Türk Eğitim-Sen Başkanlar Kurulu, 08-10.10.2023 tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Toplantıya Genel Başkanımız Talip Geylan, İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı İsa Barış, İLKSAN’ın bir önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, TÜRKAV Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, Genel Merkez Yöneticilerimiz, şube başkanlarımız ve il temsilcilerimiz katıldı.
Toplantı saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Talip Geylan, tüm teşkilatımıza teşekkür ederek sözlerine başladı. Geride bıraktığımız yılda 43 bin net üye kaydımız olduğunu söyleyen Geylan, “Bu sene sahada daha olumlu bir refleks var. Yeni eğitim-öğretim yılı başladığı andan itibaren yaklaşık 20 bin yeni üye kaydı yaptık. Bu seneki artış, teşkilatımız adına sahanın nabzının iyi tutulduğunu gösteriyor. Öte yandan bu sene 42 üniversitede yetkiliyiz. 2024 yılında ciddi bir üye sayısına ulaşacağımızı düşünüyorum. Türk Eğitim Sen, bugün artık eğitim çalışanlarının gerçek temsilcisi, gür sesi ve mensubu olmaktan gurur duyduğumuz aziz milletimizin milli refleksidir. Başta yiğit şube başkanlarım olmak üzere fedakâr ve ihlaslı emekleriyle Türk Eğitim Sen’i hep büyük kılan tüm teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Böylesi bir kadroyla yol arkadaşlığı yapmaktan büyük bir gurur ve kıvanç duyuyorum. Var olsunlar…” dedi.
2024 yılı bütçesi TBMM’ye getirildiğinde, bütçenin kamu çalışanlarının beklentileri doğrultusunda revize edilmesi için mücadele edeceğiz.
7. Dönem Toplu Sözleşme sürecine değinen Geylan, yetkili konfederasyonla 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde ‘ortak talep’ çağrısı yapmadıklarını, çünkü yetkili konfederasyonun 6. Dönem Toplu Sözleşmelerinde mutabakata sadık kalmadığını söyledi. Türkiye Kamu-Sen’in 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerine disiplinli şekilde hazırlandığını ve masada taleplerini ortaya koyduğunu bildiren Geylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplu sözleşme sürecinde dört toplantı yapıldı ama emin olun bırakın kazanım elde etmeyi, kamu çalışanlarının talepleri masada hakkıyla müzakere dahi edilmedi. Bir mizansen kurgulandı. Yetkili konfederasyona adeta ‘ücret artışlarına imza atmayın, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gidin. 11 hizmet kolunda uzlaşmaya varın’ denildi. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu da ne yazık ki işverenin kurulu gibi davranarak Hükümetin masaya getirdiği teklifi noktasına, virgülüne dokunmadan kabul etti” diye konuştu.
Genel Başkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Öte yandan yetkili konfederasyon Milli Eğitim Bakanlığı çalışanları için 27 kazanım elde ettiğini ifade ederken, bu kazanımların 26’sının 6. Dönem Toplu Sözleşme metninde yer aldığı görülmektedir. Sözde yetkili sendika üniversite çalışanları için de 9 kazanım elde ettiğine dair propaganda yaparken, yine bu kazanımların 8’i 6. Dönem Toplu Sözleşme metninde yer almıştı. Yani manipülasyonla kamuoyu yanıltılmıştır. Dolayısıyla hem 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri hem de geçmiş 6 dönem toplu sözleşme görüşmeleri göstermiştir ki, Memur-Sen ile bu iş olmuyor! Tabi bunu kamu çalışanlarının görmesi lazım. Bu noktada Türkiye Kamu-Sen teşkilatına sorumluluk düşmektedir.”
Genel Başkan Geylan, toplu sözleşme sürecinin bittiğini ancak Türkiye Kamu-Sen olarak mücadelelerinin sürdüğünü söyleyerek, 2024 yılı bütçesi TBMM’ye getirildiğinde, hem komisyon hem de genel kurul aşamasında bütçenin kamu çalışanlarının beklentileri doğrultusunda revize edilmesi için mücadele edeceklerini ifade etti.
