öğrenmede ön öğrenmeler adlı doküman sinifogretmeniyiz.biz sitemizin
kategorisinde yer almaktadır. Bu kategoride
dosyasına benzeyen başka dokümanlar dabulabilirsiniz. Bu kategori de ilkokul 1.sınıf, 2.sınıf, 3.sınıf, 4.sınıf ve ortaokul 5.sınıf, 6.sınıf, 7.sınıf, 8.sınıf dosya ve dokümanlarına ulaşabilirsiniz.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki hemen indir bağlantısına tıklamanız yeterlidir.
��renmede �n ��renmeler
��RENME VE �OCUK Okullar , �ocuklar�n ve gen�lerin hayat boyunca ihtiya� duyacaklar� bilgi , beceri ve davran��lar� kazanmalar�na yard�mc� olmak amac�yla kurulmu� kurumlard�r. Bilgiler , beceriler, tav�rlar ve al��kanl�klar hep ��renme sonunda kazan�l�r. Bir insan�n b�t�n bunlar� kazanabilmesi i�in her �eyden �nce ��renmeye haz�r olmas� gerekir. ��renmeye haz�r olmak denilince de :�ocu�un zekas�, genel beden yap�s� ve sa�l���, ruhsal ve duygusal durumu gibi ki�ilik �zellikleri akla gelir. Bu sayd�klar�m�z�n her biri ��renme konusunda , olumlu ya da olumsuz y�nlerden ,e�it a��rl�kta rol oynarlar; etkilidirler. Bu nedenledir ki ana baba ve ��retmenler bir �ocu�u mutlaka bu y�nleriyle tan�mal� ,ne durumda oldu�unu bilmelidir. E�itim- ��retim i�i ancak b�ylece kolayla�aca�� ,verimli olabilece�i gibi ;��renme s�ras�nda kar��la��lan g��l�k ve engelleri do�uran nedenlerin neler oldu�unda daha kolay anla��l�r. Ayn� ya�taki �ocuklar�n ; zeka d�zeyleri , yetenekleri, b�y�me ve geli�me h�zlar�, ilgi ve ihtiya�lar� y�n�nden birbirlerinden farkl� olabileceklerini daha �ncede s�ylemi�tik. Bunun d���nda bir �ocu�un �e�itli yetenekleri aras�nda da farkl�l�klar bulundu�unu hepimiz biliriz. Bu nedenledir ki bir �ocu�un derste , her alanda ayn� derecede ba�ar�l� olmas� beklenmemelidir. Bu arda ��retmenlere d��en en �nemli g�rev : ��rencileri aras�ndaki ayr�l�klar� , bu farkl� �zellikleri g�z �n�nde bulundurmak ; her ��renciye kendi ihtiya� ve �zelliklerine uygun geli�me ve yeti�me olanaklar� sa�lamak , b�ylece her birini yeteneklerine g�re en �st�n d�zeyde yeti�tirmek olmal�d�r.(�apl�,Nisan 1993,syf 157-158) ��RENMEYE HAZIR BULUNU�LUK Haz�r bulunu�luk ,��rencinin belli bir hedef davran��a ula�mas� i�in kendine sunulan ��renim g�revini yapma yeterli�idir. Bir ��renim g�revini, beklenen edim d�zeyinde ge�ekle�tirebilmesi i�in ��rencinin, ��renim g�revinin gerektirdi�i olgunluk d�zeyine ula�m�� ve �n ya�ant�lar� kazanm�� olmas� gerekir. Haz�r bulunu�luk, bir ��renim g�revinin bir kesimine kar�� de�il, b�t�n�nedir. E�er ��renci, bir ��renim g�revinin, bir kesimini ��reniyor ,bir kesimini ��renemiyorsa, ��rencinin bu ba�ar�s�zl���nda ba�ka etkenler aramak gerekir.(Lahey,1978) Ko�ullu ��renme kuramlar�na g�re haz�r bulunu�luk, ��rencinin uyaranlara uygun tepkileri yapma ve bu tepkileri kendinde yerle�tirme yeterli�idir. ��renmenin olu�mas� i�in, ��rencinin uyarana gereken tepkiyi yineleyebilmesi ve peki�tirebilmesi gerekir. Karma��k bir konunun ��renilmesinde, konudan gelen uyaranlar�n haz�r bulunu�luk d�zeyine indirgenip yal�nla�t�r�lmas� ve yal�n uyaranlara gereken tepkinin verilmesi , ��rencinin yeterli�ine ba�l�d�r. ��renci bu yeterli�e ula�amam�� ise, programla�t�r�lm�� ��renme ile konu ��z�mlenerek daha yal�n uyaran tepki basamaklar�na indirgemelidir. Bu y�ntemle konu, ��rencinin haz�r bulunu�luk d�zeyine indirgendi�inde, zor konunun ��renilmesi kolayla��r. Bili�sel ��renme kuramlar�na g�re haz�r bulunu�luk, ��rencinin yeni bir konuyu alg�lamas�na gereken bili�sel �r�nt�y� geli�tirmesidir. ��rencinin ge�mi�te ��rendikleri, birbirini etkileyerek, bir alan olu�turur. Bu alan� olu�turan doku, ��rencinin bili�sel �r�nt�s�d�r. ��rencinin geli�tirdi�i bili�sel �r�nt�s�, ��renmesinin temelidir. Bili�sel �r�nt�n�n e�i�i konunun g��l�k d�zeyine uyamad���ndan ��renci, konuyu alg�layamaz. ��rencinin bili�sel �r�nt�s� yeni bir konuyu alg�lamaya yetmedi�inde, konunun ��renilmesi i�in gereken �n bilgi ve becerilerin , ��renci taraf�ndan kazan�lmas� gerekir. ��renci bu yeterli�e ula�maz ise, ��retilecek konu, b�t�nl��� bozulmadan, ��rencinin haz�r bulunu�luk d�zeyine uygun olarak anlaml� par�alara b�l�nmelidir. G�d�sel ��renme kuramlar�na g�re haz�r bulunu�luk, ��rencinin geli�im d�zeyidir. ��renci, do�u�undan ba�layarak her ya��nda, belli geli�im d�zeyine ula��r ve b�ylece ya��na uygun d�zeydeki konular� ��renmeye haz�r olur. Geli�im kusurlar� olan ��renci, ya��n�n gerektirdi�i tepkileri yapmada da kusurludur. ��rencinin, ��rendi�i konulara kar�� haz�r bulunu�lu�unda g�r�len kusurlar�n k�keni, geli�imde �ok �nemli olan ilk �ocukluk evresindeki geli�im bozukluklar�d�r. Bir konuyu ��renciye ��retebilmek i�in, ��rencinin geli�im d�zeyi iyi tan�nmal�d�r. �zetle ��renme kuramlar�, bir ��renim g�revini ��renebilmesi i�in ��rencinin yeterlik d�zeyinin, bili�sel �r�nt�s�n�n ve geli�im d�zeyinin, ��renim g�revinin d�zeyine uygun olmas� gerekti�ini savunurlar. Yeterlik, bili�sel �r�nt� ve geli�im d�zeyi, birbirini tamamlayan ve birbirinin yerine kullan�labilen terimlerdir. (Ba�aran,1997,syf 214)�N ��RENMELER�N