Forum | Sınıf Öğretmeniyiz Biz | Sınıf Öğretmenlerinin Kaynak Sitesi | http://www.sinifogretmeniyiz.biz
Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

Şiir Defteri..


Burhan  Şağban
Tecrübeli Üye - 2.Sınıf Öğretmeni
- (burilk)
Cevap:Şiir Defteri.. (9.6.2013 23:04:57)

KUŞ HATIRALARI

Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar
rüyalarımıza melekler uğrardı.
Kapımızdan yoğurtçu
bahçemizden ishakkuşu
kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.

Kışın bir sobamız olurdu
sobanın yanında kedimiz
kedinin önünde yün yumağı
bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik.

Yerli malı kullanan
yurdun üç tarafı denizlerle çevrili
kuru üzüm incir fındık
tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren
kuru üzüm ve inciri satan
karşılığında
çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan
bir toprağın fertleri...
Biraz yoksul biraz mütevekkil
biraz mahçup biraz kırılgan
biraz naif ama hep umutlu...

Özlerdik.
Memleketteki halamızı
ince doğranmış bir dilim pastırmayı
yurttan sesler korosunu
akşam komşuluklarını
radyo tiyatrolarını
sabah ezanını
kalaycıyı bozacıyı
münir nureddin şarkılarını
orhan boran yarışmalarını
kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını
bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını
okul önü koz helvalarını
akşam oturmalarını
ve hayatı...

Top oynardık
ip atlar kedi kovalar
taşlarla birbirimizin başını yarar
mahalle savaşları çıkarır
gece olunca da tutar babalarımızın elinden
yazlık sinemalara gider
Sadri Alışık Vahi Öz
Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder
Olimpos gazozları içer
güler eğlenir bağırır çağırır
dönerken yıldızları sayardık.
Biz sıkı çocuklardık.

Hepimizin birer yıldızı vardı
onlara isim takardık
onlar da bize isim takardı
pus ve dumandan önce bu şehrin
geceleri gözkırpan ve isimleri takılan yıldızları
vardı.

Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik
biz kimseden yana değildik.

Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri
olmazdı
Bir değirmendeydik
öğütülen
öğütülürken türküler söyleyen
buğday başaklarına benziyorduk.
Ben
çorbalardan tarhanayı
yemeklerden kurufasulyayı
sigaralardan Harmanı
belki bunun için çok sevdim.

Yollar bozuk musluklar bozuk
ziller bozuk paralar bozuk
ama adamlar sağlam idi.

Bu şehrin yıldızları vardı.
Saçlarına kurdelalar takan
çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına
leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan
gözleri önünde
yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde
küçük çocukları vardı bu şehrin
bu şehrin yıldızları vardı.

Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı.
Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi.
Taksimden Fatihe troleybüs kalkar
Şişhanede mutlak raydan çıkardı.
Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı.

Muammer Karacan?nın adına bir tiyatro binası yoktu
bizzat kendisi vardı.

Başımız ağrırdı komşumuz vardı
gönlümüz daralırdı komşumuz vardı
Çorbamızı umutlarımızı
memleket kadar kalbimizi paylaştığımız komşularımız
vardı.

Geceleri bekçimiz
gündüzleri sütçümüz
bizim kadar zayıf da olsa
nohuta ve makarnaya alışmış da olsa
Sarman adında bir kedimiz
ceplerimizde kırık misketlerimiz
çamur bulaşığı ellerimiz
ve gülümseyen bir yüzümüz
kimseye göstermekten utanmayacağımız bir içimiz
bir araya gelerek çektirebileceğimiz
bir aile fotoğrafımız vardı.

Bir sabah bütün iyi şeylerin
Ayvansaray iskelesinden
hayal ülkesine doğru demir alan
bir şirket-i hayriyye vapuru gibi
aramızdan ayrıldığını gördük
Sonra Ayvansaray?ın sularının çekildiğini yazdı
gazeteler.
Süheyla hanımın Raci beyin
Melahat mehveş ablanın
Niko?nun Ercüment efendinin çekildiğini ise
yazmadılar nedense.
Ama yok ama yoklar.

Ne Harman sigarası kaldı geriye
ne Olimpus gazozu
ne Sadri Alışık.

Kalan bir tortuydu belki.

Belki kırık bir rüya denizi
belki suya düşürdüğümüz suretimizin
cep aynamıza nüktedan bir yansımaydı herşey.
Herşey Maltepe sigarasının
hep arandığında
her bakkalda bulunabilmesi ile
büyüsünü kaybetmişti belki de .
belki de biz bir rüya mı görmüştük?

Hadi hepsi yalandı.
Hadi hepsi hayaldi.
Hadi hepsini ben uydurmuştum.
Ama rüyalarımızın melekleri
ve soframızın daim konukları kuşlar?
Ya onlar?
Onları siz de görmediniz mi?
Sizin de sofranıza konup
rüyalarınıza uğramadılar mı?
Onlar da mı yalandı?

