azalmaya ba�layacak ve baba �aresizlik davran��� g�stermeye ba�layacakt�r. Bu durum evrensel �aresizlik olarak tan�mlanmaktad�r. • Benzer bir �rnekle, s�rekli ders �al��mas�na, hi� devams�zl��� olmamas�na, �zel dersler almas�na ra�men bir t�rl� ba�ar�l� olamayan bir ��renci, en sonunda ba�ar�s�zl���n nedeni olarak kendisini g�rmeye ba�lam��t�r. Ba�aramamas�n�n nedeni olarak, zek� seviyesinin dersleri ba�armas�na yetecek seviyede olmad���na inanmaktad�r. Derste ba�ar�l� olmak i�in gereken bir seviye vard�r ve baz� ki�iler bu seviyede ba�ar� g�stermektedir. ��renci ders �al��may� b�rakm��t�r. B�yle bir durumda bireyin ders �al��may� b�rakmas�yla kendisini g�steren �aresiz davran�� ise bireysel �aresizlik olarak a��klanmaktad�r. • Evrensel ve bireysel �aresizlik aras�ndaki �nemli farklardan birisi de benlik sayg�s�yla ilgilidir. E�er birey davran���n sonucunu kontrol edememe durumunun sadece kendisine �zg� bir durum oldu�unu, ba�kalar�n�n sonucu kontrol edebildi�ini d���n�rse benlik sayg�s� azal�r. Abramson, Seligman ve Teasdale (1978) evrensel ve bireysel �aresizlik ay�r�m�n�n kendisini benlik sayg�s� noktas�nda g�sterdi�ini belirtmektedirler. �nemle �zerinde durulmas� gereken nokta ise, hem orijinal model, hem de yeniden form�le edilmi� �aresizlik modeli evrensel ve bireysel �aresizlik ya�ant�s�n�n ikisinde de bili�sel ve motivasyonla ilgili sorunlar�n ortaya ��kaca��n� vurgulamaktad�rlar. ��renilmi� �aresizlik belirtileri bireyin, davran���n sonucunu kontrol edememek konusundaki inanc�n�n�n do�ru olmas� veya olmamas�ndan ve kontrol edilmesi gereken durumun �zelliklerinden ba��ms�z olarak ortaya ��kmaktad�r. • Yeniden form�le edilmi� ��renilmi� �aresizlik modeline g�re, �aresizlik belirtileri belirli bir duruma y�nelik olabilmesinin yan�nda bir �ok ya�ant�yla da ilgili olabilmektedir. �rnek olarak, derslerinde s�rekli ba�ar�s�zl�k ya�ayan ve ne kadar �aba g�sterirse g�stersin ba�ar�l� olamayan bir ��rencinin, ya�am�n�n sadece derslerle ilgili b�l�m�nde �aresizlik ya�ayabilmesi yan�nda, bu �aresizlik ya�ant�s�n� ya�am�n�n ba�ka bir �ok alan�na genelleyebilmesi olas�l��� da bulunmaktad�r. B�ylece birey, bu genellemenin sonucunda arkada�l�k ili�kilerinde, mesleki ya�am�nda, ya�am�n�n di�er bir �ok alan�nda �aresiz davran��lar g�sterebilir. �aresizlik ya�ant�s�n�n sadece belirli bir ya�ant�yla s�n�rl� olmas�, “duruma �zel” (situation specific) �aresizlik olarak de�erlendirilmektedir. Belirli bir durumda �aresizlik ya�ant�s�na maruz kalan bireyin bu ya�ant�y� ya�am�n�n di�er alanlar�na da genellemesi durumunda �aresizlik belirtileri “genel” (global) �aresizlik olarak de�erlendirilmektedir. • ��renilmi� �aresizlikde deneyimin s�resi de �aresizli�in ortaya ��k�p ��kmayaca��n� belirleyen �nemli noktalardan birisidir. Bir ba�ka deyi�le, �aresizlik belirtilerinin ortaya ��kmas�nda en �nemli boyutlardan birisi, bireyin kontrol edilemezli�in s�resiyle ilgili yapt��� nedensel y�klemelerdir. • Abramson, Seligman ve Teasdale (1978) s�reyle ilgili yap�lan nedensel y�klemenin bireysel farkl�l�klar g�sterdi�ini belirtmekte ve ayn� duruma maruz kalan bireylerin farkl� nedensel a��klamalar yapabilece�ine dikkat �ekmektedirler. �aresizlik belirtileri bazen dakikalar, bazen de y�llarca s�rebilmektedir. E�er �aresizlik belirtileri g�rece daha uzun s�reli olursa bu durum �aresizli�in “s�re�en” (chronic) oldu�unu g�stermekte, daha k�sa s�reli olan durumlarda ise �aresizlik belirtileri “ge�ici” (transient) olarak de�erlendirilmektedir. Birey sonucunu kontrol edemedi�i bir duruma maruz kald���nda bu durumun nedeniyle ilgili bir a��klama yapmaktad�r. Bu a��klama gelece�e y�nelik davran��-sonu� ili�kisi beklentisini etkilemektedir. B�ylece, birey gelece�e y�nelik olarak s�re�en veya ge�ici, ya�am�n�n bir �ok alan�na genellenmi� veya