HATIRLANMASINI SA�LAMA Yeni ��renmenin olu�umu i�in gerekli uyar�c�lar� vermeden �nce; yeni ��renmeyle ilgili olan �nceki ��renmeleri k�sa s�reli belle�e (i�leyen belle�e) geri getirilerek hat�rlanmas� sa�lanmal�d�r. B�ylece, �n ko�ul ��renmeler kullan�ma haz�r hale getirildikten sonra yeni ��renmelere ge�ilmeli, eski ve yeni ��renmeler aras�ndaki ili�kiler kurulmal�d�r. �rne�in; Skinner’in ��renmeye ili�kin g�r��lerini ��retme- ��renme durumlar�nda kullan�m�n�n i�lendi�i bir derste; �ncelikle Skinner’in ��renmeye ili�kin ilkelerinin neler oldu�unun hat�rlanmas� sa�lanmal�d�r. ��retmen bunu “Skinner’in ��renme ile ilgili ilkeleri nelerdi hat�rlay�n�z” gibi bir soru ile yapabilece�i gibi, tek tek ilkeleri yazarak e�itim durumlar�nda uygulanabilirliklerine tart��malar�n� da sa�layabilir. �ah�s zamiri ve y�klem uyumunun incelendi�i bir derste, �n ko�ul ��renme olarak �ah�s zamirlerinin neler oldu�u hat�rlat�larak konuya ba�lanabilir ve daha sonra �ah�s zamirlerine uygun olarak fiile tak�lacak tak�lar�n neler olmas� gerekti�i incelenebilir. B�ylece �n ko�ul ��renmeler, i�leyen belle�e geri getirilerek yeni ��renmelerle ili�kilerinin kurulmas� ve var olan eski �emalara eklemeler yaparak anlaml� ��renme sa�lanabilir.(Senemo�lu,2001,syf 488-489)�N ��RENMELER VE ALGILAMA Bize gelen yeni uyar�c�lara verdi�imiz anlamlar, b�y�k �l��de ge�mi�te edindi�imiz ya�ant�lara dayal�d�r. �rne�in; kimya dersinde ��retmenin tahtaya yazd��� bir form�l� ��rencinin anlamland�rabilmesi i�in, elementlerin sembollerini ve her elementin ka� atomdan meydana geldi�ini daha �nceden ��renmi� olmas� gerekir. ��rencinin program geli�tirme dersinde, hedef kaynaklar�n� incelemeden �nce ,hedef ve hedef t�rleriyle ilgili kavramlar� ��renmi� olmas� gerekir. E�er ��rencinin bu ��renmeleri yanl�� ve yetersiz ise, sonraki uyar�c�lar� yanl�� anlayabilir. B�ylece �n ��renmelerdeki eksiklik sonraki ��renmelerdeki eksik ve yanl��l��a neden olabilir. Bu nedenle ��retmenler ��rencilerinin dersle ilgili �n ��renmelerini kontrol edip onlar� tamamlanmas�n� sa�layarak yeni ��renileceklere ge�melidirler. Aksi takdirde , ��rencinin yeni ��renilecek �eyleri anlamland�ramamas�na , eksik ve yanl�� ��renmesine neden olurlar.(Senemo�lu,2001,syf 298)GER�YE KET VURMA Yeni ��renilen bilgi, daha �nce eski bilgiyle baz� bak�mlardan kar��t�r�larak eski bilgiyi bozmaktad�r. �rne�in; yeni okuma yazma ��renen ��renciler “b” harfini tan�makta teredd�t g�sterirler, g��l�k �ekerler. ��nk� sonra ��renilen “d” harfi ve �nce ��renilen “b” harfi aras�ndaki benzerlikler “b” harfine ili�kin ��renmede bozulmaya neden olur. Benzer bir durum da, daha �nce tek bir binada i� g�ren devlet kurumu, daha sonra �nceki binaya benzer bir binaya ta��nd���nda �ncekinde kesin olarak bildi�iniz yerleri, art�k kar��t�rman�za neden olabilir.(Senemo�lu,2001,syf 334-335)
GER�YE KET VURMAYI �NLEMEK ���N ALINAB�LECEK �NLEMLER Geriye ket vurman�n anla��lmas�, ��retimi d�zenleme bak�m�ndan �nem ta��maktad�r. ��retimi d�zenlerken baz� �zelliklere dikkat ederek, geriye ket vurma en aza indirilebilir. Al�nacak �nlemlerden biri; kar��t�r�lmas� m�mk�n olan benzer kavramlar birbirine �ok yak�n zamanlarda ��retilmemelidir. �ncelikle biri tam olarak ��retildikten sonra birinin ��retimine ge�ilmelidir. �rne�in; ��renciye “b” ve “d” harflerine ��retirken �nce “b” harfine tam olarak ��renmesi sa�land�ktan sonra “d” harfinin ��retimine ge�ilmelidir. Al�nmas� gereken bir di�er �nlemde g�zden ge�irme ve kar��la�t�rmad�r. Yukar�daki �rne�i s�rd�recek olursak, “d” harfi ��renildikten sonra, “b” harfi ile ilgili ��renmeleri tekrar g�zden ge�irmeli ve iki harf aras�ndaki benzerlik ve farkl�l�klar kar��la�t�rarak tan�mlanmal�d�r. ��renciler hangi harfi hangisi oldu�unu yan�lmadan tan�y�ncaya kadar al��t�rma yapmalar� da sa�lanmal�d�r. B�ylece uzun s�reli bellekte bulunan orijinal �nerme a�� (“b”ye ait) ya da �ema geni�letilerek yeni bilgi (“d”) i�ine yerle�tirilir ve kar��ma �nlenebilir. Geriye ket vurmay� �nlemenin di�er bir yolu da benzer kavramlar� farkl� strateji ve tekniklerle ��retmek ya da ��retimin di�er ��elerinde de�i�iklik yapmakt�r. �rne�in; Andre ve di�erleri (1976) ��rencilere ezberlemeleri gereken iki liste vermi�ler; ��rencilerin bir grubu iki listeyi de ayn� stratejiyi kullanarak ezberlemi�ler; di�er gruptakiler ise, her listeyi ezberlemek i�in ayr� stratejiyi kullanm��lard�r. Bu durumda listeleri ayn� stratejiyle ezberleyen gruptaki ��rencilerin kar��t�rma ve unutma d�zeyi, farkl� strateji ile ezberleyen gruptaki ��rencilerden anlaml� d�zeyde y�ksek olmu�tur. Ayr�ca bir �ok ara�t�rmac� taraf�ndan ��retmenlerin, ��rencilerin hat�rlamalar�na yard�m etmeleri ve kar��may� �nlemeleri i�in farkl� strateji ve materyal kullanmalar� da �nerilmektedir. �rne�in; �sve�, �svi�re,Avusturya,Avustralya birbirine �ok kar��t�r�lan �lkelerdir. Her biri ayr� stratejilerle ve ara�larla, ��retildi�i takdirde ��rencinin bilgiyi kar��t�rmas� �nlenebilir. Yani, biri sunu� yoluyla, di�eri i� birli�ine dayal� ��renme yoluyla vb.; biri sadece harita kullan�larak ��retilirken, di�eri de slayt vb. kullan�larak ��retildi�i takdirde ��rencinin bilgiyi kar��t�rmas� �nlenebilir. Son olarak dikkat edilmesi gereken �nemli bir nokta, bir �ok �ey ilk seferinde tam olarak ��renilemez ve bu durum unutma gibi g�r�lebilir. Bu nedenle ��retmenler, bir ��retim birimindeki ��renmelerin tam olarak ger�ekle�ip ger�ekle�medi�ini izleme testleriyle ya da de�i�ik �l�me yollar�yla saptamal� ve ��rencilerin tam ��renmelerine sa�lad�ktan sonra ba�ka ��retim birimlerine ge�melidirler.