Cevap:Kitap Tanıtımlarımız (2.9.2013 21:54:54)
murathan mungan dan şairin romanı nı daha önce okumuş, bir arkadaşıma vermiştim. şimdi geri aldım ve altını çizdiğim yerleri alıntıdır.com a yüklemek istedim. ama o kadar çok çizmişim ki, okudukça tekrar okuyasım geldi. sizinle de paylaşmak istedim.
ben öyle günübirlik yazılmış çoksatar kitapları pek okumam. okuyunca tatmin olmayacağımı, o kitaplarda edebi bir tat bulamayacağımı bilirim. hatır için okuduklarım da tatsız tuzsuz yemekler gibi kötü tat bırakır ağzımda. ayşe kulin, canan tan, zülfü livaneli, iskender pala gibi yazarların sevenleri kusuruma bakmasınlar. iz bırakmadan, düşündürmeden okunup geçiyorlar. serenad biraz daha iyiceydi, o ayrı. ama has edebiyat düşündürür, felsefi çıkarımlara, oradan da hayat derslerine çıkartır insanı. işte murathan mungan, orhan pamuk, ayfer tunç, bazen oya baydar böyledir. 12 yaşımdan beri murathan mungan okurum. yaşadığı hayatla değil, yazdıklarıyla ilgilenirim. kitapları içinde şairin romanı benim için ayrı bir öneme sahip.
kitap hakkında kendi düşüncelerimi paylaşmayacağım. bir kaç yorum alıntılayacağım burada:
" siirin en dipte degil, el ustunde tutuldugu, sairlerin en populer insanlar oldugu bir dunya yaratmis.
ılk sayfalarinda anlatilan deniz yolculugu ile ilgili bolumlerde, burnunuza deniz kokusu gelebilir dikkat!
bir yandan yasli bilge sairler varken, bi yandan her yani boncuk, taslarla cevrili kahin, red kit misali at ustunde sehir sehir dolasan bir polis...
siir var, ask var, cinayet var, psikopat var...
aliniz okuyunuz efendim...
okuduğu kitaplardan demlenen okuyucuları 'demleyen' bir roman.
soluksuz okuduğum roman. son zamanlarda bu kadar haz alarak olduğum bir roman olmamıştı. nasıl güzel anlatmış herkesin ve her şeyin hikayesini. kelimelerle koca bir anakara yaratmış, şehirler, sokaklar, evler... hepsi gözünüzde kendiliğinden canlanıyor. bazı cümlelerden hayatın bilgisi akıyor, altını çizmeden, düşünmeden geçemiyorsunuz ve nasıl nasıl hüzünlü bir kitap, finali böyle yüreğinize çöküyor.
bitişiyle insanın içini burkan murathan mungan romanı. şairlerin yazdığı romanlar, öyküler bana hep güzel gelmiştir. başka bir tılsımı, kelimelerin başka bir tınısı var gibi gelmiştir. bu güzel romanda da doğrulandı hislerim. şairler roman yazınca; güzel oluyor sahiden. kim bilir belki de sesin ışığına hürmeten. murathan mungan'ın çok uzaklarda kalmış sarı sıcak öğleden sonralarını hatırlatan, o hiç bitmeyen şarkıyı bas bas bağıran romanı.
'' bazı şeyler çimenlerin büyüyüşü gibidir, herkesin gözünün önünde olduğu halde kimse fark etmez...'' (s.546)
türk romanı için düşündüklerimi yeniden gözden geçirmeme vesile olmuş ve murathan mungan ın kaleminin ne kadar güçlü olduğunu bana göstermiş roman.
kitabı gürültüsüyle ünlü moskova metrosunda yolculuk yaparken okuyorum. o kalabalık ve keşmekeş arasında bir duraktan diğerine ilerlerken yazarın cümleleri ve kurduğu masalsı dünya adeta etrafımda ses geçirmez bir fanus kurmakta.
kesinlikle başarılı ve sürükleyici bir roman. okuduklarınızı unutmamak ve altını çizmek isteyeceğiniz bir yığın cümleyle karşılaşacaksınız.
hakkında ne yazılsa az kalır, öyle bir roman. altını çize çize, murathan munganın ilaç gibi cümlelerine hayran kalarak bitirdim. geçen sene, ekimdi hatta. şimdi baktım ki ekim yaklaşmış, o halde tekrar elime alayım, ilk defa okuyacakmış gibi heyecanlanırım eminim. bir yılda ne çok şey oldu, kim bilir şimdiki kafamla neler neler görürüm o cümlelerde. moottah, zeey ve taganla öğrenecek çok şey var daha."
İmza: