21.Yüzyıl Türkiyesinde İlk ve Ortaöğretimde Eğitim Sorunları adlı doküman sinifogretmeniyiz.biz sitemizin
kategorisinde yer almaktadır. Bu kategoride
dosyasına benzeyen başka dokümanlar dabulabilirsiniz. Bu kategori de ilkokul 1.sınıf, 2.sınıf, 3.sınıf, 4.sınıf ve ortaokul 5.sınıf, 6.sınıf, 7.sınıf, 8.sınıf dosya ve dokümanlarına ulaşabilirsiniz.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki hemen indir bağlantısına tıklamanız yeterlidir.
21. Y�ZYIL T�RK�YES�NDE �LK VE ORTA��RET�MDE E��T�M SORUNLARI
Giri�
Bu sunumda i�inde bulundu�umuz �a��n gerekleri ve bu gerekliliklere ters olarak �lkemizin ilk ve orta��retim sistemindeki sorunlar�n�n neler oldu�u ortaya konmu�, al�nmas� gereken �nlemler �zerinde durulmu�tur.
D�nya nereye gidiyor?
Sorunlar�n ortaya konmas� ve ��z�m �nerilerini belirtmeye bir dayanak olmas� bak�m�ndan son y�llarda en �ok kullan�lan ve tart���lan baz� kavramlar�n a��klanmas�, “nereye gidiyoruz” sorusunun yan�tlanmas� baz� ipu�lar� sa�layabilir. Bu kavramlar “bili�im toplumu” ve “k�reselle�me” kavramlar�d�r.
Bili�imdeki geli�melerin etkisiyle d�nya bir bi�imde k�reselle�mektedir. Bili�im Teknolojilerinin ne oldu�unu ve bu Teknolojileri nas�l bir toplum yap�land�raca��n� ve T�rkiye’nin nas�l bir konuma gelece�ini tart��maya ba�lamadan �nce, bu g�ne de�in �lkemizde bir kamuoyu olu�turabilecek amac� ile yap�lan giri�imleri bir b�l�m�n�n k�sa d�k�m�n� vermekle s�ze ba�layal�m.
Bili�im teknolojileri �retim ili�kilerinde �ok �nemli de�i�iklikler yapmas�n�n yan� s�ra toplumsal s�n�flar�n yeniden bi�imlenmesine yol a�m��t�r.
Bizim ��z�ms�zl�kle u�ra�t���m�z ortamda d�nya h�zla bili�im �a�� y�n�nde yol al�yor. D�nya d�zeni yeniden �ekilleniyor. AB ve NAFTA (Kuzey Amerika) kendi arka bah�elerini d�zenleyerek 21. y�zy�la haz�rland�lar. Buna kar��n T�rkiye’de kendilerinden ��z�m beklenen gruplar ��z�m �retmek yerine g�nl�k sorunlar�n alt�nda ezilmi� durumdalar (Erkan 1998: 246).
Bili�im s�zc���n� Ayd�n K�ksal; “�nsano�lunun teknik, ekonomik ve toplumsal alandaki ileti�imde kulland��� ve bilimin dayana�� olan bili�imin �zellikle elektronik makineler arac�l��� ile d�zenli ve ussal bi�imde i�lenmesi bilimi “olarak tan�mlam��t�r (Ceyhun ve �a�layan 1996:6).
Bili�im uzaklar� yak�n etmi�, d�nyay� bir k�y haline getirmi�tir. Bu s�re�te bilgi bir yandan parmaklar�m�z�n ucu kadar yak�nken, bir yandan da onu �reteni �ok g��l� hale getirmi�tir.
Bili�im ve K�reselle�me
Son y�llarda estirilen �zelle�tirilme, serbest rekabet, k�reselle�me r�zgarlar�n�n bili�im devrimiyle ayn� g�nlerde estirilmeye ba�lamas� bir rastlant� de�ildir. Olay, geride b�rakmakta oldu�umuz Sanayii Toplumunun kavramlar� ile irdelenmektedir.
K�reselle�me, toplumlar �zerinde b�y�k bir bask�, d�nya sisteminde yayg�n bir toplumsal korku olu�turur ve d�nyada egemenlerin ��kar�na olup bitenleri r�za g�sterme amac�na d�n�k olarak i�levde bulunur. Kapitalizmin m�zminle�en krizi olan k�reselle�me, ayr�cal�klar�n ve mahrumiyetin, servetin ve yoksullu�un, kaynaklar�n ve acizli�in, g�c�n ve g��s�zl���n, �zg�rl���n ve k�s�tlaman�n yeniden da��l�m�d�r; k�saca emperyalizmin yeni bir formudur (K�z�l�elik 2001: 66).