(Senemo�lu,2001, syf 336-337)�LER�YE KET VURMA Bu durumda �nce ��renilen bilgi, sonra ��renilen bilgiyi engellemekte, ��renmeyi ve geri getirmeyi zorla�t�rmaktad�r. �rne�in; T�rkiye’de direksiyon solda ve trafik ak�m� sa�da bir sistemle otomobil kullanmay� ��renen ki�i, �ngiltere’de direksiyon sa�da ve trafik ak�m� solda olan bir sistemle otomobil kullanmakta zorlanmaktad�r. Oysa otomobil kullanmay� hi� bilmeyen biri, �ngiltere’de ya da T�rkiye’de otomobil kullanmay� daha kolay ��renmektedir. Bunun gibi, �ngilizce ��renirken s�zc�klerin telaffuzunu yanl�� ��renen ��rencinin yanl��lar�n� sonradan d�zeltmek olduk�a zor olmaktad�r. T�m ��renmeler her zaman , �nceki ya da sonraki ��renmeyi engelleyici nitelikte kar��t�r�c� de�ildir. ��renmeler �o�u durumda , �nce ya da sonra meydana gelen ��renmeleri destekleyici niteliktedir. �rne�in ; �talyanca ve �spanyolca ��renmeye yard�m etmektedir. �spanyolca benzer dil yap�s�na sahiptir. �nce �spanyolca ��renmek daha sonra �talyanca ��renmeye yard�m etmektedir. Bunun gibi Latince’yi bilen bir ki�i �ngilizce’yi daha kolay anlamakta ve konu�maktad�r. �nceki ��renmenin sonra olu�an ��renmeyi desteklemesine ileriyi destekleme (proactive facilitation) ad� verilmektedir. Sonraki ��renmenin , �nceki ��renmeyi desteklemesine de geriye destekleme (retroactive facilition) ad� verilmektedir. Bu durum �zellikle ��retme uygulamalar� s�ras�nda s�k�a g�zlenir. �rne�in; ��retmen aday� , daha �nce matematikte integral konusun ��renmi�tir. Fakat bizzat kendisi integral konusunu ��rencilerine ��retirken ,integrali daha iyi ��rendi�ini belirtmektedir. Yani sonraki ��renmeler �ncekileri desteklemektedir. Ancak geriye ket vurma , �nemli bir unutma (geri getirememe) nedeni olarak g�zlenmektedir. �zellikle rutin olarak yap�lan etkinlikler bu durumdan daha �ok etkilenmektedir. �rne�in ; d�n ak�am yeme�inde ne yedi�inizi kolay hat�rlars�n�z, ama bir hafta �nce ��le yeme�inde ne yedi�inizi hat�rlamakta g��l�k �ekersiniz. ��nk� sonraki olaylar �ncekinin bozulmas�na , kar��t�r�lmas�na neden olmu�tur. Ancak bizim i�in �ok �zel , tek olan bilgi asla ba�ka bilgiler taraf�ndan kar��t�r�lamaz. �rne�in ; evlendi�iniz g�n , do�um g�n�n�z, yak�nlar�n�z�n �l�m g�n� vb. Ancak , daha �nce de a��kland��� gibi asl�nda uzun s�reli bellekten bilginin tamamen yok olmas� m�mk�n de�ildir. Penfeild (1969) taraf�ndan yap�lan bir ara�t�rmada hastalar�n beyinlerinin de�i�ik b�lgeleri elektrikle uyar�ld���nda , unuttuklar�n� zannettikleri �ok �e�itli �eyleri hat�rlam��lard�r. Uzun s�reli bellekte bilgi yok olmamakla birlikte , yukar�da a��klanan ona ula�mak zor olmaktad�r. (Senemo�lu,2001,syf 335-336)
��RENMEN�N TRANSFER� Organizma hayat� boyunca daima bir ��renme faaliyeti i�indedir ve onun ��renmeleri �ok �e�itli sahalar� kaplad��� i�in �ok defa bunlar aras�ndaki benzerlik dereceleri de�i�ik durumlar g�sterir. Bir konuda yapt���m�z ��renme ba�ka bir ��renmede bize yard�mc� olabildi�i gibi , zorla�t�rabilir de. G�nl�k hayatta �e�itli ��renmeler aras�ndaki bu kolayla�t�r�c� veya zorla�t�r�c� m�nasebetin �rneklerine �ok rastlar�z. Sa�dan trafi�e al��m�� bir kimse soldan trafik sistemi bulunan bir �lkede yeni duruma al���ncaya kadar �ok hata yapar; ikinci bir dil ��renen kimse ise iki dilin c�mle yap�lar� da ayn� oldu�u takdirde �ok kolayl�k �eker . ��te; daha �nceki bir ��renmenin daha sonraki bir ��renme �zerine tesir yapmas�na “transfer” ad�n� veriyoruz. Transfer pozitif (kolayla�t�r�c�) veya negatif (zorla�t�r�c�) olabilir. Transfer hadisesi genellikle hat�rlama ve unutma proseslerinden sonra anlat�l�r. ��nk� �nceki bir ��renme sonraki ��renmeye �u veya bu �ekilde tesir edece�i gibi , sonraki ��renme de �nceden ��renilmi� olan �eyin hat�rlanmas�na tesir eder. Yeni ��rendi�imiz �eyler eskileri bazen unutturur ; bazen de daha kolay hat�rlat�r. Yeni ��rendiklerimizin eski �eyleri daha kolay hat�rlatmas�na “Hat�rlatma Kolayla�t�rmas�” , zorla�t�rmas�na ise “Hat�rlatma kar��t�rmas� “ ad� verilir. Transfer negatif de olmakla beraber daha �ok pozitif �rneklerine rastlar�z. Bir ��renmenin daha sonraki ��renme �zerine kolayla�t�r�c� tesir yapmas� iki ��renme aras�ndaki benzerli�e dayanmaktad�r. Ancak bu benzerlik malzemenin benzer olmas� de�il , kolayla�t�rmas� genelleme dolay�s�yla olur; ilk ��renmeden edindiklerimizi genelleme yoluyla sonrakilere de uyguluyoruz. Baz� ��renmelerde transfer bak�m�ndan yapt���m�z ��renmenin muhtevas� de�il cinsi �nemlidir. Mesela buzdolab� motorunun nas�l �al��t���n� ��renen bir insan �ama��r makinesinin motorunu kolay ��renebilir; iki motor birbirinden farkl�d�r ama �ah�s bir motorun nas�l �al��t���n� ��renmi� oldu�u i�in bu bilgiyi kolayca aktarabilir. Burada ilk defas�nda “��renmeyi ��renmi�” oluyoruz . bazen ��rendi�imiz bilgiye ba�l� olarak da transfer pozitif veya negatifte olabilir. �ki ��renme aras�nda benzerlik yoksa transfer de yoktur. Uyar�c�lar farkl� olmakla beraber bunlara yap�lacak tepkiler aras�nda benzerlik bulunursa pozitif transfer olmaktad�r. Mesela ; bir yabanc� dile ait kelimelerin T�rk�e kar��l�klar�n� ��renmi�seniz , ba�ka bir yabanc� dile ait kelimelerin T�rk�e kar��l�klar�n� ��renirken kolayl�k �ekersiniz. Bu i�i tersinden yapar , yani T�rk�e kelimelerin dillerde kar��l�klar�n� g�steren listeler ��renmeye �al���rsan�z transfer negatif olur. Bu ikinci durumda ayn� uyar�c�lara farkl� tepkiler yapmak durumundas�n�z.(�zbaydar,1997-1998,syf 77) ��RENMEY� ETK�LEYEN FAKT�RLER “��renmeyi” etkileyen etkenler �ok �e�itli ve karma��kt�r. Bunlar�n her birini,di�erlerinden ay�rarak incelemek pek zordur. Psikologlar, bu alanda say�s�z deneyler yapm��lard�r. Ben burada”g�d�” ba�ta olmak �zere bunlar�n �nemlilerine de�inece�im. G�d�lerin kayna��, bireylerin gereksinimleridir.”Gereksinme” bedende herhangi bir nesnenin azalmas�na ya da yoklu�una dayan�r. Gereksinme, kendini,giderilmesi gereken fizyolojik bir “g��” ya da “gerilim “bi�iminde ortaya koydu�u zaman “d�rt�” (drive) olu�ur. �rne�in, a� ve susuz kalmamak, bireyin bir “gereksinmesi” dir. A�l�k ve susuzlu�un organizmada yapt��� “fizyolojik gerilim” hali bir “d�rt�” d�r. D�rt�n�n organizmada belli bir davran��a y�nelmesine de “g�d�” (motive” denir. B�ylece, d�rt�, daha �ok fizyolojik; g�d� de, daha �ok psikolojik bir terimdir. G�d�lerin ger�eklerle temas� sonucunda “davran��” (behavior) ortaya ��kar. Davran���n ortaya ��kmas�yla da “��renme” olu�ur. Bunlar, ��yle simgesel bir form�lle g�sterilebilir. Gereksinme (D�rt�, g�d�) Davran�� ��renme ��renme, bireyin kendi ya�ant�s� arac�l���yla olu�an “kal�c� davran�� geli�tirme s�reci” dir. Bu, nas�l ger�ekle�ir? Bireyi davran��a y�nelten etkenler, ayn� zamanda, ��renmenin de etkenlerinden biri olabilir. Davran���n nedeni, de�i�ik t�r ve �iddetteki g�d�lerdir. “G�d�leme” halinde birey, daha �ok i�ten gelen bir “itki” ya da “d�rt�”n�n, kimi zaman da d�� etkenlerin de etkisiyle, baz� etkinlikleri yapmaya �al���r. Bu bak�mdan, “��renmede”de, “g�d�leme”ye, �zellikle “i�tenli g�d�leme”ye b�y�k �nem verilir. Anla��lm�� olaca�� �zere, “d�rt�ler” ya da “itkiler”, g�d�lerin bedensel ya da fizyolojik temelini olu�turur. G�d�ler ise, hem fizyolojik hem de toplumsal olabilir. �lk filozoflar, ki�inin herhangi bir i�i yapmas� i�in “isten�”e �nem vermi�lerdi. B�yle bir davran�� bilimde, her hareketin bir nedeni olmas� gerekti�ini belirten “nedensellik” ilkesine ayk�r� d��er. Bu nedenle, ki�iyi davran��a g�t�ren etkenleri tan�mak, “��renme” -daha geni� anlam�yla- “e�itim” e�itim s�recine egemen olmak i�in gereklidir. Bunlar�n da ba��nda “g�d�ler” gelir. ��renmede g�d�ler �� y�nden �nemlidir. 1. “G�d�”, davran��� olu�turan en �nemli ko�uldur. �rne�in, a� olmayan organizmaya yiyecek g�sterilse de, salya ��karmaz. 2. “G�d�”, “peki�tirme” i�in de gereklidir. Bu nedenle g�d�, ��renmenin temel ko�uludur. �rne�in, yiyecek a� bir organizma i�in uygun bir �d�ld�r; su da susam�� bir organizma i�in. 3. “G�d�”, davran���n de�i�kenli�ini de denetler. Yani, davran���n �u ya da bu y�nde olmas�n� sa�lar. � B�ylece, organizman�n do�ru tepkide bulunabilme olas�l��� artar. ��renme s�recinin anla��lmas� a��s�ndan �nem ta��yan bir ba�ka kavram da peki�tirmedir. �d�llendirilen davran��lar�n daha �abuk ve kal�c� bi�imde ��renildi�i ilkesine dayanan peki�tirmede pek �ok tart��maya yol a�m�� bir kavramd�r. ��renme s�recinde rol oynayan ba�ka pek �ok etken bulundu�unu �ne s�ren psikoloji bilginlerine g�re �a�r���m kuram� evrensel bir ge�erlilik ta��maktad�r. �rne�in,Gestalt okuluna g�re ��renme yaln�zca �a�r���m yoluyla de�il,�evredeki ili�kilerin yeniden yap�land�r�lmas�yla ger�ekle�tirilir. Dil yetisinin psikolojik boyutlar�n� inceleyen ruh dil bilim uzmanlar� dil ��reniminin �a�r���m kuram�yla a��klanamayacak kadar �ok s�zc�k ve birle�tirme kural�n�n ��renilmesi i�erdi�ini vurgulamaktad�r. �a�da� ��renme kuramlar�ndan ele al�nan ba�ka baz� �nemli konular,��renilmi� �eylerin kullan�lmas�nda g�d�lenimin rol�;��renilmi� bir �eyin ��renilecek olanlara etkisi;��renme a�amalar�;an�msama,unutma,bilgi tazeleme s�re�lerinin yap�s� ve canl�n�n � evrimsel geli�im a�amas�d�r. ��renmeyi etkileyen etkenler,genel olarak 4 b�l�mde incelenir: 1.Fizyolojik etkenler 2.Psikolojik etkenler 3.Is�,���k,rutubet ve g�r�lt� gibi �evresel etkenler 4.