İBRAHİM SADRİ


İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:
Deniz  Deniz
Çalışkan Üye - Öğretmen
- (ogretmen12)
Cevap:Şiir Defteri.. (9.6.2013 23:06:53)

 Alıntı
Alıntı Sahibi: Jonathan  Livingston
Ahhhh Ahmet Telli... Sen nelere kadirsin...




İmza:Çünkü tarihin en güzel yerinde, Son sözünü hep direnenler söyler
Bu mesaja teşekkür edenler:
Aslı  Yılmaz
Tecrübeli Üye - 4.Sınıf Öğretmeni
- (tayper35)
Cevap:Şiir Defteri.. (9.6.2013 23:43:33)

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR


   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
   Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
   Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

   İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
   Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
   Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
   Kopmaz kökler salmaktır oraya

   Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
   Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
   Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
   Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

   İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
   Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

   İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
   Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

   Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
   Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
   Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
   Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

   Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
   Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
   Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
   Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına    
   Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
   Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana



                                Ataol BEHRAMOĞLU


İmza:Bazen diyorum kendime; Ne çok DEĞER vermişim DEĞERSİZlere!!!
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Deniz Deniz,
Deniz  Deniz
Çalışkan Üye - Öğretmen
- (ogretmen12)
Cevap:Şiir Defteri.. (10.6.2013 00:22:21)

Teyzem seneler evvel kanser tedavisi görürken ve ben lise öğrencisiyken bir gece bu şiiri yazdım en güzel yazımla, süsledim, çerçeveledim ve o uyurken odasına astım...
Sabahı gözlerinin içi gülüyordu ve sonra o umutla iyileşti...
Aklıma geldikçe gözlerim dolar hala Aslıcım... Sen de sapasağlam aramızda olacaksın zamanla , umut ve inanç en tesirli ilaç keza...

İmza:Çünkü tarihin en güzel yerinde, Son sözünü hep direnenler söyler
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Aslı Yılmaz,
Aslı  Yılmaz
Tecrübeli Üye - 4.Sınıf Öğretmeni
- (tayper35)
Cevap:Şiir Defteri.. (10.6.2013 00:30:17)

 Alıntı
Alıntı Sahibi: Deniz  Deniz
Teyzem seneler evvel kanser tedavisi görürken ve ben lise öğrencisiyken bir gece bu şiiri yazdım en güzel yazımla, süsledim, çerçeveledim ve o uyurken odasına astım...
Sabahı gözlerinin içi gülüyordu ve sonra o umutla iyileşti...
Aklıma geldikçe gözlerim dolar hala Aslıcım... Sen de sapasağlam aramızda olacaksın zamanla , umut ve inanç en tesirli ilaç keza...
insanın içinde birazcık umudu olmazsa hayatta herşey ters gider.ama benim halen herkese ve herşeye inat umudum var Herşey yolunda şükürler olsun

İmza:Bazen diyorum kendime; Ne çok DEĞER vermişim DEĞERSİZlere!!!
Bu mesaja teşekkür edenler:
M.  Can
Çalışkan Üye - Diğer
- (mcan60)
Cevap:Şiir Defteri.. (10.6.2013 09:08:31)

Gün gelir bu işe bu millet de şaşar,
Tam kurşun işlemez deminde karanlığın
Bir ateş böceğidir başlar.

Can Yücel

İmza:
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Ahmet Öztürk,
Ahmet  Öztürk
Aktif Üye - Veli
- (misterno_17)
Cevap:Şiir Defteri.. (10.6.2013 11:19:48)

ÖFKENİN ADINI KOY


nasıl uzanırsa boylu boyunca
öylece düştü kollarına
kan-revan içinde dostun
donup kaldı soluk bir gülümseyiş
çocuksu kıvrımında dudaklarının

Kaşın seyirmeye başladı birden
yüreğin körüğü üflüyor
içindeki cehennemi
ve bir boşluğa nasıl çarparsa deli su
öyle uğuldamakta kulakların
bir bora patlıyor göğsünün okyanusunda

Ne ki tutulmuş nalçalı seslerle
umudun köşebaşları
korsanlar dalgalandırıyor
senin deli rüzgarlarınla bayraklarını
ve yitiriyorsun yolunu
balta kesmez ormanında öfkenin

Bil ki dostunda değil çekilen tetik
senin umuduna, unutma bunu
kör bir öfke delirtmesin
yıkmasın yaşamın direncini
unutma ki her köşebaşında
bunca dostun kurumadı hâlâ kanları

Hele dik tut başını önce
haykır yıkılmadığını, tükenmediğini
yüreğindeki yalım nasıl olsa
korlaştırır zamanın çeliğini
sen önce öfkenin adını koy
yanıltmasın yüreğini


AHMET TELLİ

İmza:"şimdi elini vicdanına koy...bulamadın değil mi..?"
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): M. Can,
Jonathan  Livingston
Çalışkan Üye - 3.Sınıf Öğretmeni
- (martijonathan)
Cevap:Şiir Defteri.. (10.6.2013 11:21:30)

"Sen önce öfkenin adını koy
Yanıltmasın yüreğini"

Çok severim bu şiiri... Teşekkürler Ahmet Bey..

