Milli Eğitim Bakanlığı, kadrolu öğretmen atamasını sınırlı tutarak öğretmen ihtiyacını, sözleşmeli ve usta ve ücretli öğretmen ile kapatmaya çalışırken özlük hakları ve aldıkları ücretler, bu öğretmenleri bunalıma sürüklemeye başladı. Bir ücretli öğretmen, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'a yazdığı mektupta, “Yalvarıyorum. Şu işi ne pahasına olursa olsun halledin. Öğretmenlerin 4 C'si 4 B'si olur mu? Bu resmen sosyal ayrımcılık. Benim ne gücüm ne de sabrım kaldı” diyerek durumunu anlattı, yardım istedi.
Ek ders karşılığı görevlendirme yapma esasına dayanan ücretli öğretmenler, aylık 300-600 YTL ek ders ücreti ile çalışıyor. Özlük hakları bulunmayan ücretli öğretmenlerin görev süresi de belli olmazken, Eğitim Fakültesi mezunu olmasına rağmen yıllardır atanamayan ve ücretli öğretmenlik yaparak geçimini sağlamak zorunda kalan on binlerce öğretmen bulunuyor.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'a bir mektup yollayarak durumunu anlatan E.C. isimli ücretli öğretmen, artık dayanacak gücünün kalmadığını ifade ederek, ücretli, sözleşmeli öğretmen ayrımların ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. E.C. mektubunda, çeşitli kurumlara durumlarını açıklamasına karşın, bir yanıt alamadığını, beyanının istediği kişilere bir türlü ulaşmadığını anlattı. E.C. mektubunda şunları söyledi:
“Ben Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunuyum. Okulumu başarıyla 2004 yılında bitirdim, askerlik vazifemi de yaptım ve 4 yıldır ücretli öğretmenlik yapmaktayım. Yanlış duymadınız. Bu sene dördüncü yıla başladım. Ücretli öğretmenliğin çalışma şartlarını çok iyi bilirsiniz. Fakat eşim ve iki çocuğumla neler ama neler çektiğimi ben ve benim gibiler bilir. Üzerime kadrolu gelecek, kış ortası bin bir rezillikle göç taşıyacağım korkuları, insanların gözünde açıkça hissedebildiğiniz ‘geçici öğretmen' bakışları ve davranışları. Haksızlığa karşı çıkamamalar, tatil olacak, bayram gelecek yine maaşımızdan olacağız, kesinti olacak kuruntuları. Yarım ay yatırılan sigortalar, kadrolu öğretmenlerin üçte biri kadar alınabilen aylıklar, daha neler neler. Bakın yalvarıyorum. Şu işi ne pahasına olursa olsun halledin. Öğretmenlerin 4 C'si 4 B'si olur mu? Bu resmen sosyal ayrımcılık. Benim ne gücüm ne de sabrım kaldı. Tek bir şeye gücüm kaldı onu da söyleyemem.”
-“HAYATIMIN NE ÖNEMİ VAR”-
Ücretli öğretmen E.C., artık “ben öğretmenim” demek istediğini, iki çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirterek, “Onların ihtiyaçlarını karşılamaktan acizsem eğer, hayatımın ne önemi var” diyerek geldiği noktayı gözler önüne serdi. E.C., ücretli öğretmenliğe, “öğretmenliğin onuruna yakışır” bir çözüm bulunmasını gerektiğinin altını çizdi.