Bakan Avcı, konuşmasına Pakistan’da hayatını kaybeden Pakistanlı öğrencilere ve görevlilere Allah’tan rahmet dileyerek başladı.
Kamuoyunda şûra konusunda biraz daha netleşmeye ihtiyaç olduğunu belirten Bakan Avcı, Milli EğitimŞûrası’nın Cumhuriyetin ilk yıllarından beri önce maarif şûraları olarak başladığını ve dört yılda bir yapılan bu şûraların zaman zaman daha kısa sürelerle de yapıldığını hatırlattı.
Bakan Avcı şöyle devam etti:
“Bizim bu son yaptığımız Şûra 19. Milli EğitimŞûra’sıydı. Milli Eğitim Şûraları, Milli EğitimBakanlığı’nın en yüksek danışma organıdır, şûra zaten adı üstünde danışma meclisi demektir. Dolayısıyla, Şûra’da alınan kararlar tavsiye niteliğindedir. Yani Şûra’da alınan her karar mutlaka uygulanacak ve alındığı şekilde uygulanacak talimatlardır gibi algılanması yanlıştır. Şûra’da muhtelif tavsiye kararları alınır. Bugüne kadar da şûralarda alınmıştır. bunların bir kısmı uygulanmıştır, bir kısmı uygulanamamıştır. Bu Şûra’da alınan kararlarda maalesef birkaç kararı, sanki Şûra’nın ana gündemiymiş gibi konuşuldu. Oysa şûralar bir yönetmeliğe dayalı olarak yapılır. O yönetmelikte bu şûralara kimlerin katılacağı belirtilmiştir. Bütün eski Milli Eğitim Bakanları davet edilir. Eski Milli Eğitim Müsteşarları, Talim Terbiye Kurulu Başkanları, mevcutları, ayrıca eğitim sendikaları, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler, veliler, öğretmenler ve kamu kuruluşları ilgili kamu kuruluşları davet edilir. Milli Eğitim Komisyonu üyeleri, Milli Eğitim Gençlik, Kültür Gençlik Spor Komisyonu davet edilir. Konunun bütün paydaşları yani eğitim üzerine söz söyleyebilecek herkes bu şûralarda bir şekilde temsil edilir."
Şûra’da öğrencilere, öğretmenlere ve velilere oy hakkı
"Son yaptığımız Şûra’nın bir farklı özelliği de yönetmelikte yapılan değişiklikle asıl hedef kitlemiz olan öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve velilerimizin oy hakkıyla Şûra’ya katılmalarıdır. Dolayısıyla, daha demokratik bir şûra yapısı oluşturmaya çalıştık. Şûra önce komisyonlar halinde toplanır, Şûra’nın önceden belirlenmiş bir gündemi olur. Her şûra böyledir. O gündem dışındaki konular şûrada konuşulmaz çünkü eğitimin konuşulacak yüzlerce konusu vardır. Dolayısıyla, şûralarda serbest gündem konuşmaları yapıldığı takdirde günlerce, aylarca konuşmamız gerekir onun için 6 günlük bir şûrada konuşulabilecek belli başlı gündem maddeleri önceden ilan edilir. Bu şûrada da öyle olmuştur.”
Komisyonlarda tartışılarak alınan kararların şûra kararı haline dönüşebilmesi için bütün Şûra katılımcılarının katıldığı Şûra Genel Kuruluna getirildiğini söyleyen Bakan Avcı, son yapılan Şûra’da da komisyonlarda tavsiye kararı alınan 179 karara, Genel Kurulda eklenen tavsiye kararlarıyla bu 185’e çıktığını belirtti.
Bu kararların içerisinden birkaç tanesinin biraz da eksik bilgilerle kamuoyunda tartışıldığını dile getiren Bakan Avcı, şöyle devam etti:
“Okul güvenliyle ilgili kararlarımız var. Öğretmen niteliğinin arttırılması, öğretmenlik mesleğinin, itibarının arttırılması, öğretmenlerin özlük haklarında iyileştirmeler yapılması, öğretmenlerimizin meslek içi eğitimlerinin pekiştirilmesi, eğitim yöneticilerinin hizmet içi eğitimlerinin pekiştirilmesi, okul güvenliğinin A’dan Z’ye elden geçirilmesi, mekânların düzenlenmesi, ders çizelgelerinde çok farklı ders önerileri.” dedi.
Osmanlı Türkçesi
Şûra’da pek çok konunun tavsiye kararı olarak tartışılıp, konuşulup, kararlaştırıldığı halde kamuoyunda sadece Osmanlıca dersi önerisinin tartışıldığını söyleyen Bakan Avcı, Osmanlı Türkçesi konusunun da yanlış veya eksik bilgilerle tartışıldığını belirtti.
