Özet
Bu araştırma, ilköğretim I. kademede eğik el yazısı eğitimi vermenin ve günlük hayatta eğik el yazısı kullanmanın yararlarını ortaya koymak amacı ile yapılmıştır. Araştırmada ayrıca, eğik el yazısı ile ilk okuma-yazmaya başlamanın önemi ve dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde durulmuştur.
Anahtar Sözcükler: Eğik el yazısı, yazı öğretimi
1. Giriş
Yazının, sözlü iletişimin mümkün olmadığı durum ve zamanlarda iletişimi kolaylaştırmak, bilgi akışını sağlamak, gelecekte var olma, yarınlarda yaşama kaygısı ve ihtiyacının sonucu olarak ortaya çıkmış olduğunu söylemek mümkündür. Yazı kelimesi Türkçe Sözlük'te şu şekilde tanımlanmaktadır: “Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazmak işi. Düşünceyi tespite yarayan işaretler düzeni, alfabe. Harfleri yazma biçimi. Herhangi bir harf düzeninde biçim ve sanat bakımından özellik gösteren tür.” (Türkçe Sözlük, 1998, 2418).
Bazı kaynaklarda, yazının var oluşunun temelinde manevî, ilahî faktörlerin olduğu bildirilmektedir. Antik çağlarda yaşayan milletlerin efsaneleri incelendiğinde, çoğu efsanede bu milletlerin, tarihin belli dönemlerinde inandıkları tanrıdan yardım aldığı yazılmaktadır. İçinde bulunduğumuz çağın düşünce sistemine göre, bu durum oldukça inanılmaz görünse de güvenilir tarihçilerin görüşlerine göre bu, evrensel bir görüştür ve yazının böylesi kutsal temellere dayandığı hususunda bütün dünya aynı inanış içindedir (Lenormant, http://www.2020site.org/writing/history.html , 2004)
Kökeni ve çıkış sebebi her ne olursa olsun yazı, sadece estetik ihtiyaç değil aynı zamanda vazgeçilmez, doğru ve kalıcı bir iletişim sistemidir. Hiçbir yetenek ya da buluş yazının bulunuşu kadar insanoğlunun medeniyetine katkıda bulunmamıştır.
Günümüzde yazılı iletişim için birçok alfabe kullanılmakta; kolaylık sağlaması için veya estetik kaygılardan dolayı, bu alfabelerdeki harflerin de çok çeşitli sitillerde yazıldıkları görülmektedir. Cumhuriyet dönemi öncesi kullanılan Arap alfabesi için “sülüs, nesih ve rika” yazma stillerine örnek olarak gösterilebilir. Cumhuriyet dönemi öncesinde ilköğretim için hazırlanan “İbtidai Mektepler İçin Eifbâ Kitapları”nın birçoğunda da bu yazma stilleri ile ilk okuma-yazma eğitimi yapılmıştır (Apikyan, 1908). Ülkemizde kullanılan Latin alfabesi için çok bilinen yazma sitillerine örnek olarak ise, dik temel yazı, dik el yazısı veya eğik el yazısı gösterilebilir.
Bu nitel araştırmada, yazma sitillerinden eğik el yazısının öğretimi, kullanımının önemi ve eğik el yazısı öğretiminde dikkat edilmesi gereken ilkeler tartışılacaktır.
2. Eğik El Yazısı Öğretiminin Önemi
İlköğretimde yazma eğitiminin eğik el yazısı harfleri ile mi yoksa dik temel harflerle mi olacağı konusunda, Latin alfabesini kullanan birçok ülkede, günümüzde bile çözüme kavuşturulamayan uzun tartışmalar yapılmış ve hâlâ yapılmaktadır. Bu tartışmaların temelinde, uygulanacak ilk okuma-yazma öğretimi metodunun eğik el yazısına mı yoksa dik temel harflere mi daha uygun olduğu, problemi yatmaktadır. Okullarda ilk yazma eğitiminde sadece dik temel harflerin kullanılmasının sebebi, sınıf öğretmenlerinin “yazı öğretiminde metot” konusundaki eksiklikleri olabilir. Oysa eğik el yazısı ile ilk yazmaya başlamanın gerek akademik ve gerekse günlük hayatta çeşitli faydalar sağladığı bilinmektedir. Öğrencilerin, dik temel el yazısından ziyade eğik el yazısını daha kolay öğrenebildikleri ve daha işlek olarak kullanabildikleri ileri sürülmektedir (Tarnowski vd., 2002).
