Zeka düzeyi yüksek olmasına rağmen, akademik başarısı kendi kapasitesinin altıda olan bazı alanlarda özel yetenekleri özel ilgileri olmasına rağmen okul başarısına gelince ortalama hatta ortalamanın çok altında başarı gösteren pek çok çocuk dikkati çeker. İki kere farklı çocuklar hem üstün zekâlı - özel yetenekli hem de dikkat eksikliği, hiperaktivite, dürtüsellik, öğrenme güçlüğü, asperger gibi ek sorunlar yaşayan çocuklardır. Bu çocuklar özellikle dikkat, iletişim, sözel olmayan beceriler, hafıza gibi alanlarda sorun yaşamaktadır. Bu sorunlar üstün zekâlılıklarını gölgelemekte, kuvvetli olduğu yönler sıklıkla fark edilememektedir. Özellikle Özel Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG) olan ve üstün zekalı olan çocuklar bir alanda dikkat çekici bir yetenek ve güçlülük gösterirken başka bir alanda engelleyici bir zorluk yaşayan çocuklardır. Birbiriyle son derece çelişkili özellikler taşıyan bu iki durumun bir çocukta bir araya gelmesi onun anlaşılmasını zorlaştırmakta ve okul hayatında başarısız olmasına sebep olmaktadır. Zihinsel olarak iki kere farklı olan çocuklar arasında özellikle öğrenme güçlüğü olan üstün zekalı öğrencilerin çok dikkatli bir şekilde ele alınmaları gerekmektedir. Özel öğrenme güçlüğünde çocuğun bilgiyi işlemlemede sorunları vardır. Bilgiyi algılama, organize etme, anlama, gerektiğinde geri çağırma ve/veya duyulardan gelen uyaranlara tepki vermede sorunlar yaşanmaktadırlar. Özel Öğrenme Güçlüğü (disleksi) olan çocuklar, ortalamada ya da ortalamanın üstünde zihinsel bir kapasiteye sahip olmasına rağmen, sözel ifade, yazılı ifade, temel okuma becerileri, dinlediğini anlama, okuduğunu anlama, matematik hesaplamalar ya da matematiksel muhakeme (problemi anlama) gibi alanların birinde ya da birkaçında zeka düzeylerinin altında performans gösterir. Üstün zekâlı ve yetenekli ancak özel öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların çok azı fark edilip tedavi edilmektedir. Üstün olarak belirlenen ama okulda sorun yaşayan öğrenciler: Üstün zekaları fark edilir ancak ?unutkan?, ?tembel?, ?isteksiz?, ?motivasyonsuz? olarak nitelendirilir. Öğrenme problemleri ağır bastığından, okulda sürekli sorun yaşayan öğrenciler olarak nitelendirilirler ve kuvvetli yanları fark edilmez. Bu çocuklar sıradan öğrenci gibi algılanır. Herhangi bir alanda tanılanmadan akademik yaşantılarına yüzeysel zorluklarla da olsa devam ederler. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite ve Özel Öğrenme Güçlüğü yaşayan üstün zekalı öğrenciler uygun destek görmezse bazı problemler yaşanabilir. Agresiflik, dağınıklık, dikkatsizlik, unutkanlık, güvensizlik, benlik algısı düşüklük, arkadaşlarına ayak uyduramama, umutsuzluk, genel motivasyon kaybı, kaygı, depresif duygu durumu en sık görülen problemlerdir. Üstün zeka düzeylerine rağmen okuma, yazma, matematik gibi temel akademik alanlarda sıkıntılar yaşayabilmektedir. Özel Öğrenme Güçlüğü, Dikkat eksikliği olan bu çocuklarda; okumayı öğrenmede zorlanma, yazarken ve okurken harfleri karıştırma, ses birimlerini ayrımlaştırmada birleştirmede güçlük, matematik işlemlerde eldeleri unutma, işleme dikkat etmediği için yanlış sonuca ulaşma, alfabe, haftanı günleri mevsimler gibi sıralı bilgiyi öğrenmede zorlanma görülebilir. Öte yandan yazı yazmayı sevmemekte ve yazarken çabuk sıkılmaktadırlar, yazıları düzensiz ve hatalarla doludur, dikkat konusunda yaşadıkları güçlükler, organize olma, zaman yönetimi, hedef belirleme, verimli ders çalışma gibi yönetim becerilerinde yaşanan sorunlar, okula karşı olumsuz bir tavır içinde olmalarına sebep olmaktadır. Tüm bu alanlarda sorunlar yaşarken, öğrenme güçlüğü olan üstün zekâlı öğrenciler problem çözme becerilerini gelişmesini sağlayan üst düzey düşünme becerilerine sahiptir. Bu becerilerini problem çözmede, soyut düşünmede kullanırlar. Olaylara farklı bakış açılarıyla bakmada, yeni fikirler üretmede akıcı ve esnektirler. Bu öğrencilerin