Ayd�nlar�n bir kesimi k�reselle�me ve bili�im toplumunu kavray�p ona g�re davranmak yerine her duyduklar� moda kavrama s�ms�k� sar�l�rken, di�er kesimi de k�reselle�meyi sadece yeni emperyalizm olarak g�r�p ona tepki �retmekten �teye gitmemektedir. Bu nedenle �lkeyi bili�im toplumuna ta��yacak reform ve yeniden yap�lanma �al��malar�nda ciddi ad�mlar at�lmamaktad�r. T�rkiye de insanlar adeta uyur gezer durumdalar. Ani bir �okla hepimizin uyanmas�, ay�lmas� ve yeni Kurtulu� Sava�� motivasyonu ile bili�im �a��na ve bili�im toplumuna ge�i� seferberli�i ba�lat�lmal�d�r (Erkan 1998: 17).
��z�m�n temelinde �ok ayr�nt�l� ve bilin�li bir planlama ile ince stratejiler yatmaktad�r. Kendi halinde b�rak�lm�� bir ortamda, bili�im toplumunun; d�nya g�r���, bak�� a��s�, yap�lar�, y�ntemleri, ama�lar�, vizyonlar� ve ara�lar� bilinmeden bili�im toplulu�una ge�i� m�mk�n de�ildir. Bili�im toplulu�una ge�i� bilin�li, programl�, planl�, ama�l�, karar ve uygulamalara ba�l�d�r. Ancak T�rkiye’de �u anda bili�im toplumuna ge�i�in d���nsel temelleri yeterli olgunlukta de�ildir. Sanayile�me s�recini tamamlamad���, modernle�emedi�i i�in ve bu toplumun birikimine tam anlam�yla sahip olmad��� gibi daha ileri bir a�aman�n �n ko�ulu olabilecek ortamda yok, yenilik yaratmaya y�nlendirici ortam ise hen�z olu�mam��t�r. Kendi ak���na b�rak�lm�� bir toplumsal geli�me s�reci i�inde T�rkiye’nin bili�im toplumuna ge�i� �ans� bulunmuyor. Zaten politik istikrars�zl�k, toplumsal enerjinin k�sa d�nemle g�nl�k sorunlarla u�ra�mas�na yol a��yor. Oysa bili�im toplumuna ge�i� uzun d�nemli bak�� a��lar� ve planlama ve uygulama i�inde gelece�in toplum yap�s�n� yaratmaya y�neliktir. Bu ko�ullarda T�rkiye potansiyelini g�nl�k i�lere, zaman�n� da bo�a harc�yor.
B�t�n bu olumsuzluklara ra�men T�rkiye bili�im toplumuna ge�ebilir mi? Belli ko�ullar� yerine getirebilirse ancak o zaman ge�ebilir. Peki bunun yolu nedir ve nas�l olabilir? Bili�im toplumuna ge�i� i�in; ge�mi� de�il gelecek �nemlidir. Bili�im toplumunda temel �retim fakt�r� bili�im olurken, kalk�nma s�recinin i�eri�i ve bu nedenle kalk�nma stratejileri de�i�mek durumunda kalm��t�r. Art�k �lkelerin birbiri kar��s�nda �st�nl�k sa�lamas� k�t olan sermaye birikimine dayanm�yor. Bili�im toplumunda zenginli�in kayna��, bilgi �retmeye y�nelik yeniliklerdir. Yenilik ve bilgi i�in s�n�r yoktur. Bili�im toplumunun geli�me stratejisi geli�me stratejisi olarak g�ndeme geliyor. Yenilik�i strateji de�i�imi ve yeniden yap�lanmaya y�neliktir. Bu da yap�sal de�i�imler ve reformlar� gerektiriyor.*T�rkiye i�in yenilik�i strateji, h�zla bili�im toplumuna ge�i� sa�layacak, eski toplumsal yap�lar� yenileyecek reformlar ile yenilikleri �retecek birimleri olu�turmas�ndan ge�iyor (Ceyhun ve �a�layan 1996: 143).
Bu hedefe ula�mak ise ancak ve ancak e�itimle olanakl�d�r.
T�rkiye’de toplumun bir y�ne ta��nmas� �ncelikle kamusal politikalar�n olu�turulmas�na y�nelik, bili�im toplumu, bili�im teknolojileri, yenilik�i insan ve yenilik�i e�itim i�in kamusal politikalar �retilmesi gerekiyor. T�rkiye de bu y�nde �al��malar olduk�a yetersizdir.
�n�n� �niversitesinde yapt���m�z bir anketin sonu�lar� bu y�nden olduk�a anlaml�d�r. �rneklemdeki ��rencilerin % 60’� bili�im �a��n�n getirdiklerinden, nas�l bir �a�a girmekte oldu�umuzdan habersizdir.
B�L���M TOPLUMUNUN GEREKT�RD��� �NSAN MODEL�
Bu insan modelini yeti�tirecek e�itim sistemi, okullar ve �zellikle e�itim s�recini y�r�ten ��retmenlerin farkl� �zelliklere sahip olmalar�n� beklemektedir. Temel �zelli�i “��renme” olan bili�im toplumunun olu�mas�nda ��retmenlerin rol� �nemlidir. ��retmenler bili�im toplumunun y�kselen de�erlerinin kazan�lmas� s�recinde ��rencileri ile ne t�r ili�kiler kurmal�d�r? E�itime yans�yan ileri teknoloji sonucunda olu�maya ba�layan duvars�z s�n�flar, uzaktan ��retim, multimedya ile ��renme, ��renci merkezli ��renme, internet okullar� v.b. ��retmen ve e�itim y�neticilerinin rol� nedir? Bili�im insanlar�n� yeti�tirmekle g�revli ��retmenler bili�im insan� m�d�r? ��retmenler s�rekli ��renme al��kanl���n� edinmi� birer bili�im insan� olarak nas�l yeti�tirilebilirler (F�nd�k�� 1998: 83)?
