Eker, Süt Konseyi tarafından Holiday İnn-Airport North Otelinde düzenlenen Arama Konferansında yaptığı konuşmada, önceki yıllarda tarımdan bahsedildiğinde ''Türkiye'nin tarım politikası, tarım envanteri ve üretim planlaması yok'' gibi sorunlara işaret edildiğini hatırlatarak, tarım havzaları üretim ve destekleme modeli ile bu üç soruna çözüm ortaya konduğunu söyledi.

Bu modelin 2010 yılından itibaren hayata geçirileceğini belirten Eker, ''Doğru yerde doğru ürünü üretecek olan bütün çiftçilerimiz desteklerden faydalanmaya devam edecek. Ama yanlış yerde yanlış ürün ekme ısrarında bulunan da kamu desteğinden istifade edemeyecek'' dedi.

Tarımsal üretimi belirleyen unsurun coğrafya ve ekoloji olduğuna işaret eden Eker, coğrafya ve ekolojilerin hangi ürünlerin ekilebileceğini ve hangi canlıların yetiştirebileceğini söylediğini anlattı.

Anadolu coğrafyasının bozkırlardan oluştuğuna işaret eden Eker, ''Buğday ile koyun gerisi oyun... Bizim tarım politikalarımızı bu söz özetlemiştir. Yani hububat büyük ölçüde politikamızı şekillendirmiştir'' dedi.

Türkiye'de 2008 yılı rakamlarıyla 11 milyon civarında sığır, 6 milyon keçi, 24 milyon da koyun varlığı bulunduğunu bildiren Eker, bu rakamların 6 yıl öncesine göre sığırlarda bir miktar arttığını, keçi ve koyunda ise azaldığını söyledi.

Türkiye'de geçen yıl itibariyle 12,3 milyon ton süt üretimi bulunduğunu belirten Eker, ''Bu, hükümeti devraldığımızda 8,4 milyon ton idi. Hayvan sayısında önemli bir artış yok hatta azalma var. Ama süt miktarında yüzde 50'lik artışın önemsenmesi gerekiyor'' dedi.

Bu artışta verimliliğin payına işaret eden Eker, toplam tarım destekleri içinde yüzde 4 civarında olan hayvancılık desteklerini yüzde 24'e çıkardıklarını anlattı.

Destekleme politikalarında hayvancılığın kendileri için önemli bir yer tuttuğunun altını çizen Eker, ''Eskiden tarım diğer sektörlerin üvey evladı, hayvancılık da tarımın üvey evladıydı. Şimdi bu desteklerden yüzde 24 pay alır hale geldi. Bu önemli bir adım'' diye konuştu.

-OKUL SÜTÜ PROJESİ...-

Mehmet Mehdi Eker, gıda yardım paketlerine sütün dahil edildiğini hatırlatarak, diğer projelerine ilişkin ise şu bilgileri verdi:

''Okul sütü projesi üzerinde çalışıyoruz, görüşmelerimiz devam ediyor. Bizim çocukluğumuzda okullarda süt tozundan yapılan süt verilirdi. Bunu Türkiye'de yine belirli kesimlere dönük olarak, sağlıklı beslenme projesi ile birleştirilmesi konusunda Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz. Özellikle obezite bu toplumda giderek etkisi hissedilen bir problem haline geldi. Kentleşme oranı arttıkça bununla daha çok yüz yüze geliyor. Özellikle yoksul bölgelerde bunun mutlaka kamu eliyle yapılması gerekir. Burada Süt Konseyi'nden de yardım ve destek istiyorum. Tüketilecek olan süt, onların ürettiği süttür. Onlar açısından da yeni bir hamle, yeni bir açılım olur. Süt üretimi ve tüketimini de artırır.''