sadece maruz kald��� duruma �zel �aresizlik belirtileri g�sterebilmektedir. Ba�ka bir ifadeyle, yap�lan nedensel y�klemelerden baz�lar� s�re�en olurken baz�lar� ge�ici, baz�lar� genel olurken de baz�lar� duruma �zeldir. • G�zden ge�irilmi� ��renilmi� �aresizlik modelinde, �aresizlik belirtilerinin s�re�en olmas� durumunda s�re�en (chronic) terimi yerine “de�i�mez” (stable) ve k�sa s�reli olmas� durumunda da “de�i�ebilir” (unstable) terimlerinin kullan�lmas� daha uygun g�r�lmektedir. Abramson, Seligman ve Teasdale (1978) �aresizlikte de�i�mez fakt�rlerin daha uzun s�reli oldu�unu ve tekrar edici (recurrent) �zellik g�sterdi�ini de�i�ebilir fakt�rlerin ise daha k�sa s�reli oldu�unu ve ge�ici �zellikler g�sterdi�ini belirtmektedirler. �rne�in, olumsuz bir olaya maruz kald���nda bireyin bu durumu (a) kontrol edecek yetenekten yoksun olma (i�sel-de�i�mez fakt�r) (b) �aba g�stermeme (i�sel-de�i�ebilir fakt�r) (c) maruz kal�nan durumu kontrol etmenin zorlu�u (d��sal-de�i�ebilir fakt�r) veya (d) �ans ya da kader (d��sal-de�i�ebilir fakt�r) durumlar�ndan herhangi birisiyle a��klamas� m�mk�n olur. • Abramson, Seligman ve Teasdale (1978) �aresizlik belirtileri g�sterme konusunda bireysel farklar oldu�unu belirtmi�ler ve olumsuz bir duruma maruz kald���nda bu durumu i�sel, de�i�mez ve genel bir nedensel y�kleme bi�imiyle a��klayan bireylerin tam tersi bir nedensel a��klama yapan bireylere g�re daha �ok �aresizlik belirtileri g�sterdiklerini iddia etmi�lerdir. Ara�t�rmac�lara g�re bu bireyler olumlu durumlarda ise tam aksine d��sal, de�i�ebilir ve duruma �zel bir nedensel y�kleme bi�imini kullanmaktad�rlar. • �zet olarak, g�zden ge�irilmi� ��renilmi� �aresizlik modeline g�re (Abramson, Seligman ve Teasdale 1978) davran��-sonu� aras�ndaki kontrol yoklu�unu i�sel, de�i�mez ve genel bir nedensel y�kleme bi�imiyle a��klamay� al��kanl�k haline getirmek, ya�am�n bir �ok alan�nda daha uzun s�reli �aresizlik ya�ant�lar�na neden olmaktad�r. • ��renilmi� �aresizlik modelinin nedensel y�kleme modeline d�n��mesini izleyen y�llarda Peterson ve Seligman (1984) y�kleme bi�imi (attributional style) yerine �aresiz a��klama bi�imi (helpless explanatory style) terimini kullanmaya ba�lam��lard�r. A��klama bi�imi, bireyin �zellikle olumsuz durumlara y�nelik tepkilerini etkileyen bir bireysel �zellik olarak ele al�nm��t�r. • Heider (1958) ve Weiner’in (1974) �al��malar� sonucu ortaya ��kan y�kleme kuram�na g�re birey, d�� d�nyay� bir nedensellik d���ncesi i�inde alg�lamakta ve davran��lar�, bir neden-sonu� ili�kisi i�inde ele almaktad�r. Y�kleme kuram�, bireyin davran���n� iki nedensel kaynaktan birisine; kendisine veya d��sal etmenlere y�kledi�ini belirtmektedir. ��renilmi� �aresizlik kuram�n�n bir nedensel y�kleme kuram�na d�n��t�r�lmesinden sonra (Abramson, Seligman ve Teasdale 1978) ��renilmi� �aresizlik kuram�, bireyin, bir kontrolsuzluk durumuna maruz kald��� zaman bu duruma nedensel bir a��klama getirdi�ini iddia etmekte, bu nedensel a��klaman�n bi�iminin de bireylerde �aresizlik belirtilerinin ortaya ��k�p ��kmamas�na neden oldu�u belirtilmektedir. Ayr�ca, bireyin �aresizlik ya�ant�s�nda, maruz kald��� durumun �zelliklerinden daha �ok bu duruma getirdi�i a��klama �n plana ��kmaktad�r. Bu nedenle, Peterson ve Seligman (1984) y�kleme bi�imi yerine a��klama bi�imi teriminin kullan�lmas� gerekti�ini belirtmi�ler ve bunu bireysel bir farkl�l�k olarak de�erlendirmi�lerdir. Sonu� olarak, g�zden ge�irilmi� ��renilmi� �aresizlik modeli, (Abramson, Seligman ve Teasdale 1978) kontrol�n olmamas� durumunu i�sel, s�rekli ve genel nedenlerle a��klama konusundaki al��kanl���n, bireylerde �aresizlik ya�ant�s�na neden oldu�unu �ne s�rmektedir.
Not:�niversite notlar�ndan derlenmi�tir.
http://www.sinifogretmeniyiz.biz , S�n�f ��retmenlerinin Kaynak Sitesi