Okul öncesinden itibaren çocuğu tanımayı sağlayan “e-portfolyo” uygulamasının başlatıldığını belirten Selçuk özetle şunları söyledi:

ÖNCE BAKANLIK
“Öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın dijital bir sistem üzerinden ‘öğrenen teşkilata’ dönüşmesi ana ilkemiz. Bir öğretmen akıllı tahtaya kaç kere dokunmuş, ne amaçla dokunmuş, bu dokunuşların ne kadarı eğitsel amaç taşıyor; şu anda bunu ölçme imkânımız var. Büyük dijital dönüşümle ‘öğrenen bir MEB’ sisteminin gelişmesini sağlayacağız.

SÜRPRİZ OLMAYACAK
Yeterince emin olmadığımız bir şeyi ülkeye uygulama niyetinde değiliz. Bir sürpriz niyetinde değiliz. ‘Neden hemen projeler hayata geçmiyor?’ Bütün meslek hayatım, çok ani değişikliklerin büyük sistemlerde kırılmalara ve problemlere yol açtığını görmekle geçti. Koşullar hazır olmadan her yeni çözüm bir sonraki problem demektir.

YAPAY ZEKÂLI YAZILIM
Temel liselerle ilgili son kararı bir anda almadık, aylardır üzerinde çalışıyoruz. Sistemi dershane üzerinden yorumlamaktan kaçınıyoruz. Bu sadece lise meselesi değil. Yükseköğretimde belli tasarımlar yapılmazsa ortaöğretim çöker. Hemen gelecek hafta devreye sokabileceğimiz bir yazılım var. Bir video kütüphaneyle Türkiye’nin en iyi hocalarından derslere öğrenciler ulaşacak. 3 milyon çocuk için kişiye özel yıllık takvim çıkarılması söz konusu olacak. Çocuk bir soruyu çözemediğinde yazılım otomatik olarak, ‘Sen 7’nci sınıfta şu soruyu çözememiştin, burada bir problem var, önce bunu anlamalısın’ diye önüne getirecek. Anlamadığın konu neyse sayfasını önüne getiriyor. İster dershaneye gitsin ister dağ başında olsun, Türkiye’nin en iyi hocalarından ders alma imkânı var. Bunun örneğini öğretmen de görecek. ‘Bu tempoyla gidersen geleceğin yer şurası’ diye yazılım söyleyecek. Çocuk neyi seçmek istiyorsa onun yükseköğretim kontenjan durumuyla ilgili bir akış çıkarıyor yazılım.