Atatürk’ün hayatı incelendiğinde, savaş yıllarının en kötü koşullarında dahi çocuklarla yakından ilgilendiği ve bir çok çocuğu koruması altına aldığı görülür .Ülkenin içerisinde bulunduğu durumu yansıtması açısından Atatürk’ün Hatıra Defterinde yer alan bir bölüm gerçekten ilginçtir. 9 Kasım 1916 “Yollarda bir çok muharicirin gördük, Bitlis’e avdet ediyorlar. Cümlesi aç, sefil, ölüme mahkum bir halde 4-5 yaşlarında bir çocuğu ebeveyni yol üzerinde terk etmişler, bu da bir karı kocanın peşine takılmış. Onları ağlayarak 100 metreden takip ediyor. Kendilerini niçin çocuğu almadıkları için tekdir ettim. “Bizim evladımız değildir” dediler”(Tezer 1999)
Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı ve sonrasında yetim çocuklara gösterdiği ilgi, Çocuk Esirgeme Kurumunun gerek kuruluşu gerekse daha sonraki çalışmalarında karşımıza çıkmaktadır.
Atatürk’ün yurt gezileri sırasında korunmaya muhtaç çocukların barındırıldıkları yurtları ziyaret ettiğini görürüz. Atatürk’ün 2 Nisan 1922 tarihinde Konya İline yaptığı gezide Darüleytam ziyareti gerçekleşmiştir. “Atatürk, misafirleri ile birlikte Dar’ül Eytam (Yetimler Yurdu)a gitmiş, erkek ve kız yetimlerin bulunduğu bölümler ayrı ayrı ziyaret edilerek çocuklara hediyeler verilmiştir.” (Önder 1989)
Bu örnekleri çoğaltmamız mümkündür. Gazi 15 Mart 1923 tarihinde Adana Darüleytamını ziyaret etmiştir. Mustafa Kemal Paşa akşam üstü İstasyon semtindeki Darüleytam’ı gezdi. Oradaki yetim çocukları sevdi, onlar hakkındaki ilgililere sorular sorarak bilgi aldı.(Sönmez-1997)
Atatürk gezileri ve incelemeleri sırasında tanıştığı bir çok çocuk ve gence armağanlar vermenin yanı sıra vasiyetnamesinde Makbule, Afet, Sabiha Gökçen, Ülkü, Rukiye, Nebile’ye yaşadıkları sürece aylık bağlanmasını, İsmet İnönü’nün çocuklarının yüksek tahsili için yardım yapılmasını istemiştir. Vasiyetnamede yer almayan Abdürrahim, Afife ve Zehra’nın eğitimlerine yardımcı olmuştur. Atatürk Birinci Dünya Savaşı sırasında Van’dan kimsesiz Abdurrahim’i, Bitlis’ten yetim kız Afife ve İstanbul- Kağıthane’deki Darüleytamı (Yetimler Yurdu) gezerken tanıdığı Zehra’yı manevi evlat olarak almıştır(Sönmez-1992)
Özetlemek gerekirse, M. Kemal Atatürk çocuk davasının önemini her ortamda vurgulayarak çocuklara yönelik hizmetlerde rehberlik yapmayı sürdürmüştür.17 Ekim 1922 yılında Bursa’da kendini karşılayan çocuklara aşağıdaki şekilde seslenerek nasıl bir gençlik istediğini belirtmiştir.
Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı ve ikbal ışığısınız.
Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.
Kendinizin Ne Kadar Önemli, Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre Çalışınız.Sizlerden Çok Şey Bekliyoruz. (Atatürk Albümü-1992)
Nüfus artışını desteklemek, çocuk sorununu gündemde tutmak amacıyla başlatılan Çocuk Haftası ile ilgili olarak; Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu(Himaye-i Etfal Cemiyeti) Anayasası isimli eserde Çocuk Bayramıyla ilgili şu maddeler bulunmaktadır;
Madde 61- (l)- 23 Nisan Kurumun çocuk günüdür. Çocuğa müteallik hususatın tespiti, takriri ve neşri bugün azami derecede icra; ve çocuk bayramları tertip etmek suretiyle, muhitin nazarı dikkati çocuğa tevcih edilir.
