HOROZLA TİLKİ
Ağaçta nöbet bekliyormuş.
Tilki yanaşmış güler yüzle:
— Kardeş, demiş; müjde!
Savaşlara son verildi, son!
Barış oldu bütün dünyada.
Haberi yaymaya geldim,
İn aşağı da öpülelim.
Hadi bekletme, duramam pek;
Yirmi köyüm var gidilecek.
Hem nöbet, möbet yok artık, bitti;
Rahat rahat gezebilirsiniz şimdi.
Tavuk, horoz işinize bakın, korkusuz;
Size yardım etmek dostluk borcumuz.
Söyle seninkilere sevinsinler,
Bu gece bayram etsin, hora tepsinler.
Sen de gel artık, haydi;
Gel de kardeş kardeş öpeyim seni.
— Tilki kardeş, demiş horoz;
Bundan hoş, bundan tatlı haber olmaz!
Hele bunu senden duymak yok mu,
Bitirdi beni doğrusu.
Bak, iki tazı da geliyor karşıdan;
Onlar da müjdeci, anlaşılan.
Görsen ne koşuyor kâfirler;
Nerdeyse gelirler.
Dar, ben de ineyim de bâri,
Tatlı tatlı konuşalım hep beraber.
— Hoşça kal, demiş tilki;
Ben kaçayım, yolum uzun.
Öpüşmek başka zamana kalsın.
Hazret dar atmış kendini ormana.
Barışta iş yok deyip kendi kendine.
Horozsa başlamış keyfince ötmeye:
Koca tilkiye tilkilik ettim diye.