MEB'den Açıklamalar

BİLGİLENDİRME AÇIKLAMASI

Bazı basın yayın organlarında ve internet haber sitelerinde yer alan haberler nedeniyle kamuoyunun doğru bilgi edinmesi bağlamında aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

Kamuoyunun yakından izlediği gibi, genel olarak Bakanlığımızın özellikle de Personel Genel Müdürlüğümüzün faaliyetleri konusunda bazı yayın organlarında bilgi ve diyalog eksikliğinden kaynaklandığını düşündüğümüz haber ve yorumlar yayınlanmaktadır.

Oysa gündeme taşınan konular üzerinde Bakanlığımızca gerekli çalışmalar mümkün olabilen en kısa sürede başlatılmakta ve sonuçlandırılmaya çalışılmaktadır.

Personel Genel Müdürlüğünün görev, yetki ve sorumluluk alanında yer alan ve bazı haber sitelerinde haber yapılarak kendilerince yorumlar üretilen konulara ilişkin açıklamaların yapılmasında yarar görülmektedir.

Bu bağlamda;

1- Çeşitli vesilelerle de kamuoyunun bilgisine sunulduğu üzere Millî Eğitim Bakanlığı ülkemizin en büyük teşkilatlarından birisidir. Büyüklüğünün yanı sıra, görev niteliği ve sorumluluğu bakımından da ilk sıralarda belki de birinci sırada yer almakta, her vatandaşımızı bir şekilde ilgilendiren faaliyetler yürütmektedir. Bu görev ve sorumlulukların çok büyük bir bölümünden sorumlu olan Personel Genel Müdürlüğümüzün de zamanla yarışması, gece gündüz demeden hizmet üretmesi kaçınılmaz olmakta, bizler de bu sorumluluktan hareketle mesai kavramı düşünmeden çalışarak daha iyi ve güzel işlere imza atmanın arzusu ve gayreti içinde bulunmaktayız. Tercihimiz iş ve hizmet üretmektir.

2- Öğretmen atama ve yer değiştirme işlemleri “Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” hükümleri dayanak alınarak, her yıl çıkarılan kılavuzlar ile düzenlenmektedir. Bu çerçevede; 2009 yılı özür durumuna bağlı yer değiştirme işlemlerine ilişkin hususlar Şubat ayı içinde çıkarılan kılavuz ile kamuoyuna duyurulmuştur. Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlerimizin başvuruları alınarak yer değiştirme işlemleri tercihleri ve norm kadro durumuna bağlı olarak puan üstünlüğü esasına göre gerçekleştirilmiştir.

2009 yılında ilk defa öğretmen olarak atanacakların işlemlerine ilişkin kılavuz da yine Şubat ayı içerisinde çıkarılmış, alanlar itibariyle başvurular alınarak atamalar KPSS’den almış oldukları puanların üstünlüğüne göre olabilecek en kısa sürede gerçekleştirilmiştir.

2009 Mart ayı içinde sözleşmeli öğretmen alımı duyurusu yapılıp başvurular alınarak yine KPSS puanı üstünlüğüne göre atamaları aynı ay içinde kısa bir sürede gerçekleştirilmiştir.

Diğer taraftan şehit ve gazi yakını öğretmenlerin yer değiştirme işlemlerine ilişkin olarak yönetmelik hükmü çerçevesinde yer değiştirme kılavuzunda münhasıran; “Terör eylemleri etkisi ve sebebiyle şehit olan veya çalışamayacak derecede malul olan ya da malul olup da çalışabilir durumda olan kamu görevlileri ile er ve erbaşların, öğretmen olarak görev yapan eş ve çocukları ile anne, baba ve kardeşleri istenen belgelerle birlikte yer değişikliği için başvurabilecektir.” şeklinde açıklama yapılmış ve uygulamalar bu doğrultuda yürütülmüştür. Bu hususta herhangi bir aksaklık bulunmamaktadır.

Ayrıca, “Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” ile ilgili olarak uygulamadan alınan geri bildirimler değerlendirilerek ve eğitim iş kolunda faaliyet gösteren dört büyük sendikanın görüşleri ile uygulayıcı birim olan il milli eğitim müdürlüklerinin görüşleri de alınarak Yönetmelik üzerindeki çalışmalar son aşamasına getirilmiştir.

3- İlköğretim müfettişlerinin özlük haklarının iyileştirilmesi ve düzenlenmesi, ayrıca tayin-nakil işlemlerinin kurumun ihtiyaçları ve personelin beklentileri dengesinde ele alınarak düzenleme çalışmaları yapılmıştır. Nitekim Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliğinin bazı maddelerinde değişiklik yapan yönetmelikle ilgili olarak Bakan Onayı alınmış, 08/04/2009 tarihli ve B.08.0.PGM.0.23.01.04.2-976/34578 sayılı yazı ile Resmî Gazete’de yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir.

4- Öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme uygulamasına dayanak teşkil eden bazı kanunlarda değişiklik yapan 5204 sayılı Kanunun bazı hükümleri Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. Bilindiği gibi, Anayasa Mahkemesinin gerekçesi henüz yayımlanmıştır. İptal kararı ile gerekçenin yayınlanması arasında uzun bir süre geçmiştir. Bu süreçte Bakanlık olarak bir işlem yapabilmemiz hem teknik olarak mümkün olmadığı gibi, yüksek mahkemenin kararını da görmezden gelmek mümkün olamazdı. Gerekçe yayınlandıktan hemen sonra Genel Müdürlüğümüzce ve Hukuk Müşavirliğimizce değerlendirme çalışmaları derhal

başlatılmıştır. Bu yönde alınacak kararlar doğrultusunda yapılması gerekenler zaman geçirilmeden yapılacaktır. Öğretmenlerimizin rahat olmalarını, herhangi bir endişeye kapılmamalarını özellikle istiyorum. Bu konuda onların yararına olacak kararları alacağımızdan endişeleri olmamalıdır.

5- Kamuoyunun çok yakından takip ettiği ve üzerinde hassasiyetle durduğunu düşündüğümüz diğer bir konu “Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği.”

Bu süreçte yargı kararlarına bağlı olarak bazı aksamaların olduğu ve sürecin kesintiye uğradığı bilinmektedir. Ancak, yüksek mahkemelerin kararlarını tartışmak amacıyla değil ama idare olarak bu kararlar karşısında zaman zaman beklemediğimiz durumlarla karşılaştığımızı da kamuoyunun bilgisine ve dikkatine sunmamız gerektiğini düşünmekteyiz.

Şöyle ki, “Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği” ile ilgili müteaddit düzenlemeler yargıya taşınmış ve yürütmeyi durdurma kararları alınmıştır. En son olarak bu Yönetmelik eki Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formunun bazı maddeleriyle ilgili olarak dava açılmıştır. Karar bugün itibariyle Genel Müdürlüğümüze tebliğ edilmemiş olmakla birlikte, internetten indirilen karar incelenmiştir. Danıştay İkinci Dairesinin 28/01/2009 tarihli ve E.No:2008/7402 sayılı kararı incelendiğinde; Yönetmeliğin dava edilen diğer hükümleri ile genel mantığı konusunda herhangi bir yürütmeyi durdurma kararı bulunmamaktadır.

Söz konusu Yönetmelikte en son yapılan değişiklikte Danıştay’ın vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı karşısında idare olarak nasıl bir düzenleme yapılması gerektiği hususunda Danıştay yetkililerine de danışılarak ve esas itibariyle kararda yer alan gerekçeler çerçevesinde hazırlanan ve yürürlüğe konulan Yönetmelik hakkında Danıştay İkinci Dairesince Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formunun bazı bölümleri hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir.

Bu karar üzerinde ayrıntılı değerlendirme yapıldığında ise şöyle bir sonuca varılmaktadır.

