Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Öğretmenden Başbakan'a Mektup

O bir öğretmen! Eğitim ve öğretim konusunda ciddi kaygıları olduğunu belirterek bir mektup yazdı.Tek isteği mektubunu Başbakana ulaştırmak.Daha önce Ak Parti iletişim merkezine ulaştırdığı mektupla ilgili bir yanıt alamadığını söylüyor. İşte öğretmenimizin Başbakana ulştırmak istediği o mektup:

'Eğitim ve öğretim ile ilgili ciddi kaygılarım var'

Asıl sorunumuz başka öğrenciye bir şeyler öğretebilmek için yaptırıma ihtiyacımız var. Öğretmenim işin içindeyim problemleri biliyorum. Çözüm yollarını biliyorum ama uygulanmaz bunu da biliyorum. Ülkemizin öğretmenlerindeyim. Her öğretmen gibi tutup ille de maaş ille de zam demeyeceğim. O konuya da değineceğim ama asıl sorun o değil. Eğitim 12 yıla çıkarılıyor. Orta öğretimde çalışan bir öğretmenim. Çalışmalar var biliyoruz. Ancak; problemleri sizlere aktarayım istedim.

Öğrenciye ödev veririm yapmaz

Ailesini çağırırım gelmez.

Sınav yaparım zayıf alır.

Dersten kalma derdi olmadığı için (Çoğunlukla) sınava çalışmaz.

Dersimde konuşur. Beni ve ders dinleyen öğrencilerimi rahatsız eder.

Bana küfreder, bıçak çeker

Üstü kapalı tehdit eder.

Ailesi bir gün olsun okula uğramaz.

Maddi durumu zayıf öğrenci görürüm cebimde param yok yardım edemem.

Eroin, kokain, alkol, sigara, küfür her türlü kötü alışkanlık var

Saygısız öğrenciler saygılı ve iyi öğrencilerimin yanında bizleri küçük düşürür.

Disiplin kuruluna veririz. Hiç atılmaz.

12 yıl zorunlu eğitim olunca şahsım adına başıma gelebilecekleri sıralayayım. Öğrenci okula gelmediğinde devamsızlık problemi olmayacak yani zorunlu eğitim olacak. Bu durumda dersime gelmeyen öğrenciye nasıl öğretebilirim. Veliler o kadar sorumsuz ki çocuklarının devamsızlığını önemsemiyorlar bile. Dersimde bir öğrenci sakız çiğnese uyarırım ama buna rağmen inatla devam eder. Disipline versem zaten atılmıyor en azından onu not ile korkutabiliyorum şimdi. Lisede okuyan öğrenciler ilk öğretimdeki öğrenciler gibi değil. Yaptırım olmadığı zaman ne kadar iyilikle bir şeyleri anlatırsak anlatalım öğrenci ciddiye almıyor bizleri. Ne zaman sertlik göstersem o zaman anlıyor ya da anlamak zorunda kalıyor. Bir öğrenci bana küfür ettiği zaman benim yapmam gereken ne? 12 yıl zorunlu eğitim olduğunda ilk öğretim gibi değil liseler gerçekten zor. Öğretmen olduğumu bu toplumda önemli bir parça olduğumu hissetmek istiyorum ama bugünlerde eğitim öğretim ile ilgili yapılanlarda bu pek mümkün görünmüyor. Severek yaptığım öğretmenlik mesleğinden günden güne soğuyorum.

Bana bir yol gösterin ben yukarıda yazdıklarıma bakarak kime neyi nasıl öğreteceğim. Benim yaptırımım ne olacak. Böyle bir durumda eğitim olamaz. Öğrencilerin çocuk olduğunu düşünüp bir çok kusurunu zaten görmezlikten geliyoruz. Benim için en önemlisi yukarıdaki davranışların iki üç tanesi birleşince, kazanma ihtimalim olduğu öğrencimi bile kaybediyorum. Moral bozucu, can sıkıcı, insanı mesleğinden soğutur hale geliyor. Çalışma şevkim kalmıyor. Şu derse girmesem diye diye gidip gelmeye başlıyorum her gün. Ne olur bizleri mesleğimize soğutmayın. 12 yıl zorunlu hale gelince daha mı iyi öğrencilerimiz olacak yoksa daha mı kötü olacak durum bunu düşünmek lazım. Çocukları suçtan uzak tutmaksa amaç 14-15 yaşlarına kadar bazı ahlaki değerleri alan birey almıştır. O saatten sonra ahlak üzerine, terbiye üzerine hiç bir şey koyamayız. Ama en azından geleceğini kurtarabiliriz bazı öğrencilerin. 12 yıl zorunlu olmasıyla onları da kurtaramayacağız. Çünkü ahlaki açıdan zayıf olan öğrenciler kurtarabileceğimiz öğrencileri de yanına çekiyor. Başarısız bir öğrenci üst sınıfa geçtiğinde iyi olan öğrencilere ya da olabilecek öğrencilere istediğim ders konularını gösteremiyorum. Çünkü gösterdiğim zaman zayıf öğrenciler tamamen kopuyor dersten. Basit konuları gösterdiğimde ise iyi olan öğrenciler sıkılıyor ve onlara yeni bir bilgi veremiyorum.

