Ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat dokuzu beş geçe öldü. O tarihten bu yana 10 Kasım'la başlayan hafta, yurdumuzda Atatürk Haftası olarak değerlendirilir. Bu hafta içinde, Atatürk'ün yaşamı, yurtseverliği, inkılap ve ilkeleri anlatılır. Ata'nın daha iyi tanıtılması amacıyla açık oturumlar düzenlenir. Radyo ve televizyonda, Atatürk'ün konuşmaları kendi sesinden dinletilir. Atatürk'le ilgili filmler gösterilir. 10 Kasım günü Atatürk, tüm yurtta törenlerle anılır. Ölüm anı olan saat dokuzu beş geçe "ti" sesi ile saygı duruşuna geçilir. Kara ve deniz taşıtları oldukları yerde durarak düdüklerini çalarlar. Düzenlenen anma törenlerinde Ata'nın yaşam öyküsü, Atatürk inkılap ve ilkeleri anlatılır, seçilmiş Atatürk şiirleri okunur.
ATATÜRK'ÜN YAŞAMI
Selanik'te Ahmet Subaşı Mahallesinin Islahane Caddesinde iki katlı pembe boyalı bir ev vardı. Bu evde Ali Rıza Efendi ile Zübeyde Hanım otururdu. 1881 yılında bir oğulları oldu. Adını Mustafa koydular. Mustafa sarı saçlı, mavi gözlü bir çocuktu.
Bütün çocuklar gibi Mustafa'nın çocukluğu da mahallede komşu çocukları ile güle oynaya geçti. Mustafa, Şemsi Efendi Okuluna başladı. Kısa bir süre sonra babası Ali Rıza Efendi öldü. Güç koşullar altında öğrenimini sürdüren Mustafa, bugünkü askeri ortaokul dengi olan Askeri Rüştiye'ye başladı. Orta kısmı başarı ile bitirdikten sonra lise dengi olan Manastır Askeri İdadi'sine yazıldı. Derslerine düzenli olarak çalışan Mustafa Kemal liseyi bitirdi.
İstanbul'a gelerek Harp Okulunun piyade sınıfına girdi. Üç yıllık öğrenimini başarı ile sona erdi. Kurmay subay yetiştirilmek üzere Kurmay Okulu'na seçildi. Mustafa Kemal, bu okulda geleceğe yönelik tasarı ve ileri düşünceleriyle kendini tanıttı. Başarılı bir öğrenimden sonra Kurmay Yüzbaşı oldu. Zamanın padişahı II. Abdulhamit'in gizli polisleri Mustafa Kemal'in ileri düşüncelerini, arkadaşları ile yaptığı tartışmaları, O'nun özgürlük ve siyasal konulardaki düşüncelerini padişaha bildirmişlerdi. Mustafa Kemal ve arkadaşları bu nedenlerle Yıldız Sarayı'nda sorguya çekildiler. Mustafa Kemal bir süre tutuklu kaldı. Fakat suçlu görülmedi. Ancak düşünceleri tehlikeli sayıldığı için, başkentten uzağa Şam'da bulunan Beşinci Orduya gönderildi.
Mustafa Kemal, Şam'da arkadaşları ile birlikte Vatan ve Hürriyet adlı gizli bir dernek kurdu. Sonra gizlice Makedonya'ya geçti. Selanik'te Vatan ve Hürriyet Derneği'nin bir şubesini açtı. Dernek, padişahın baskı yönetimine karşı kurulmuştu. Bu nedenle yapılacak çalışmaların gizli olması gerekiyordu. Şam kenti dışındaki yerlerde bulunan subayların da derneğe katılmaları için Mustafa Kemal görevlendirildi. Bu amaçla aynı yıl subayların yoğun olarak bulunduğu Makedonya'daki 3. Orduya atandı.
