Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Dosya İndir

Pekiştirmeler


Pekiştirmeler
Bölüm:
Bu kategoride Pekiştirmeler dosyasına benzer başka dokümanlar da bulabilirsiniz. Benzer dosyaları görmek için yukarıdaki linkine tıklayabilirsiniz. Emeğe ve emekçiye saygı çerçevesinde dosyayı ekleyene teşekkür edebilir, dosyaya oy verebilir, dosyaya yorum yapabilir ve dosyayı sosyal medya butonları ile facebook ve twitter sayfanızda paylaşabilirsiniz.
Dokümanı indirmek için aşağıdaki hemen indir linkine tıklayabilirsiniz.
Eklenme Tarihi:1.2.2008
Bu doküman şimdiye kadar 227 kez indirilmiş. (Bugün:0 , Bu ay:0)
   Bu dosyaya 8 kişi oy verdi. Oy ortalaması 3


Teşekkür Edenler:İlk siz teşekkür etmek ister misiniz?

Paylaşan
Mustafa Altincik Doküman Arşivi'ni gör. (Sen de Paylaş)



 Word'e Aktar | Yazdır |  Yazıcı Dostu | Okunma:8052 

 

Pekiştirme

Klasik koşullanmada pekiştirme, koşulsuz uyarıcı pekiştireç rolü göstermektedir. Pavlov, koşulsuz tepkiyi (salya) meydana getiren koşulsuz uyarıcıya (et) birincil pekiştireç; koşullu tepkiyi (salya) meydana getiren koşullu uyarıcıya (ses) da ikincil pekiştireç adını vermektedir. Klasik koşullanmada pekiştireç tepkiye bağlı olarak verilmez. Tepkinin meydana gelmesinden önce sunulur ve tepkiyi doğrudan uyarıcıdır.(Senemoğlu,2001,sf 106)

Edimsel koşullanmanın iki temel ilkesi vardır. Bunlar:

1)Pekiştirici uyarıcıyla izlenen tepkiler tekrarlanma eğilimindedir.
2)Pekiştirici uyarıcılar, edimsel davranışların meydana gelme oranını ya da olasılığını artırır.
Edimsel koşullanmada önemli olan nokta; davranış ve onun sonuçlarıdır. Dikkatli bir
gözlemle, bir davranışın sık olarak ortaya çıkmasında, davranışın sonuçlarının büyük ölçüde etkili olduğunu görebiliriz. Organizma pekiştirilen davranışı daha sık gösterir. Pekiştirilmeyenden ise vazgeçer.(Senemoğlu,2001,sf 156)
Her iki koşullanma sürecini kapsayan genel kural şöyle ifade edilebilir: bir davranışın or-
taya çıkma olasılığını arttıran her türlü uyarıcıya pekiştirme adı verilir.(Cüceloğlu,1997,sf 156)
Pekiştireçleri iki gruba ayırmak olanağı vardır. Olumlu pekiştireçler ve olumsuz pekiştireç-
ler. Olumlu pekiştireçler verildiği zaman davranışın ortaya çıkma olasılığı artar. Yiyecek, su,övgü bu tür pekiştireçlere örnek oluşturur. Olumsuz pekiştireçler ortadan kaldırıldığı, ya da verilmediği zaman davranışın ortaya çıkma olasılığı artar: elektrik şoku, rahatsız edici bir gürültü gibi uyarıcılar olumsuz pekiştireçlere örnektir. Yapılan edimsel koşullanma deneylerinde olumsuz
pekiştirme genellikle deneğin denetimi altındadır ve denek istenilen davranışı yaptığı anda olumsuz pekiştirme ortadan kalkar. Örneğin, Skinner kutusundaki manivelaya basınca, kutunun altındaki ızgaraya verilen elektrik şoku otomatik olarak kesilir.(Cüceloğlu,1997,sf 156)
Ödül kelimesi, olumlu pekiştireç kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılabilir, fakat ceza
kavramı olumsuz pekiştirme kavramı ile eş anlamlı kullanılamaz. Olumsuz pekiştirmede olumsuz pekiştireçler ortamdan çıkartılırken, cezada olumsuz pekiştireçler ortama konmaktadır. Hem olumlu hem de olumsuz pekiştirme davranışın yapılma olasılığını azaltır.(Senemoğlu,2001,sf 158)