Osmanlı Türkçesi dersinin sosyal bilimler liselerinde 10 yıldır verildiğinin altını çizen Bakan Avcı, şöyle devam etti:
“Buradan o zamanın Milli Eğitim Bakanlığı Sayın Hüseyin Çelik’e bir kere daha teşekkür ediyorum. Kendi döneminde sosyal bilimler liselerini kurdu. Osmanlıca dersi de bu seçkin liselerimizin 10-11-12. yani lise 2, lise 3, lise 4 sınıflarında 8 seneden beri zaten zorunlu olarak okutuluyor. Şûra’da alınan karar nedir? Sosyal bilimler liselerinde 8 senedir zorunlu olarak okutulan ve çok başarılı da uygulamalar olduğunu gördüğümüz bu derslerin Anadolu imam hatip liselerinde de zorunlu olması. Anadolu imam hatip liselerimizde okuyan öğrencilerimiz zaten Kur’an-ı Kerim dersleri vesilesiyle, alfabeye bir aşinalık bir ön bilgi sahibi olmuş oluyorlar. Diğer liselerde de zaten bu dersler Osmanlıca Türkçesi dersleri seçimlik olarak zaten vardı, bugüne kadar uygulanıyordu. 10 öğrenci bir araya gelip biz Osmanlıca dersini öğrenmek istiyoruz, Osmanlı Türkçesi almak istiyoruz dedikleri zaman eğer okulun fiziki altyapısı bunu müsaitse, yani bir derslik sıkıntısı yoksa, öğretmenimizde varsa bu dersi okutabilecek nitelikte o okulda öğretmenimizde varsa zaten seçmeli olarak bu derslerimiz okutuluyordu. 1928’den önce yayınlanmış olan matbu bugün de klasiklerimiz arasında olan ama Latin harflerinden okuduğumuz kitaplardan bazılarını Osmanlı Türkçesi harfleriyle de okuyabilsinler derdimiz bu. Ondan sonrasını tabi öğrenci kendi yeteneğine göre, becerisine göre, ilgisine göre daha sonrasında daha ileride yapabilir, üniversitede yapar. ”
Okul güvenliği
Öğretmen niteliğinin geliştirilmesi ve okul güvenliği konularının da 19. Millî Eğitim Şûrası’nda konuşulduğuna dikkat çeken Bakan Avcı, okul güvenliğinin sadece fiziki bir mesele olmadığını, aynı zamanda okulların çevresinde ciddi bir uyuşturucu tehdidinin söz konusu olduğunun söyledi.
Uyuşturucuyla mücadele konusunda bir şûra düzenlendiğini hatırlatan Bakan Avcı, şöyle konuştu:
“Sayın Başbakanımızın Başkanlığında, Milli Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından oluşan bir koordinasyon kurulu oluşturduk. Bu müteaddit toplantılar yaptı, uyuşturucuyla mücadele için. Çocuklarımızı uyuşturucu tehdidine karşı nasıl koruyabiliriz, neler yapabiliriz diye. Narkotimler uygulaması buradan çıktı. Dolayısıyla, okul çevresi diye bir kavram geliştirdik. Ne demek okul çevresi? Nasıl bazı yerler, askeri bölge ve oralarda bazı şeyler yapmak yasaksa okul çevresi dediğimiz alanları da tanımlayalım ve buralarda rastgele öyle önüne gelenin ne olduğu belli olmayan birtakım işler yapmasına mani olabilelim. Bunun için çevre esnafını, okullarımızın çevresindeki vatandaşlarımızı, iş yerlerimizi, esnafımızı bilinçlendirelim. Onların da bu mücadeleye kaktı da bulunmasını sağlayacak tedbirler geliştirelim.”
Takviye kurslarına katılan öğretmenlere teşekkür
Hafta sonlarında tüm öğrencilere ücretsiz açılan takviye kurslarının başladığını hatırlatan Bakan Avcı, 100 binin üzerinde öğretmenin düşük ek ücretine rağmen büyük bir fedakârlıkla bu kurslara sahip çıktığını söyledi. “Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diyen Bakan Avcı, takviye kursu veren öğretmenlerin ek ders ücretlerini iki katına çıkartmaya çalıştıklarını belirtti. Parasal karşılığının yine de yetersiz olduğunu belirten Bakan Avcı, bu kurslara katılan öğretmenlerin hizmet puanlarının bir şekilde değerlendireceğini belirtti.