SORULAR: 5.sınıf - Türkçe - [Tüm Sorular]
. (I) Kar kristallerinin çoğu altı köşelidir. (II) Bu kristallerin hepsinin farklı bir şekli vardır. (III) Bu şekiller, havanın sıcaklığına bağlı olarak değişir. (IV) Kar, sıcak hava ile karşılaştığında çoğunlukla erir ve yağmura dönüşür. (V) Örneğin soğuk havalarda çubuk ve iğne şeklini alır, havanın çok soğuk olmadığı günlerde ise şekilleri daha karmaşık olur | 1) Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. |
A. Sonuçta köpeklerin kendi kişilik özelliklerine göre farklı koşullarda farklı davranışlar sergilediğini saptadı. I. Ancak İsviçreli bir araştırmacı; kaygı, oyunculuk, yabancılara karşı tutum gibi konularda köpeklerin de insanlar gibi farklı kişiliklere sahip olduğunu ortaya koydu K. Kişilik sahibi olmanın yalnızca insanlara özgü bir durum olduğu düşünülebilir. S. Bunu ortaya koymak için, özel olarak hazırlanmış davranış testleriyle köpeğin farklı koşullarda verdiği tepkileri ölçtü. | 2) “A, I, K, S” harfleriyle gösterilen cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulursa aşağıdaki sözcüklerden hangisi oluşur?
A) ASKI B) ISKA C) KISA D) ASIK |
Bir gün ülkenin kibirli padişahıyla gezgin bir bilgin karşılaşmış. Bilgin, padişahın kibirli olduğunu bildiği için ona hiç ilgi göstermemiş. Kendisine hiç bakmayan bilgini gören padişah çok sinirlenmiş ve veziri onun yanına göndermiş. Vezir, bilgine neden padişaha hürmet göstermediğini sormuş. Bilgin, ‟Padişah, halk sayesinde vardır. Öyleyse o, halkına hürmet etsin.” demiş. Bu sözleri beğenen padişah, bilginin yanına gelip ‟Bana üç öğüt ver.” demiş. Bilginin yüzüne aydınlık bir gülümseme yayılmış. Padişaha, ‟Dünya hayatının süsüne aldanma. Kendini Kafdağı’nda sanma. - - - - ” diye öğütte bulunmuş. | 3) Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Adalet terazisini dosdoğru tut. B) Zenginlik ve şöhretin büyüsüne kapılma C) Himayendeki insanlara iyi davran D) Hiçbir iyiliği karşılıksız yapma.
|
Genç kız, bir gün kazlara yem atarken parmağındaki yüzük çıkar ve bir güvercinin boynuna geçer. Kız, güvercini tutmak ister fakat tutamaz. Güvercin, yüzüğü de alıp gider. Kız, güvercini aramaya başlar. Gelen geçen herkese sorar. İhtiyar bir adam, köyün girişindeki mağaranın önünde bir güvercin gördüğünü söyler. Kız, ihtiyarın tarif ettiği mağaraya gider ve bir yere gizlenir. Biraz sonra, beklediği güvercin gelir. Güvercin, kanatlarını çırpar ve bir insana dönüşür. Şoför Ali, Menemen-İzmir arasında beş sefer yapmıştı. Gideceği yere bir an önce varmak istiyordu. İyice yorulmuştu. Kamyona yüklenen eşyaları urganla sıkmaktan elleri şişmişti. Çiğli’ye yaklaşırken mola verdiler. Kahvede bir çay içtiler. Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Ali kamyona binince, başından geçen bir olayı anlatmaya başladı. | 4) Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak yönlerinden biridir?
