Dinçer, sendika genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında 60. Hükümet Programının eğitimle ilgili bölümleri konusunda görüşlerini açıkladı.

60. Hükümetin 59. Hükümetin devamı olduğunu söyleyen Dinçer, bu nedenle başta ekonomi olmak üzere eğitim, sağlık ve diğer kamu hizmetleri alanında geçmişteki uygulamaların aynen devam edeceğini savundu.
Hükümet programında, “eğitimin devletin sırtında bir yük” olarak görüldüğünü öne süren Dinçer, bu yükten kurtulmak için eğitim hizmetinin piyasaya devredilmesinin, ticarileştirilmesinin, paralı hale getirilmesinin ve vatandaşların eğitim harcamalarının daha da artırılacağının anlaşıldığını iddia etti.

Eğitim bütçesindeki artışın iddia edildiği gibi önemli bir oran olmadığını dile getiren Dinçer, “Eğitim bütçesi artıyor, ancak eğitim yatırımları azalıyor. AKP hükümeti diğer tüm alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da özelleştirmeyi ilke edindiği için Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden yatırıma ayrılan pay yarı yarıya azalmıştır. Yatırımlara ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken 2007 yılında bu rakam sadece yüzde 7 olmuştur” diye konuştu.

Dinçer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın okul öncesi eğitimin yüzde 25'den yüzde 50'ye çıkarılması, sınıf mevcutlarının azaltılması gibi vaatlerde bulunmasına rağmen bunun hangi kaynakla finanse edileceğine dair en ufak bir bilgi vermediğini savundu. Dinçer, bu oranın ancak okul öncesi eğitimin parasız hale getirilmesi ile mümkün olabileceğini kaydetti.

Başöğretmen uygulamasını da eleştiren Dinçer, bu tür kademelendirmelerin çalışma barışını bozmanın ötesinde eğitime, eğitimin niteliğine hiçbir katkıda bulunmadığını söyledi. Dinçer, bu uygulamadan derhal vazgeçilerek eşit işe eşit ücret ilkesi doğrultusunda düzenleme yapılması gerektiğini ifade etti.

“Derslik, altyapı, öğretmen ve donanım sorunlarını büyük oranda çözdükleri iddiaları gerçek dışıdır” diyen Dinçer, sadece İstanbul'da en az bin okula ihtiyaç olduğunu belirtti.

AK Parti'nin geçmiş dönemde özel sağlık kuruluşlarından sağlık hizmeti alma yoluna gittiğini, ancak bunu eğitimde gerçekleştiremediğini dile getiren Dinçer, hükümetin bu dönemde eğitimde hizmet alımına gitme konusunda yasal düzenleme yapmak isteyeceğini, bunun gerçekleşmesi halinde her türlü demokratik tepkiyi göstereceklerini bildirdi. Dinçer, “Bakanın görevde kalmasına en çok özel sektör sevinmiştir diye düşünüyorum. Şimdi ellerini ovuşturuyorlardır. Çünkü Sayın Bakan geçen dönem sadece özel okulların bakanı olmuş, yüzünü kamu okullarına dönmemiştir” dedi.

Hükümet programının üniversitelerle ilgili bölümlerini de eleştiren Dinçer, “AKP'nin üniversitelere giydirmek istediği gömleğin nasıl bir gömlek olduğunu biliyoruz. Üniversitelere ideolojik olarak bir takım rövanş anlayışıyla müdahale etmeyi hedeflediklerini biliyoruz. AKP'nin üniversitelerle ilgili geçmiş sicili kabarıktık, ajandası art niyetli notlar barındırıyor” diye konuştu.

Dinçer, halen yaklaşık 180 bin öğretmenin işsiz olduğuna dikkati çekerek, şu anda 70 bin olan öğretmen açığının derhal kapatılması gerektiğini söyledi.