Eğik el yazısının bilinen karakteristik ve belirleyici özelliği yazının soldan sağa doğru kesintisiz hareketlerle yazılmasıdır (Fitzgerald, 2004). Bu durum bireye yazma sırasında birçok fayda sağlamaktadır. Eğik el yazısında, öğrenci harfleri yazarken, elini hiç kaldırmadan belirli bir noktadan başlayıp yine belirli bir noktada bitirmektedir. Harflerin bu şekildeki kesintisiz akışı, yazının işlek, kıvrak ve devamlı olmasını; dolaylı olarak da öğrencilerin, harfleri ve yazacakları fikirleri yazma esnasında akılda tutmalarını mümkün kılmaktadır (Tarnowski vd., 2002). El, dik temel harflerle yazı yazarken her harfin yazılışından sonra kalktığı için harfler arasında oranlı ve uygun boşluk bırakma problem olabilmektedir. Eğik el yazısındaki kesintisiz akış, dik temel harflerle yazı yazarken karşılaşılan harfler arasında oranlı boşluk bırakma problemini de ortadan kaldırmaktadır.
Eğik el yazısı, öğrencilerin kelime içindeki harfleri doğru öğrenmesinde de etkili olmaktadır. Çünkü, elin doğru hareket etmesi, kelimenin içinde hangi harflerin olduğunu zihnen bilmeyi zorunlu kılmaktadır. Piyanist ya da daktilografın hareketlerinin süreklilik kazanmasından önce tuşları öğrenmesi gerektiği gibi, eğik el yasında harfleri tanımak da aynı şekilde hayatî öneme sahiptir (Blomenfeld, 1997 a; Fitzgerald, 2004).
İlk yazma eğitiminde eğik el yazısı kullanımı, bazı harflerin simetrik olmasından kaynaklanan harfleri ters çevirme probleminin çözülmesine de katkı sağlayabilir. İlköğretim I. kademede öğrenciler, “b” ve “d” harflerinde veya “ev” ve “ve” gibi kelimelerde terse çevirme hataları yapabilmektedirler. Eğik el yazısı kullanımında böyle bir terse çevirme problemi nadiren söz konusu olabilmekteyken; dik temel harfler kullanıldığında, bu harflerin veya benzer kelimelerin karıştırılması oldukça kolay olabilmektedir. Yapılan bir araştırmada, eğik el yazısı ile yazan öğrencilerin dik temel el yazısı ile yazan öğrencilere göre, birbirine benzeyen “b” ve “d” gibi küçük harflerin yazılışında daha az hata yaptıkları görülmüştür (Mosse, 1982 a; Fitzgerald, 2004). Blomenfeld (1997)'e göre, eğik el yazısı yazan öğrenciler, harfleri birbirine karıştırmamaktadır, çünkü elin sürekli hareketi bunu imkânsızlaştırmaktadır. Ayrıca, eğik el yazısı kullanımı öğrencilerin kelime tanımasını da olumlu yönde etkilemektedir. Zira eğik el yazısı ile yazmada harflerin birbirine ekleniyor olması, yani yazılı kelimelerin kesintisiz bir bütünlük arz etmesi öğrencilerin kelimeleri bir bütün olarak algılamalarını sağlamaktadır (Tarnowski vd., 2002).
Eğik el yazısında, yazı el hiç kaldırılmadan meydana getirilmektedir. Bu durum, yazarken geri dönüşleri engeller. Dik temel yazıda bu özellik yoktur. Bunu açıklayabilmek için bir piyanist örnek olarak gösterilebilir. Şöyle ki; piyanist bir parçayı icra ederken yanlış bir tuşa bastığında bu hatasını düzeltmek için bir fırsat bulamayacaktır. Benzer şekilde, öğrenci de bir yazım hatası yaptığında bunu düzeltemeyecek veya tüm kelimeyi silmek zorunda kalacaktır. Bu durumda öğretmen, öğrencinin yaptığı yazım yanlışını veya harfleri kullanma konusundaki kişisel problemleri kolayca tespit edecektir. Mc.Innis (1995) araştırmasında, eğik el yazısı kullanımının, öğrencilerin yazılı kâğıtlarından hata analizleri toplama imkanını artırdığını ve bu yolla öğretmenlerin öğrencilerin yazılarını daha kolay ve etkili değerlendirebileceğini ortaya koymuştur (a: Fitzgerald, 2004).
Eğik el yazısı, dik temel harflerden daha hızlı bir yazma metodudur (Tarnowski vd., 2002). Eğik el yazısı kullanan bir öğrenci dik temel harfleri kullanan öğrenciye göre, yazma ödevlerini daha hızlı yapacaktır. Bu durum zamana karşı yapılan yazılı sınavlarda eğik el yazısı kullanan öğrencilere yarar sağlayacaktır.