Skinner’e göre pekiştirmenin organizmaya istenen davranışı kazandırmada, davranışı bi-
çimlendirmede, sonuç olarak kişilik gelişiminde önemli bir yeri vardır. Hatta “kişilik dediğimiz şey, bizim pekiştirilme tarihçemizin bir özeti olan davranış biçimlerinden başka bir şey değildir”

(Skinner,1971). Örneğin; biz Türkçe öğreniyoruz. Türkçe öğrenmemizin nedeni, Türkçe konuşulan bir evde doğmamızdır. Türkçe seslere benzer sesler çıkardığımızda pekiştirilerek Türkçe’yi

öğreniyoruz. Eğer biz İngiliz, Fransız, Rus evinde doğup büyüseydik bu sefer de İngilizce Fransızca Rusça seslere yakın sesler çıkardığımızda pekiştirilerek bu dilleri öğrenecektik. (Senemoğlu,2001,sf 158)

Skinner, kültürü de bir pekiştirme seti olarak tanımlamaktadır. Farklı kültürler farklı dav-
ranış biçimlerini pekiştirirler. Pekiştirmeyi kontrol ederek davranışları kontrol edebiliriz.
(Skinner,1971)Örneğin; çocuğunun belli kişilik özelliklerini kazanmasını isteyen ana-baba aşağıdaki adımları izleyebilir.(Hergenhahn 1988)

1) Çocuğunuzun yetişkin olarak hangi temel kişilik özelliklerini kazanmasını istediğinize karar veriniz.(Örneğin ana-babanın çocuğunun yaratıcı bir yetişkin olmasını istediklerini düşünelim.)

2)Amacınıza ulaştığınızda çocuğun hangi davranışları kazanması gerektiğini tanımlayınız.( Yukarıdaki örneğe göre, yaratıcı bir kişinin hangi özellikleri göstermesi gerektiğini belirleyiniz.)

3)Amacınıza uygun davranışları gözlediğinizde çocuğunuzu pekiştiriniz.(Yukarıdaki örneğe göre ana–baba yaratıcılığın göstergesi olan davranışlar ortaya çıktığında çocuğunu ödüllendirmelidir.

4)Çocuğun çevresindeki temel öğeleri beklenen davranışları destekleyecek şekilde düzenleyerek tutarlılık sağlayınız.( yukarıdaki örnekte ana-baba, çocuğun yaratıcı davranışlarını pekiştirirken,

çevresindeki arkadaş, öğretmen ve yetişkinlerin de desteklemelerini sağlamalıdır. (Senemoğlu, 2001,sf 158-159)

Bu ilkeleri bilmeksizin ana-baba birtakım yanlış uygulamalar yapabilir. Bazen ana-baba,

öğretmen ve diğer yetişkinler çocuklara, farkında olmadan istenmeyen davranışları kazandırabilirler. Örneğin; Öğretmen, sınavda sadece kitaptaki bilgiyi ezberleyen öğrencilerin cevaplayacağı

şekilde soru sorduğunda derse değişik kaynaklardan çalışmış olmasına rağmen bir tek kitaptaki bilgiyi ezberlemeyen öğrenci, düşük not alır. Gelecek sefer bu öğrenci kitaptan kopya çekmeye

yönelir ya da kitaptaki bilgiyi aynen ezberlemeye çalışır; sonuçta da yüksek not alırsa bu durumda öğrenci gelecek sefer kopya çekme ya da sadece kitaptaki bilgiyi ezberleme davranışını sürdürür.(Senemoğlu,2001, sf 159)