A) Hikâye türünde yazılması B) Kişileştirmeden yararlanılması C) Anlatımın III. kişi ağzından yapılması D) Gerçek yaşamda karşılaşılabilecek olayları anlatması
|
Elif, hiç tanımadığı bir ortamda buldu kendisini. “Mavi Ay Oteli’ne hoş geldiniz!” diyordu sevimli bir bayan görevli. Ne olduğunu anlayabilmek için çevresine bakındı. Salonun pencerelerinden ufuktaki kocaman, mavili beyazlı topu gördü Elif. Dünya’nın uzaydan görünüşüydü bu. Elif, ─ Neredeyim, diye sordu. ─ Ay’dasınız Elif Hanım, dedi görevli. ─ Nasıl geldim buraya? ─ Dünya’dan Ay’a servis yapan uzay mekiğimizle geldiniz. ─ Hiçbir şey anımsamıyorum. ─ Bu çok doğal, efendim! Ses hızının beş katı bir hızla yapılıyor uçuşlarımız. Bu da kimi konuklarımızda geçici bir unutkanlığa yol açıyor | 5) Bu parçada aşağıdaki hikâye unsurlarından hangisine yer verilmemiştir?
A) Olay B) Zaman C) Yer D) Şahıs |
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; cinler cirit oynarken eski hamam içinde... Memleketin birinde Sülün Kız derler, bir kız varmış. Sülün Kız bir gün “Ne bir dağda yağmurumuz var ne bir bağda yaprağımız var, sönen ocağımızı ne ile yakacağız?” diye sızlanıp düşünmeye başlamış. Anası bunu görünce “A Sülün Kız’ım, ne diye kara kara düşünüp durursun? İki el, bir baş içindir; geçinmeyecek ne başımız var? Ben bez dokurum, sen gergef işlersin; gül gibi geçinip gideriz.” demiş. Bu söz üstüne, endişeden kurtulup işlerinin başına geçmişler. Gece dememişler, gündüz dememişler; dokuyacaklarını dokuyup işleyeceklerini işlemişler, başkasına avuç açmamışlar | 6) Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Masal türünde yazılmıştır B) Zaman ve mekân belirsizdir C) Tekerleme kullanılmıştır. D) Anlatım I. kişi ağzından yapılmıştır.
|
Tatlı diller şekerleşir Mutluluk kalbe yerleşir Eller, gönüller birleşir Bugün bayram sabahıdır | 7) Bu dörtlüğe getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gelin Birlik Olalım B) Bayram Sevinci C) Tatlı Dil D) Hep Birlikte Mutluyuz
|
Lokman Hekim’e ‟Hastalarımıza ne yedirelim?” diye sorduklarında şu cevabı vermiş: “Acı söz yedirmeyin de ne yedirirseniz yedirin.” | 8) Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir hastanın iyileşmesi için moral çok önemlidir. B) Hasta olunca mutlaka doktora gidilmelidir. C) Hasta bakımında dikkatli davranmak gerekir. D) Hastalar beslenmelerine dikkat etmelidir.
|
Bir milleti geçmişten geleceğe taşıyan en önemli unsur dildir. Dil sayesinde toplumun geçmişteki değerleri, fikirleri ve yaşayış biçimleri bugüne, bugünden de yarına taşınır. Dil, insanın geçmişini öğrenmesinde önemli bir araçtır. | 9) Bu parçada dilin hangi özelliği vurgulanmıştır?
A) Kültürel ögeleri gelecek nesillere aktarma B) İnsanlar arasındaki bağı kuvvetlendirme C) Toplumun değişmesine yardımcı olma D) Toplumsal düzeni koruma
|
Ebru, geleneksel Türk el sanatlarından biridir. Bu sanat, yoğunluğu artırılmış su yüzeyine fırça yardımıyla boyaların serpilmesi sonucunda elde edilen renkli desenin kâğıda aktarılmasıyla oluşur. Ebru sanatında suyun yoğunluğunu ayarlamak için sahlep, denizkadayıfı gibi malzemeler kullanılır. Bu suyun üzerine topraktan elde edilen, suda erimeyen boyalar serpilir. Kullanılan suyun ve boyaların ayarının yapılması, bu sanatın en zor aşamasıdır. Bu nedenle ebru, ancak bir ustanın tecrübelerinden istifade edilerek öğrenilebilir. Ebru sanatının ilk kim tarafından yapıldığı belli değildir ancak ilk olarak Türkistan’da ortaya çıktığı tespit edilmiştir | 10) . Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A) Ebru sanatında ne tür boyalar kullanılır? B) Ebru sanatının en zor aşaması nedir? C) Ebru sanatında kullanılan fırçalar neden yapılır? D) Ebru sanatı nerede ortaya çıkmıştır?
