SORULAR: 8.sınıf - Türkçe - Paragrafta Anlam [Tüm Sorular]
Artık benim için zaman ve saat denilen şeylerin ölçüsü kalmamıştır... Nihayet gün batımı başlar. Karşımda "Cebeli Ekra" bu süslü, renkli güzel ova manzarası karşısında çıplaklığından utanarak kel tepesine batı güneşinden bir şal sarar, yalçın yamaçlarına uzaktaki Akdeniz'in göğe vuran akislerden mavi bir bornos geçirir, beline "Asi"nin gümüş alevle¬rinden bir kemer takar ve eteklerine akşamın yumaşak gölgelerinden kürkler çevirir; o da süslenir. Gündüzki sert, kırıcı yüzünü hüzün bürümüş, insancıl bir üzüntü içinde şirinleşmiştir. (1. ve 2. sorular parçaya göre cevaplandırılacaktır..! | 1) Paragrafta hangi anlatım tekniği ağır basmaktadır?
A) Betimleme B) Öyküleme C) Tanımlama D) Açıklama
|
2) Aşağıdaki cümlede bırakılan boşluğa uygun kelimeyi yazınız.
Bir yazıdaki maddelerin sıralanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin, söz gruplarının ve sayıların tekrar yazılmasını önlemek için _________________ kullanılır
3) Aşağıdaki cümlede bırakılan boşluğa uygun kelimeyi yazınız.
Yan yana yazılması gereken durumlarda mısraların arasına _________________ konur.
4) Aşağıdaki cümlede bırakılan boşluğa uygun kelimeyi yazınız.
Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna _________________ konur.
| I. | Cümle içinde tür veya grupları birbirinden ayırmak için kullanılır | | II. | Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır | | III. | Bitmemiş cümlelerin sonunda kullanılır. | | IV. | Sevinme, kızma, korku, mutluluk, şaşkınlık gibi aşırı heyecan anlatan cümlelerin sonuna konur | 5) | Yukarıdaki ifadelerden hangisi noktalı virgülün özelliklerindendir? | A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) II ve IV |
Yenilik getiren her büyük sanatçıda eskiye bakan bir taraf vardır.Geçmişi inkar ettiğiniz an sanat kendiliğinden durur. | 6) Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, paragrafta belirtilen düşünceyle çelişir ?
A) Atalar sözünü tutmayanı, yabanı atarlar. B) Atanın sanatı, oğula mirastır. C) Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı. D) Sanatı ustadan görmeyen öğrenemez.
|
Okuma kültürü küçük yaşlarda edinilir.Çocuğa daha iki üç yaşlarında iken, bol bol resimli kitaplar göstererek bu resimleri bıkmadan bir bir anlatarak, yine kitaplardan kısa kısa öyküler, masallar okuyarak, onlarda kitaba karşı bir merak uyandırmak gerekir. | 7) Parçada aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir ?
A) Yaş günlerinde çocuklara kitap armağan edilmeli. B) Çocuklara resimli kitaplardan öyküler okunmalı. C) Okuma alışkanlığı küçük yaşlarda kazanılır. D) Kitaplardaki resimler bıkmadan anlatılmalı
|
............... Ne demek istediklerini çoğu zaman çıkarırsınız; ama tahmin ettiğiniz anlam ile söyledikleri sözden çıkan anlam çok farklıdır. Bu durumda tahmininize mi güveneceksiniz yoksa duyduğunuza mı?
| 8) Yukarıdaki paragrafın başına aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Bazı insanlar çelişkili konuşmayı sever. B) İnsanları ne düşünecekleri konusunda şaşırtmak çok eğlencelidir. C) Bazı insanlar ileri geri konuşmayı marifet zanneder D) Kimi zaman insanların ne söyledikleri belli değildir.
|
Edebiyatın modası geçti mi? Sanata gereksinmesi
kalmadı mı toplumumuzun? ‘Sanata evet’ kampanyaları açılmasına gerek duyulduğuna ve bu kampanyalara rağmen hâlâ yüksek sesle bir ‘Evet!’ gelmediğine göre sanattan umudumuzu kestik mi? Nasıl yücelteceğiz insanımızı sanatsız? Karanlık düşüncelerin fal, burç,astroloji çıkmazından nasıl kurtaracağız? Televizyon programları- nın yapay yorumu yerine nasıl gerçek sanatın doygunluğuna ulaşacağız?
| 9) Yazar aşağıdakilerden hangisinden yakınmaktadır?
A) Televizyon programlarının çok izlenmesinden B) Sanat için ses getirmeyen kampanyalar düzenlenmesinden C) Sanatın hak ettiği önemini yitirmesinden D) Toplumun artık sanata ihtiyaç duymamasından
|
Konuşmacının durumu herhangi bir türde yazı yazan bir kişinin durumundan farklıdır. Bir yazar, seslendiği okur kesimiyle yüz yüze değildir. Oysa, genellikle konuşmacı seslendiği kişilerle baş başadır. Bu yüzden seçeceği dil ve anlatım kişisel, kişisel olduğu kadar da doğrudan nitelik taşımalıdır.
| 10) Yukarıdaki paragrafta konuşmacının durumu ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine değinilmemiştir?
