Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Dosya İndir

4.Sınıf 1.Dönem Diğer Dosyalar (Tema)


4.Sınıf 1.Dönem Diğer Dosyalar (Tema)
Bölüm:Diğer Dokümanlar
Bu kategoride 4.Sınıf 1.Dönem Diğer Dosyalar (Tema) dosyasına benzer başka dokümanlar da bulabilirsiniz. Benzer dosyaları görmek için yukarıdaki Diğer Dokümanlar linkine tıklayabilirsiniz. Emeğe ve emekçiye saygı çerçevesinde dosyayı ekleyene teşekkür edebilir, dosyaya oy verebilir, dosyaya yorum yapabilir ve dosyayı sosyal medya butonları ile facebook ve twitter sayfanızda paylaşabilirsiniz.
Dokümanı indirmek için aşağıdaki hemen indir linkine tıklayabilirsiniz.
Eklenme Tarihi:23.7.2012
Bu doküman şimdiye kadar 45 kez indirilmiş. (Bugün:0 , Bu ay:0)
   Bu dosyaya 0 kişi oy verdi. Oy ortalaması 0


Teşekkür Edenler:İlk siz teşekkür etmek ister misiniz?

Paylaşan
Gülce Ergün Doküman Arşivi'ni gör. (Sen de Paylaş)
Teşekkür Et Şikayet Et Sitene Ekle



 Word'e Aktar | Yazdır |  Yazıcı Dostu | Okunma:3285 

Tema Vakfı Nedir? Tema Vakfı Tarihi


TEMA 11 Eylül 1992 tarihinde, Karaca Arboretum’un kurucusu, BM Çevre Ödülü sahibi Hayrettin Karaca ve Tekfen Holding kurucu ortaklarından, Türk-B.D.T.

İş Konseyleri Başkanı Nihat Gökyiğit tarafından kurulmuştur.
1980 yılında Hayrettin Karaca’nın Türkiye’nin ilk özel arboretumunu kurması aynı zamanda TEMA düşüncesinin de başlangıcı olmuştur. Bitki toplamak amacıyla Türkiye’yi karış karış dolaşan Hayrettin Karaca, erozyon sorununun boyutlarını görünce, sorunun önemini herkese anlatmak ve kavratmak gerektiğine karar verir.

5 Ağustos 1992 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan bir röportajında Hayrettin Karaca, şunları söylemiştir: “Türkiye’nin denizlere, derelere, barajlara akıttığı toprağın içindeki değerler, madensel elementler ve gübrenin değeri Türkiye bütçesine eşit belki de. Eğer denizlere akıttığımız bu toprağı hesap edecek olursak, Türkiye’yi yeniden ihya ederiz. Bu kadar büyük bir toprak kaybı vardır Türkiye’nin, fakat biz bunu kayıp olarak hesap etmeyiz. Toprak için ölürüz, bir karış toprağı kimseye vermeyiz deriz, karışla vermeyiz ama kepçeyle veririz.

Bugün Yeşilırmak, Kızılırmak, Doğu Karadeniz’deki bütün dereler bulanık değil çamur olarak akıyor. Çoruh’a dökülen bütün çaylar, Çoruh kayalarının üzerinden toprağı sökerek akıyor. Bu toprak benim değil artık, Rus toprağı. Batum bu giden topraklar yüzünden denizden 2.5 kilometre geride kalmış durumda. Kayalar bizim, toprak bizim değil.”

Yakın dostu Nihat Gökyiğit ile beraber TEMA’yı kurarlar. Kuruluşa öncülük edenler sanayici olunca, kurucular da iş adamları arasından çıkar. Kurucular Heyeti’nin ihtişamlı listesine rağmen, TEMA oldukça mütevazi koşullarla hayata geçer. TEMA’nın ilk çalışanlarından biri olan Bayburt Projesi Sorumlusu Dr. Gülay Yaşin, o günleri şöyle anlatıyor:

“Yıl 1992. Ekim sonları. Tekfen Holding’de, TEMA Başkan Vekili Nihat Gökyiğit’i ziyaret ediyorum. Nihat Bey, bana büyük bir heyecanla hem TEMA’yı anlatıyor hem de hazırlanan broşürün son düzeltmelerini yapmaya çalışıyor. Böyle bir oluşumda görev almak istediğimi söyleyince beni Vakıf’a davet ediyor. Ertesi gün iş çıkışı bana verilen adrese gidiyorum. Hava soğuk ve adresi bulmakta bir hayli zorlanıyorum. Vakıf Merkezi olarak düşünülen küçük daireyi buluyorum. Hemen görüşmeye alıyorlar. Karşımda oturan beyaz sakallı, beyaz saçlı beyi daha önce hiç görmemiştim.

Benimle iş mülakatı yapıyor ve bana sürekli “Bana kendini anlat” diyor. Ben de anlatıyorum. Kendisinin önce yazar olduğunu düşünüyor, sonra bir profesör olduğuna karar veriyorum. Ama O ne yazar, ne de profesör. Bana erozyonu anlatıyor, başlatmak istedikleri hareketi anlatıyor ve en sonunda, bugün gibi hatırladığım yüz ifadesiyle, inançla ve adeta gözleri dolarak; “Birgün bu Vakıfta çalışıyor olmandan dolayı göğsün kabaracak” diyor.

Onun Hayrettin Karaca olduğunu öğreniyorum….Bu görüşmeden bir gün sonra TEMA’nın ilk elemanı olarak göreve başladım. TEMA Vakfı’nın kuruluşunun öyküsünü dinledim. Sayın Hayrettin Karaca, Karaca Arboretum için bitki toplamak üzere Türkiye’yi köşe bucak dolaşmakta ve gezileri sırasında tanık olduğu erozyon olayını yakın çevresindekilere anlatmaktaymış. Yakın arkadaşı Nihat Gökyiğit onun anlattıklarından çok etkilenmiş ve bu sorunu çözmek ve bütün toplumla paylaşmak için bir Vakıf kurma fikrini ortaya atmış.

Bunun üzerine, Nihat Bey’in öncülüğü ile Cumhurbaşkanı, konuyla ilgili bakanlıklar, iş çevreleri, bilim adamları ziyaret edilmiş ve bu kişilerin de katılımı ile Vakıf kurulmuş… Ben TEMA’da göreve başladığımda, Levent’teki küçük dairede sadece yazı masası ve bir kaç sandalye vardı. Bilgisayar vb büro malzemelerini zamanla bağışlarla sağladık. O günlerde kimse bırakın TEMA adını, ülkenin çölleşmeye başladığını bile farketmemişti.

Televizyonda, gazetelerde konunun ele alınması için büyük çaba sarfediyorduk. Bazıları ‘Ülkenin bu kadar çok sorunu varken, bir de erozyon mu çıktı?’ diyordu. TEMA üyesi olmak, TEMA destekçisi olmak saygın bir kavram, bir prestij olmaktan çok uzaktı henüz.” Kasım 2004 itibariyle 236 bini aşkın üye sayısına ulaşan TEMA’nın kuruluş hikayesi işte böyle.


YORUMLAR