�al��ma y�nteminin yeterli ya da yetersiz olu�u��RENMEY� ETK�LEYEN F�ZYOLOJ�K ETKENLER ��renmede fizyolojik etkenlere,”fizyolojik g�d�ler” de denir. Bunlar,canl� varl���n bir”denge”halinde kalabilmesi i�in gereklidir. B�yle bir denge sa�lanmad��� s�rece birey,kendini huzursuz hisseder;bu gereksinmelerini gidermek i�in etkinlikte bulunur. A�l�k ve susuzluk gibi g�d�ler b�yledir. ��renme i�in en temel ko�ul,organizman�n en y�ksek derecede uyar�lm�� olmas�d�r. Buna ��renme i�in “duyarl�k kazanma” da denir. Uyurken ��renme olabilirse de bunun �ok y�zeysel olabilece�i kabul edilmektedir. Etkili bir ��renmenin olabilmesi i�in organizman�n,�evresine kar�� uyan�k olmas� gerekir .Bu da her �ey den �nce fizyolojik g�d�lerle sa�lan�r. Bireyin temel fizyolojik gereksinmelerine dayanan g�d�lere hayvansal g�d�lerde denmektedir .Fareler �zerinde yap�lan deneylerden anla��ld���na g�re g�d�ler doyurulmad��� s�rece,fare huzursuz olmakta ve bedensel etkinliklerini artt�rmaktad�r. 1.A�l�k g�d�s�: A�l�k,bireyin en �nemli fizyolojik g�d�s�d�r. �ok duyarl� ara�larla psikologlar�n,bu konuda yapm�� olduklar� deneyler ac�kan farenin,yiyecek aramak i�in �ok say�da beden hareketi yapt���n� g�stermi�tir. Farenin hareketleri ba�ka bir yere,bir ara�la kaydedilmi�tir. Bu deneyde farenin hareketleri isli ka��t �zerindeki �izgilerde g�r�lm��t�r. �nsanlar �zerinde yap�lan deneylerde de a�l�k duygusunun,mide kas�lmalar�n�n say�s�n� artt�rd��� g�r�lm��t�r. A� iken kan�n kimyasal yap�s�nda da baz� de�i�iklikler oldu�u san�l�yor. Hayvanlar�n yiyeceklere kar�� g�sterdikleri istek,tamamen fizyolojik g�d� ya da gereksinmelerle a��klanabilir. �nsanlar�n i�tah� �zerine b�yle bir genelleme yapmak olana�� yoktur. ��nk�,insanlar herhangi bir yeme�e kar�� �e�itli etkenlere etkisi alt�nda i�tah belirtisi g�sterebilirler. 2.Susuzluk g�d�s�:Susuzluk g�d�s� de davran�� �zerine,a�l�k g�d�s� gibi etki yapar. Beyaz farelerin bir g�nde i�ti�i su,beden y�zeyi ile do�ru orant�l�d�r. Yap�lan deneylere g�re,fareye bir saat su verilmezse -di�er gereksinmeleri doyurulsa da- fare,gene a��r� derecede etkinlikte bulunur. Susad���m�z zaman a�z�m�z ve bo�az�m�z kurur. Bu, bedende ki su kayb�n�n bir belirtisidir. Bu halde mideye su verilince,bir s�re sonra su gereksinmelerinin gitti�i g�r�lm��t�r. Bedenlerinden �e�itli miktarda su ��kar�lan k�peklerin,bir s�re sonra bu suyu yeniden ald�klar� g�r�lm��t�r. Bedende ki su miktar�n�n “hipofiz bezi”nin ��kard��� bir salg� taraf�ndan ayarland��� bilinmektedir. A�l�k ve susuzluk g�d�lerine “cinsellik g�d�s�” de eklenebilir. 3.Di�er fizyolojik g�d�ler:Bireyi etkinli�e g�t�ren di�er fizyolojik g�d�ler aras�na “oksijen gereksinmesi” , “yenen besinlerden sindirilmeyen k�s�mlar�n bedenden at�lmas�” gibi g�d�lerde kat�lmaktad�r. Buna, “beden �s�s�n� koruma” g�d�s� de eklenebilir. Bu gereksinme,beynin alt�ndaki “hipotalamus” b�lgesi taraf�ndan,kendili�inden sa�lanmaktad�r. Bununla birlikte bireyde fazla s�cakta so�uk �eyler yemek ve i�mek,so�utucu kullanmak suretiyle buna yard�m ediyor. So�ukta da -bunun tersine- yiyecek ve giyece�ini ayarl�yor. 4. “Etkinlik” ya da “dinlenmi� halde bulunmak” g�d�s�:Bireyin etkinlik gereksinmesi de bir g�d� bi�iminde g�r�lmektedir. Etkinlik arac�l���yla kan dola��m� h�zlan�r,oksijen bedene daha �ok girer Bu da canl�n�n y�pranmas�na engel olur, din�li�ini artt�r�r .�zellikle oksijen,beyin h�creleri i�in �ok gereklidir. Buradan “insan�n ��renebilmesi” i�in “dinlenmi� halde bulunmaya yani yorgun olmamaya gerek oldu�u sonucu ortaya ��kar. Yorgun oldu�umuz zamanlarda verimli �al��amay�z. Fizyolojik g�d�lerin etki oran� :Yukar�daki fizyolojik g�d�ler,bireyin ya�am�na hangi oranda etki yapmaktad�r?Bu konuda iki y�nteme g�re al��t�rma yap�lm��t�r: 1.Bir g�d�y� ba�ka bir g�d� ile kar��la�t�rarak bireyin hangi g�d�y� se�ti�ini anlama y�ntemi 2.Engel koyma y�ntemi G�d�leri, “i�g�d�” lerle kar��t�rmamak gerekir. ��g�d� do�u�tan getirdi�imiz ve ��renme ile yani sonradan de�i�tiremedi�imiz belirli davran��lard�r. Ku�lar�n yuva yapmas� �r�mce�in a��n� �rmesi,ar�n� bal yapmas�,yeni do�an �ocu�un meme emmesi gibi. ��g�d�lerin ��renme ile ilgisi yoktur. Yap�lan psikolojik ara�t�rmalar,fareden insanlara do�ru y�kseldik�e i�g�d� say�s�n�n gittik�e azald���n� g�stermi�tir. �nsan gibi y�ksek dereceli hayvanlarda,bunun yerine “uslamlama” yetene�i geli�mi�tir. �nsanlar,davran��lar�n� d���nerek,uslamlama yaparak(ak�l y�r�terek) yaparlar. �nsanlarda,bunu merkezi sinir sistemi sa�lamaktad�r. Beyin,insanlarda �ok karma��k bir hal alm��t�r Sonu�ta,��renme zihinsel geli�imin �r�n�d�r. �nsanlarda,fizyolojik gereksinmelere dayanan davran��lar�n �o�u “��renilmi�” tir. Yani ��renme yolu ile kazan�lm��t�r. O art�k fizyolojik de�erini yitirmi� ve toplumsal bir bi�ime b�r�nm��t�r. Toplum,bu konularda bir �ok kurallar ortaya koymu�tur. �nsanlar,bu g�d�lerini toplumun kurallar�na g�re doyurmak zorundad�rlar. �nsanlarda,i�g�d� ve di�er g�d�ler,zamanla yerlerini al��kanl�klara b�rak�rlar. Yani,bir tepki yinelendik�e art�k o tepki,kendisini ortaya ��karan “g�d�” olmaktan ��kar�yor ve bir “al��kanl�k” haline geliyor. Bu nedenle,insanlar kimilerine g�re, “al��kanl�klar� ile ya�ayan bir yarat�k” olarak kabul edilmektedir E�itim de, -bu anlamda- bir al��kanl�k kazand�rma s�recidir.