(2)- 23 Nisan ve 29 Teşrinievvel günlerinde Çocuk Esirgeme menfaatine rozet tevzi olunur.(TÇEK- 1935)
1951 yılında yayınlanan kurumun bir başka kaynağında “ Çocuk Haftası Madde:9 – 23 Nisan Milli Egemenlik günü Kurumun Çocuk Bayramı ve Çocuk Haftasının ilk günüdür” şeklinde yer almaktadır.(TÇEK-1951)
Çocuk Bayramıyla ilgili olarak ilk kaynaklardan birisi İffet Aslan’ın makalesidir. Makalede; 23 Nisan günüyle ilgili en eski belgenin 23 Nisan 1923 tarihini taşıyan Himaye-i Etfal pulu olduğunu, 23 Nisan 1924 tarihinde ise bir gazetede “Bu gün Yavruların Rozet Bayramıdır”. 23 Nisan 1926 tarihli Hakimiyeti Milliye’de “ 23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür” yine 23 Nisan 1927 tarihli gazetede 23 Nisan gününün Himaye-i Etfal’i Cemiyetince “ Çocuk Bayramı” olarak kabul edildiği belirtilmektedir. (Aslan-1982)
Himaye-i Etfal Cemiyeti Başkanı Dr. Fuat Mehmet “... halkımızın çocukla alakasını tez’it maksadile 23 Nisan Çocuk Bayramını ihtas etmiş ve üç dört seneden beri vatanın her tarafında pek güzel bir surette tes’it olunan Çocuk Bayramından cesaret olarak bu bayramı “Çocuk Haftası” namile yedi güne teşmil eylemiştir. Haftanın mebdeyi 23 Nisandır.( Mehmet-1929)
Çocuk Esirgeme Kurumu 1929 yılında kutlanmaya başlanan Çocuk Haftası nedeniyle kapsamlı bir kutlama programı çıkarmıştır. Hafta içerisinde neler yapılacağı, çocuğun önemi, Devlet büyüklerinin çocuk haftasıyla ilgili görüşleri, çocuğun beslenmesi, sosyal gelişimi, yurt dışındaki çocukla ilgili çalışmalar, hafta nedeniyle gazetelerde yer alan resim ve makalelerin yer aldığı “Çocuk Haftası” isimli dergi çıkarmıştır.
Kurum tarafından 1929 yılında yayınlanan Çocuk Haftası Dergisinde; Çocuk Haftası Nasıl Olacak, Çocuk Bayramı Nedir? Çocuk Haftasının İhdasının Sebepleri Nedir? konusu ele alınarak , 23 Nisan Çocuk Bayramı Programı yayınlanmıştır.
Bu programda;
- Çocuk Bayramı günü gazetelerde çocukla ilgili makalelerin yayınlanması mümkünse özel sayı şeklinde çocuğun hayatı, yaşayışı, eğlenceleri, okullardaki terbiye sistemi, çocuk masalları ve bir çok konunun resimlerle ve makalelerle işlenmesi
- Dükkanların ve evlerin Himaye-i Etfal bayraklarıyla süslenmesi ,
- Şube ve merkezler ve anne babaların desteklenerek çocuklara bayram elbisesi yapılması
- Himaye-i Etfalin merkez ve şubelerinde bayramlaşmaların yapılması ve çocukların birbirlerine Himaye-i Etfalin tebrik kartlarını göndermeleri,
- 23 Nisandan bir veya iki gün önce başlayarak bütün dükkanlarda çocuklara ait eşyaların vitrinlerde teşhiri çocuk bakımı, hastalıkları, giyimi ve gıdasına ait levhaların teşhiri
-Bayram yerlerinde salıncak, atlı karınca, hokkabaz, kukla, karagöz gibi eğlenceler düzenlenmesi ,
-Çocukla ilgili önemli sözlerin yer aldığı levhaların çeşitli yerlere asılması,
-Himaye-i Etfal’e ait yazı ve öğütlerin sinemalarda gösterilmesi,
-Bayram süresince çocukların sinema tiyatro gibi eğlence yerlerine ücretsiz girmesi,