Premack Kuralı

Premack(1959) pekiştireç olarak uyarıcı yerine faaliyeti kullanmayı önermiştir. Ona göre
Skinner kutusuna konan fare yiyecek verildiği için değil, yeme faaliyeti olduğu için manivelaya basma sayısını arttırır. Organizmanın daha seyrek olarak yaptığı başka bir faaliyet için pekiştireç rolünü oynar. Örnek olarak, iki çocuk alalım: bunlardan biri şekere düşkün olup sık sık şeker yesin diğeri ise şekerden pek hoşlanmasın fakat top oynamayı sevsin.(Cüceloğlu,1997,sf 157)
Birinci çocuğa top oynama öğretilmek istendiğinde, acaba şeker yeme pekiştireç olarak
kullanılabilir mi? Evet kullanılabilir! Top oynaması öğretilmek isteniyorsa, her top oynayışından sonra çocuğa şeker yeme olanağı verilmelidir, bir başka deyişle çocuk şekere ancak top oynamakla ulaşabilmelidir. İkinci çocuğa ise şeker yeme öğretilmek isteniyor. Bu durumda çocuk bir şeker yedikten sonra top oynama olanağı verilmeli ve böylece top oynama, şeker yeme olayına bağımlı kılınmalıdır. Sonuçta birinci çocukta şeker yeme, ikinci çocukta ise top oynama pekiştireç görevini görür. (Cüceloğlu,1997,sf 157)
Bu tür gözlemler sonucu Premack, kendi adıyla bilinen aşağıdaki iki ilkeyi ileri sürmüş-

tür:
1) Belirli bir anda, her bir organizmanın bir pekiştireçler mertebesi (hiyerarşisi) vardır. Bu
mertebe düzeninin tepesinde , bütün olanaklar sağlandığında organizmanın doğal olarak yapacağı ilk faaliyet yer alır. Diğer faaliyetlerin ortaya çıkma olasılığı mertebedeki yerine bağımlı olarak azalır.

2)Bu mertebe içinde yer alan her davranış, kendinden üst bir faaliyet tarafından pekiştirilebilir ve kendinden daha alt düzeylerdeki faaliyetler için bir pekiştireç rolü oynar. Bu ikinci ifade Premack ilkesi olarak bilinir.(Cüceloğlu,1997,157)
Bu kural eğitimde ve çocukların davranışlarını denetimde son derece etkin bir biçimde
kullanılabilir. Önemli olan ilk adım, davranışını değiştirmek istediğimiz bireyin faaliyetlerinin mertebe yapısını keşfetmektir. İkinci adım da, üst düzeydeki bir faaliyeti , öğretmek istediğimiz bir davranış için pekiştireç olarak kullanmaktır.(Cüceloğlu,1997,sf 157)
Pekiştirmenin Miktarı ve Gecikme Süresi
Psikologlar pekiştirme miktarının öğrenme miktarının hızını etkileyeceğini düşünmüşler.
Örneğin; çocuğun yeni bir davranış öğrenmesini isteyen öğretmen ya da ana-baba çocuğa önemli göreceği bir miktarda ödül vermelidir. “İlk devrede karnende zayıf getirmezsen seni sinemaya götüreceğim!” diyen bir baba, büyük bir olasılıkla, çocuğuna iyi bir ödül ortamı yaratmamaktadır. Öte yandan “ ilk devrede karnende hiç zayıf getirmezsen sana bisiklet alacağım!” diyen bir diğeri, çocuğunu önemli derecede ödüllendiriyor olabilir.(Cüceloğlu,1997, sf 159)Açıklığa kavuşması istenilen, çocuğun davranışı ödüllendirilmeye karar verilmişse, önce çocuğun neyi ödül olarak algıladığını bilmenin gerektiğidir. Ayrıca, baban gelince senin yaptıklarını babana söyleyeceğim!”diyen anne, gecikmeli bir ceza sistemi kullandığından, çocuğun öğrenme süresi pek etkin olmaz.(Cüceloğlu,1997,sf 159)

PEKİŞTİRME TARİFELERİ


Skinner ve onun izleyicileri, edimsel davranışın sıklığını artırma amacıyla bağımsız değişken olarak pekiştirme tarifeleri üstünde çalışmışlardır. Pekiştirme tarifesi, tepkiyi izleyen pekiştireçlerin verilme biçimini kapsamaktadır. En yaygın olarak kullanılan pekiştirme tarifeleri; sürekli pekiştirme, sabit pekiştirme, sabit oranlı pekiştirme,değişken aralıklı pekiştirme ve değişken oranlı pekiştirmedir.(Senemoğlu,2001,sf 169)