|
Doğanın en önemli bileşeni, yeşil örtü yani bitkiler dünyasıdır. Bu düşünceden hareketle bitkileri tanımanın, onlarla dost olmanın ve onları insanlara sevdirmenin en büyük hayır işlerinden biri olacağını düşündüm ve bu botanik bahçesini kurdum. Bu bahçeyle, insanlara bitkilerin dünyasını tanıtmaya ve onları bitkiler konusunda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. | 11) Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Botanik bahçeniz ne zaman kuruldu ve nasıl büyüdü? B) Bitkiler için çok emek harcıyor musunuz? C) Bu botanik bahçesini niçin kurdunuz? D) İnsanlara doğa sevgisi kazandırmak için neler yapılmalıdır?
|
Ağlamak -sanılanın aksine- çaresizliğin, zayıflığın, güçsüzlüğün göstergesi değildir. Garip gelecek belki ama ben ne zaman ağlayan birini görsem içim gerçekten acısa dahi bir miktar da sevinirim. Çünkü ağlamayı yani üzülmeyi becerebilen kişi, bir insanda bulunması gereken tüm iyi duygulara sahiptir: Yumuşak kalplidir, duygu yoksunu değildir, insan niteliğini yitirmemiştir... | 12) Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yumuşak kalpli insanların sayısı gün geçtikçe azalmaktadır. B) Ağlayabilen insan, insani duygularını kaybetmemiş demektir. C) Ağlayabilmek, bir insanda bulunması gereken en önemli özelliktir. D) Yalnızca çaresiz ve güçsüz insanlar bir zorlukla karşılaşınca ağlar.
|
Yazar, hayatı boyunca kendi iç dünyasında yaşadı. Her zaman kendisi olmayı, iç huzurunu korumayı başardı. Başkalarının, özellikle de kaba insanların kendisinden beklentilerine hiç aldırış etmedi. Daima sade, gerçek ve samimi olan şeyleri sevdi. Eserleri aracılığıyla başkalarına da sadeliği öğretti. | 13) Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kaba insanları umursamadığı B) Davranışlarında tutarlı olduğu C) Kendini beğenmiş biri olduğu D) Yalın ve içten olmayı sevdiği
|
Sanatımızda doğanın önemli bir yer tuttuğunu gösteren pek çok örnek vardır. Bunlardan biri de kuşlar. Kuş motifleri yüzyıllar boyunca mimarimizin ve çeşitli el sanatlarımızın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ayrıca pek çok caminin, türbenin, köprünün dış duvarında taştan kuş evleri yapılmıştır. Bu küçük evlere kuşların yuva yapması sağlanarak hem korunmaları hem de mimarinin yaşayan bir parçası olmaları amaçlanmıştır. | 14) Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Kuş motiflerinin mimaride önemli bir yer tuttuğuna B) Sanat eserlerinde doğadan izler bulunduğuna C) Yapıların dış duvarına yapılan kuş evleriyle kuşların korunmasının da amaçlandığına D) Sanatın gelişmesinde tabiattaki varlıkların önemli bir payı olduğuna
|
Bazı yörelerde yeni evlenen çiftlere “bindallı kilimi” hediye edilir. Kilimin içindeki dörtgen ve altıgenlerden oluşan şekillerin dörtgen motifleri, yeni evlenen çiftlerin anne ve babalarını; altıgen motifleri ise bu çiftlerin çocuklarını, torunlarını ve onlardan gelecek nesilleri simgeler. Kilimin ortasındaki bağlantı motifleri ise iki ailenin birleştiğini gösterir. Böylece yeni evlenen çiftlerin “bin dal” ile hayata kök salacağı vurgulanır. | 15) Bu parçada “bindallı kilimleri”yle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Kilimde geometrik şekiller kullanıldığına B) Motiflerinin gerçek hayattaki bazı durumları temsil ettiğine C) Motiflerinin yöreden yöreye farklılık gösterdiğine D) Yeni evlenen çiftlere armağan edildiğine