Yap�lan bir ara�t�rmaya g�re ��retmen ve y�neticilerin tamam�na yak�n k�sm� kendilerini geli�tirmeleri gerekti�ine inan�rken ancak her d�rt e�itimciden birisinin kendini geli�tirmeye y�nelik etkinlikte bulundu�u belirlenmi�tir. Ara�t�rman�n ilgi �eken bulgusu ise; e�itimcilerin �nemli bir �l��de kendilerini geli�tirme ihtiyac� hissettikleri, bir anlamda yetersizliklerinin fark�nda olduklar�d�r. �yle ki her on ��retmenden yedisi bu ihtiyac� dile getirmi�tir. Ara�t�rmada uygulanan Kendini Geli�tirme Envanteri (KGE) sonu�lar� ise e�itimcilerin a��rl�kl� olarak, bili�im teknolojileri, insan ili�kileri, zaman y�netimi, s�n�f i�i y�netim gibi konularda kendilerini geli�tirmek istediklerini g�stermi�tir.
Modern zamanlarda ��retmenlerin en �nemli rollerinden birisi “bilgi aktarma”d�r. Bili�im Toplumunun y�kselen de�erleri �����nda ��retmenlerin bilgi aktar�c� de�il, ��rencilerin hangi bilgiyi nerede arayaca��n�, ona nas�l ula�aca��n� ��retmektir.
E�itimde Paradigma De�i�imi
E�itimin bu �lkede son yirmi y�lda gelen hi�bir h�k�metin �ncelikli alanlar�ndan olmad���n� biliyoruz. Milli E�itim Sistemi art�k b�rak�n sorunlu olmay�, tam anlam�yla ��km�� ve iflas etmi� durumda iken bu �lkede hi�bir h�k�met ciddi ve partiler �st� bir yakla��mla e�itimi g�ndeme getirmedi.
2000’li y�llar�n ulusal e�itim politikas�n� belirlerken, bili�im �a��na ge�mek isteyen T�rk toplumunun gereksinim duyaca�� niteliklerle donanm�� bireyi ve bu bireyi yeti�tirmek i�in gerekli yap�lar�n kurulmas�, politika ve stratejilerin geli�tirilmesi ve ya�ama ge�irilmesi �nemle dikkate al�nmal�d�r. Toplumun �ncelikler listesinde e�itimi birinci s�raya almas� gerekir.
Tablo: E�itimde Say�sal Veriler (2000-2001)
Okul Say�s�
��retmen Say�s�
��renci Say�s�
��retmen ��renci Oran�
Okulla�ma Oran�
Okul�ncesi
8.996
12.265
228.503
�lk��retim
36.047
345.001
10.289.233
Orta��retim
5.967
134.815
2.128.957
Y�ksek��retim
73
71.440
1.004.274
TOPLAM
Kaynak: 2001 Y�l� Ba��nda Milli E�itim. Milli E�itim Bakanl���.
�LK VE ORTA��RET�MDE G�ZLENEN SORUNLAR
Genel Durum
Standardize edilmi� �l�me testleri ve s�navlar, fabrikalar�n seri �retiminden �rnekleyerek geli�tirdi�imiz seri �retim ve �r�n say�s�na benzer olan daha �ok mezun ve daha �ok diploma, merkezi ve hiyerar�ik okul y�netimi, b�rokratik okul s�reci, kesin hatlar� ile belirlenmi� zaman kullan�m� (okul s�resi, ders saatleri, teneff�s aralar�), bireyler i�in ba�kalar� taraf�ndan d�zenlenmi� de�i�ik e�itim t�rleri, e�itim a�amalar�n�n kal�n �izgilerle birbirinden ayr�lmas�, belli bir s�ra ve d�zende bu a�amalarda y�kselme, e�itim programlar�n�n kesin ve kat� �izgilerle belirlenmi� olmas�. End�stri devrimini takip eden, e�itim sistemlerindeki yayg�n uygulamalar� tan�mlayan bu ��eler bizim e�itim sistemimizde katmerli bir �ekilde uygulanm��t�r.
Hasan �im�ek, e�itim ad�na yapt�klar�m�z� de�erlendirirken �unlar� s�yl�yor: Bat�dan, kuzeyden, g�neyden ve do�udan gelen d��man tehdidinden korkmay�n, as�l tehdit bu yeti�tirdi�imiz “�oktan se�en ku�akt�r” doksan dakikada doksan adet �oktan se�meli soruyu yan�tlamaya programlanm�� bu ku�ak hi�bir �eyi sorgulam�yor, d���nemiyor, konu�am�yor ve tart��am�yor. Kendi ellerimizle bu �lkenin gelece�ine tuzak kurdu�umuz �ok a��kt�r.
