Ali Azak Tarafından Eklenen Sorular
Soldu, günden güne sessiz, soldu.
Dediler hep: Kıza bir hâl oldu.
Tâ içindendi gelen hıçkırığı,
Kalbinin vardı derin bir kırığı.
| 1721) Yukarıdaki şiirin hangi dizelerinde mecazlı anlatım vardır?
A) l-IV B) l-l C) II-IV D) II |
1722) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde koşula bağlı bir anlatım söz konusudur?
A) Hayat kolay değildir. B) Okul, onun için kurtuluş olmuştu. C) Yarın gelirsen sinemaya gideriz. D) Onun tek meziyeti saygı ve hoşgörüdür.
|
1723) Şiirde öğüt, kaba davulculuk; telkin ise sihirli kemancılıktır. Aşağıdakilerden hangisi burada belirtilen yargıya en yakındır?
A) Şiir, düşünceleri anlatmak için bir vasıta değildir, onunla birilerini inandırmak çok zordur. B) Şiirde tavsiye açıktan yapılmamalı, istenen şey hissettirilmelidir. C) Şiiri şiir yapan, yüce duygulan anlatıp insanları bu duygular etrafında toplamasıdır. D) Şiir, yüksek bir sanat olduğundan gayesi sadece sihirli duyguları anlatmak olmalıdır.
|
1724) "Yüksek dağlarda hem yılana, hem de kartala rastlanır. Ama bunlardan biri sürünerek, biri de uçarak çıkmıştır." cümlesinden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Mükemmele ulaşmak için çok çalışmak gerekir. B) Önemli olan hedefe ulaşmaktır. Nasıl gidildiği değil. C) Zahmet çekilmeden kazanılan başarıların anlamı yoktur. D) Başarılar, zorluklarla ulaşıldığında daha değerlidir.
|
1725) Aşağıdaki atasözlerinin hangisi "acelecilik"le ilgili değildir?
A) Bir denmeden iki denmez. B) Ağır git ki yol alasın. C) Acele ile menzil alınmaz. D) Aç, elini kora sokar
|
1726) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?
A) Top oynamayı çok sever. B) Yağmur yağdı, sırılsıklam olduk. C) Bu akşam bize gelmeni istiyorum. D) Seninle buluşursak akşama kadar gezeriz.
|
"Bana hiç bir şey söyleme Sonucuna ben karışmam."
| 1727) Yukarıdaki cümlenin anlamca tamamlanabilmesi için boş yere aşağıdakilerden hangisini getirmek uygun düşmez?
A) Atı alan Üsküdar'ı geçmiş. B) Her şeyinle ben ilgilenirim. C) Bildiğin gibi yap. D) Eline yüzüne bulaştırmış.
|
1728) Aşağıdakilerden hangisi bir tanım cümlesi değildir?
A) Para, iyi bir uşak;kötü bir efendidir. B) Para, kullanılmadıkça işe yaramaz. C) Para,insanı avlamak için en iyi yemdir. D) Para.her istediğimizi yapan sihirli şeydir.
|
"Sabahleyin altı buçukta tabiatla kavga için sokağa fırlayan adam, isterse insanları aldatmak için didinsin, kaç para eder."
| 1729) Yukarıdaki paragrafta geçen "tabiatla kavga etmek için sokağa fırlamak" sözüyle ne anlatılmak istenmektedir?
A) Tabiatı yenmek, ondan yararlanmak için sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlamak. B) Tabiatın olumsuz etkilerinden kurtulmak için onunla mücadele etmek. C) Tabiatla devamlı mücadele içinde bulunmak, D) Çalışmanın insan hayatında çok önemli olduğunu vurgulamak.
|
1730) Hayatın kendisi bir köprü değil midir; diyarlardan "yâr'lara akıp giden ömrümüzde bir sürü "köprü başı" olmaz mı? Köprü, bir yerden bir yere geçme düşüncesinin ya da tercihinin sağlayanı değil midir?
