Mustafa Kemal Atatürk'ün demokrasinin gelişmesi için yıllar önce, demokrasinin toleranstan kaynaklandığını söylediğini anlatan Kurtcephe, aradan geçen 80 yıl içinde Türkiye'nin hala arzu edilen noktaya gelemediğini ifade etti. Kurtcephe, ''Hala bir kısım eksikliklerimiz olduğunu görmeli, kabul etmeli, bu kültürü oluşturup bu toplumun bireylerinin hayat felsefesi haline getirmeye çalışmalıyız'' diye konuştu.

Farklı tercihlere ve düşüncelere saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Kurtcephe, insanların enerjisini birbirini kırmak için değil, toplumun geleceğini kurmak için kullanması gerektiğini kaydetti.

Üniversitelerin toplumun önünü açmak, aydınlatmak, bilgilendirmek amacıyla çalışması gerektiğini belirten İsrafil Kurtcephe, geleceğin kurumlarını yönetecek öğrencilerin sorumluluğunun büyüklüğüne de işaret etti.

''Hala farklı düşünmenin zenginlik olduğunu kabul etmeyen arkadaşlarımız olabilir'' diyen Kurtcephe, binlerce yıldır hiçbir fikrin silah zoruyla değişmediğine dikkati çekti. Kurtcephe, ''Fikri değiştirmek için zora başvuruyorsanız sadece düşman kazanırsınız'' dedi.

''BU ANLAYIŞ TARİHE GÖMÜLMELİ''
Üniversitelerin hoşgörü kültürünü topluma örnek olacak şekilde sergilemek durumunda olduğunu ifade eden Kurtcephe, üniversitelerde hala kılık kıyafetin tartışılıyor olmasını eleştirdi. Kurtcephe, şunları söyledi:

''Türkiye, üniversitelerde kılık kıyafeti tartışıyor. Burası bir eğitim kurumu. Anayasa'mızın 10. maddesine (Her ne sebeple olursa olsun kişinin eğitiminin engellenemeyeceği) ibaresini koymuşuz ama sonra yasaklar koymuşuz. Anayasa'nın bu hükmünü yok sayıp yasaklar koyuyoruz. Bu yasaklar geçmişte benim de öğrenci olduğumu, hatta asistanlığımın ilk aylarında karşı karşıya kaldığım yasaklardı. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı bir gün bizleri toplayıp bir genelge geldiğini söyleyerek, (Bu genelgeyi uygulayacağız arkadaşlar) dedi. Genelge yasaklarla doluydu. Herşey yasaktı. O dönemde türban serbest, başörtüsü yasaktı. Türbanın nasıl bağlanacağı temsili resimle çizilmişti. Bütün fakültelerin kapılarına asılmıştı. Kot pantolon, aşırı makyaj, saç sakal, mini etek ve benzeri bir sürü yasaklar sıralanmıştı. Biz asistanlara o dönem kapı nöbeti yazılmıştı. (Almayacaksınız bunları içeri) denildi. Lağvedilmiş bir Anayasa vardı. 1982 Anayasası'nda ise yasakçı zihniyet sona ermedi. Yasaklarla tarihte hiçbir amaca ya da sonuca ulaşılamamıştır. Yasaklar sadece ilgi uyandırır, yasak sadece insanı cezbeder. Yasakçı anlayış dolayısıyla o günden bugüne belki binlerce arkadaşımızı eğitim hakkından mahrum ettiler. Oysa bu kurumlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin okuması için açılmıştır. 21. yüzyılda bu anlayışın tarihe gömülmesi gerektiğine inanıyorum.''

KONSEY BAŞKANLARININ AÇIKLAMASI
Ulusal Öğrenci Konseyi Başkanı Sinan Kartal, konseyin 170 üniversitede temsil edildiğini, üniversite öğrencilerinin sorunlarını tespit edip, çözüm üretmek için çalıştıklarını anlattı. Yaptıkları girişimler sonucunda harçlardaki artışın çok az düzeyde yapıldığını, kalınan dersten alınan harçlarda ise yaptıkları girişimlerle artış olmayacağını, kararın Bakanlar Kurulu onayından sonra yasal hale geleceğini ifade etti.

Öğrencilerin üniversiteden sonra istihdam sorunu yaşadığına dikkati çeken Kartal, üniversitelerde danışman hocaların öğrencileri işe yönlendirmesi konusunda da takip sistemi projesini hayata geçireceklerini anlattı. En iyi üniversite sıralaması yapılırken dikkate alınan kriterleri eleştiren Kartal, bu kriterlerin değiştirilmesi için çalışma yaptıklarını bildirdi.

Kartal, üniversite öğrencilerinin hakkını arayacağını, ancak yapılan protesto ve hak arama çalışmalarının yerinde ve protesto edilen kişinin makamına saygı çerçevesinde yapılabileceğini vurguladı.
Kartal, proje koordinasyon birimi kurulması, üniversite öğrencilerinin Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki çocuklara ağabeylik, ablalık yapacağı, uyuşturucu ile mücadele, dumansız kampüs gibi projeler üzerinde de çalıştıklarını anlattı.

BAŞÖRTÜSÜ VE KATSAYI SORUNU
Akdeniz Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Şükrü Sevren de, konuşmasında başörtüsü ve katsayı sorununa değindi. Şükrü Sevren, ''Konsey başkanı olarak başı açık öğrencilere saygı duyduğumuz kadar, başı örtülü öğrencilere de saygı duyuyor, onların da eğitim alması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda bize destek alan Rektörümüz İsrafil Kurtcephe'ye teşekkür ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes bu ülkede eğitim alma hakkına sahiptir'' diye konuştu.

Üniversitesi sınav sisteminde katsayı uygulamasının da kalkması gerektiğini söyleyen Sevren, öğrencilerin eşit şartlarda sınava girmesinin olumlu ve yerinde bir davranış olacağını düşündüğünü dile getirdi.