Sürekli Pekiştirme

En basit pekiştirme tarifesidir. Bu tarife, deneğe yeni bir şey öğretilirken kullanılmakta-
dır. Tepki öğrenildikten sonra sürekli pekiştirme bırakılıp diğer pekiştirme tarifeleri uygulanmalıdır. Aksi taktirde bir müddet sonra pekiştirmenin etkisi kalmayacaktır. Ayrıca sönmeye karşı en az dirençli pekiştirme tarifesi sürekli pekiştirmedir. Örneğin, başlangıçta çocuk yatağını her düzelttiğinde pekiştirilirken davranışı kazandıktan sonra değişik pekiştirme tarifelerine geçilmelidir.(Senemoğlu,2001,sf 169)

Sabit Oranlı Pekiştirme

Bu tarifede, organizmanın belli bir sayıdaki davranışı pekiştirilir. Örneğin; hayvanın her
10 doğru davranışından sonra yiyecek verilmesi; öğrencinin her 5 doğru cevabına bir not verilmesi gibi pekiştirmeler sabit oranlıdır.

Zaman önemli değil, doğru davranış sayısı önemlidir. Aynı süre içinde bir kişi daha az
doğru davranış yaparken, bir diğeri daha çok doğru davranış yapabilir ve daha çok pekiştirilebilir. Ancak organizma pekiştirildikten hemen sonra bir depresyon içine girer. Buna “pekiştirme sonrası ara” adı verilmektedir. Bu konuda birçok görüş ileri sürmekle birlikte, hayvan pekiştirildikten hemen sonra yapacağı davranışın pekiştirilmeyeceğini öğrendiğinden dolayı bir durgunlukiçine girmiş olabilir. Birikmiş kayıtlar bu durgunluğun geçici olduğunu, daha sonra davranış sayısında hızlı bir yükselme olduğunu göstermektedir. Bu durum “ara ver ve çalış” ifadesiyle betimlenebilir.(Senemoğlu,2001,sf 170)

Sabit Aralıklı Pekiştirme
Organizmanın belli bir zaman dilimi içinde yer alan davranışları pekiştirilir. Bu tarifede doğru davranış sayısı önemli değildir. Belli bir sürenin geçmesi önemlidir. Örneğin,hayvan her iki dakika sonunda pekiştirilir. Bu süre içinde ister bir davranış,ister beş davranış yapsın pekiştirme iki dakikanın sonunda yapılır. Dolayısıyla, Skinner kutusundaki hayvan sabit olan zaman aralığının başlangıcında yavaş bir şekilde tepkide bulunurken ya da hiç tepki göstermezken, zaman aralığının bitimine doğru daha hızlı tepkide bulunmaktadır. Örneğin; belli bir sürede tamamlanacak işler; öğrencilerin vize ve final sınavlarına çalışmaları; dönem ödevleri hazırlamaları,memurların her ayın başında maaş almaları bu pekiştirme tarifesine uygun örneklerdir. Öğrenciler, dönemin başında yavaş hareket ederken ödevi teslim etme günleri yaklaştıkça daha hızlı çalışmaktadırlar. Ancak, sabit oranlı pekiştirmede olduğu gibi yapıldıktan sonraki zamanda, organizma (insan ya da hayvan) gene yavaş hareket etmeye başlar. Çünkü hızlı hareket etse de o sürenin bitimine kadar pekiştirilmeyeceğini öğrenmiştir.(Senemoğlu,2001,170)

Değişken Oranlı Pekiştirme

Bu tarifede, her on tepkiden sonra vb. gibi belirli bir sayıdaki tepkinin pekiştirilmesi yeri-
ne, değişen sayılardaki tepkiler pekiştirilir. Bu tarifede önemli olan ortalama bir tepki sayısının pekiştirilmesidir. Örneğin; öğretmenler ortalama beş doğru davranışa not verebilir. Bu not bazen bir doğru davranıştan sonra, bazen on, bazen de dört doğru davranıştan sonra verilebilir. Dolayısıyla kaç davranıştan sonra not alacakları belli olmadığından etkinlik sürekli ve sönmeye karşı dirençli olabilir.(Senemoğlu,2001,171)

