SORULAR: 6.sınıf - Türkçe - Parçada Anlam [Tüm Sorular]
| (I)Bir sevdadır Karadeniz.(II)Ağaçlarla dolu, bir huzurdur Karadeniz.(III)Su kanalları atıklarla dolu bir yerdir.(IV)Bir sevgidir Karadeniz. | 1) Bu paragrafta kaç numaralı cümle anlamca çelişkilidir?
A) I B) II C) III D) IV |
Bir zamanlar yemyeşil bir köy vardı. Bu köyde yaşlı bir karı koca yaşardı. Bir gün yaşlı kadın kocasına sürpriz yapmak istedi. Doğru mutfağa girip güzel bir kurabiye hazırladı. Bu kurabiye oldukça büyük ve çocuk şeklindeydi. Üzümden gözleri, pembe şekerden şapkası vardı. Yaşlı kadın kurabiyeyi tepsiye koydu, sonra da fırında pişirdi. Yaşlı adam mis gibi kurabiye kokusunu duyunca doğru mutfağa koştu. O sırada kadın fırının kapağını açtı. Bir de ne görsünler? Kurabiye çocuk canlanıp ayağa kalkmaz mı? Yaşlı adamla yaşlı kadın durmadan "Dur" diye bağırıyorlardı. Ama kurabiye çocuk koşuyor, çimenlerin üstünde zıplıyordu. Bir yandan da şarkı söylüyordu. - Ben kurabiye çocuğum. Koşar, oynar, zıplarım. Lay, lay, lay. Yaşlı karı koca bağıra dursunlar, kurabiye çocuk hiç durmadan saatlerce koştu. Akşam oldu. Yaşlı kadın ile yaşlı adam olanlara bir türlü akıl erdiremezken kapı iki kere çaldı. Kurabiye çocuk geri dönmüştü. İkisi de buna çok sevindiler. Kurabiye çocuğu yememeye karar verip "Sen bizim torunumuz ol" dediler. Hep beraber mutluluk içinde yaşadılar. | 2) Bu parçanın edebi türü nedir?
A) masal B) anı C) öykü D) deneme |
I. kendine iş edinmişti II. vaktiyle okumamış olmanın III. durmadan çalışarak IV. acısını çeken ve on beş, on altı yaşından sonra V. halkın kültürünü zenginleştirmeyi VI. okuma yazma öğrenen Ahmet Mithat
| 3) Yukarıdaki cümlelerden bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?
A) II ? IV ? VI ? III ? V - I B) III ? II ? V ? VI ? I ? IV C) V?VI?IV?III?II?I D) VI ? V ? IV ? III ? II - I
|
?Babam, sabah kalktığımız kadar cahil, gece yatağa girmenin en büyük günahlardan biri olduğuna inanırdı. Her gün yeniş bir şeyler öğrenmememizi isterdi. Belirli bir şey öğrenmemizi öğrenmek istemezdi,öğrendiğimiz her yeni şeyin bizi bambaşka bir insan yaptığını ve bizleri tekdüzelikten ve sıkıntıdan kurtardığını söylerdi. Akşam yemeğinde öğrendiğimiz bilgileri hep birlikte paylaşırdık.? | 4) Parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğrendiğimiz yeni bilgilerin paylaşılması çok önemlidir. B) Her zaman değişik konular öğrenmek gerekir. C) Öğrenilen yeni şeyler insanı değiştirir. D) Hiçbir şey öğrenmeden günü geçirmek günahtır.
|
5) Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yazım yanlışı yoktur?
A) İnsanlar çevreyi kirletirken acımıyormu? B) Banamı soruyorsun? C) Erdem yine kendine oyuncak mı bulmuş? D) Evdeki hesap çarşıya uyarmı?
|
Okumayı alışkanlık haline getirmek bugünkü okulun ve eğitimin başlıca amacıdır. Bütün eğitim ve öğretim kurumları, çeşitli araçlarla bu amacın gerçekleştirilmesine çalışmaktadırlar. Çünkü bu, sadece bireylerin gelişmesi için değil toplumların da gelişmesi için önemlidir. | 6) Paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eğitim öğretim durumu B) Çalışmanın faydaları C) Okuma alışkanlığı D) Kalkınmanın gerekliliği
|
Kalabalık karşısında konuşmak bana göre değil.En bildiğim konularda bile ne diyeceğimi şaşırıyo- rum .Sandalyeler dizilmiş,dinleyiciler bekliyor.Sen çıkacaksın,karşındakileri bir saat,yarım saat oyalaya- caksın.Sıkılmadan,bıktırmadan.Hep kaçarım böyle durumlardan.Bu kez yapmadım.Bakırköy Kültür Ko- leji?nde ?edebiyat üzerine? bir konuşma yaptım.Yazmıştım diyeceklerimi.Bıraktım kağıdı,sıkılıyor kişi kağıdı okurken,dinleyiciler de sıkılır diye düşünüyor,sıkıntısı daha da artıyor! | 7) Yazar hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Dinleyicilere düşüncelerini aktarırken notlara bakmaktan sıkılıyor. B) Kalabalık karşısında konuşmayı kendine uygun bulmuyor C) Çok iyi bildiği konularda bile zaman zaman ne diyeceğini şaşırıyor D) Konuşmalarını,seyirciyi oyalamak için yapıyor.
|
Akla ve bilime fazlasıyla önem vermeliyiz. Batıl düşüncelere, hurafelere ve geçerliliği ispatlanmamış düşüncelere karşı çıkmalıyız. | 8) Bu parçada neye karşı çıkılmaktadır?