Aktif eri�kin n�fusun ortalama e�itim d�zeyi a��s�ndan kendinizi k�yaslamaktan �ok ho�land���m�z �lkelerin �ok gerisindeyiz. Yirmibe� ya� �st� aktif �al��an n�fus a��s�ndan �lkemizde ki�i ba��na d��en e�itim ortalamas� 3,5 y�ld�r. Bu demektir ki, biz herkesi anayasam�zda yazmas�na ra�men, ilkokul mezunu dahi yapamam���z.
E�itim sistemimizdeki sorunlar �u ba�l�klar alt�nda toplanabilir:
1-Ezbercilik
Ezber bir �eyin de�i�mezli�ine olan inan�t�r. Ger�ek tektir. Bireyi tek yolculu�a ve sonu�ta d���nme tembelli�ine ve totaliterli�e g�t�r�r. Yarat�c�l��� yok eder, birey akl�n� birilerine emanet eder ve onun s�r�s�n�n bir par�as� haline gelir. Bu birileri, siyasi bir �nder ya da bir �eyh olabilir. Ezbercilik ayd�nlanman�n kar��s�nda yer al�r.
Ezbercilik; ilkokuldan �niversiteye kadar t�m e�itim sistemi �er�evesinde her d�nemde de�i�en “resmi ideolojinin do�rular�”n� ��retmeyi ama�lam��t�r. Osmanl�dan bu yana e�itim sistemlerimizin temel amac� “itaatkar kul” yeti�tirmek oldu�u ger�e�i de bunun �zerine gelince ezberin ni�in de�i�mez bir y�ntem oldu�u daha iyi anla��lmaktad�r.
Bu t�r bir e�itim sisteminin yeti�tirece�i insanlar�n “kal�p�� ve tepkisiz” olmas� ka��n�lmazd�r. Bunun nedenleri ise �unlard�r (Titiz 1998: 34-35):
A) E�itim siteminin geleneksel motifi : “��renme “
��retim, ��retmen, e�itim gibi s�zc�kler dahi sistemin temel felsefesini rengini belli etmektedir. Do�ru oldu�undan ��phe bulunmayan ��retilerin gerekirse zorla dahi olsa �ocuk ve gen�lere ��retilmesi ki�inin ihtiya�lar� ve ��renme profilline g�re kendi h�z�nda ��renmesi yerine, do�ru oldu�u varsay�lan bili�imlerin ��retilmesi ve bunun do�am uzant�s� olan ezberin olas� nedenleri �unlar olabilir:
Bireyin ana ama� de�il,devletin varl���n� s�rd�rmesi i�in bir ara� olarak varsay�la gelmi� olmas�. Bir ba�ka deyi�le,devlet i�in do�ru, iyi g�zel olanlar�n bellenmesinin ana ama� olan devletin bekas� i�in yeterli g�r�lmesi,
�ocuklar�n do�al ��renme y�ntemlerinin iyi et�t edilmemi� ve bu nedenle de onlar�n, ��retilmeye muhta� varl�klar olarak alg�lana gelmi� olmas�.
Geleneksel din e�itimindeki y�ntemin ezber olu�undan kaynaklanan al��kanl�k.
E�itici kadrolar�n �o�unlu�unun, e�itimdeki geli�meyi izleyememeleri
1-E�itim sorunlar�n�n daima nicel olarak anla��lmas� ve sorunlar�n okul say�s�, ��retmen say�s�, �cret ve benzeri gibi parametrelerle a��klana geli�i.
Toplumun d���nce bi�eminin nedenselli�e de�il kal�p��l��a dayal� olu�u
E�itici kadrolar�n �o�unlukla niteliklerinin yetersiz olu�u
Politik s�n�f�n niteliklerinin yetersiz olu�u nedeniyle sorunlar� basit ve pop�list a��klama e�ilimleri
e) Tek tip insan yeti�tirme arzusu.
B) Yarat�c�l���n ho� kar��lanmad��� geleneksel tutum
C) Tepki g�steren bireyler aras�nda uzla�� sa�laman�n mevcut y�netim kadrolar�nca y�netilebilir olmay���
D) Tepkisizli�i benimsemi� bireylerin baz� hallerde a��r� ve y�k�c� tepkiler g�stermelerinin yaratt��� korku.
2- Geleneksel E�itim Anlay��� ve G�vensizlik
Geleneksel e�itim anlay���, e�itimi sadece bili�sel ve entelekt�el alanla s�n�rlam��t�r. Bilgiyi hap yap�p veren bir e�itim modeli yerine, ancak ��renciyi ara�t�rmaya ve problem ��zmeye y�nelten bir e�itim modeliyle s�z konusu olan bu �lkenin gelece�ini kuracak �ocuklar�m�z� yeti�tirme modelidir. “A��n defterlerinizi s�ylediklerimi yaz�n ve ezberleyin” diye derse giri� yapan ��retmenlerle bu yap�lamaz.