Değişken Aralıklı Pekiştirme

Bu pekiştirme tarifesinde zaman sabit değildir. Pekiştireç bazen hemen, bazen daha geç
kazanılabilir. Değişken oranlı pekiştirme tarifesinde olduğu gibi bunda da ortalama zaman önemlidir. Örneğin; pekiştirme ortalama üç dakikada yapılacaksa, ilki iki dakika sonra, ikincisi bir dakika sonra, üçüncüsü beş dakika sonra , dördüncüsü dört dakika sonra yapılabilir. Böylece mümkün olan bütün pekiştireçleri elde etmek için, organizma (insan ya da hayvan) tepkiyi sürekli olarak gösterir. Değişken aralıklı pekiştirme tarifesi, sabit aralıklı pekiştirme tarifesine göre tepki oranını daha çok artırmaktadır, ancak değişken oranlı pekiştirme tarifesinden daha az etkilidir.

Bu pekiştirme tarifesine örnek, öğretmenlerin bazen haftada bir, bazen iki haftada bir, bazen de haftada iki defa sınav yapmaları olabilir. Sınav, zamanı belli aralıklarla olmadığından, öğrenci her an sınava hazır olacaktır.(Senemoğlu,2001,sf 172)

Beyin Uyarılması ve Pekiştirme

James Olds adlı Amerikalı bir psikolog farelerin beyinleri üzerinde mikroelektrotlar ara-
cılığıyla yaptığı araştırmalarla tanınır. Araştırmacı 1950’lerin ortalarına doğru yaptığı araştırmalarının birinde elektrodu, yanlışlıkla farenin hipotalamusunun yakınlarında bir bölgeye yerleştirmiştir. Bu bölgeye hafif elektrik şoku verildiğinde, şokun uygulandığı ortalama farenin tekrar tekrar döndüğü gözlenmiştir.(Cüceloğlu,1997,sf 161)

Fare Skinner kutusuna konup, manivelaya basarak kendi kendini elektrikle uyandırabile-
cek duruma konduğunda, dakikada yüz kere mahivelaya basarak, daha önce hiç görülmemiş olağan üstü bir uyarılma davranışını göstermiştir. Fareler saatte ortalama 2.000 kere manivelaya basmışlar ve yorgunluktan hareket edemeyecek hale gelinceye kadar hiç kesintisiz 15 veya 20 saat kendi kendilerini uyarmaya devam etmişlerdir.(Cüceloğlu,1997,sf 161) Hayvanlar bazı beyin bölgelerinin uyarılmasından hoşlanmamışlardır, bu bölgelerin uyarılması olumsuz pekiştirme işlevini yüklenmiştir. Beyinin bazı bölgelerinin uyarılması ya da uyarılmaması ise hayvanın davranışında hiçbir değişiklik yapmamış, başka bir ifadeyle, bu bölgelerin uyarılmasının hiçbir pekiştirici etkisi olmamıştır.(Cüceloğlu,1997,sf 161)

Öğretim Hizmetinde Pekiştirme


Öğrenme kurumcularının çoğu, öğrenme ya da performans üstünde pekiştirmenin önemli
bir etkisi olduğu görüşünde birleşmektedirler. Pekiştirme, davranışın tekrar edilme sıklığını artırma işlemidir. Bu işlemde kullanılan uyarıcılara pekiştireç adı verilmektedir. Olumlu pekiştireçlerin öğrenciye verilmesi, olumsuz pekiştireçlerin de ortamdan çekilmesi davranışın yapılma olasılığını arttırmaktadır.(Senemoğlu,2001,sf 455)
Pekiştirmenin öğrenme düzeyini yükseltebilmesi için, öğrencilere verilen pekiştirici uya-
rıcıların öğrencilerin iç koşullarına; yani gelişim özelliklerine, genel yetenek düzeyine, genel sağlık düzeyine, genel sağlık durumuna , ön öğrenmelerine, duyuşsal özelliklerine , sosyo- kültürel yaşam biçimine uygun, öğrenci için anlamlı olması ve geciktirilmeden, zamanında verilmesi gerekir. Pekiştirmenin öğretme-öğrenme sürecinde etkili bir şekilde kullanılması, öğrencilerin ortalama öğrenme düzeyini 1.2 standart sapma yükseltmektedir. (Senemoğlu,2001,460)

Not:Üniversite notlarından derlenmiştir.

http://www.sinifogretmeniyiz.biz, Sınıf Öğretmenlerinin Kaynak Sitesi

YORUMLAR