Eğik el yazısında tüm harfler sadece bir noktadan (alt çizgiden) başlar. Oysa dik temel harflerin yazımı birbirinden farklı dokuz ayrı noktadan başlamakta, bu durum öğrencilerin kelimeleri yazarken defalarca durmasını ve durduğu yerden farklı bir yerden devam etmesini gerektirmektedir. Harflerin başlaması gibi yazarken sona erdiği noktalar da eğik ve dik temel el yazısında birbirinden farklıdır. Eğik el yazısında harfler sadece bir noktada tamamlanırken, dik temel harfler birbirinden farklı sekiz ayrı noktada tamamlanır (Şekil: 1). Eğik el yazısının bu yararları, hem eğik el yazısı alfabesini öğrenmeyi ve kullanmayı hem de hızlı yazmayı sağlar.
Şekil 1: Küçük eğik el yazısı harflerinin tümü aynı çizgide (alt çizgide) başlar ve aynı çizgide tamamlanır.
Küçük yaştaki öğrencilerin eğik el yazısını öğrenmesi daha kolaydır. Çünkü, eğik el yazısı, dik temel harflere göre daha kolay motor beceriler gerektirmektedir. Bu durum göz önüne alındığında, ilköğretim birinci sınıfta okuyan, erken yaşlarda kayıt edilmiş öğrenciler için, eğik el yazısı ile ilk okuma-yazma eğitimi verilmesinin bazı yararlar sağlayabileceğini söylemek mümkündür.
Eğitimde, kazanımlar arası olumlu transferin yararları ve gerekliliği tartışmasız çok önemlidir. Kazanılmış eğik el yazısı becerisinin birçok alanda ve derste öğrenciye fayda sağlayacağı muhakkaktır. İlk yazmaya eğik el yazısı öğretimi ile başlanması, uzun dönemde dik temel yazı becerisinin kazanımını da kolaylaştırır. Eğik el yazısı ile ilk yazma eğitimine başlanılması, öğretmenlere okuma becerisi kazandırma konusunda yardımcı olur; eğik el yazısı alfabesinin kullanımı, özellikle ters okuma ve ters yazmayı önlediği gibi, alfabe seslerinin kazanımını da kolaylaştırır (Fitzgerald, 2004). Blomenfeld (1997), bu becerinin okuma sürecine transfer edilebileceğini söylemektedir. Blomenfeld gibi birçok eğitimci eğik el yazısı ile ilk yazma eğitimine başlamanın okuma ve heceleme sürecinde birçok fayda sağladığı görüşündedir. A.Beka (2003)'ya göre, harfleri bir araya getirmek suretiyle kelimeler oluşturmak aynı zamanda okumayı da geliştirmektedir. Bu durum kelimeler içindeki harfleri seslendirme becerisini de güçlendirmektedir. Diğer taraftan öğrenciler, eğik el yazısı ile ilk yazma eğitimine başladıklarında diğer stillerde yazılmış yazıları da kolaylıkla okuyabilmektedirler (a: Fitzgerald, 2004).
Öğrencilerin en azından kendi isimlerinin eğik el yazısı ile yazılışını bilmeleri gerekir, çünkü öğrenciler birer yetişkin olduklarında resmî işlemlerinde imzalarını el yazısı ile atmak zorunda kalacaklardır. Ayrıca, öğrencilerin önce dik temel harfleri sonra da eğik el yazısı harflerini öğrenmeleri gereksizdir. Öğrencilerin önce dik yazıyı öğrenip daha sonra eğik yazıya başlamaları da zihinlerinin karışmasına sebep olabilmektedir (Tarnowski vd., 2002).
3. Eğik El Yazısı Öğretimi
Eğik el yazısı öğretiminde öğretmenlerin dikkat etmesi gereken birçok ilke vardır. Çalışmanın bu bölümünde öğretmenlerin eğik el yazısı öğretiminde dikkat etmesi gereken ilkeler, karşılaşılabilecek problemler ve çözüm önerileri ile eğik el yazısı öğretiminde yapılabilecek bazı etkinlikler ele alınacaktır.
3.1. Eğik El Yazısı Öğretimine Başlamadan Önce Yapılacak Etkinlikler
Öğretmenler, eğik el yazısı öğretimine geçmeden önce öğrencilerin motor becerilerini geliştirmeye dönük ve el-göz koordinasyonunu geliştirici etkinlikler yapmalıdır.