A) Konuşmacı seslendiği kişilerle yüz yüze olduğu için bazı zorluklar yaşar. B) Konuşmacı seslendiği kişilerle baş başadır. C) Seçeceği dile dikkat etmesi gerekir. D) Yazarlar gibi hitap ettiği kişilerle uzaktan seslenmez.
|
Soğuğa dayanmanın en emin çaresi, soğuğu sevmektir.
Hakikaten insan soğuğu aradığı zaman, ne şiddetli olursa olsun, müteessir olmaz. Hayatta zorluklara dayanmanın da en emin çaresi, hayatı sevmektir; insan bir kere hayatı sevince onun bütün külfetlerine katlanır, bu külfetlerin hiçbiri insana ağır gelmez. Sizi de hayata öyle güler yüzle bakar, etrafınızdaki insanlara bir kat daha hürmet edersiniz.
| 11) Yukarıdaki paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Hayatı seven insanlar mutlu olur. B) Hayatımızı iyi geçirmek istiyorsak onu sevmeliyiz. C) Mutsuz insanlar, hayatı sevmeyi bilmeyen insanlardır. D) Zorlukları sevmek, onları yenmemizi kolaylaştırır.
|
İnsanın değeri, yaptığı işle ölçülür. Etrafımıza şöyle bir
bakmakla bunu daha iyi açıklamış oluruz. Tarihin say-
falarını süsleyen Sokrates’i, Mimar Sinan’ı, Madam ve
Mösyö Curiler’i, Fatih Sultan Mehmet’i, Atatürk’ü bir an
gözümüzde canlandırmak, değerin, yapılan, yaptırılan işlerle sıkı sıkıya bağlantılı olduğunu kanıtlayan delillerdir.
| 12) Yukarıdaki paragrafta asıl anlatılmak istenen nedir?
A) Başarılı olan her insan tarihteki haklı yerini alır. B) İnsanlar yaptıkları işlerin iyiliği ile tarihe geçerler. C) Başarısız insanlar değersizdir. D) İnsanlar başardıkları işlere göre toplumların ve dünyanın gözünde değer kazanır
|
Namık Kemal, gayet büyük ve yuvarlak başlı, yüksek alınlı, kısa denilebilecek orta boylu, şişmanca; omuzları geniş, elleri ve ayakları küçük bir insandı. Burnunun sağ alt tarafında, attan düştüğünde oluşmuş yaradan kalma bir iz vardır.
| 13) Yukarıdaki paragrafta hangi anlatım türü kullanılmıştır?
A) Öyküleyici Anlatım B) Betimleyici Anlatım C) Tartışmacı Anlatım D) Açıklayıcı Anlatım
|
Yabancı dillerin etkisinin artması, Türkçenin söz varlığını, söz dizimi özelliklerini olumsuz yönde etkiliyor. Divan Oteli demek dururken Hotel Divan, Marmara Oteli demek dururken The Marmara demek, Türkçenin sözdizimi özelliklerini zorlamaktır. Son zamanlarda bir de çeviri yoluyla anlatım türü ortaya çıktı. Sözler Türkçe, ama anlatım kalıbı yabancı kaynaklı… Doğru olmayan bu kullanışlar da yaygınlaşıyor: Çay içmek, kahve içmek yerine çay almak, kahve almak; özür dilerim yerine üzgünüm gibi kullanışlar bunlara sadece birkaç örnek. Türkçenin yapısına ve mantığına aykırı bu yanlışlardan kurtulmamız gerekiyor.
| 14) Böyle düşünen bir yazar aşağıdakilerden hangisini söylemiş olamaz?
A) Türkçenin yabancı dillerin etkisinden kurtulmalıdır. B) Yanlış kullanımlar dilimize zarar verir. C) Bazı anlatım kalıpları olduğu gibi çevrilmemelidir. D) Dilimizin kurallarına aykırı kullanımlardan kurtulmamız gerekir. E) Yabancı kaynaklı kullanımlar bir dilin zenginliğinin göstergesidir.
|
Güzel bir bahar sabahı... Kuşlar o dal senin bu dal benim uçuşuyor, hep birlikte neşeli bahar türküleri söylüyor. Yemyeşil ağaçlar, rengarenk çiçekler kırlara yeni bir hayat sunuyor. Güller, sümbüller, papatyalar, menekşeler kokularını etrafa saçmak için adeta birbirleriyle yarışıyor.Telaşlı karıncalar yuvalarından çıkmış, çiçek arıyor. Ucu bucağı görülmeyen yemyeşil otlaklarda yeni doğmuş kuzular haylazlık yapıyor.
| 15) Bu parçanın anlatımında aşağıdaki duyu organlarından hangisine ait bir ayrıntıya yer verilmemiştir?
A) dil B) göz C) burun D) kulak |
Sayfalar: [ 1 ]
|