Bu ba�lamda toplumun “T�rk ulusu zekidir, T�rk ulusu �al��kand�r ...” s�zlerinde kendisini bulan bir kimlik ve �zg�ven a��lamas�na ihtiyac� vard�r. Biz bunu daha �nce yapt�k, kesinlikle yine yapabiliriz. Bunun i�in tek gerekli �ey kendimize g�ven ve e�itimdir (Karak�t�k 2001: 200).
Toplumun, ekonominin, siyasetin s�k s�k ��kmaza girdi�i �lkemizde kendimizi, ge�mi�imizi ve sistemimizi sorguluyoruz. Oysa insan�m�z ge�mi�teki zorlu deneyimlerinden y�z ak�yla ��km��t�r. Bu da eksikli�in bizim insanlar�m�zda de�il, onun yeti�tirme tarz�nda oldu�unu g�steriyor.
3- Birle�tirilmi� S�n�flar Sorunu
Birle�tirilmi� s�n�f, birden fazla s�n�f�n bir ��retmen y�netiminde birlikte �al��mas� esas�na dayal� olarak olu�turulmu� bir s�n�ft�r. Birle�tirilmi� s�n�f uygulamas� ekonomiklik a��s�ndan d���n�lm�� bir �zlem ve da��n�k yerle�im birimlerinin sonucu olarak ortaya ��km��t�r.
�lkemizde birle�tirilmi� s�n�flar daha �ok k�y olgusuna dayanmaktad�r. Birle�tirilmi� s�n�flar uygulamas� sadece bizim �lkemize �zg� bir durum de�ildir. Bu durum yerk�re �zerinde yer alan bir�ok �lkede uygulanan bir ��retim uygulamas�d�r.
Birle�tirilmi� S�n�f Uygulamas�n�n Sak�ncalar� (K�kl� 2000: 31):
��retmenin g�rev ve sorumluluk boyutu artmaktad�r.
��retmenin yapaca�� haz�rl�k artmaktad�r.
�lk��retimin t�m hedeflerine ula�mak g��le�ir.
��retmenlerin tamam� birle�tirilmi� s�n�flarda ��retim konusunda yeterli birikime sahip de�ildirler.
5- ��retmenin ��rencilere ve ders konular�na ay�rd��� zaman azalmaktad�r.
4-Yabanc� Dilde ��retim Sorunu
Ortaokul ve liselerimizde, her s�n�fta, haftan�n belirli saatlerinde yabanc� dil dersi okutula gelmektedir. �yle ki; 6 y�ll�k orta��retim boyunca, her ��renci toplam 2.000 saat kadar yabanc� dil dersine girip ��kar. Ne var ki, e�er e�itimin niteli�i son y�llarda ba� d�nd�r�c� bir h�zla d��t��� g�r�len Anadolu Liseleri ya da Kolej ad� ta��yan �zel liselerden mezun de�illerse, alt� y�ld�r dil dersi alarak liseyi bitirmi� olan bir gencin bir yabanc� dili do�ru d�r�st konu�tu�u pek s�k g�r�len bir durum de�ildir. Oysa bir ki�inin yabanc� dili normal olarak 6-7 ay i�inde s��d�r�labilen 700-800 saatlik bir ders sonunda ��renebildi�i ara�t�rmalar ve uygulamalar sonunda anla��lm��t�r.
�lkemizde “yabanc� dilde”e�itimin dilimizin daha da bozulmas�na �n ayak oldu�unu d���n�yoruz. Okullar�m�zda da Tanzimat d�nemine �zg� e�itim verilip o y�nde insan yeti�tiriliyor. T�m bu olumsuzluklar ulusall���m�z� yok etmeye y�neliktir. T�rkiye Kurtulu� Sava�� �ncesindeki gibi yo�u bir emperyalist sald�r�yla kar�� kar��yad�r. Bu sald�r�lar�n ba��nda da dilimize y�nelik sald�r�lar �nemlidir. Dilimizin yozla�mas�na ve dolay�s�yla ulusall���m�z�n yok edilmesine kar�� durmal�y�z (Sar�aslan 2000:36)
T�rk�e e�itim T�rkiye’nin ba��ms�zl�k sorunudur.
T�rkiye T�rk�e’sinin bug�n i�in e�itim ve ��retimde ciddi sorunlar� vard�r. Okuma yazmada ayd�nlar�m�z�n T�rk�e’yi yanl�� kullanmas�, konu�urken duygu ve d���ncelerin d�zg�n ifade edilememesi en �nemli sorundur. Kelimelerin yanl�� telaffuzu, tamlamalar�n yanl�� kullan�lmas�, vurgulamada yanl��lar yap�lmas� T�rk�e’yi yozla�t�rmaktad�r.
T�m sorunlar�n k�keninde T�rkiye’de e�itimin iflas etmi� olmas� yatmaktad�r.
�lk ve Ortaokullarda �ocuklar�m�za anadilimizi ��retememekteyiz. Dilimizi edebiyat ve k�lt�r seviyesinde ��retmeliyiz. Dilbilgisi kurallar� ezberletilerek T�rk Dili ��retilemez.(Sar�aslan 2000:23)
5- Demokratik ve Laik E�itim Sorunu
Frans�z devrimci Danton “Ekmekten sonra halk�n ilk gereksinimi e�itimdir” demi�tir. �nsan ve toplum ya�am�nda e�itim; birinci derece gereksinmesinden hemen sonra geliyorsa, bundan da kast edilen dogmatik de�il laik e�itim ise, o zaman e�itim ve demokrasi, demokratik toplumlarda birbiriyle i�i�e iki temel kavramd�r. �yle ki laik e�itim olmazsa demokrasi olmaz, demokrasi olmazsa laik e�itim olmaz
Ku�kusuz bu nedenle ba�ta Mustafa Kemal olmak �zere Cumhuriyeti kuranlar, e�itimi hem Cumhuriyetin hem de demokrasinin alt yap�s� olarak kabul etmi�lerdir. Cumhuriyetin ilk 27 y�l�ndaki h�zla devrimci at�l�mlar�n �n� kar�� devrimcilerle kesilmi� olmasayd�, daha a��k deyi�le demokratik laik e�itim geli�tirilerek �d�n verilmeden s�rd�r�lebilseydi 2001 y�l�nda T�rkiye, bug�n bulundu�u noktadan �ok daha ileri bir konumda bulunacakt�. T�rk toplumu, demokratik laik e�itimi �z�mseyebilseydi bug�n okumaz- yazmaz n�fus kalmazd�. �eriat��-�rk�� siyasal partiler bu denli halk deste�ine sahip olmazd�,dolay�s�yla �lkemiz ter�rle yat�p,ter�rle kalkar duruma d��mezdir. O zaman �lkemiz AB’nin giri� kap�s�nda bekletilmez �ye olmaya davet edilir, bulundu�u co�rafyada hak etti�i sayg�n yere gelebilirdi.
Bunun i�in demokratik laik e�itimi, �ncelikle t�m ��retmenlerin e�itim y�neticilerinin, e�itim deneticilerinin; k�saca t�m gen�lerin ve ayd�nlar�n �z�msemesi, sonrada yeni ku�aklar� yeti�tirmeleri gerekir (Adem 2001:10)
Laiklik demokrasinin �n ko�uludur. Demokrasi laikli�e dayan�r. Ger�ek demokrasiler laik olanlard�r. E�itimin �nemli g�revlerinden biri demokrasi e�itimidir. Kitlenin se�me ve se�ilme hakk�n� iyi ve bilin�li kullanmas� e�itim d�zeyinin yetersizli�i nedeniyle ger�ekle�tirilememektedir (Karak�t�k 2001: 41)
Laik e�itim: “Din etkisinden kurtulmu� olan bireylerin dinsel inan�lar�na herhangi bir bi�imde kar��mayan ve ��retim kurumlar�ndaki �al��malar ile din i�lerini birbirinden ayr� tutan e�itim”dir. Laik e�itim, yaln�z din e�itimi ve ��retimin yap�l�p yap�lmamas�yla s�n�rland�r�lacak bir konu de�ildir. Ayn� zamanda e�itim programlar�n�n ve ders i�eriklerinin bilimsel ilkelere dayand��� y�neticileri ve ��retmenlerin nesnel davran��lar g�sterdi�i e�itimdir (O�uzkan 1981:102).
Atat�rk�� e�itimin laiklik politikas� b�t�n etkenleri i�eren sistemli bir politikad�r. Din i�leriyle toplum d�zeni kesinlikle birbirinden ayr�l�rken, bu ayr�lma dine kar�� a��k�a bir bask�yla sonu�lanmam��t�r. Ama�; dini ki�ilerin i� d�nyalar�ndan d��ar�ya ta�mayan bir inan�lar b�t�n� durumuna getirmek, onu toplum i�lerinde ve toplumsal g�revlerinden s�yr�l�p vicdanlara itmektir (�zden 1991: 43).
Atat�rk�� E�itim Politikas�
1926 y�l�nda Milli E�itim Bakanl���’n�n yay�nlad��� bir genelgede e�itimin, ulusal, laik, bilimsel ve demokratik olarak belirlendi�i ��yle ifade ediliyordu (Sakao�lu 1992: 34-35):
“T�rkiye’de herkesin milli ve d�nyevi, modern ve demokratik bir terbiye almas� esast�r... E�itimin “milli” olmas�ndan maksat, gen�leri, ya�ayan b�t�n kurumlar�, d���nce ve idealleriyle milli topluma uydurmakt�r... D�nyevi kelimesinden hedeflenen anlam, e�itimin “laik” olmas�, d���nceyi daraltan ve vicdan �zg�rl���n� k�ran her t�rl� dini etkiden uzak bulunmakt�r. Modern deyimiyle, e�itimin, y�ntemler ve teknikler bak�m�ndan en yeni bilimsel kurallara g�re s�rd�r�lmesi, demokratiklik ile de e�itim ve ��retimin b�t�n olanaklar�ndan kad�n erkek t�m ulus bireylerinin e�it derecede yararlanmas�, serveti, toplumdaki yeri ne olursa olsun her gencin yetene�i ve zekas� derecesinde ��renim g�rebilmesine hi�bir engelin konmamas� d���n�lm��t�r.”
