Çelik, Mayıs ayı itibariyle tüm okulların e-bütçe sistemine geçeceğini açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, okul müdürlerinin başarısız olmaları halinde görevden alamadıklarını, bu konuda yapılan çalışmalara ise karşı çıkıldığını söyleyerek, “Ama ne yazık ki, statükocu anlayış bundan da hoşlanmadı. Biz bundan vaz mı geçtik? Hayır vazgeçmedik. Her zaman yenilikçilerin karşısında statükocu anlayış direnmiştir. Ama bu bizi yapmamız gerekenleri yapmaktan alıkoymamalıdır. Biz yolumuza devam edeceğiz” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Okul Liderliği’nin Değişim Zamanı: “Yenilikçi, Gelişen ve Paylaşan Liderlik” konulu konferansa katıldı. Burada konuşan Bakan Çelik, okul liderliğinde bugünkü anlayışa göre okulların yönetilemeyeceğini söyleyerek değişerek gelişmenin prensip olması gerektiğini ifade etti. Artık yönetimde yönetişim anlayışının hakim olduğunu kaydeden Çelik, yöneticinin bir orkestra şefi gibi olması gerektiğini vurguladı. Okul yöneticiliğinin finans yöneticisi olmadığını her yönüyle okulun geliştiren kişi olduğunu belirten Çelik, OECD’nin liderlik konusunda yapılan araştırma ve çalışmalarından yararlanılacağını söyledi. Çelik, “Küresel bir dünyada yaşıyoruz. Her şeyin küreselleştiği bir dünyada yaşıyoruz. Paylaşımın da maksimum düzeyde olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Müfredatımızın temel paradigmalarını açıklarken, niçin 40 küsür yıl önceki müfredatı değiştirdik? İyi birey yetiştirmek için, iyi vatandaş olmaları için, iyi insan olması için” dedi.

-“KÜRESEL YAPIYA UYGUN İNSANLAR YETİŞTİRMEK ZORUNLULUKTUR”-

Artık dünyada küresel bir yapı olduğunun altını çizen Çelik, bazı sorumlulukların olduğunu söyledi. Her insanın başka insanlarla ortak noktalarının olduğunu ifade eden Çelik şöyle konuştu:

“Artık, eskiden olduğu gibi başka ülkelerde sefalet var, başka ülkelerde fakirlik var, başka ülkelerde kriz var. Bu beni ilgilendirmez deme aymazlığı içinde olmayacağımız bir çağda yaşıyoruz. New York Borsası’nda insanlar öksürdüğü zaman biz burada grip oluyoruz bunu unutmayın. Güney Kore’de en ufak dalgalanma olduğu zaman bize bu depremler halinde yansıyor. Peki bunun zıttı bir tutum içinde olabilir miyiz? Bakın dünyada bir ekonomik kriz var. Ekonomik olarak kendini dünyaya kapatmış ülkeler var. Örnek olarak Türk Cumhuriyetleri’nden Kazakistan kapalı bir ekonomidir. Kapalı bir ekonomi olmasına rağmen Kazakistan ekonomik krizden açık olan ülkelerden daha fazla etkilenmiştir. Azerbaycan kapalı bir ekonomidir. Ama daha fazla etkilenmiştir. Niçin? Çünkü siz dışardan mal alıyorsunuz, satıyorsunuz. Dünya borsalarında olmayabilirsiniz, kendi borsanız olmayabilir ama bu kesinlikle dış dalgalanmalardan etkilenmeyeceğiniz anlamına gelmez. Dolayısıyla günümüz insanı küresel dünyanın şartlarına göre yetiştirilmesi gereken insandır. Bu insanın yetiştirileceği yer okuldur. Okulların küresel bir anlayışla yönetilmesi insan yönetiminin bu anlayışla yapılması artık kaçınılmazdır.”

-TÜM OKULLAR “E-BÜTÇE”YE GEÇİYOR-

Türkiye’de finansal anlamda merkeziyetçi bir yapı olması nedeniyle bu tür bir yapının olamayacağı yönünde görüşlerin de ortaya çıkabileceğine değinen Bakan Çelik, bu konuda birçok reform yapıldığını söyledi. Artık her okulun bağımsız bütçesi olduğunu belirten Çelik, bu yıl Mayıs ayı itibariyle de okulların e-bütçe uygulamasına geçeceğini açıkladı. Okulların bütçesinin tek başına bir okul için yeterli olamayacağını kabul ettiklerini kaydeden Çelik, ancak bu anlamda bazı adımlar attıklarını kaydetti.

-“BİZ YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”-

Bir okulda yöneticinin lider vasfını taşıması halinde okulun “müthiş” bir başarıya imza attığını belirten Çelik şunları söyledi:

“Performanslara bakıyorsunuz bir okul başarılı diğer okulda başarısızlık var. Ama maalesef bir yöneticiyi başarısına göre değerlendirme anlayışı getirdiğiniz zaman biri size diyor ki; ‘onu oradan alamazsınız’ diyor. Çünkü onu kendi isteği olmadan alamazsın. Başarısızlık birisini bir yerden almak için bir sebep değil midir? Eğer bir yönetici orayı felç etmişse onun oradan gitmesi gerekmez mi? Ama maalesef o konuda yönetici idare mahkemesinden geri geliyor. Biz okul müdürleriyle ilgili bir yönetmelik değişikliği yaptık. 20-30 yıl aynı okulda çalışan artık heyecanını yitirmiş arkadaşlara tebdil-i mekan uygulaması getirdik. Mekan değişikliği. Ama ne yazık ki, statükocu anlayış bundan da hoşlanmadı. Biz bundan vaz mı geçtik. Hayır vazgeçmedik. Her zaman yenilikçilerin arşısında statükocu anlayış direnmiştir. Ama bu bizi yapmamız gerekenleri yapmaktan alıkoymamalıdır. Biz yolumuza devam edeceğiz.”