A) Bilimden faydalanmanın gerekliliğine B) Gerçekliği ispatlanmış olan bilimsel değerlere C) Batıl, doğruluğu ispatlanmamış düşüncelere D) Geçerliliği ispatlanmış fikirlere
|
"Ben bir tek kitap okuyandan korkarım." Buyurmuş bir eski Yunan filozofu. Kim bu bir tek kitap okuyan? Tek düşünceye saplanıp kalan mı? Dünyaya daracık bir delikten bakan mı? Çağının gelişmelerine kapalı duran mı, kendi doğrularından başkasına göz açmayan mı? Hepsi de aynı kapıya çıkmaz mı? | 9) "Bir tek kitap" okuyanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Bir tek doğrunun olduğuna inandıklarından başkalarının doğrularını kabul etmezler. B) "Bir teklerinin dışındaki tüm çoklu düşünmelere, değer yargılarına tahammül edemezler. C) Aynı problemin birden fazla çözüm yolu olabileceğini de düşünürler. D) Düşüncelerine siyah ya da beyaz renk hakimdir; griye yer vermezler.
|
Bütün çocukların anne-babalarıyla, öğretmenle riyle, arkadaşlarıyla, kardeşleriyle, hatta kendile riyle problemleri olur. Bu problemler onların acı çekmelerine, hayal kırıklığına uğramalarına ve hayatlarından bezmelerine neden olur. Bu tür problemlerinin çözümü için yardım alan çocuk lar... | 10) Yukarıdaki paragraf aşağıdaki cümlelerin hangisiyle devam ettirilebilir?
A) Problemlerinden hemen kurtulurlar. B) Duygusal problemler yaşarlar C) Kendine güvenen kişilikler oluştururlar. D) Acılarının bir an önce geçmesini beklerler.
|
Bir şair vardır ki, içinde yaşadığı devrin bütün ruhunu şiirine doldurur ve elinde tuttuğu bu elmas bardağın aynasını çepeçevre vuran çevresinin özel ve gölgeli yüzünü gelecek asırlardan öteye taptaze ve dinç pırıltılar halinde aksettirir. Bu, elbette, büyük bir şairdir. Fakat bundan daha büyük bir şair vardır ki, içinde bulunduğu devri de aşar, zamanın dar cetvellerini kırarak varlığın asıl cevherini bulur. Bu iki türlü şairden birincisine örnek Nedîm, ikincisi ise Yunus Emre'dir. | 11) Yazar paragrafta şairleri hangi yönden karşılaştırmaktadır?
A) Sanatının zamanı asmasıyla B) Şiirlere kattığı ruhla C) Şiirlerini topluma okutmasıyla D) Şiirlerinin anlaşılır olmasıyla
|
Mehmet Rauf'un "Eylül"den sonraki en güçlü romanı "Karanfil ve Yasemin" adını taşır. Bu roman yer yer çok ustaca yapılmış ruh ve çevre tahlillerini, insanların iç dünyalarını kemiren duyguları sergilemesine rağmen hak ettiği üne kavuşamamıştır. Hikâye ve tiyatro dallarında da sayıca hayli kabarık eser meydana getirmişse de bunlar, zayıf eserlerdir. | 12) Bu parçadan Mehmet Rauf için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Roman türünde daha başarılı eserler verdiği B) Eylül romanının en başarılı eseri olduğu C) Tiyatro ve hikâye türünde çok az eser verdiği D) Başarılı ruh ve çevre tahlilleri yaptığı
|
Çocuk, sevme nedir bilmeden sever, keder nedir bilmeden üzülür, merhamet nedir bilmeden acır ve tebessüm eder... Bütün bunlar yaratılıştan gelen bir saflık ve temizlik içinde ortaya çıkan meleksi tepkilerdir. Çünkü çocuk günahsızdır. Kötülük yapabilir, bu onun yaratılışındaki yeteneklerin tabii bir görüntüsüdür. Önemli olan yeteneklerini iyi, doğru ve güzel biçimde kullanması için çaba sarf etmektir.
| 13) Paragrafa göre çocuklar için hangisi söylenemez?