|
Bilimin temeli, bilgidir. “Bilgi”nin yayılması ise ancak kitapla mümkündür. Eskiden kitaplar elle yazılırdı. Bu nedenle kitap okuyanların sayısı çok azdı. Bilgi sınırlı olunca bilimsel gelişmeler de sınırlı kalıyordu. 15. yüzyılın ortalarında matbaa icat edilince bilimde birdenbire büyük bir gelişme oldu. Kitaplar aracılığıyla bilgiler binlerce insana ulaşmaya başladı. Dünya yeni bir aydınlanma çağına girdi. | 16) Bu parçaya göre dünyanın yeni bir aydınlanma çağına girmesinin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kitapların el yazısıyla çoğaltılmaya başlanması B) nsanlara kitap okuma sevgisinin aşılanması C) Büyük bilim adamlarının yetişmesi D) Matbaanın icat edilmesi
|
Ana dilimizin her sözcüğü bize farklı bir tat verir. “Sevgili, biricik, yeşil, duygu, şiir” sözcükleri ne kadar tatlıdır! “Güç, kuvvet, kudret” sözcüklerinde sanki bir güç gizlidir. “Aslan, kaplan, kartal”da sanki bir yücelik vardır. “Kuş”ta kuşun cıvıltısını, “yılan”da yılanın yerde sürünüşünü, “toprak”ta toprağın katılığını duyarız. “Gülümsemek”te gülümseyişin tatlılığı, “düşünmek”te düşüncenin derinliği var gibidir. Her biri ayrı bir tat, ayrı bir güzelliktir | 17) Bu parçaya getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sözcüklerin Tadı B) Dil ve Kültür C) Sözcüklerin Anlamları D) Dilin Gelişimi
|
Burası, her tarafında su kanalları bulunan bir ülke. Çünkü ülke topraklarının dörtte biri su seviyesinin altında. Burada çok fazla yel değirmeni var. Bunlar, toprakları su baskınından korumak için kullanılıyor. Yani bizim bildiğimiz gibi buğday ve tahıl öğütmek için değil. Küçük küçük köprüleri ve etraftaki sevimli evleri geçerek yel değirmenlerine ulaşmaya çalışıyoruz. Biz yel değirmenlerine yaklaştıkça değirmenlerin pervaneleri hareketlenmeye başlıyor. Bu bölgenin epey rüzgârlı olduğunu söylemeliyim. Hafif bir uğultu rüzgâra karışıyor | 18) Bu parçada sözü edilen ülkede yel değirmenlerinin kullanım amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Buğday ve tahıl öğütmek B) Su baskınlarını önlemek C) Rüzgârın etkisini azaltmak D) Göletleri kurutmak
|
Günaydın tavuklar, horozlar! Artık memnunum yaşamaktan Sabah erken kalktığım zaman Siz varsınız; Gündüz, işim var, arkadaşlarım, Gece, yıldızlar var, karım var, Günaydın tavuklar, horozlar! | 19) Bu dörtlüğün ana duygusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşama sevinci B) Dostluğa özlem C) Aile sevgisi D) Hayvan sevgis |
Çocuk, oyun oynarken yaşam hakkında pek çok şey öğrenir ve türlü deneyimler kazanır. Özellikle de oyuncaklarını kendisi yaparken ve arkadaşlarıyla paylaşırken yaşamın pek çok ayrıntısını öğrenir. Oyuncaklarını üretirken emeği; arkadaşlarıyla oynarken insan ilişkilerini, insanların karakterini ve sorunlara çözüm bulmayı öğrenir. Dolayısıyla oyun, çocukların yaşamla ilgili tecrübeler kazandığı bir okuldur. | 20) Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Oyun, çocuk eğitiminde en önemli unsurdur. B) Oyun oynamak, çocuğun hayatı tanımasını sağlar C) Oyun, çocuklara paylaşma duygusunu kazandırır. D) Oyuncaklar çocukların güven duygusunu geliştirir.
|
|