Bir eğitim sendikası tarafından Yönetmelik eki EK-2 Yönetici Değerlendirme Formunda yer alan “Ödüller, Sicil, Ceza” bölümü altında yer alan “Son Üç Yılın Sicil Notu Ortalaması” bilgi başlığının, “Aldığı Cezalar” bilgi başlığının, “Ek Puan” bölümünde alan “Kurucu Müdür olarak Görev Yapanlardan, Kurucu Müdür Olarak Görev Yaptıkları Eğitimi Kurumuna Yapılacak İlk Müdür Kapsamında Atanmak İsteyenler” bilgi başlığının, “Yöneticilik Hizmetleri” bölümünde yer alan “Müdür yardımcılığı, müdür başyardımcılığı ve müdürlük görevlendirme veya vekaleten geçen her yıl için” ibarelerine verilen puanlar ve “Hizmet” bölümünde yer alan “…vekaleten/Görevlendirme/…” ibarelerinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması talebiyle dava açılmıştır.

Danıştay İkinci Dairesi Tetkik Hakimi yürütmenin durdurulması isteminin reddedilmesi gerektiği yönündeki mütalaası, Danıştay Savcısının istemin reddi yönünde görüş bildirmesi ve 1 üyenin karşı oyu, 1 üyenin ayrışık oyu karşısında sadece; ““Yöneticilik Hizmetleri” bölümünün birinci satırında yer alan “Müdür Yardımcılığı Görevinde Görevlendirme Olarak veya Vekaleten Yürütülen Her Yıl İçin” karşılığına gelen “0,84”, üçüncü satırında yer alan “Müdür Başyardımcılığı Görevinde Görevlendirme Olarak veya Vekaleten Geçen Her Yıl İçin” karşılığına gelen “0,96” ve beşinci satırında yer alan ““Müdürlük Görevinde Görevlendirme Olarak veya Vekaleten Geçen Her Yıl İçin” karşılığına gelen “1,08” ibarelerinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Bu durum karşısında, yüksek yargının kararlarını tartışmak amacıyla değil ama idare olarak yürütme sorumluluğumuzun bir gereği olarak şu soruyu sorma durumuna düşmekteyiz. “Acaba yürütülmesi durdurulan puan değerlerini idare olarak kaç olarak belirlemiş olsaydık, bu karar idarenin lehine sonuçlanırdı?” Bu sorunun cevabını bilmenin imkânının olmadığını düşünmekteyiz. Hal böyle iken, bu kararı haber yaparak yorumlayanları hakkaniyet ölçüleriyle hareket etmeye çağırmaktan başka çare kalmamaktadır. Bütün bunlara rağmen görev ve sorumluluklarımız gereği yargı kararını saygı ile karşılıyor ve gereğini yaparak hem kararı uygulayıp hem de Yönetmeliğin uygulanmasında taraf olanlar ile Bakanlığımızın diğer birimlerinin de görüş ve katkıları alınarak hazırlanacak olan yönetmelik yürürlüğe konulacaktır.

Sonuç itibariyle; kamuoyunun bildiğine inandığım ve her fırsatta dile getirdiğim üzere, yönetim anlayışımız, katılımcı, şeffaf, hizmet gereklerini göz ardı etmeyen ama aynı zamanda hizmet alanlara odaklanmış bir yönetim anlayışıdır.

Bir kere daha vurgulamakta yarar gördüğüm husus şudur, çok büyük bir teşkilatın bir birimi olarak çağın gerektiği teknolojiyi etkili kullanan, verilere dayalı ve uzman görüşlerini dikkate alan, planlama ve uygulama tekniklerini bilimsel yöntemlerle kullanan, klasik personel yönetimi değil, insan kaynakları yönetimi anlayışıyla, en önemlisi de insana hizmeti odak alan bir anlayışla görev yapmaya çalışmaktayız.

Şu hususu belirtmekte yarar görmekteyiz. Yerli yersiz bilgi kirliliği yaratmak yerine, yerinde, zamanında ve ihtiyaç duyulan zamanlarda doğru bilgi vermenin daha doğru olduğunu düşünmekteyiz.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımla arz ederim.

Necmettin YALÇIN
Personel Genel Müdürü