A) Tepkilerinin, yaratılış saflığında olduğu B) Yeteneklerini doğru kullanması gerektiği C) Duygularını tanımadan etrafa yansıttığı D) Duygulardan yoksun olduğu
|
Arkada bıraktığı günlere bakıp da pişmanlık duy mayacak az insan vardır. İyiler, neden daha mü kemmel olmadıklarını düşünerek; kötüler de, iş ledikleri kötülüklerin yüz kızartıcı çirkinliklerini görerek
| 14) Yukarıdaki paragraf aşağıdaki cümlelerden hangisiyle tamamlanamaz?
A) pişmanlık duyarlar. B) mutlu olurlar. C) kendilerini hesaba çekerler. D) geçmişten ders alırlar.
|
Hikâye etme, bir olayın söz veya yazı ile anlatımıdır. Edebiyatta en çok kullanılan bir anlatım şeklidir ve en çok hikâye, roman ve tiyatroda rastlanır. Otobiyografi, anı, sohbet, deneme gibi türlerde de konunun gelişine göre yer yer kullanılır.
| 15) Parçada "hikâye etme" ile ilgili olarak aşağıda-kilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Bir olayı söz veya yazı ile anlatmaya dendiğine B) Hikâye etmenin çok kullanılan bir tarz olduğuna C) Konunun akışına göre değiştirilebildiğine D) Çok tercih edilen bir anlatım olduğuna
|
Çok ince, pek hassas diye sıfatlandırılan Ekrem Bey'de ne baş döndüren bir yükseklik, ne ruhlara ürpermeler veren bir derinlik vardır. (1) Şair, kendini gönül fırtınaları, ruh cehennemleri içine atacak felaketlere uğradı. (2) Onun babalık ıstırabını balığın karnındaki Yunus peygamber bile çekmemiştir. (3) Evet amma bütün bu kasırga uğultuları bir eser doğurmadı. (4) Divan tarzı'nın estetiğini o yıktı.
| 16) Bu parçada, kaçıncı cümle ile başlayan bölüm ayrı bir paragrafta yer almalıdır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 |
Yazar babanın yazar çocukları denilince ilk akla gelen isimlerden biri olan Nihal Atsız'ın oğlu Yağmur Atsız, yazar olmasındaki en büyük etkenin babası ve babasının çevresi olduğunu belirterek "Öyle bir çevre ki, bu çevrede bulunan insanların her biri derya idi benim için. O kadar ki, ilkokul ikinci sınıfta tarihi roman yazmaya karar verdim. Hem de resimli roman. Evimize günde iki üç tane gazete alınırdı. Bu okuma merakımı, merakım da yazmamı sağladı. Şimdi okumaya ilgi yok herhalde ki, yazar olmak da çocukların içinden gelmiyor."
| 17) Bu parçaya göre Yağmur Atsız'ın yazar olmasındaki en büyük etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Babasının kendisi üzerindeki olumlu etkisi B) Aileden sürekli destek görmesi C) Kültürlü bir çevrede ve ailede yetişmesi D) ilkokul öğretmeninin kendisini teşvik etmesi
|
Dil gözetimine, dil bakımına sırt çeviren sözüm ona deneme, başkaca neyi gözetirse gözetsin deneme yazısı olarak güdük kalır. Yani deneme eni boyu ne olursa olsun, ağırlığı, dilsel bir varlık olarak, kendi varolma yasasında bulunan bir yazı şölenidir.
| 18) Aşağıdaki cümlelerden hangisi paragrafta verilmek istenen düşünceyle çelişmektedir?
A) Deneme, "dil"e önem verildiği sürece varlığını gösterir. B) Dilden başka durumların gözetilmesi deneme için bir eksikliktir. C) Denemenin yazı şöleni olması dildeki ağırlığına bağlıdır. D) Dil kadar başka durumları da gözetmek denemede bir gerekliliktir.
|
Her çocuğun bir yıldızı vardır derdi annem, gökte tutuşmuş gibi yanan ve gecenin tavanında kıpırdayan bu kandillerden hangisi benim yıldızım?
| 19) Bu parçadaki çocuk için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Gelecek kaygısıyla yaşayan biridir. B) Hayal gücü zayıf olan biridir. C) Daima iyimser düşünebilen biridir. D) Hayata at gözlüğüyle bakan biridir.
|
Galatasaray, bizim bir buçuk asırdan beri yarım yamalak tasavvur edip de uygulayamadığımız "Batılılık" fikrinin doğru yorumunu temsil ediyor; bu ekip işini dünya standartlarına uygun bir ciddiyet ve kalite ile yerine getiriyor. Milli kimliği daima birinci planda tutmayı başarıyor. Sonunda başarıya ulaşıyor.
| 20) Bu parçada, başarıya ulaşmada rol oynayan özelliklerin hangisi üzerinde daha çok durulmuştur?
A) Azimli ve istekli olmanın sonucunun B) Deneyimlerden yararlanmanın gerekliliğinin C) Batılılık ve milli kimliği dengede götürebilmenin D) Ekip çalışmasının iyi olması gerektiğinin
|
|