İlköğretim öğrencilerinin yaratıcılıklarını geliştirmeleri için kapasitelerini aşan performans ödevleri verilmesinin ödevlerin veliler tarafından yapılmasına, bu durumun da çocuklarda özgüven kaybına yol açtığı belirtiliyor.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu, 2005-2006 Eğitim-Öğretim yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulamaya koyduğu ''Yeni Müfredat Programı''nın eğitim bilimcileri tarafından hazırlanan iyi bir sistem olduğunu, ancak uygulamada sorunlar yaşandığını belirtti.
Kutlu, en büyük sorunun performans ödevlerinde dikkati çektiğini, ezbere dayalı öğrenimi engellemek için başlatılan performansa dayalı ödev sisteminin öğrencinin kapasitesini aşacak kadar abartıldığını savundu.
Ödevlerin bazılarının öğrencilerin gelişim düzeyine ve ilgisine uygun olmadığına dikkati çeken Kutlu, ''Bu durum, öğrencinin ödevini velinin üstlenmesine yol açıyor. Maalesef, performans ödevleri veli merkezli olmaya başladı. Oysa, ödevini velisine yaptıran öğrencinin bırakın yaratıcılığını geliştirmesini, özgüveni kayboluyor. Bunun yanı sıra okul motivasyonu da düşüyor'' dedi.
Eğitim sistemindeki değişiklikte hedeflenen gelişimler ile uygulama neticesinde ortaya çıkan sonuçlar arasında fark bulunduğunu savunan Kutlu, ''Oysa, öğrencilerin, kendilerine sunulan bilgileri pasif olarak almak ve mutlak doğrular olarak kabul etmek yerine, etkin katılım yoluyla ulaştıkları bilgileri seçme, işleme, karşılaştırma, değerlendirme ve yorumlama olanağına sahip olmaları gerekir'' diye konuştu.
Kutlu, eğitim-öğretim işinin bir ekip çalışması olduğunu, bu ekipte önemli bir rolü olan ailelerin üzerlerine düşen görevin doğru yerine getirilmediğini belirterek, ''Ailelerin görevi, çocuklarının proje ve performans ödevlerini bizzat yapmak değil, onlara rehberlik etmektir. Bizler eğer çocuklarımızın öğreneceklerini uygulayan, günlük sorunlarının çözümüne transfer edebilen, yaratıcı, üretici ve eleştirel düşünebilen bireyler olmalarının istiyorsak kendimizi geliştirmeli, tüm bu zorluklara direnmeli ve daha gelişmiş bir ülke için bilinçli bir şekilde çaba gösterebilmeliyiz'' diye konuştu.
ÖĞRETMENLERE DÜŞEN GÖREV
Kutlu, ödevlerin belirlenmesi ve hazırlanan projelerin kontrol edilmesinde öğretmenlerin de son derce hassas davranması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
''Öğretmenler kutup yıldızı gibi olmalı. Öğrencisine görevlerin yerine getirilmesinde gerekli rehberliği yaparak, onun yeteneklerini kullanarak ödevini hazırlamasını sağlamalı. Çocukların kapasitelerini doğru analiz etmeli ve bunlara uygun taleplerde bulunmalı. Hazırlanan ödevleri iyi kontrol etmeli, öğrenciye gerekli geri bildirimi sağlamalı. Ayrıca, velilerle iletişimini kuvvetli tutarak onlara ödevlerin yapılma sürecine ne kadar dahil olacaklarını anlatmalı. Bu sayede yeni sistemde hedeflenen amaca ulaşılabilir.'''
INTERNET KULLANIMI
Kutlu, ödev ve projelerle ilgili bir diğer sorunun ise internet kullanımını zorunlu hale getirmesi ve oluşan zaman kaybı olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
''Aslında internet kullanımı da dahil olmak üzere teknolojilerin hiç biri kötü değil. Kötü olan teknolojilerin insan tarafından yanlış veya farklı amaçlarla kullanımı. Bu nedenle, internet kullanımı konusunda bir yandan okullarda seçmeli ve zorunlu derslerle öğrencilere yönelik bilinçlendirme eğitimleri verilirken aynı zamanda okulların birer müttefiki durumunda olmaları gereken ailelere de benzer konularda eğitim verilerek onların da destekleri sağlanmalı.'
Kutlu, yeni programın uygulanmasında doğal olarak büyük sorunlar yaşandığını, yaşanmaya da devam edeceğini, ancak çözümünün de mümkün olduğunu belirterek, ''Yeter ki toplum bu yeni yaklaşıma sahip çıksın. Bunun için de soruna taraf olan tüm kesimlerin konuyu daha ayrıntılı olarak bilmesi ve böylece uygulamaya destek vermesi gerekmektedir'' dedi.