Anadolu Ajansı "Editör Masası" toplantısına katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, editörlerin sorularını yanıtladı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer: "4+4+4 sisteminin başarıyla uygulamaya konulduğunu ve işleyişini sorunsuz sürdüğünü", sisteme ilişkin eleştirilerin haksız olduğunu söyledi.
''Gemi olarak gideceğiniz limanız belliyse, ara sıra motorun arızalanması veya gemideki personelin hizmetlerin aksaması, limana gitmeyi engellemez'' diyen Dinçer, dünyanın eğitimde başka bir yere giderken, Türkiye'nin farklı yöne gitmesinin eksikliğinin daha önce hissedilmediğini belirtti.
TARTIŞMALAR İŞİN ÖZÜNDEN UZAK
Türkiye'de tartışmanın özünden uzaklaşarak yapıldığını belirten Dinçer, şöyle konuştu:
''66 aylık çocuk eğitime alınır mı, alınmaz mı tartışması yapılsaydı, tartışma belli noktaya gelirdi.
Bu sene sınıf öğretmenleri çok olduğu için 30 kişiyi doldurdukça bir sınıf açtık, ay farkı olanlar aynı sınıflara gelmedi. Gelecek yıl buna gerek kalmayacak.''
Bakan Dinçer, 68 ve 90 aylık öğrenciler için ayrı sınıflar oluşturulduğunu vurguladı.
KAYIT YAPTIRAN ÖĞRENCİ SAYISI
Geçen yıl 1 milyon 285 bin kişi ilkokula başlamışken, bu yıl bu rakamın 1 milyon 758 bine çıktığını belirten Dinçer, 60-66 ay arasında 120 bin öğrencinin kayıt olduğunu bildirdi.
SEÇMELİ DERSLER
Bakan Dinçer, seçmeli derslere ilişkin olarak da 593 bin öğrencinin matematik uygulamalarını, 495 bin öğrencinin yabancı dil ve 479 bin öğrencinin de Kuran-ı Kerim derslerini seçtiğini bildirdi.
ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK
Dinçer, 17 bine yakını sınıf öğretmeni olmak üzere, 25 bin civarındaki öğretmenin eş durumundan yer değişikliği talebinde bulunduğunu belirterek, ''Eş durumundan bu zamana kadar taleplerin yüzde 95'ini karşıladık.
Şu anda eş durumundan atama olmadığını iddia eden zannediyorum, bin-bin 500 kişi kalmıştır. Biz de elimizden geleni yaptık'' dedi.
İMAM HATİPLERE KAYIT
Dinçer, geçen hafta sonu itibariyle imam hatiplerin orta kısımlarına kayıt olan öğrenci sayısının 109 bin olduğunu söyledi.
Dinçer, bu yıl bin 141 imam hatip ortaokulu açıldığını, bunlardan 411'inin imam hatip liseleri bünyesinde, diğerlerinin bağımsız imam hatip ortakolu olarak açıldığını bildirdi.
İmam hatip lisesi sayısının toplam 703 olduğunu belirten Dinçer, tahminleri üzerinde müracaat gerçekleştiğini, 125 bin ek öğrencinin kayıt olduğunu ifade etti.
ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SİSTEMİ
Üniversiteye girişte merkezi sınavın devam edeceğini ancak yılda birkaç kez sınav yapılacağını, yılda bir kez yapılan sınavın toplumda büyük bir baskı oluşturduğunu belirten Dinçer, ''Bu kadar gergin stres dolu bir imtihandan kurtulmamız lazım.
YGS'yi yılda birden çok kez yaparak çocuklarımıza hayatın bir tek imtihana bağlı olmadığını anlatacağız.
TOEFL'da olduğu gibi çocuk kendini hazır hissettiğinde yılda birden çok kez yapılan sınavlar için randevu alarak giriş yapacak ve hangisinde daha başarılıysa onu kullanabilecek. Yaptığımız şey bu. Bu bir sistem değişikliği değil'' dedi.
Dinçer, soru bankası oluşturulmasının ardından yeni uygulamanın 2014'te yürürlüğe girmesinin planlandığını söyledi.
ATAMALARDA KPSS KALKMAYACAK
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, ''Öğretmen atamalarında KPSS kaldırılmayacak. KPSS, devlet memuru olmak için girilmesi zorunlu bir sınav.
Şimdi öğretmenler, KPSS'nin yanında alan sınavına da girecekler. Önümüzdeki yıl Temmuz ayında 17 alandan da öğretmenlerimizi sınava alacağız. 141 alanın 17'sinden alan sınavı yapacağız. KPSS ve alan sınavı yaparak öğretmen alacağız'' diye konuştu.
Dinçer, ''SBS ile dershanelerle ve lise çeşitliliğiyle ilgili kararları 2013 yılı içinde vereceğiz. Muhtemeldir ki, 2013-2014 eğitim öğretim yılına bu konudaki birçok stratejimizi de uygulamaya koyabiliriz'' dedi.
'KÜRTÇE DERSİNİN DAHA FAZLA İLGİ GÖRECEĞİNİ TAHMİN EDİYORDUM''
Kürtçe dersinin daha çok ilgi göreceğini düşündüğünü söyleyen Dinçer sözlerine şöyle devam etti:
"Ben Yaşayan Diller ve Lehçeler dersinin daha fazla seçileceğini, Kürtçe dersinin daha fazla ilgi göreceğini tahmin ediyordum. Yabancı Dil dersinin ikinci sırada olması ise toplumun bilinç düzeyinin yukarı çıkmasını ifade ediyor.
Toplumda okuma konusunda sorunlarımız olduğunu düşünüyor ve tartışıyoruz. Aslında çocuklarımız okumak istiyor.
Onlara fırsat verdiğimizde 260 bin çocuk okumak istediğini belirtmiş. Yine 68 binden fazla çocuğumuz Yazma Becerileri dersini seçmiş. Ben bunları çok önemsedim. Mesela Zeka Oyunları'nı çocuklarımızın seçiyor olmasının iyi okunması gerektiği kanaatindeyim.
Öte yandan, hukuk ve adaletle alakalı dersleri ilk defa koymuştuk. Bunlara ihtiyaç var ülkede. Çocuklar hak nedir, hukukun üstünlüğü, adalet nedir bilsinler.
Hak etmedikleri şeyleri talep etmesinler. Hak etmedikleri şeyleri talep edenler varsa buna itiraz edecek bir ahlaki değere sahip olsunlar diye. Yahut, çevre sorunlarına karşı duyarlılığı artırmak için ders koyduk ancak bu meseleleri toplumun gündemine taşıyamadığımız için çocukların onları az seçtiğini görüyoruz.
Bu, çocuklarla değil toplumsal duyarlılıkla alakalı bir sorun."