kavrama becerileri de kuvvetlidir, ancak bunu ifade etmeleri istendiğinde yazılı yollardan ifade etmekte zorlanırlar, sözel ifadeyi tercih ederler. İki kere farklı çocukların duygusal özellikleri incelendiğinde, zayıf yönlerinin bilincinde olmalarından ötürü düşük benlik algısına sahip olabildikleri görülmektedir. Gerçekçi hedefler belirleyememe, özellikle üstün tanısı alanların ailelerinin ve öğretmenlerinin yüksek beklentilere sahip olmaları düşük benlik algısını malesef tetiklemektedir. Öğrenme güçlüğü olan üstün zekâlı öğrenciler ilgi duydukları alanlarda inanılmaz bir üretkenliğe ve yüksek motivasyona sahip olabilirler, ancak okul etkinliklerinde ne yazık ki bunu gerçekleştirmeleri pek mümkün olmamaktadır. Yaşadığı akademik zorluklar nedeniyle genelde gergin olan bu öğrencilerin kendilerinden gerçekçi olmayan beklentileri vardır. Zayıf akademik beceriler, değersizlik hissine ve düşük benlik algısına neden olmaktadır. Sosyal açıdan izole olabilirler ve sınıfta davranış problemleri yaşayabilirler. Hayal güçleri oldukça gelişmiştir ve yaratıcı etkinliklere karşı ilgileri vardır. Artistik, mekanik veya müziksel becerileri kuvvetlidir. Bir yandan üçüncü sınıfa kadar okumakta zorlanırken diğer yandan küçük robotlar yaparak yaratıcı yönlerini gösterebilirler. Bazen yüksek potansiyelli bir üstün zekalıysa, zekasıyla zayıf yönlerini telafi edebilir ve bu durumda tanılanmaları da güçleşebilir. ÖÖG olan üstün zekalı çocuklar nadiren başarılı olurlar ve maalesef çoğunlukla üstünlüklerinin farkında olunmaz. Tüm bu bahsedilen değerlendirme alanları mutlaka ele alınmalıdır. Böylece tüm alanlardan elde edilen veriler sayesinde öğrencilerin sağlıklı bir şekilde tanılanması ve değerlendirilmesi daha mümkün olacaktır. İki kere farklı olan yani hem üstün zekalı hem özel öğrenme güçlüğü veya dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda özel eğitimde zorlandıkları alanlar ele alınıp geliştirmeye çalışırlırken, genellikle üstün yetenekli olduğu kuvvetli yönlerini tespit ve geliştirmeye yönelik programlar eksik kalmaktadır. Özel Öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği hiperaktivitesi olan üstün zekâlı ve yetenekli öğrenciler onlar için hazırlanmış özel programlardan fayda görürler. Ne yazık ki bu tarz programların sayısı dünyada az olmakla birlikte ülkemizde hiç yoktur. Bu nedenle bu öğrencilere verilebilecek en sağlıklı yaklaşım bireyselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanmasıdır. Ailelerin de bu sürece katılımlarının sağlanması, bu sorun alanı ile ilgili mümkün olduğunca bilgi edinmelerine yardımcı olunması, benzer sorunu yaşayan ailelerin bir araya gelme olanakları bulup paylaşımlarda bulunabilmesi nispeten yaşadıkları zorluklarla baş edebilmeleri ve çocuklarına uygun yaklaşımda bulunabilmeleri açısından önemlidir. Bu çocuklar için bireysel veya grup çalışmalarının yapılması, stresle ve kaygıyla baş edebilme yöntemlerinin öğretilmesi, sosyal becerilerinin iyileştirilmesi, aileleri ve öğretmenleri doğru şekilde bilgilendirmeleri çocuklara olan yaklaşım açısından çok büyük önem taşımaktadır. Disleksi eğitimi, drama, konuşma terapisi, dikkat ve zeka oyunları, dikkat ve düşünme becerilerini geliştirecek atölyeler, üstünler atölyesi, mind mapping (zihin Haritalama), drama hem zihinsel becerilerini hem sosyal becerilerini gelişimi açısından son derece önemlidir.Uygun eğitimle iki kere farklı çocuklar var olan kapasitelerini ortaya çıkarabilirler. Tarihte bunu başarmış iki kere farklı olan pek çok ünlü vardır. Albert Einstein, Mozart, Wright Brothers, Leonardo da Vinci, Cher, Tom Cruise, Walt Disney, John Lennon, Winston Churchill, Stephen Hawkings, Jules Verne, Alexander Graham Bell, Hans Christian Andersen, Thomas Edison, Agatha Christie, Rodin, Dustin Hoffman, Robin Williams, Louis Pasteur, F. Scott Fitzgerald, Mariel Hemingway, George Bernard Shaw, Beethoven, Sylvester Stallone bunlardan bazılarıdır.