Bu etkinliklere örnek olarak;
* Logolar veya küplerle,
* dantel yapmada kullanılan kasnaklar veya ipe geçirilmiş boncuklarla,
* yaylarla veya iplerle,
* oyun hamuruyla,
* yap bozlarla oynamak,
* makas kullanmak,
* parmakla boyama yapmak,
* havaya yazmak (hayalî olarak harfler havada yazılabilir),
* kum havuzunda çizgi çalışmaları yapmak,
* kâğıt üzerine karmaşık çizgi çalışmaları yapmak, gösterilebilir.
Bu etkinliklere ek olarak öğretmen, öğrencilerden büyükçe yazdığı harfleri parmaklarıyla veya kalemle takip etmelerini isteyebilir. Araştırmalar, harf şekillerinin öğretilmesinde noktalar üzerinde iz sürmeden ziyade harflere bakarak kopya edilmesinin daha etkili olduğunu göstermiştir. Noktalar üzerinde iz sürme eğik el yazısına ilk başlayanlar için faydalı olabilir, fakat orta seviyedeki öğrenciler için bu etkinlik oldukça kolaydır. Eğer noktaları takip etme metodu kullanılacaksa öğrencinin çizilen harfe istediği yerden başlama ihtimaline karşı dikkatli olunmalıdır (Hofmeister, 1992).
Eğik el yazısı öğretiminde bazı bilgisayar programları da kullanılabilir (Young, 2002). Bu tür programlarda harflerin yazılışları multi-medya destekli olarak gösterilmekte, yanlışlar arasından doğruların bulunması vb. etkinlikler bulunmaktadır. Bu tür bilgisayar programlarında programlı öğretim kuramının ilkelerinden faydalanılmaktadır.
3.2. Eğik El Yazısı Eğitimini Planlama
Öğretmenler eğik el yazısı öğretimini mutlaka planlamalıdır. Öğrencilerin hangi harfleri ne zaman öğreneceği, öğretimde teoriye ve pratiğe ne kadar zaman ayrılacağı dersten önce belirlenmelidir.
Öğrenciler harflerin şekillerini ve bu harfleri birbirlerine birleştirilmesini iyi bir şekilde kavrayana kadar eğik el yazısı öğretimi günlük olarak planlanmalıdır. Öğrenciler harflerin şekillerini iyi bir şekilde hatırlayabildikten sonra, öğretmen iyi el yazısı yazan bir sınıfa sahip olduğunun bilinciyle, öğrencilerin daha iyi yazabilmeleri için ne tür etkinlikler yapabileceğine karar verebilir.
Başlangıçta eğik el yazısı çalışmalarının süresi kısa tutulmalıdır. Öğrencinin yaşına ve kapasitesine göre bu dersler 5 ila 15 dakika arasında olabilir (Young, 2002). Eğik el yazısı harfleri tam olarak öğretildikten sonra harflerin kelimeler içinde öğretilmesine başlanmalıdır. Öğretilen harfler ve kelimelerle cümleler kurulmalı ve öğrencilerin öğrendikleri harfleri sürekli kullanarak bu harflerin kelimeler içindeki kullanılışı konusunda yeterli beceri ve alışkanlığa sahip olmaları sağlanmalıdır.
El yazısı öğretimi sürecinde, kullanılan öğretim metotlarının çeşitlendirilmesi çoğunlukla daha başarılı sonuç sağlar. Yazı öğretiminde etkinlikleri çeşitlendirmek yazma çalışmalarını daha eğlenceli hâle getirme konusunda öğretmene yardımcı olur. Öğretim süreci planlanırken çeşitli metotların kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.
Bir sınıftaki eğik el yazısı öğretimine ayrılacak süre öğrencilerin yaş, zeka ve yeteneklerine, dolaylı olarak da başarı düzeylerine bağlıdır. Harflerin tamamı öğrenilene kadar her gün eğik el yazısı etkinlikleri yapılması gereklidir. Harfler tamamen öğrenildikten sonra işlevsel kelimelerin seçilmesi ve bu kelimelerdeki harflerin sürekli kullanımı, ayrıca bu konuda verilen ödevler, öğrencilerin yazma yeteneklerinin gelişmesine yardım edeceği gibi motor becerilerinin de gelişmesinde etkili olacaktır.
