Cumhurbaşkanı Gül tarafından YÖK başkanlığına atanan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerin sorunlarını öncelik sırasına koyarak çözmek istediğini söyledi. Özcan, “Üniversitelerin herkesin fikrini söyleyebildiği yerler olmasını istiyorum” dedi.
YÖK başkanlığına atandığını, Pazar günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yaptığı görüşmede öğrendiğini açıklayan Yusuf Ziya Özcan, yeni görevine başladı.Özcan, “Benim onlara mesajım, önümüzdeki dönemde çok daha serbest bir üniversite görecekleri, hem öğretim üyelerinin hem de öğrencilerin düşüncelerini serbestçe açıklayabilecekleri bir ortamın oluşturulması olacak.”
YÖK Başkanlığı görevine atanan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerin sorunlarını öncelik sırasına koyarak ilgileneceğini belirterek, “Biz bu problemleri çözecek güçteyiz’ dedi. Problemleri çözmek için kiminle görüşmesi gerekiyorsa görüşeceğini dile getiren Özcan, üniversitelerin herkesin fikrini serbestçe söyleyebildiği,fikirlerin tartışıldığı yerler olmasını istediğini ifade etti.
Prof. Dr. Özcan, YÖK Başkanlığı’na atanmasından sonra ilk açıklamayı Anadolu Ajansına yaptı. YÖK Başkanlığı’na atandığını nasıl öğrendiği sorusuna Özcan, “Sayın Cumhurbaşkanımız beni pazar günü çağırdı, aramızda bir mülakat geçti, ondan sonra görevi aldığımı öğrendim” yanıtını verdi.
Özcan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile önceden tanışmadığını, hayatında ilk kez YÖK Başkanlığı için görüşmek üzere çağrıldığında karşılaştığını ifade etti.
YÖK’te görevine bugün başlayacağını, devir-teslim töreni yapılıp yapılmayacağı konusunda ise Özcan, “O konuda bir bilgim yok. Olur diye düşünüyorum” dedi.
YÖK’te ilk olarak ne yapmayı planladığı sorusu üzerine Özcan, şunları söyledi: “Üniversitelerin problemleri YÖK’ün kendi raporlarında da mevcuttur. Oraya gittikten sonra oturup, problemlere bakıp, aralarında bir öncelik sıralaması yapıp teker teker onlarla ilgilenmeye başlayacağım. Benim inancım odur ki, önemli olan da bu, biz bu problemleri çözecek güçteyiz.
Üniversite camiası Türkiye’de bu problemlerin hepsini çözer. Buna inanıyorum ve kiminle görüşmek gerekiyorsa, kiminle muhatap olmak gerekiyorsa problemin çözümü için onlarla muhatap olup problemlerin üstesinden gelmeye çalışacağız.”
“Kendinize bir çalışma ekibi kuracak mısınız?” sorusuna Özcan, “Düşünüyorum. Eğer ihtiyaç doğarsa, orada birkaç gün zaman geçirdikten sonra böyle tasarruflarda bulunup bulunmayacağımı söyleyebilirim” yanıtını verdi.
Türban konusu ile ilgili basına yansıyan açıklamalarının anımsatılması üzerine Özcan, şunları kaydetti: “Benim kanaatim üniversitelerin tamamıyla serbest kurumlar olması ve sadece bilimle uğraşmaları. Üniversitelerimiz Türkiye’yi 21. yüzyıla taşıyacak bilgi birikimini üretmek zorunda. Benim amacım bu bilimsel çıktıyı artırmaktır.
Eğer biz bunu yapabilirsek zannediyorum, türban sorunu, katsayı sorunu gibi sorunlar kendiliğinden hallolacaktır. Ama biz üniversiteleri önce o mecraya çekmek zorundayız. Zaten pek çok üniversitemiz iyi işler yapmaktadır. Diğerlerini de onların seviyesine çıkarırsak zannetmiyorum ki kimse türban ile şununla, bununla uğraşsın. Sorunun kendiliğinden ortadan kalkacağına inanıyorum. Üniversiteler, yapmak zorunda olduğu esas fonksiyonu yerine getirirse, bu türden şeylerle uğraşmayacağız.”
YÖK’TEKİ İSTİFA
YÖK Başkanlığı’na atanmasının ardından YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Aybar Ertepınar’ın istifa ettiğinin anımsatılması üzerine Özcan, Ertepınar’ı tanıdığını, aynı üniversiteden geldiklerini ifade ederek, “Aybar Bey’in kendi takdiridir” dedi.
“Size bir tepki olarak istifa ettiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna Özcan, “Zannetmiyorum. Bana rahat hareket edebilmem için imkan da vermiş olabilir. Bunun için de kendisine çok teşekkür ederim. Kalsaydı belki başka şekilde çalışmak mümkün olabilirdi” yanıtını verdi.
ÜNİVERSİTELERE MESAJ
Öğretim üyelerine, rektörlere ve öğrencilere mesajı olup olmadığının sorulması üzerine Özcan, “Benim onlara mesajım, önümüzdeki dönemde çok daha serbest bir üniversite görecekleri, hem öğretim üyelerinin hem de öğrencilerin düşüncelerini serbestçe açıklayabilecekleri bir ortamın oluşturulması olacak. Bunu çok takdir edeceklerini düşünüyorum ve üniversitelerin de bu tür yerler olmasını istiyorum. Herkesin fikrini serbestçe söyleyebildiği, fikirlerin tartışıldığı yerler, mekanlar olmasını istiyorum” diye konuştu.
“Bu amaçla ne tür adımlar atılacağı” sorusu üzerine Özcan, “Belki bugüne kadar yapılan uygulamaların bazılarından vazgeçmek, üniversiteleri sıkışmış bir durumda bırakmamak, her türlü özerkliği, mali olabilir, idari olabilir onları vermekle olur zannediyorum” dedi.
“Öğretim üyesi iken YÖK’e bakışınız nasıldı?” sorusunu Özcan, “Öbür öğretim üyelerinin baktığı gibi bakıyordum. Sorunlar olduğunu biliyordum. Sorunlarla boğuşmak bana nasip olduğu için de kendimi birazcık şanslı hissediyorum. İnşallah kısa zamanda elle tutulur, gözle görülür bazı gelişmeler olacaktır diye düşünüyorum” diye yanıtladı.
Yükseköğretim Kanunu ile ilgili bir çalışmaları olup olmayacağına ilişkin soruya karşılık Özcan, “Kısa zamanda Yükseköğretim Kanunu ile ilgili bir şey yapılacağını zannetmiyorum. Önce üniversitelerin bilimsel tarafını biraz güçlendirelim, eğer ortaya çıkarsa idari sorunlarla başa çıkmaya çalışırız. Kanunda bir değişiklik gerekiyorsa onlar da yapılır herhalde” dedi.
Öğrenci Seçme Sınavı konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine Özcan, “Sorunları biliyorsunuz. Ciddi sorunlar var ama onları diğer sorunlar içerisinde ele alıp, hepsini inceleyip öncelik sırasına göre teker teker uğraşmak isterim” diye konuştu.