“�lk��retimin milli ve demokratik olmas�, k�z erkek, zengin yoksul b�t�n millet �ocuklar�n�n ayn� bi�imde e�itim g�rmesi, bu ilkenin zorunlu bir sonucudur. Yine, ilk��retimin mesleki e�ilimlerden, dini etkilerden uzak tutulmas�, ilk��retim program�na yabanc� dil konulmamas� da bu ilkeye dayan�r.”
6- Nitelikli ��retmen Sorunu
�n�n� �niversitesi ��rencileri aras�nda yapt���m�z ara�t�rmada �rneklemdekilerin %100’� e�itim sistemimizde nitelikli ��retmen yoklu�unu dile getirmi�lerdir. Asl�nda bunun i�in ara�t�rma yapmaya bile gerek yoktur. Kendi ��rencilik deneyimlerimizi g�zden ge�irmemiz ve gazete ba�l�klar�na bakmam�z yeterli olacakt�r.
1990’l� y�llarda bile ��retmen olmayan 130 bin �niversite ve Y�ksekokul mezunu ��retmen olarak atanm��t�r. E�itim fak�ltesini bitirenlerin bile nitelikleri tart��mal�d�r. Oysa, nitelikli ��retmen pek �ok sorunu kendili�inden ��zebilir.
Di�er �nemli Sorunlar
E�itim sistemi okul i�ine d�n�k kalm��t�r. �evre ve i� hayat� ile okul ili�kisi son derece s�n�rl� olup, i�levsel ��retim ger�ekle�tirilememi�tir.
E�itimde g�zlem ve uygulama y�nteminden yeterli �l��de yararlan�lmamaktad�r.
Her kademede ders ara� ve gere�leri yetersizdir.
��rencileri genel e�itimden, mesleki e�itime kayd�rmada ba�ar� sa�lanamam��t�r.
��rencilerin ruhsal ve bedensel geli�imine �nem verilmemi�tir (Beden E�itimi derslerinde Matematik dersinin i�lenmesi gibi).
T�rk k�lt�r ve temel de�erleri e�itim programlar� arac�l���yla aktar�lmamaktad�r.
��retim ezbere dayanmakta, analitik, senteze g�t�r�c� ve yarat�c� d���nce geli�tirilmemektedir.
Okulsuz �ocuklar�m�za ula�mak, tek derslikli okullar� geni�letmek, ikili ve ��l� ��retime son vermek, kalabal�k s�n�flar� 35-40 ki�ilik s�n�flara d�n��t�rmek, ge�ici ve harap binalarda ��retim yapan okullar� binalara kavu�turmak i�in binlerce yeni okul ya da on binlerce yeni derslik in�a etme gereksinmesi vard�r.
E�itim kurumlar�n� ��rencilerin ilgi, yetenek ve kapasitesine uygun bir meslek kazanaca��, yaparak-ya�ayarak e�itim yapabilecek bir ortama kavu�turma gereksinmesi vard�r.
Orta��retim kurumlar�n� s�ratle uygulamal� e�itimin yapabilece�i at�lye, laboratuar, bah�e, ara�-gere� ve �e�itli alanlarda yeti�mi� usta-��retmenlere kavu�turma gereksinmesi vard�r.
Mesleki-teknik gibi pahal� bir e�itime yat�r�lan paralar�n verimli olabilmesi i�in; mezunlar�n, e�itimleri do�rultusunda istihdamlar� ile, �lkenin i� piyasas� i�lemlerine y�nelik e�itim programlar�yla ��renimlerini s�rd�rmeleri gereksinmesi vard�r.
Genel e�itimle mesleki e�itimi kayna�t�rma ve b�t�n orta��retim kurumlar�n� merkez te�kilat�nda ve ta�rada tek y�netim alt�nda toplama gereksinmesi vard�r.
�yi bir rehberlik ve y�nlendirme sistemiyle ��renciyi ke�federek, onun, yeteneklerine uygun alanlara y�nlendirilmesini sa�lama ve ba�ar�s�zl�klar� �nleme gereksinimi vard�r.
E�itim ve okul y�neticili�ini belirli e�itim ve deneyim niteliklerini gerektiren bir meslek durumuna getirme gereksinmesi vard�r.
��renciler, uygulanan k�l�k k�yafet d�zenlemesinden dolay� adeta k���k asker gibi olmu�lard�r. D�nya �a� atlamaktad�r bug�n serbest b�rak�lsa okul giysileri, yetkililer k�l�k-k�yafeti yetersiz utan�l�r bulunanlar i�in Sosyal Dayan��ma ve Yard�mla�ma Fonundan donan�m alabilir. Demokrasi �ok sesli, �ok renkli bir ortamda ya�ay�p geli�ebilir. �ok renklili�e, �ok seslili�e okullarda ba�lamadan demokrasinin gerektirdi�i ortam tam olarak olu�amaz. �zg�r giysi bu konuda at�lacak bir ad�md�r (Kaya 1993: 94).