Eğik el yazısı öğretimine yılın ilk yarısında başlanmalıdır. Böylelikle öğrenciler yılın ikinci yarısında eğik el yazısı yeteneklerini geliştirebilme fırsatı bulabilecektir. İkinci dönemde yapılacak eğik el yazısı ile cümle, paragraf veya hikâye yazma etkinlikleri, öğrencilerin eğik el yazısı yeteneğinin geliştirilmesine yardım edecektir. Böyle bir planlama ile öğrenciler, ikinci sınıfa başlayana kadar bir hayli alıştırma yapma imkânı bulabileceklerdir. Eğik el yazısını nasıl ve nerede kullanacağını birinci sınıfın ikinci döneminde öğrenen öğrenci, uzun tatil döneminde karşısına çıkacak yazma yeteneğini kullanabileceği fırsatları daha iyi değerlendirebilecektir.
Eğik el yazısı öğretiminde acele edilmemelidir. Başarılı bir el yazısı öğretimi, bireysel farklılıklara bağlı olarak, ölçme değerlendirme ve yeterli alıştırma yapmaya bağlıdır. Öğrenciler eski öğrenmelerinin üzerine yeni bilgiler inşa edebilirler, fakat çok hızlı bir şekilde ilerlemek, tam öğrenmeyi engeller ve geride öğrenmeyen öğrenciler bırakabilir. El yazısı öğretimine ara vermeden çalışmak demek bir alıştırma kitabının ya da çalışma sayfasının bitirilmesi anlamına gelmemelidir. Hedef, öğrencilerin yazmayı seven ve etkili yazan bireyler olmasıdır. Zaten öğrenci iyi yazabiliyorsa mutlaka yazmak isteyecektir.
El yazısı öğretiminde özel defterlerin kullanılması gerekir. Zira özel defterlerin kullanımı hem öğretmenin hem de öğrencilerin işlerini kolaylaştırır. Bitirilen defterler atılmamalı, yanlış yapıldığında doğrusunu öğrenmek için geriye dönüp bakılacak kaynaklar olarak saklanmalıdır. Çalışma materyallerinin planlanandan önce bitirilmesi bir problem olarak kabul edilmemelidir. Öğrenci açısından bu durum iyi sonuçlar doğurabilir. Çünkü öğrenci bitirilen materyali başarı ve övünç kaynağı olarak görebilir (Olsen vd., 2003).
3.3. Eğik El Yazısı Harflerinin Öğretiminde Dikkat Edilmesi Gereken İlkeler
Eğik el yazısı çalışmalarında dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de harflerin konumlandırılışı ve yazılışıdır. Harflerin doğru olarak konumlandırılması hem yazının daha güzel görünmesini hem de nispeten yazının daha hızlı yazılmasını sağlayacaktır.
Harflerin yazımında dikkat edilmesi gereken üç ilke vardır:
3.3.1. Eğim: Harflerin normalde dik kabul edilen çizgileri yaklaşık 50 derecelik açıyla çizilmelidir (Şekil: 2). Harfler arasındaki boşluklar açıların birbirinden farklı olmasına neden olabilir, fakat temelde ve her durumda her harf için eğim aynı kalmalıdır.
Şekil 2: Harflerin normalde dik kabul edilen çizgileri yaklaşık 50 derecelik açıyla çizilmelidir.
3.3.2. Boşluk: İki kelime arasında bulunması gereken aralığa boşluk denir. Küçük harfler kullanıldığında boşluğun genişliği “u” harfi kadar olmalıdır. Yüksekliği büyük harfler kadar olan “d, p, t” kelimenin sonunda ise boşluk iki “u” kadar olmalıdır. “f, g, j, p, y ve z” harfleri kelimenin başında ise boşluk yine iki katı olmalıdır. Öğrenci kelimeler arasında uygun boşluk bırakamıyor ise, ıstampa kullanarak öğrencinin her bir kelime bittikten sonra kelime sonuna parmak basarak sonraki kelimeyi yazması sağlanabilir. Kelimeler arasına küçük sakız parçaları ya da öğrenciyi uyarıcı kuralları hatırlatıcı çıkartma türünden çeşitli ibareler yapıştırılabilir. Mümkün olduğunca postit türünden hatırlatıcı ve uyarıcı çıkartmaların kullanımı tercih edilmelidir (Olsen vd., 2003).
3.3.3. Yazının koyuluğu: Öğrencilerin harfleri, kaleme fazla bastırmadan yazmalarını sağlamak gerekir. Ancak, büyük harfler tek başına yazıldığında koyu yazılmalıdır. Küçük harflerin yazılışı öğretildikten sonra harflerin koyuluk derecesinin alıştırılması yaptırılmalıdır. Öğrenci kalemi çok bastırarak yazıyorsa; bu durum öğrencinin parmaklarının duruşunun farkında olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Kol kaslarının kontrolünün yetersizliğinin de bu probleme neden olabileceği unutulmamalıdır. Ara sıra yapılan kalem tutuş alıştırmaları bu problemi çözebilir. Öğrencilere, kalemle grinin tonlarını yakalama çalışmaları yaptırılabilir. Bu sayede öğrenciler grinin tonlarının kalemin bastırılışından kaynaklandığının farkına varabilirler. Yazmayan bir kalem kullanarak, öğrenciye kalem üzerinde ne kadar baskı yapacağı da öğretilebilir. Öğrenciye, strafor üzerine kağıdını koyarak yazma çalışmaları yaptırılabilir; böylece kaleme ne kadar bastıracağını öğrenen öğrencinin kağıdı delme problemi önlenebilir. Bu problemi çözmek için gramajı düşük ince kâğıtlar da kullanılabilir. Bu durumun tam tersi öğrenci çok silik yazıyorsa, öğrenciye ağır(laştırılmış) kalemler verilerek tuttuğu kalemin farkında olması sağlanabilir. Doğru kalem tutuş çalışmaları da bu problemi düzeltmek için kullanılabilir.
Bu üç ilkeye ek olarak, güzel bir görünüm için kelimelerin defterde nerede başladığı ve bitirildiği hususu da önemlidir. Tüm etkinliklerde, defterdeki yatay çizgiyi takip etmenin ve dikey çizgide yazıyı bitirmenin ve başlamanın nasıl olacağı öğretilmelidir. Bütün bunların öğrenilmesi ve bu becerilerin geliştirilmesi el yazısının daha da güzelleşmesini ve işleklik kazanmasını sağlayacaktır (Olsen vd., 2003).
3.4. Eğik El Yazısı Öğretimi Sürecinde Öğretmenlerin Dikkat Etmesi Gereken İlkeler
3.4.1. Tutarlı Açıklamalar ve Geribildirim: Eğik el yazısı öğretiminde açık, tutarlı ve öğrencinin problemine dönük geribildirimler vermek veya açıklamalar yapmak en az doğruyu göstermek kadar etkili olabilmektedir (Hofmeister, 1992). Bundan dolayı öğretmenler yapacakları etkinliklerin amacını, dikkat edilmesi gereken ilkelerini önceden sözlü olarak açıklamalıdır.
3.4.2. Doğru Oturuş: Güzel ve doğru yazabilmek için doğru bir pozisyonda oturmak çok önemlidir. Öğrenciler yazma amaçlarına göre birçok pozisyonda oturarak yazabilirler ancak, bu pozisyonlardan en çok tercih edilmesi gerekeni, öğrencinin masanın tam karşısında oturduğu pozisyondur. Bu pozisyonda öğrencinin yönü, tam olarak masaya doğrudur, öğrenci masaya kesinlikle dayanmaz. Bu oturuşta vücudu dik tutmak esastır. Ayaklar sağlam bir şekilde zemine basmalıdır. Eğer, öğrencilerin ayakları zemine değmiyor ve zeminden destek almıyorsa ayaklarını sabitleyebilmek için ayak altına kutu vb. şeyler konabilir. Defter, vücudun tam olarak ön tarafına gelecek şekilde sıranın üzerine yerleştirilir. Bu pozisyonda iken sağ kol 90 derecelik bir açıyla sıranın üzerinde tutulmalıdır. Sol el ise sıranın üstünde kağıdı tutacak şekilde yerleştirilmelidir. Eğer öğrenciler ayarlanabilir masalara oturuyorsa, masaların veya sandalyelerin boyutları düzgün yazma için ayarlanmalıdır. Doğru oturuşa bağlı olarak sağ kol masaya dokunmaktadır ancak, el bileği masanın yüzeyinden birkaç santim yukarıda durmalıdır.