Genel Başkan Geylan; ücret artışları, refah payı uygulaması, tüm ek ödemelerin emeklilik kesintisine dahil edilmesi, kamu çalışanlarının bayram ikramiyesinden yararlandırılması, mülakatın kaldırılması gibi hususların da gündemlerinde olduğunu belirtti.
Kamu çalışanlarının genel pazarlık süreci ile hizmet kollarının toplu sözleşme süreçlerinin müstakil olarak yürütülmelidir.
4688 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun da revize edilmesini isteyen Geylan, “Nitekim Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu konuda bir niyet ortaya koydular. Kanun revize edilirken taleplerimizden birisi toplu pazarlık düzeninin değiştirilmesidir. Kamu çalışanlarının genel pazarlık süreci ile hizmet kollarının toplu sözleşme süreçlerinin müstakil olarak yürütülmesini istiyoruz. Kamu çalışanlarının genelini ilgilendiren hususlar ayrı tutulmalıdır” dedi.
Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını da isteyen Geylan, sendikalara üye olurken ya da sendikalardan ayrılmak isterken kamu yöneticilerinin çalışanlar üzerindeki baskısına verilmesi gerektiğini kaydetti. Geylan, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yapısının değişmesinin altını önemle çizerken, “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, müstakil, bağımsız karar alma yetkisine sahip bir kurul olarak dizayn edilsin istiyoruz” dedi.
Şu anda Türk Eğitim-Sen’den başka hiçbir sendika kanunla ilgili gündem oluşturmuyor, irade ortaya koymuyor.
Türk Eğitim Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeniden masaya getirilmesi noktasında gündem oluşturacaklarını söyleyen Geylan, Türk Eğitim-Sen’in bugüne kadar bu konuda üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini bildirdi. Geylan şunları kaydetti: “Türk Eğitim-Sen, Meslek Kanunu’nun çıkarılacağının kamuoyuna açıklandığı 23 Ekim 2018 tarihinden, kanunun kabul edildiği 3 Şubat 2022 tarihine kadar 4 yıllık süreçte bir sendikanın yapması gereken ne varsa eksiksiz yerine getirdi. Kanunla ilgili çalıştaylar düzenledik, basın açıklamaları, televizyon programları, sosyal medya çalışmaları yaptık. 8 Aralık 2021 tarihinde eş zamanlı olarak alanlara indik. 31 Aralık 2021 tarihinde kanun teklifinin TBMM’ye sunulmasının ardından, sürecin TBMM safhasında iki genel başkan yardımcımız sendikamızın görüşlerini ifade ettiler. Kanunun uygulamasına dair hazırlanmış olan mevzuat düzenlemesini yargıya taşıdık. Vicdanımız rahat, gönlümüz müsterih. Peki Türk Eğitim-Sen, kanunla ilgili yapılması gereken her şeyi yaparken, diğer sendikalar ne yapıyordu? Onlar, sahada oluşan büyük öfkeyi gördükten sonra ancak dönüp baktılar. Ardından bu sendikalar ve birtakım siyasiler, özellikle sosyal medya üzerinden manipülatif, hedefli organizasyonlar ile süreci yürüttüler.
Bugüne gelindiğinde yine sadece Türk Eğitim-Sen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu gündeme getiriyor. Şu anda Türk Eğitim-Sen’den başka hiçbir sendika kanunla ilgili gündem oluşturmuyor, irade ortaya koymuyor. Öğretmenlerimiz müsterih olsun ki, sendikamız, öğretmenlerin muhatap olduğu tüm mevzuat ve süreçlerin kanunda yer alması için mücadele etmeye devam edecek. Kariyer sınavının kaldırılması, öğretmen istihdamı, ödül ve cezaların şeffaf olması, yönetici atamaları, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçmek amacıyla caydırıcı ve önleyici müeyyideler getirilmesi gibi birçok hususun kanunda yer alması için gayretlerimizi sürdürüyoruz” dedi.
Siyaset kurumu ne yazık ki vatandaşı müşteri, kamu çalışanını tezgahtar olarak görüyor. Müşteri her zaman haklıdır anlayışı hakim. Bu anlayışa son verilmelidir.