Yukar�da s�ralanan gereksinmeler, e�itim sisteminin yeniden d�zenlenmesini ka��n�lmaz duruma getirmi�tir.
�neriler
Atat�rk�� e�itim felsefesi yeniden uygulamaya konulmal�d�r. ��retmenler bu konuda bilin�lendirilmelidirler.
E�itim programlar� ele�tirici d���nce ve yarat�c�l��� geli�tirecek bi�imde yeniden haz�rlanmal�, ders kitaplar� da bunu sa�layacak bi�imde haz�rlanmal�d�r.
Nitelikli ��retmen yeti�tirilerek ezberci y�ntemler, e�itimde �iddet olgusu gibi ilkel uygulamalar ortadan kald�r�lmal�d�r.
Demokrasi i�in demokratik e�itim ilkesi ya�ama ge�irilmelidir.
Okullarda denetim uygulamalar� daha �a�da� esaslarda y�r�t�lmelidir.
K�reselle�me bir yandan d�nyayla b�t�nle�meyi ifade ederken e�itime d��en g�rev bu becerilere sahip insan� yeti�tirmektir. �te yandan k�reselle�menin yeni emperyalizm bi�iminde uyguland��� da g�r�lmektedir. Bu nedenle e�itim ulusal duygular� geli�mi� ve uyan�k yurtta�lar yeti�tirmelidir.
Bili�im ve bilgi okuryazar� insan yeti�tirmek gerekmektedir.
E�itimde yeni teknolojilerin uygulanmas� �er�evesinde e�itim ara�t�rmalar� ve program geli�tirme �al��malar� te�vik edilmelidir. Bu ama�la orta��retime �e�itli d�zeylerde genel teknoloji derslerinin konmas�nda b�y�k yarar vard�r. Ancak bu derslerin program� �zenle haz�rlanmal�d�r. �ok h�zl� de�i�en teknolojik ortama uyum sa�layabilmesi i�in ilgili dersin program�n�n s�k s�k yenilenmesi gerekir.
E�itime daha fazla parasal kaynak ayr�lmal�d�r.
��retmen yeti�tirme yeniden ele al�nmal�d�r. Y�K, en �ok gereksim duydu�umuz planlamay� zaman�nda ve yeterli bi�imde yapamam��t�r. Y�llard�r s�n�f ��retmeni gereksinimi varken s�n�f ��retmenli�i programlar� a��lmam�� ve adeta herkes ��retmen yap�lm��t�r. �imdilerde ise bir�ok yerde ve gere�inden fazla ��retmen yeti�tirme program� a��lm��t�r. �stelik bu programlar�n ciddiye al�n�r ��retim kadrolar� da yoktur.
Ter�r nedeniyle 15 y�ldan fazla bir s�re G�neydo�u’nun baz� yerlerinde e�itim yap�lamaz olmu�tur. T�rk�e’yi bile ��retemedi�imiz bu yurtta�lar�n yurtta�l�k becerilerinin nas�l geli�tirilece�i �zerinde d���n�lmelidir.
�zel e�itim gerektiren geri ve �st zekal�larla, i�itme, konu�ma ve ortopedik �z�rl�ler; uyumsuzlar ve s�rekli hastal��� olan �ocuklar�n e�itimine gereken �nem verilmelidir. Bu ama�la, �zel e�itim alan�nda g�rev alacak ��retmen ve personelin yeti�tirilmesi i�in gerekli tedbirler al�nmal�d�r (Kaya 1993: 158).
Kalk�nma planlar�nda devlet g�r��� olarak dile getirilen “�lkemizin bat�l� �lkeler d�zeyinde bir kalk�nmay�” ba�arabilmesi ya da b�y�k Atat�rk’�n “�a�da� uygarl�k d�zeyinin �st�ne ��kmak” vasiyetinin ger�ekle�tirilmesi, her �eyden �nce, insanlar�m�z�n de�i�tirilmesine ba�l�d�r. �nsanlar�m�z�n de�i�mesinde, yeni e�itim sistemi, b�y�k g�revlere ve sorumluluklara sahip olacakt�r.
Unutmamak gerekir ki; Atat�rk’�n belirtti�i gibi :
“�lk ve orta��retim; mutlaka insanl���n ve uygarl���n gerektirdi�i bilim ve tekni�i versin. Fakat o kadar pratik bir tarzda versin ki, �ocuk okuldan ��kt��� zaman a� kalmaya mahkum olmad���na emin olsun.”
Bunlar� sa�layacak olanlar�n Atat�rk’�n dedi�i gibi “yeni ku�aklar� yeti�tirecek ��retmenler oldu�unu”nun bilincinde olmak gerekir.
http://www.google.com.tr/search?q=d%C3%BCnyada+e%C4%9Fitim+sorunu&hl=tr&lr=lang_tr&start=20&sa=N
Not:�niversite ders notlar�ndan d�zenlenmi�tir.
http://www.sinifogretmeniyiz.biz