Öğrencilerin yazı çalışmasında kullandıkları defter veya kâğıtların doğru konumlandırması da oldukça önemlidir. Kâğıt veya defter öğrencinin tam önünde ve masaya paralel bir şekilde konumlandırılmalıdır. Kâğıt veya defter öğrencinin rahatlıkla ulaşabileceği mesafede olmalıdır. Sol elli öğrenciler için, üzerinde yazı yazılan kağıdın sol üst köşesi en uzakta -sağ elli öğrenciler için bu durum tam tersi- olmalıdır (Şekil: 3). Öğrencilerin el kullanma durumlarına göre kağıdın alt köşesine bir ok işareti çizilebilir. İlerleyen haftalarda öğrencilerden bu ok işaretini kendi kendilerine koyması istenebilir. Böylece öğrenciler, kağıdı nasıl konumlandıracaklarını öğrenmiş olacaktır. Öğrenci, boşta kalan eliyle kağıdı uygun şekilde konumlandırabilmeli; şayet boşta kalan elini kullanamıyorsa, bu gibi durumlarda, çocuğun kullanmadığı eline bir ad verilmeli ve bu elini kullanarak kağıdı tutma işini ona gösterilmelidir. Küçük yaştaki öğrenciler kullanmadıkları ellerine sanki bir kişiden söz etmişçesine konuşulmasından hoşlanmaktadırlar.
Şekil 3: Sağ el ve sol el kullanımına göre kağıdın masa üzerinde konumlandırılması. Kâğıt, yazan ele pareler olarak konumlandırılmıştır.
3.4.3. Kalemin Tutuluşu: Kalem, elin baş, orta ve işaret parmağı arasında tutulmalıdır. İşaret parmağı neredeyse düz olmalı, başparmakla orta parmağın ucu birleştirilmelidir. Orta parmak, başparmağı kavrayacak şekilde tutulmalı ve işaret parmağının da yardımıyla kalem bu üç parmağın arasında tutulmalıdır. Kalemin ucuyla işaret parmağı arasında 1,5-2 cm mesafe olmalıdır. Kalemin silgisi, kalemi tutan elin omzunu işaret edecek şekilde olmalıdır. Kalemin ucundaki silginin başka yönleri göstermesi öğrencinin kalem tutuşuyla ilgili bir problemi olduğunu gösterir (Şekil: 4).
Şekil 4: Kalem işaret, baş ve orta parmak yardımıyla, ucundan 1,5-2 cm uzaklıkta ve ucu onu tutan elin omzunu işaret edecek şekilde tutulmalıdır.
Öğrencilerin, yazıları kötü değilse ve yazma egzersizlerinde acıdan kaynaklanan şikayetleri yoksa, kalem tutuş şekilleri ile ilgili olarak endişelenmek gereksizdir. İdeal olan, başlangıçtan itibaren öğrenciye kalemi nasıl tutacağını öğretmektir. Çünkü öğrenciler yanlış alışkanlıklar geliştirebilir ve bu alışkanlıkların düzeltilmesi hayli uzun zaman alabilir. Öğrenci yanlış alışkanlıklar geliştirmiş ve bu alışkanlıklar yeniden kalem tutuş eğitimiyle düzeltilmişse, bu şeklin muhafazası için her gün kısa bir süre doğru tutuş şeklinin alıştırması yapılmalıdır. Bu, öğrencinin yeni bir tutuş şekli edindiğinin farkına varmasını sağlayacaktır. Diğer tüm yazma etkinliklerinde olduğu gibi kalem tutuş çalışmalarında da öğrenci utandırılmamalıdır; aksi hâlde kalem tutuş şeklindeki değişikliklere karşı direnebilir (Olsen vd., 2003).
Öğrenci farklı bir kalemle (daha kalın, uzun veya kısa) yazdığında zorlanabilir. Küçük yaştaki öğrenciler büyük ebatlı kalemlerle yazmayı tercih ederler. Öğrencilere tercih ettikleri kalemle yazmaları konusunda sınırlama getirilmemelidir.
3.4.4. El, Bilek ve Kol Hareketleri: Yazı yazarken yukarıya doğru çizilen çizgiler baş ve işaret parmağının hareketleri ile çizilirken; aşağıya doğru inen çizgiler üç parmağın yardımıyla çizilir. Serçe ve yüzük parmağı kapalı bir şekilde tutularak kâğıt üzerine konur. Bu iki parmağın tırnakları ile elin kâğıt üzerinde kolayca kayması sağlanır. Öğrenci, eli açık bir şekilde başka bir ifade ile serçe ve yüzük parmağını bükmeden yazıyorsa, serçe ve yüzük parmağı sıkılarak, arasına sünger veya bilye sıkıştırılabilir ve öğrencinin kalemi kavraması istenebilir. Bu şekilde öğrencilere, yazarken kâğıt üzerinde tırnaklarının yardımıyla elini kaydırma becerisi kazandırılabilir. Yazmadaki hızlı hareketler, kolun hareketleri ve serçe-yüzük parmağının kâğıt üzerinde kayması ile ilgilidir. Bu hareketler, yazma etkinliğinin hızını, ahengini düzenleyen hareketlerdir. Kol hareketleri sadece büyük harflerin yazımında kullanılır. Omuzdan bağımsız olarak kalem kolla birlikte hareket ettirilir. Yine aynı şekilde el kâğıt üzerinde serçe ve yüzük parmağının tırnakları üzerinde kaydırılır. Bu hareketler ilk yazma öğretiminde öğrenciye kalıcı bir güzel yazı yazabilme alışkanlığı kazandırmak için öğretilmesi gereken hareketlerdir. Unutulmamalıdır ki, her bir hareketin otomatikleşmesi için mutlaka alıştırma yapmak gerekir.
3.5. Eğik El Yazısı Öğretiminde Değerlendirme
Eğik el yazısı çalışmaları muhakkak surette denetlenmeli ve öğrencilere uygun dönütler verilmelidir. Öğretmen dönütlerin yapıcı olmasına dikkat etmelidir. Olumsuz, utandırıcı veya açık olmayan dönütler yazı eğitiminde beklenen olumlu sonuçları vermeyecektir. Dönütlerin öğrencinin yazması üzerindeki etkisi de kontrol edilmelidir. Bu denetlemelerde öğretmen, kullanacağı ölçütleri belirlemeli ve öğrencilerin kesin olarak takip edebileceği yazım kavuzları kullanmalıdır. Yazı öğretiminde denetleme hayati öneme sahiptir, çünkü öğrencilerin yanlış öğrenmelerini düzeltmek ilk defa yazmayı öğretmekten daha zordur.
Öğretmen, aşağıda sıralanan ölçütleri öğrencilerin yazılarında gözlemlediğinde, öğrencilerinin iyi eğik el yazısı yazdığı sonucuna varabilir.
* Bütün küçük harflerin yükseklikleri doğru
* Bütün büyük harfler aynı yükseklik ve büyüklükte
* Kelimeler arası boşluklar uygun
* Kelime içindeki harfler arası boşluklar eşit
* Harflerin eğimi birbirine paralel
* Tüm harfler çizgi üzerinde aynı şekilde konumlanmış
Bu ölçütlerin tümü aynı zamanda gelişebileceği gibi her bir ölçütün gerçekleşmesinin farklı zamanlarda da olabileceği unutulmamalıdır.
4. Sonuç
Eğik el yazısı öğretiminin dik temel harflerin öğretimine bazı üstünlüklerinin olduğu açıkça görülmektedir. Örneğin; eğik el yazısı öğrenen ve kullanan öğrencilerin yazma hataları azalırken yazma hızları da artmaktadır. Öğrenciler yazılacak kelimeyi bir bütün olarak zihinlerinde tasarlamak zorunda olduklarından “kelime tanıma” ve “kelime hatırlama” becerileri gelişmekte aynı zamanda harfleri tanıma becerileri de artmaktadır. Eğik el yazısı ile ilk okuma-yazma eğitimine başlamak dik temel harflerin öğrenimini de kolaylaştırırken dik temel harflerle ilk okuma-yazma eğitimine başlayan öğrenciler eğik el yazısı öğretimi sırasında bazı zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Günümüzde “yazma işi” için bilgisayar, daktilo vb. çok çeşitli yazı makinelerinin kullanıldığı düşünüldüğünde; bireye ait, bireyin kimliğini gösteren bir yazıya sahip olmak oldukça önemli hâle gelmiştir. Öğretmenler tarafından etkili öğretim için süreci planlama, etkinlikleri çeşitlendirme vb. belirli ilkeler dikkate alındığında ilk okuma-yazma sürecinde beklenen fayda sağlanacaktır.
İlk okuma-yazmada kullanılması gereken yöntemin ne olacağı bu çalışmanın konusunun dışındadır ancak, MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca 2004 yılında hazırlanan Türkçe Eğitimi Programında eğik el yazısı öğretimi ile ilk okuma-yazmaya başlanacağı ön görülmüştür. Bu değişikliğin uygulanması durumunda, yani ilk okuma-yazma eğitiminde eğik el yazısı kullanılacaksa, metot sesten öğretim olmak zorundadır. Çünkü sesten öğretimde, önce harflerin sesleri ve şekilleri kavratılmakta, sonra hecelerin, kelimelerin ve cümlelerin öğretimine geçilmektedir. Eğik el yazısı öğretiminde de önce harflerin bir başlarına seslerinin ve şekillerinin öğretilmesi gerekmektedir. Bu durumda ilk okuma ve yazmada eğik el yazısı kullanılacaksa, kullanılacak öğretim metodunun da sesten öğretim olması gerekmektedir. |