��RENMEDE PS�KOLOJ�K VE TOPLUMSAL G�D�LER Psikolojik ve toplumsal g�d�ler bireyi,��renme davran���na y�nelten psikolojik ve toplumsal etkenlerdir. Fizyolojik g�d�lerin do�u�tan var olmalar�na kar��n psikolojik ve toplumsal g�d�ler ��renme ile kazan�l�r ve ki�inin i�inde ya�ad��� topluma g�re bi�im al�r. Bu nedenle bunlar toplumdan topluma,k�lt�rden k�lt�re de�i�irler. Kimi psikologlar psikolojik ve toplumsal g�d�lerinde fizyolojik g�d�lere ba�l� oldu�unu,bunlardan ��kt���n� s�ylerler. Bunlara g�re,herhangi bir toplumun �rne�in,a�l�k ve cinsellik g�d�lerini doyurma bi�imi ba�kad�r. 1.Toplanma g�d�s�:Toplumsal g�d�lerden biri, “toplanma g�d�s�” d�r. Bu insan�n di�er insanlarla ili�ki kurmas�n�,onlarla bir arada bulunmas�n� sa�lar. Bu,toplulukta yap�lan kimi etkinliklerden insan�n ho�lanmas� ile kendini g�sterir. Bir sinemada,tek ba��na film seyretmek ile toplu halde film seyretmek aras�nda fark vard�r. 2. “�st�n olmak” g�d�s�:Bu g�d�,herhangi bir grupta “kendini g�stermek” bi�iminde g�r�l�r. Buda toplumdan topluma de�i�mektedir. Bir �ok toplumlarda,ya�ayan her ki�ide,az ya da �ok �st�n olma g�d�s� vard�r. �nsanlar�n,bir konu �zerinde geceli g�nd�zl� �al��mas�,�m�r t�ketmesi ba�ka t�rl� nas�l a��klanabilir. Herkesin,bu g�d�s�n� doyurmak i�in se�ti�i etkinlikler birbirine benzemez .Bu g�d�y�,kimisi labaratuarlarda �al��arak,kimisi radyoda ve meydanlarda konu�arak,kimisi yazarak,kimisi de atelyesinde ya da tarlas�nda �al��arak doyurur. �nsanlar� etkinli�e,yarat�c�l��a g�t�ren ve ya�ama ba�layan belki en kuvvetli g�d� budur. 3.Ba�kalarini �vg�s�n� kazanmak g�d�s�:�st�n olmak ile ilgili ba�ka bir g�d�de ba�kalar�n� �vg�s�n� kazanma g�d�s�d�r. Yapt���m�z her i�in ba�kalar� taraf�ndan be�enilmesini ve kabul edilmesini isteriz. ��lerimize ona g�re bi�im veririz. Yap�lacak ele�tirileri �nceden d���n�r ve ona g�re davran��ta bulunuruz. Bu toplum kurallar� ile de yak�ndan ilgilidir. ��retimde yukardaki iki g�d�den �ok yararlan�r�z .��renci,s�n�ftaki arkada�lar� i�inde bir yer yapmaya �al���r;yapt��� her hareketi,��retmeninin be�enmesine �nem verir. ��renci bu g�d�lerini doyurdu�u zaman bundan “doygunluk” duyar ve sonuca ula�mak i�in �aba harcar. “G�d�” bireyi davran��a y�neltti�i gibi ��renmenin de h�zlanmas�n� ve s�reklili�ini sa�lar .Bu g�d�s�z ��renme olmaz demektir. Psikologlarca g�d�,��renmenin en temel ko�ulu say�lmaktad�r. 4.Yenilik arama ve de�i�ikliklerden ho�lanma g�d�s�:Bu g�d�ler, bireyi d�� d�nyay� tan�maya,ara�t�rmalar yapmaya y�neltir. �nsanlar�, gezilere,sinemalara,tiyatroya hatta kitap okumaya y�nelten g�d� budur. E�itim ve ��retim etkinlikleri, bu g�d�lerden yararlanmaya �ok elveri�lidir. Gates (Geyts) ve arkada�lar�, g�d�lerin �devlerini �� k�s�mda toplamaktad�rlar: 1.��renme s�ras�nda, davran��lar�n canl� ve istekli olmas�n� sa�lar .G�d�lemek, bireyde sakl� olan enerjiyi ortaya ��kar�r: �vme .azarlama,not,�d�l verme vb... 2.Bireyin kendisiyle ilgili tepkilerde bulunmas�n� sa�lar: Bireyin, bir gazetede kendisiyle ilgili k�s�mlar� se�meye ve ��renmeye �al��mas� bundand�r. 3.G�d�ler, bireyin davran��lar�na y�n verir:Birey, yapt��� i�in sonunda, alaca�� sonucu g�rebildi�i oranda ba�ar�s�n� art�r�r. Okulda ��retmene d��en �nemli bir �dev, �ocuklarda g�d� yok ise, bunlar� uyand�rmak; az ise kuvvetlendirmektir. Bu ama�la zaman zaman yar��malar da yapt�r�l�r; fakat, bunda �ok da ileri gitmemek gerektir. Kayg� ve ��renme: Duygusal davran��lar ve kayg�lar da ��renmenin verimi �zerinde etkilidir. ��renme durumu ile ili�kili olmayan ki�isel sorunlar, dikkati, konu �zerinde toplamaya ve etkili ��renmenin gerektirdi�i enerjinin ortaya ��kmas�na engel olur. Belli bir d�zeyde ki kayg�, g�d�lemeyi art�rarak, ��renme davran���n�n ger�ekle�mesini kolayla�t�r�r; fakat, notlara fazla �nem vererek yap�lan bir ��renme ba�ar�s�zl�kla sonu�lanabilir. �ok kayg�l� ��renciler, yal�n �artl� ��renme durumlar�nda az kayg�l� olanlardan daha ba�ar�l� olabilirler; fakat, karma��k ��renmelerde daha az ba�ar�l�d�rlar. �ok kayg�l�, ��rencilerde ki “daha iyi yapma” bask�s�, onlar�n ��renme � durumlar�n� engelleyebilir. Olgunla�ma ve motivasyon: ��renme ferdin olgunla�ma seviyesine tabidir. Olgunla�ma ��mul sahas� �ok geni� olan muhit �artlar�n�n �izdi�i hudutlar i�inde, muntazam bir �ekilde ilerleyen veya ��retim ve pratik gibi ferdi uyart�c� hususi �artlar mevcut olmadan usule gelen b�y�medir. ��renme faaliyetinin te�vik ve uyart�lmas� bak�m�ndan do�u�tan gelen motivasyonlarla, sonradan olanlar� birbirinden l�zumsuzdur. ��retmenin bilmesi l�zumlu ve l�zumsuz davran��lar�n bilin�li bir �ekilde � ��retilmesidir.