1908 yılında meşrutiyet ilan edilince İttihat ve Terakki Fırkası iktidarı aldı. Ancak padişahın kışkırttığı gericiler meşrutiyete, yeni düşüncelere ve atılımlara karşı çıktılar. Kışkırtmalar sonucu İstanbul'da 31 Mart ayaklanması oldu. Bunun üzerine Selanik yöresindeki birliklerden bir ordu toplandı. Mustafa Kemal, Harekat Ordusu adını verdiği bu orduda görev aldı. Ayaklanma bastırıldı. Harekat Ordusuyla birlikte Mustafa Kemal Selanik'e döndü. İki yıl sonra Genel Kurmay Başkanlığında bir göreve atandı.
Bu sırada İtalyanlar Trablusgarb'a saldırdılar. Mustafa Kemal ve arkadaşları Tobruk'a giderek buradaki Türk birliklerine katıldılar. Yapılan savaşlarda önemli başarılar sağlandı. Ancak bu sırada Balkan Savaşı başlamıştı. Mustafa Kemal geri dönmek üzere Mısır'a geldiğinde Selanik'in düşman eline geçtiğini; Bulgar ordularının Çatalca'ya kadar ilerlediklerini öğrendi.
İstanbul'a gelen Mustafa Kemal'e Bolayır'da bulunan bir kolordunun kurmay başkanlığı görevi verildi. Savaş süresince bu görevde kaldı. Balkan Savaşı sona erince Sofya'ya ataşemiliter olarak atandı. Bir süre sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. Almanların yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu da savaşa katıldı.
Mustafa Kemal, bulunduğu görevden alınarak bir kıta komutanlığına getirilmesini istedi. Bunun üzerine Tekirdağ'da yeni kurulan 19. Tümenin komutanlığına atandı. Mustafa Kemal'in kısa sürede hazırladığı tümen Çanakkale Savaşları'na katıldı. Mustafa Kemal burada düşmanın karadan ve denizden yaptığı saldırıları durdurdu.
Anafartalar'da bir avuç güçle düşmanların bütün planlarını bozdu. Onlara kayıplar verdirdi. Çanakkale Boğazı'nı geçmelerini önledi. Bu başarılar sonucu rütbesi albaylığa yükseltildi ve Anafartalar Kahramanı olarak anılmaya başladı.
Mustafa Kemal Çanakkale Savaşı'ndan sonra Diyarbakır'daki kolordu komutanlığına atandı. Bu görevde iken rütbesi generalliğe yükseltildi. Muş ve Bitlis'i Ruslardan kurtardı. (1916)
Daha sonra 7. Ordu Komutanlığına atandı. Bu ordu Halep'te toplanıyordu. Atatürk grup komutanı oldu. Alman generalinin ordunun yönetimi konusundaki düşüncelerine karşı çıktı. Ordu komutanlığını bırakarak İstanbul'a geldi. Veliaht Vahdettin'in Almanya'ya yaptığı resmi geziye katıldı. Dönüşte hastalanarak Viyana ve Karlsbad'a gitti. Bu sırada padişah 5. Mehmet öldü. Vahdettin VI. Mehmet adı ile tahta çıktı. Yurda dönen Mustafa Kemal yeniden 7. Ordun komutanlığına getirildi. Şam'da başkaldıran Arap kabileleriyle savaştı. Onların ilerlemesini önledi. Bundan sonra Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atandı. Bu sırada savaş sona ermiş, Mondros Silah Bırakışması imzalanmıştı. Mustafa Kemal bu bırakışmanın kötü koşullarını kabul etmedi. Emrindeki silah ve kuvvetleri düşmana vermeyeceğini hükümete bildirdi. Bunun üzerine komuta ettiği Yıldırım Orduları Grubu kaldırıldı. Mustafa Kemal de İstanbul'a döndü.
Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir.
Cumhuriyeti biz kurduk, fakat sizler yaşatacaksınız.
Her gelişmenin ve kurtuluşun anası hürriyettir.
Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeter.
Öğrenciye her ne yaşta olursa olsun geleceğin büyüğü gözü ile bakmalı ve öyle davranılmalıdır.