Yukarıdaki parçada altıçizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İki tarafı birleştiren yapı B) İnsanın hayatını kapsayan tüm olaylar C) İnsan hayatının önemli dönüm noktaları D) İnsanın doğum ve ölümünü belirten kısım
|
1731) "Canını dişine takmak" deyiminin eş anlamlısı aşağıdakilerin hangisidir?
A) Canına tak etmek B) Canına okumak C) Canının derdine düşmek D) Canla başla çalışmak
|
"Sanatta, ölene değin, bir yapıta ya da sanatçıya bağlı kalmaktan söz edilemez. Hatta zaman zaman yaşamda olduğu gibi sanatta da "Ben bu yazarın, bu ressamın nesini sevmişim?" diye eski bir aşka dudak bile bükülebilir.
| 1732) Bu paragraftaki "dudak bile bükülebilir" söz grubunun anlamına en yakın kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Gençliğimde beğenerek okuduğum kitaplar bugün benim için hiçbir şey ifade etmiyor. B) Geçmişte benim için değerli olan tüm şeyler değerlerini aynen koruyorlar. C) Böyle davranman yüreğimdeki sevginin azalmasına yol açıyor. D) Şiirden oldum olası hoşlanmamışımdır.
|
1733) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altıçizili sözcük mecaz anlamda kullanılmıştır?
A) Kenarına bak bezini al; anasına bak kızını al. B) Gözler yaşarmayınca gönül yumuşamaz. C) Onlar, Keçiören'de temiz bir aile olarak bilinir. D) Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.
|
1734) Aşağıdaki sözcüklerden hangisi somut anlamlıdır?
A) Öfke B) Neşe C) Heyecan D) Rüzgâr |
1735) "Bu acılı günümüzde eş dost bizi yalnız bırakmadı." cümlesindeki ikilemenin yapı bakımından benzeri aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Şimdiye dek doğru dürüst bir evde oturmadık. B) Kardeşinin sağlığı günden güne iyi gidiyor. C) Öğrenciler güle oynaya pikniğe gittiler. D) Şehre kadar irili ufaklı pek çok fabrika gördük.
|
1736) "Ovalar göz alabildiğine uzanıyordu."Bu cümleye altı çizili sözün kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bunu da göze alabilseydim başarırdım. B) Ömrümüz uçsuz bucaksız yollarda geçiyor. C) Onun da başında kavak yelleri esiyordu. D) Öylesine yoruldum ki anlatamam.
|
1737) Bir sözcüğün benzetme amacı gözetmeksizin başka bir sözcüğün yerine kullanılmasına "ad aktarması" (mecaz-ı mürsel) denir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir örnek vardır?
A) Masanın gözünden eski bir kitap çıkardı. B) Onur, kafasını böyle işlerle meşgul etmezdi. C) Çocuğunun geleceği konusunda endişeliydi. D) Sarp dağları aşarak hedeflerine ulaşıyorlardı
|
1738) "Mahalle, katilleri linç etmek için ayaklandı." cümlesinde "mahalle" sözcüğü "mahalle halkı" anlamında kullanılmıştır.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna benzer bir kullanım yoktur?
A) Köşk derin bir mateme büründü B) Okul bu olaylar karşısında duyarsız kaldı. C) Bu yaz Tarık Buğra'yı bitirdim. D) Çalışkanlığı ile meşhur olmuştu.
|
1739) "Sarı, mavi, yeşil" arasındaki ilişki aşağıdakilerin hangisinde yoktur?
A) Kırmızı, mavi, mor B) Yoğurt, su, ayran C) Kalem, kâğıt, resim D) Siyah, beyaz, gri
|
"Artık davranışları, kılık kıyafeti de başkalaşmıştı"
| 1740) Yukarıdaki altıçizili sözcüğün cümleye kattığı anlam, aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Geçmişimize sahip çıkarak yenileşmeyi sağlayabiliriz. B) İnsan geçmişiyle hesaplaşarak bugünü anlayabilir C) Geçmişten günümüze dilimizin de farklılaştığını görürüz. D) Bütün mesele geçmişin yükümüzü hafifletmesidir.
|
|