��RENME �ZER�NDE DUYU ORGANLARININ ETK�S� G�z, kulak, deri, burun gibi duyu organlar� bedenin d��ar�ya a��lan birer pencereleridir. Canl�, d��ardan bilgiyi bu organlar arac�l��� ile al�r. Ger�ek yani sa�lam ve do�ru olan bilgilerimizin kayna��, duyu organlar�m�zd�r. ��nk� bilginin temeli olan alg�lar duyumlar�n zihnimizde birle�mesi ve bir anlam kazanmas� ile olu�ur. Duyum ise duyu organlar� arac�l��� ile al�nan izlenimlerdir. Hayvanlar, duyum d�zeyinden yukar� ��kamazlar. Duyumlar�n zihinde birle�erek bir anlam kazanmas� demek olan alg�lar�n, alg�lar yard�m� ile kavram ve uslamlama gibi zihin i�lemlerinin olu�mas� insanlara �zg� birer zihin s�recidir. Yukar�da ki �neminden dolay� duyu organlar�na ve onlar�n sa�l���na �nem vermek zorunday�z. Bir kimsenin duyu organlar� ne kadar normal �al���rsa o kimse o kadar sa�lam bilgi sahibi olabilir. Duyu organlar�, ayn� nedenlerden dolay� zekan�n geli�mesine de etki yapmaktad�r. Duyu organlar�n�n hepsi ��renme �zerine ayn� derecede etkili de�ildir. Bunlar�n i�inde en fazla etkili olan “g�z” d�r. G�z arac�l��� ile al�nan uyaranlar di�erlerine g�re daha kuvvetlidir. Bunlar�n zihinde saklanmas� ve gerekti�inde an�msanmas� daha kolayd�r. Bundan sonra, “kulak” gelir. Zihnimizde olu�an kavramlar�n b�y�k k�sm�, bu iki organ taraf�ndan kazan�lm��t�r. Her insan�n duyu organlar� bak�m�ndan kuvvetli oldu�u taraf birbirine benzemez. Kimi insanlar, g�z yolu ile ald��� uyaranlar� di�erlerinden daha fazla s�re saklar ve istenildi�i zaman an�msarlar. Kimileri de, daha �ok i�ittiklerini saklar ve an�msarlar.B�R DUYU ORGANI OLARAK “G�Z” Yap�lan incelemeler ��rencilerde %20-30 aras�nda �e�itli g�z bozukluklar� oldu�unu ortaya koymu�tur. Bunlar�n ba�l�calar�: 1.Miyopluk, 2.Hipermetropluk, 3.Astigmatl�k, 4.�a��l�k, 5.Renk k�rl���d�r. G�z hastal�klar�, kal�t�m yolu ile ki�iye bir “an�kl�k” halinde ge�ebilir; fakat,sonradan yanl�� al��kanl�klarla da ortaya ��kabilir. �rne�in, kitab� g�zlere iyice yakla�t�rmak ve az ���kta �al��mak, g�z merce�inin bi�imini bozmas�na ve sonu� olarak da imgenin sar� lekenin �n�ne uygun bir ortam haz�rlar ve b�ylece, zamanla miyopluk olu�ur. Miyoplar yak�n� g�r�rler,uza�� g�remezler. Astigmatl�k g�z merce�inin esnekli�inin yitirilmesinden ve gelen ���nlar� daha �ok �e�itli bi�imlerde k�rmas�ndan ileri gelir. Bu hastal�kta, ki�inin g�rd��� �eyler kar���k olur. �a��l�k g�z kaslar�n�n birey taraf�ndan denetim alt�nda tutulmas�n�n sonucudur. Bu da ameliyatla ve g�zl�kle d�zeltilebilir. Renk k�rl���nde birey, kimi renkleri hi� g�remez ya da ba�ka bir renk olarak g�r�r. Bu gibilerin say�s� toplum i�inde pek azd�r. G�z bozuklu�u olan �ocuklar� okulda tan�d�ktan sonra, doktora g�ndermek ve sa�alt�m�n� sa�lamak, ��retim i�imizi kolayla�t�raca�� gibi;�ocu�u t�rl� s�k�nt� ve ba�ar�s�zl�klardan da kurtaracakt�r. G�z hastal�klar�, �ocu�un ba�ar�s�zl���na oldu�u kadar onun uyumsuz ve sinirli bir ki�ilik geli�tirmesine de yol a�ar. B�R DUYU ORGANI OLARAK “KULAK” Ayn� titizli�i, a��r i�iten �ocuklara kar�� da g�stermek gerekir. Sa��rl�k �ok de�i�ik derecelerde olur. Bunlar�n tan�nmas� daha zordur. Bu gibi �ocuklar,s�n�f i�inde ��retmenin a�z�na �ok dikkat ederler. B�ylece kulak arac�l��� ile alabilmi� olduklar� eksik u�yaranlar� g�z arac�l��� ile tamamlamaya �al���rlar. Bunlar�n da g�zlerinin �evresi ve al�nlar� genellikle k�r���k olur. A��r i�iten �ocuklar�n oran� da %3-%30 kadard�r. ��retmen bu gibi �ocuklar� doktora g�ndermeli ve gerekli �nlemlerin al�nmas�nda aileye yard�mc� olmal�d�r. D��ER BEDENSEL BOZUKLUKLARIN ��RENMEYE ETK�S� Bunlardan ba�ka ��renmeyi etkileyen beden, yahut fizyolojik bozukluklar da vard�r. ��renme i�in bunlar�n da giderilmesi gereklidir. Bu t�r rahats�zl�klar�n ba�l�calar�, bademecik, adonoit, eklem rahats�zl�klar�, burunda ki ahtapot vb. Bu gibi durumlarda da �ocu�un rahats�zl�klardan kurtulmas� i�in onu doktora g�nderip sa�alt�m�n� sa�lamada �evrede ki b�t�n olanaklardan yararlan�lmal�d�r. ��RENMEY� ETK�LEYEN B�R ETKEN OLARAK “YA�” Ya� da ��renmeyi etkileyen fizyolojik etkenlerden say�l�r. Fakat bunda �ok ileri gitmenin yanl�� oldu�u psikologlar�n, �zellikle Thorndike nin yapt��� ara�t�rmalardan anla��lmaktad�r. Ya� ��renme yetene�i bak�m�ndan bireyden bireye de�i�en geni� bir ayr�l�k g�stermektedir. Kimi kimseler, uzun bir s�re ��renme yetene�ini s�rd�rebiliyorlar. Bunlar ��renmeyi daha �ok ama�ta ararlar ve ��renme amac�m�za ba�l�d�r derler. Bunlara g�re insan gereksinme duydu�u bir �eyi her zaman ��renebilir. ��renme, ��renme konusunun t�r�ne ba�l�d�r. Bu psikologa g�re zihinsel �abay� gerektiren kimi konular, ancak 40 ya��ndan sonra ��renilebilir. Beceriye dayanan konular�n ��renimi de daha �ok gen�likte olabilir. ��RENMEY� ETK�LEYEN DI� ETKENLER ��renmeyi, ki�inin d���nda ki fiziksel etkenler de etkiler. �rne�in; hi�birimiz so�ukta fazla bir ��renme g�c� g�steremeyiz. Bunu n gibi �ok s�cakta da �al��amay�z. Is�n�n 20-22 santigrat derecesinde olmas� iyi bir ��renme i�in normal say�lmaktad�r. Rutubet oran�n�n %50 civar�nda olmas� da normaldir. Havan�n kirli ya da temiz olu�u ��renme �zerinde etkilidir. Temiz havan�n bir dakika da , her bir insan i�in 1350 cm3 olmas� iyi bir �l��t say�l�yor. Az ve �ok ���k da ��renmeyi olumsuz y�nde etkiler. Elektrikle yap�lan etkiler metrekare ba��na 25 l�menlik bir ���k d��mesi gerekiyor. Bundan ba�ka ���k soldan ya da yukar�dan gelmelidir. Bu durumda ki�i, okuma ve ��renmeye engel olan g�lgelerden kurtulmu� olur. G�r�lt�n�n ��renme �zerindeki etkisi de �nemlidir. Verimli �al��man�n olabilmesi i�in, yap�labildi�i kadar g�r�lt�den sak�nmak gerekir. Bununla birlikte, fazla sessizlik sa�lamak olana�� bulunmad���ndan, �ocuk, evin fazla olmayan g�r�lt�s�nden rahats�z olmayacak kadar bir al��kanl�k da kazanmal�d�r. M�zikle �al��ma, kimi insanlarda daha �ok verimli olabilir. G�r�lt� �zerinde yap�lan ara�t�rmalar, ayn� ye�inlikteki g�r�lt�lerin daha az sak�ncal� oldu�unu g�stermi�tir.