ÇOK BAŞLI EJDERHAYLA ÇOK KUYRUKLU EJDERHA
Türk padişahının bir elçisi
Alman imparatoruna gelmiş bir ara.
Tarihlerin yazdığına göre bu elçi
Kendi padişahını övmüş Almanlara.
— Bizim sultan, demiş;
Çok daha kudretlidir sizin imparatordan.
Alman'ın biri üstelemiş:
— Bizimkinin öyle beyleri var ki, demiş;
Her biri bir devletin başıdır,
Her bey ayrı bir ordu çıkarır.
Türk elçisi uyanık adammış,
Lâfın altında kalmamış:
— Evet, demiş; duymuşluğum var;
Başlarına buyrukmuş sizin beyler.
Ama bakın bu durum ne getirdi aklıma,
Olmayacak bir şey, ama oldu, ben gördüm.
Çitle çevrili bir yerde oturuyordum,
Bir de baktım yüz başlı bir ejderha,
Yüz başım birden
Geçirmiş çitin deliklerinden.
Sen gel de korkma,
Kanım donacaktı nerdeyse.
Ama korktuğumla kaldım, o başka.
Ejderhanın başları girdi,
Gövdesi giremedi çitten içeri.
Bitti derken bu korkulu rüya,
Bir de baktım bir başka ejderha;
Bu seferki tek başlı, yüz kuyruklu,
Geldi çitin önünde durdu.
Ben başladım yine
Ecel terleri dökmeye.
Bu ejderhanın tek başı
Giriverince bir delikten,
Gövdesi, kuyrukları, muyrukları
Süzülüp geldi ardından,
Deliği açtıkça açaraktan.
Anladınız mı ne oluyor
Bu iki ejderha?
Biri sizin imparator,
Biri bizim padişah.