Kamu çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için gerekli yasal düzenlemelerin de yapılmasını isteyen Genel Başkan Geylan, “Kamu çalışanlarına şiddet uygulayanların kamu hizmetinden süreli ya da süresiz olarak men edilmesi gerekir. Siyaset kurumu ne yazık ki vatandaşı müşteri, kamu çalışanını tezgâhtar olarak görüyor. Müşteri her zaman haklıdır anlayışı hâkim. Bu anlayışa son verilmelidir. Kamu çalışanına şiddet uygulayan herkes bunun bedelini ödeyeceğini bilmelidir. Bu noktada devlet, çalışanına sahip çıkmalı ve fail hakkında şikâyete bağlı olmaksızın kamu davası yürütmelidir” diye konuştu.
Yönetici atamalarında keyfiyete son verilmelidir.
Yönetici atama sürecinde inisiyatife son verilmesi gerektiğinin altını çizen Geylan, “Liyakat, ehliyet esas alınmalı, yönetici atama süreci hakkaniyet üzerinden yürütülmelidir” dedi.
Proje okullarına yönetici ve öğretmen atama süreçlerinde keyfiyete dayalı hareket edildiğini söyleyen Geylan, “Bu noktada ilk olarak proje okullarına yönetici atama meselesinin masaya yatırılması gerekir. Proje okulları MEB Yönetici Atama Yönetmeliğine tabi olmalı, proje okulları ile ilgili düzenleme ivedilikle hayata geçirilmelidir” dedi.
Kraldan çok kralcı olup da önlük üzerinden meslektaşlarımıza bir dayatma ya da mobbing yapılırsa, o noktada duruşumuz bellidir.
Önlük tartışmalarına değinen Geylan, bunun suni gündem oluşturma gayretinin sonucu olduğunu bildirdi. İsteyen öğretmenlerimizin zaten önlük giydiğini söyleyen Geylan, önlük tartışmaları ile eğitimcilerin gerçek problemlerinin üstünün örtülmemesi gerektiğine vurgu yaptı. Önlük polemiği yaratanların ekmeğine yağ sürmemek gerektiğini kaydeden Geylan, “İsteyen önlük giyer, isteyen giymez. Ama kraldan çok kralcı olup da önlük üzerinden meslektaşlarımıza bir dayatma ya da mobbing yapılırsa, o noktada duruşumuz bellidir.” dedi. Genel Başkan Geylan ayrıca Türk Eğitim-Sen’in serbest kıyafet eylem kararının zaten önlük meselesini de kapsadığını kaydetti.
23 Kasım’da öğretmenlere önlük hediye edilmesini değil, bir maaş ikramiye verilmesini istiyoruz.
MEB’in 23 Kasım’da öğretmenlere önlük hediye edeceğini hatırlatan Geylan, “23 Kasım’da öğretmenlere önlük hediye edilmesini değil, bir maaş ikramiye verilmesini istiyoruz” diye konuştu.
Türk Eğitim-Sen’in, başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir maaş ikramiye verilmesi yönünde kanun teklifi hazırladıklarını açıklayan Geylan, “Teklifimizi de içeren mektubu bütün illerde, o ilin milletvekiline göndereceğiz” dedi.
Rotasyon tartışmalarına değinen Geylan, “Rotasyonun gerekçesi nedir? Bir pozisyonda uzun süre görev yapanlarda işletme-makam körlüğü oluşmasıdır. Öğretmenlerde böyle bir durumun oluşması ise mümkün değildir. Çünkü öğretmenlerimiz her yıl yeni öğrenci ve veli profili ile muhatap olmaktadır. Dolayısıyla rotasyonu buna dayandırmak makul bir yaklaşım değildir” dedi.
27 Ekim tarihinde tüm üyelerimiz Cumhuriyetin 100. Yılı dolayısıyla hazırladığımız kokartları yakalarına takacaklar.
Cumhuriyetin 100. Yılını Türk Eğitim-Sen olarak görkemli şekilde kutlayacaklarını belirten Geylan, “Tüm illerimizde 27 Ekim tarihinde eş zamanlı etkinlikler düzenleyeceğiz. Bu kapsamda 500 bin kokart hazırladık. Tüm üyelerimiz Cumhuriyetin 100. Yılı için hazırladığımız yaka kokartıyla işyerlerine gidecek. Tüm illerimizde şehir meydanlarında bayraklarımızla, broşür ve bildirilerimizle tüm milletimizle birlikte bayram coşkusunu yaşayacağız.” diye konuştu.