Okul genç kafalara, insanlığı, saygıyı, ulusu ve ülkeyi sevmeyi, bağımsız yaşamayı öğretir.
ATATÜRK'ÜN RESMİ Kürsünün üstünde bir resim; Gözleri denizlerden mavi, Bakışları güneşlerden sıcak. Bu resimle başlar bizim günümüz, Kıvançla dolar, taşar gönlümüz. Öğretmenimiz kürsüde Verdiği dersi Dinler bizimle birlikte, Atatürk'ün resmi. Çalışkanız çünkü Çalışınca, Bakarız. Atatürk güldü. Bir yanlışlık yaparsak, Bulutlanır gözleri, Anlarız Atatürk üzüldü. Behçet NECATİGİL
MUSTAFA KEMAL Mustafa Kemal'i gördüm düşümde, Daha, diyordu. Uğruna şehit olasım geldi hemen Sabaha, diyordu. Al bir kalpak giymişti al, Al bir ata binmişti, al, Zafer ırak mı ? dedim, Aha, diyordu. Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
ATATÜRK Düşmanların elinden Bizi kurtaran sensin. Bu toprağı yeniden Özenle kuran sensin. Ünümüzü dünyaya Mertçe duyuran sensin. Gündüz gün, gece aya Benzer kahraman sensin. Adını büyük, küçük Anıyoruz her zaman, Adı büyük Atatürk Anlı şanlı kahraman. Nabzımızda atansın Ey ! ölmeyen atamız. Gönlümüzde yatansın Seni unutamayız. Mehmet Necati ÖNGAY
ATATÜRK Yapraklar dökülür kasımlarda, Yeller uğuldar vadilerde, ne çıkar, Bir özgürlüksün çağlara en güzelinden, Sen bayrak bayrak fikirsin, Ölüşün diriliştir yeniden. Başak saçlarında Anadolu'm, Gözlerinde yurdumun denizleri, Sen yarınlara uzanmış ışık, Savaşta kartal, barışta defne çelengi, Sen sonu yenmiş zamansın. Sende çarpar, sende düşünür Türkiye'm, Sende büyür kucaklar, Ulusun beyni, toprağın yüreği, Kemal Paşam, Atatürk'üm ! Sen mayıslarda doğan güneş, Evrenimin sabahı, damarımın kanı, Sen mavilerde yeşeren yapraksın, Bir yolsun sevgi, sevgi Sen her mevsimde açan baharsın! M.Güner DEMİRAY
ATATÜRK GÜLÜMSEDİ Atatürk gülümsedi öğretmenim Biz sınıfa girince Dağıldı kara bulutlar Açıldı gonca. Baktı ki okul yenidir Siz yenisiniz, düşünceler yeni Atatürk gülümsedi öğretmenim Saklıyamadı sevincini. Baktı ki gençsiniz, bilgili Eğitiyorsunuz yolunca, yöntemince Atatürk gülümsedi öğretmenim Sevindi onca. Baktı ki karışmış aramıza, Çiziyorsunuz yolu, Atatürk gülümsedi öğretmenim Gözleri dolu dolu. Anlaşılan bütün yaz. Atatürk gözünü kırpmamış, Çünkü boşmuş sıralar, Çünkü harf okunmamış. Kapkara bulutlar inmiş Işıklı gözlerine. Bora gibi, fırtına gibi Atatürk'üm Sanırım yönelmiş bilgisizliğe. Ama baktı ki gün doğmuş, Bir koşu varmışız okula Özlemle açılmış kitaplar, Bir iştah, kızda oğlanda. Baktı ki zil çalmış, Sınıfa girmişsiniz Bütün bakışlar sizde Günaydın demiş. Derse başlıyorsunuz Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde. Baktı ki Türkiye'si Türkiye'miz Aydın ufuklarda yürüyor hızla. Atatürk gülümsedi öğretmenim Övünüyor bizle. Dağıldı kara bulutlar Biz sınıfa girince. Atatürk gülümsedi öğretmenim Kürsüde kendini görünce. Talat TEKİN
ATATÜRK'TEN SON MEKTUP Siz beni halâ anlamadınız Ve anlamayacaksınız çağlarca da… Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u diyorsunuz Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz. Mustafa Kemal'i anlamak bu değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Bırakın o altın yaprağı artık, Bırakın rahat etsin anılarda şehitler. Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin. Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ? Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Bana, muştular getirin bir daha, Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan… Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ? Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ? Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda, Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz. Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın ! Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların… Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ; Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil. Bilim ağartsın saçlarınızı… Kitaplar… Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar… Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü… Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş, Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken. Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ? Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla. Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister, Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter ! Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
ATATÜRK Adını adımdan önce, Heceledim, öğrendim, Duvarları, kitapları, Senin resminle beğendim. Binbir biçim içinden, Bir anda seçerim yüzünü, Kimse alamaz içimden, Gözlerinin gündüzünü. Bütün bildiklerimden, daha yakınsın yüreğime, Alfabeyi hecelerken, "Atatürk" yakıştı elime. Seni yazdım, okudum, Seni belledim yürekten, Her törende birlikteyiz, Bayrağın içinde sen, ben. Daha iyi anladım her yıl, Açıldıkça düşüncelerim, İlk sevgim büyür, büyür de, Seni daha da severim. Her yön sen olursun sen, Kitap, tren, şapka, kravat, Sen Türkiye'mi uçuran, En büyük tanrısal kanat. Her On Kasım'da gözlerimiz, Bir daha ağlarken sana, Bir kez daha inanırız, Her yerde yaşadığına. İbrahim Zeki BURDURLU
O BİR IŞIKTIR O bir ışıktır, Sönmedi, Sönmeyecek. Türk gençliği İzinden, Dönmeyecek. Kimse kesemez, İçimizdeki Büyük hızı… Bizler yaşadıkça Yaşatacağız, Ata'mızı. Öğrenci Behlü ZEREN
TÜRK MARŞI TÜRKÜM ATATÜRKÜM Bu vatan bizimdir böyle biline, Kadını yaşlısı Mehmetçiğiyle, Çanakkale'deki boğazı ile Söyledi cihana geçilmez diye. İstikbal göklerde diyen irade, Cihanda emsali var mı? Nerede? Dünya var oldukça söyle her yerde Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene." Samsunun ufkunda doğdu o güneş, Yurdumun bağrını sarınca ateş, Tüm ulus cephede yan yana kardeş, Ya ölüm ya kalım tek hedef diye. İstikbal göklerde diyen irade, Cihanda emsali var mı? Nerede? Dünya var oldukça söyle her yerde Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene." Erzurum ve Sivas kongresiyle, Uğraştı dünyanın meselesiyle, Milletle beraber gür nefesiyle, Haykırdı ilk hedef Akdeniz diye. İstikbal göklerde diyen irade, Cihanda emsali var mı? Nerede? Dünya var oldukça söyle her yerde Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene." Dahi başkumandan becerisiyle, Dumlupınar Afyon İnönü'süyle, Tüm vatan sulandı al kanlar ile Ezelden ebede hür olsun diye. İstikbal göklerde diyen irade, Cihanda emsali var mı? Nerede? Dünya var oldukça söyle her yerde Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene." Ağlıyorken ulus hep için için, Cumhuriyet kurup istiklal için, Gençliğe emanet hitabe niçin? Okuyup okutup savunsun diye. İstikbal göklerde diyen irade, Cihanda emsali var mı? Nerede? Dünya var oldukça söyle her yerde Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene." Hayatta hakiki mürşit ilimdir, Benim güzel Türkçem ana dilimdir, Motiflenmiş yurdum tıpkı kilimdir, Huzurla kardeşçe yaşansın diye. İstikbal göklerde diyen irade, Cihanda emsali var mı? Nerede? Dünya var oldukça söyle her yerde Söyle ki ; "Ne Mutlu Türküm Diyene."