��RENME �ZER�NE D�KKAT�N ETK�S� Dikkat ederken b�t�n zihinsel yeti ve yeteneklerimiz etkin hale ge�er. Bu da ��renme s�recinin olu�mas�n� kolayla�t�r�r. Dikkat, �zellikle bilin�li olan her ��renme i�in gereklidir. Dikkat iki bi�imde olur: 1. Kendili�inden dikkat, 2. �sten�li dikkat. Kendili�inden dikkatin ilgi ve g�d�lerle ili�kisi vard�r. Herhangi bir konuya kar�� ilgi g�steren kimse, o konuyu ��renirken gerekli olan dikkati de kendi i�inde bulur. �sten�li dikkate, bireyin bir amaca ula�mak i�in, kendini zorlamas� s�z konusudur. Bunun i�inde bireyde, i�e kar�� bir istek bulunmas� ve d��tanl� da olsa g�d�n�n kuvvetli olmas� gerektir.��RENMEY� ETK�LEYEN ETKENLER VE E��T�M �LKELER� 1.��renme g�d�lere ba�l�d�r. Bu nedenle, ��renme de, yap�labildik�e, �ocu�un gereksinme, ilgi ve g�d�lerinden hareket etmek gerekir. 2.Ki�inin fizyolojik, psikolojik ya da toplumsal g�d�leri, ��renmeyi y�nlendiren ve kal�c�l���n� sa�layan bir g�ce sahiptir. 3.Kayg�n�n ��renme �zerindeki etkisinden e�itimde de yararlan�labilir. Fakat bunda pek de a��r� gitmemek gerekir. 4.��renme �zerinde g�z ve kulak gibi duyu organlar�n�n etkisi vard�r. 5.��renmede ki�inin “ama�”�, ilgisi, dikkati,iste�i ve istenci � �nemlidir. Bunlar� da uyan�k tutmak gerekir. Okullarda kullan�lan ��renciyi etkileme y�ntemleri a�a��daki gibidir: �vme ve Yerme:��rencinin yapt��� olumlu davran��lar�n �v�lmesi; olumsuz olanlar�n yerilmesi ��renmeyi etkiler. �vmenin ve yermenin ��renmeye hem olumlu hem de olumsuz etkileri vard�r E�er ��retmen yerinde ve yeter derecede kullan�rsa, ikisi de etkili olabilir. Ancak, birini �tekine �st�n g�rmek gerekirse, ��renciyi ��renmeye etkilemede �vme, yermeden daha �st�nd�r. �d�llendirme:�d�l; ��renciye 1) �stenilen davran��lar� yapt�rmak i�in uygulanan �zendiricileri; 1) �stenilen davran���n yerle�mesini sa�layan peki�tiricileri i�erir. Buna g�re; �d�llendirme, istenilen davran��lar� yerle�tirmek i�in ��rencide haz yaratacak �zendiricileri ve peki�tiricileri uygulamakt�r. �zendirici ve peki�tiriciler, ��renciye haz veren t�m g�d�leyicileri kapsar. �v�lme, bir g�d�n�n doyurulmas�, amaca ula�ma, ba�ar�l� olma, g�ze girme, be�enilme, sevilme, ok�anma, bir olana�a kavu�ma, bir yarar sa�lama gibi t�m uyar�c� ve peki�tiriciler ��renciye haz verdi�i oranda �d�ld�r. Cezaland�rma:Ceza ��renciye 1) �stenilmeyen davran��tan al�koymak i�in uygulanan �nleyiciler; 2) �stenilmeyen davran���n yinelenmemesi i�in konulan yasaklay�c�lard�r. Buna g�re cezaland�rma, istenilmeyen davran��� yapt�rmamak i�in ��renciye elem verecek �nleyiciler ve yasaklay�c�lar� uygulamakt�r. G�zda�� Verme:G�zda��, y�ld�rma ve korkutmay� i�erir. Y�ld�rma, ��retmenin ��renciye k�t� davranmas�; korkutma ise k�t� sonu�lar� g�stermesidir. G�zda�� ��rencinin ki�ili�ine uygun ve uygulanabilir olmal�; uyguland���nda e�itsel amac�na ula�abilmelidir. Tersi oldu�unda, g�zda��n� veren ��retmenin ��renciler �zerindeki etkisi d��meye ba�lar. Yar��a Sokma:�nsan�n ba�kalar�ndan �st�n ve ileride olma iste�i, onu yar��maya y�neltir. ��renmede yar��ma iste�inden yararlanmak gerekebilir. Ancak yar��man�n istenen amaca ula�mas� i�in zaman�, s�resi ve d�zeyi �nceden planlanmal�d�r. Yar��ma yararl� olabilir ama iyi d�zenlenmemi� bir yar��man�n zarar� daha �oktur. Kimi ��renci, k�skan�l�k, ba�ar�s�zl�k, h�rs, i�ed�n�kl�k, sald�rganl�k vb. tutumlar� geli�tirebilir. ��rencinin, daha �nceki ba�ar�lar�n�n �st�nde ba�ar� elde etmesi i�in,kendi ile yar��mas� gerekir. Bu t�r yar��ma en iyisidir. Ba�ar�l� K�lma:��renmeye g�d�lemede ve disiplinin sa�lanmas�nda, ��rencilerin ��renim g�revlerini ba�armas�n� sa�lamak ve onlara ba�arman�n tad�n� artt�rmak, yukarda a��klanan g�d�leme y�ntemlerinden daha etkili ve daha e�itseldir. Ba�ar�l� olma, insan�n �nemli g�d�lerinden biridir. E�er ��renci, yapt��� �al��malar�n ba�ar�ya ula�aca��n� g�r�rse ��renmeye g�d�lenir. B�ylece ba�ar�n�n kendisi, ��renme i�in bir �d�l olur. Ba�ar�l� olma g�d�s�n�n kayna��nda bilinmeyeni bilme, be�enilme, kendini tan�tma, ba�kalar�nca benimsenme, bir k�meye ya da s�n�fa ili�kin olma, �zger�ekle�tirme g�d�lerinden biri ya da birka�� bulundu�unda, ��rencinin ba�ar�ya g�d�lenmesi daha da g��l� olur. KAYNAKLAR: (1) E�itim Psikolojisi Cavit Binba��o�lu 9. Bas�m (2) E�itim Psikolojisi �brahim Ethem Ba�aran 1998 Ankara (3) E�itim Psikolojisi Arthur I. Gates, Arthur T. Jers�ld, T.R. Mc Connell, Robert C. Challman �eviren:Necmi Z. Sar� (4) Ana Britannica Genel K�lt�r Ansiklopedisi Cilt 17 Ana Yay�nc�l�k A.�.
Not:�niversite notlar�ndan derlenmi�tir.
http://www.sinifogretmeniyiz.biz , S�n�f ��retmenlerinin Kaynak Sitesi