Orta öğretimde zorunlu hale gelince bunlar çoğalacak. Şimdi bir sınıfta 3-4 problemli öğrenci var. 12 yıl eğitim zorunlu hale gelince ne olacak? Öğretmenin toplum ve öğrenci önündeki saygınlığını liseleri zorunlu hale getirerek nasıl sağlanacak. Lütfen yardımcı olun. Eğitim öğretim 12 yıla çıkarmakla artmaz. Yaptırımlarla artar. Veliye bir yaptırım uygulanabilir. problemli çocukların %99'unun alilesinde problemlerler var. Veliyi Öğrencisi için çağırdığımızda ya da veli toplantısına çağırdığımızda gelmiyorsa yaptırım uygulanabilir. Uyardığımız halde çocuğu düzelmiyorsa yaptırım olabilir. Sınıfta kalmanın kalkması eğitime kurşun sıkar. Çok severek yaptığım mesleğimden bu ve aşağıdaki nedenlerle soğuyoruz. Çalışmayan öğretmenler yok mu var. Ne yaparsak yapalım çalışmazlar. Ancak işini severek yapanları küstürmek ülke geleceğine atılan neşterdir. Eğitim en önemli unsurdur. Öğretmen bıçaklandı. Öğretmen tartaklandı. Öğretmen dövüldü. Öğretmeni havaya kaldırıp kutlama yapan öğrenciler var. Sınıflarda elinde tesbih ile dolaşan öğrenciler var. Yılar önce yaşandı 12 dersten zayıf almış bir öğrenci sınıfını geçti. Disiplin olayları arttı. Bizleri hiç dinlemez oldu nasıl olsa geçiyorum diye. Diğerlerine zararı olmasa yine razıydım. Ama diğerlerine zararı oldu. Sonuç olarak kazanmak istediğim ahlaklı öğrenciyi bile kazanamadım. Ders çalışmasını sağlayamadım. Bu haberleri duymak istemiyorsanız yapmayın izin vermeyin. Lütfen izin vermeyin. Öğretmen işini yapmaya çalışıyor. Öğrenci ve/veya velinin işine gelmediği için tartaklanıyor öğretmen. Sonra mesleğine küsüyor yaptığı işten zevk almıyor. Bu durumda öğretmenden verim almakta imkansız oluyor. Bunu 2006 yıllarında bire bir yaşadım. Öğretmeni küçük düşürecek olaylara imza atmayın. Allah rızası için diyorum.

Öğretmeni yüceltmeyen milletler çökmüş bugüne kadar. Öğretmeni yücelten öğretmene yaptırım veren ülkeler ise her zaman gelişme göstermiş. Japonya gibi gelişmiş bir ülkede zorunlu eğitim 15 yaşa kadar. Liselerde yine sınıfta kalma var. 12 yıl zorunlu eğitim yaptıran ülkeler var ancak onların kültürü, yaşam tarzı, insan kalitesi bizim gibi değil. En azından veli ilgilenir. Yabancı filmlerde lise öğrencilerini görürüz. Haberlerde okuruz. Öyle davranıştaki bir insana ben ne vereyim. Nasıl vereyim. Aklıma geldikçe psikolojim bozuluyor.

Öğretmenin önündeki prosedürlerin acilen kaldırılması gerekiyor. Öğretmene okullardan fazlası ile görev veriliyor sonuçta yönetmelik istiyor. Zümreler, yıllık planlar, şube öğretmenler kurulu, kantin denetim formları, sınıf panoları, kulüp saati , rehberlik dersi raporları vs. yapmak zorundayız. Oysa öğretmen sadece dersiyle ilgilenmeli ki motivasyonu bozulmasın. Oysa bir öğretmenin başarısını gösteren tek şey başarıdır. Hazırladığı onlarca belge öğretmenin iş yaptığını göstermez. Göstermelik kağıt üzerinde değil. Merkezi sistemle lise de yıl sonu sınavları yapılmalı hangi okul kendi branşında Türkiye ortalamasının belli bir oranının altında (örneğin; okul türü bazında %30'unun altında) kaldıysa habersiz bir şekilde müfettiş gönderilip öğretmenlerin öğretim yolları araştırılmalı. Neden merkezi sistemle çünkü üzerine düşeni yapmayan öğretmenler var bu yetmiyormuş gibi sınavlarında soruların cevaplarını söyleyen öğretmenler bulunuyor, bu da yetmezmiş gibi derse girmeyen öğretmenler var 10 tane soru verip sadece bu on soruyu soran öğretmenler var. Ders anlatmayan öğretmenler var ve her zaman var olacaktır. Zaten öğretmenler üzerine düşeni yapsa sistemimiz bu halde olmazdı. 12 yıla çıkmasıyla işini yapmaya çalışan öğretmenlerde mesleğe küstürülecek. 147 alo ihbar hattı bana çamur atmak isteyen bir öğrenci tarafından aranır ve denetlenirsem bir öğretemen olarak moralimin, çalışma isteğimin ne olacağını düşündünüz mü hiç. Benim kaygım bu. Çalışan öğretmen bari küstürülmesin. Mesleğinden soğuyan öğretmenlerinde tekrar mesleğine ısındırılması için çalışma yapılması daha yerinde olacaktır.

Forumda tartışalım:Öğretmenden Başbakan'a Mektup

YORUMLAR

En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin