Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye’nin eğitimi vaktinden önce terk etme oranının yüksekliği açısından AB kapsamındaki 30 ülke arasında ilk sırada bulunduğunu ifade ederek, Türkiye’de 2009 yılında ilköğrenimden sonra okumayı bırakan erkek çocukların oranının yüzde 37.9 iken, kızların oranının yüzde 50.2 olduğunu belirtti. TİSK,Türkiye’deki kız öğrencilerin yarısının, çeşitli sebeplerle eğitim yaşamından vakitsiz biçimde koptuğunu ve liseye gidemediğini vurguladı.

TİSK’in "Türkiye, Eğitimi Erken Terk Oranında AB Şampiyonu" başlıklı haber bülteni yayımlandı. Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı "Eğitim ve Öğretimde Ortak Avrupa Hedeflerine Doğru Gelişme 2010-2011" başlıklı Yıllık Rapor’da Türkiye’nin, eğitimi vaktinden önce terk etme oranının yüksekliği açısından AB kapsamındaki 30 ülke arasında ilk sırada bulunduğu belirtildi. Bültende, 2009 yılı verilerine göre, AB ülkeleri ortalamasında yüzde 14.4 olan eğitimi erken terk oranının, Türkiye’de yüzde 44.3 olduğunun altı çizildi.

En düşük oranların bulunduğu, dolayısıyla bu konuda en iyi performansı gösteren ülkeler yüzde 4.9 ile Slovakya ve yüzde 5.3 ile Polonya iken, en kötü performansı sergileyen Türkiye’yi Malta ve İspanya takip etti. Rapora göre, Türkiye’de eğitimi erken terk oranı zaman içinde azalmakla birlikte, AB içindeki bu olumsuz konumu 2000’den bu yana değişmedi.

-TÜRKİYE HEDEFLENEN ORANIN ÇOK UZAĞINDA-
Rapor’a göre Türkiye’de 2009 yılında ilköğrenimden sonra okumayı bırakan erkek çocukların oranı yüzde 37.9 iken kızların oranı ise 50.2. Türkiye’deki kız öğrencilerin yarısının, çeşitli sebeplerle eğitim yaşamından vakitsiz biçimde koptuğu ve liseye gidemediği ifade edilerek, bu bakımdan AB’nin kız öğrenciler için geçerli yüzde 12.5’lik oranı ile Türkiye’nin yüzde 50.2 oranı arasında uçurum bulunduğu vurgulandı. AB ülkelerinde eğitimi terk eden erkek çocukların oranı yüzde 16.3 ile kızlara oranla daha yüksek düzeyde iken; Türkiye’de tam tersi bir durum yaşanıyor.

-TÜRKİYE’DE EĞİTİMİ TERK ORANI ÇAĞDAŞ YAŞAMLA BAĞDAŞMIYOR-
Türkiye’de eğitimi terk oranının çağdaş yaşamla bağdaşmayacak derecede yüksek olduğu belirtilen raporda, kız öğrencilerin genellikle ilköğretim sonrasında büyük ölçüde sosyo-kültürel sebeplerle ebeveynler tarafından eğitimden uzak tutulmasının rol oynadığı, bu çerçevede, ailelerde tutum değişikliği sağlamaya yönelik etkin bir halkla ilişkilerkampanyası düzenlenmesi gerektiği ve öte yandan ekonomik büyüme ve sosyal kalkınmanın da sorunun çözümünde kilit role sahip olduğu vurgulandı.