İmza:Onun yanında benim kendimi gerçekleştirmem başarısızlığa uğrayamazdı.
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Ahmet Öztürk,
Jonathan  Livingston
Çalışkan Üye - 3.Sınıf Öğretmeni
- (martijonathan)
Cevap:Şiir Defteri.. (10.6.2013 11:25:04)

madımak otu çiçeği

çocuktum ufacıktım oyun oynadım
arkadaşlarımla adlarını unuttum
beş taşı yerden kaldırıvermede yoktu üstüme
şükürler olsun o beş taşa
adlarını bilmediğim kuşları öldüremedim
doğru dürüst tutamadım ki sapanı tek elimle

çelik çomağımla, uçurtmamla
bütün dünyanın çocuklarıyla birdim kolaylıkla
duvarlara asılı düşlerime türkü çığırmada da ustaydım
eli sopa tutan müdür bey onları bir bir yerle bir etmeden önce

o günden sonra işte elim değmedi öldürmeye
asla oynamadım kibritle
canlı bir şeyleri yakarım diye

sonra yaşam kadar gerçek karikatürler gördüm
savaşlar, katliamlar, soykırımlar
düşündüğü için öldürülen baykuşlar gördüm
sahiplerini arayan parmak izleri
düşünce özgürlüğü istediği için kırılan parmaklar gördüm
canlı canlı yakılan yazarlar, şairler, türkücüler
imdat diye bağıran karetta karettalar gördüm
öldürülen çocukları ardından gözyaşı döken analar
gökyüzünü karartmaya azimli gözükara önderler gördüm
çocukları oyuncaklarla kandırmaya çalışan eli silahlı soytarılar
rengârenk kalemleri is içinde bırakan nükleer bacalar gördüm
uygarlık karşısında eller yukarı masal kahramanları hayvanlar
yalnızca dillerini konuşabilmek için yürüyen insanlar gördüm
başını almış giden başıboş şiddet
başını almış giden başıboş hoşgörüsüzlük
insan acısına kayıtsız insanlar gördüm

şimdi dünyanın her yanından kuşlarla dolu odam
şiirler içinde saklambaç oynuyorum
göz çıkarmayayım diye yaparken kaş
ninnilere ışık tutayım diye
olmayayım diye
sapana taş.


Yusuf ERADAM

İmza:Onun yanında benim kendimi gerçekleştirmem başarısızlığa uğrayamazdı.
Bu mesaja teşekkür edenler:(1): Şeniz Karaşah,
Ahmet  Öztürk
Aktif Üye - Veli
- (misterno_17)
Cevap:Şiir Defteri.. (10.6.2013 14:32:41)

Demek gidiyorsun...
Ben bunu haketmedim!
Ne varsa aşka ve cesarete dair
Sırtlayıp o büyük yangınınla gidiyorsun demek!!
Git........
Oysa
Sen öğretmen çıktığın yıl
Vurup alnıma kavgayı
Simsiyah bir süt gibi yaprak dökmüştü dar ağacı
Akşamlarım olmuştu ve kuduz gecelerim
Göz yaşlarım ağlarken
Bir uzun yolculuk düşmüştü peşime
O gün bugündür tetikte bir ömrün son kurşunusun
Hiç aklıma gelmezdi gülüm
Bu da bana ders olsun!!!!
Demek gidiyorsun...
Böyle olsun istemezdim oysa!!
Hazin vedaların bu baş dönmesi
Cellat kırmızısı bir hüsrandı yollarda.
Sen öğretmen çıktığın yıl
Çırılçılgın bir ağaca soyunmuştu vişneler
Eyvahhhhh.......
Esmer bir ağıdı bileylemişsem
Cinnetin ucunu yakmışsam bir kez
Cehennemin nizamiye kapısındaysam
Ateşten bir nehre dönen bu isyan
Hep o gül yangınına kanat çırpar
Ve en korsan şarkılar yüzünü şarapla yıkar.
Gidiyorsun demek...
Ben bunu haketmedim!!
Ne varsa aşka ve cesarete dair
Sırtlayıp o büyük yangınınla git.
Hadi durma,gençliğimin vebalini,
Ve sevgisiz hayatımızın bedelini ödemeden git..
Bu şiiri sana armağan ettim
Yanına almayı unutma sakın
Issız gecelerde okur ağlarsın
Kimseler görmese de kanarsın gülüm
Neler çektigimi o gün anlarsın!!!
Sonbahar yağmuruyla ıslandım sokaklarda
Ağladım ikimize senden çoook uzaklarda.
Şimdi hüzün makamında bütün şarkılar
Bu yorgun ses,bu kör lamba,bu ateşi sönmüş soba
Tanığıdır yanlızlığın,pişmanlığın tanığıdır.
Çünkü,çünkü benim kitabımda, aşk bir defa yaşanır..
Demek gidiyorsun...
Git..........................
Bir yanda ölümün alnındaki ter
Bir yanda suya düşen sardunya
Ve sabahın saçlarındaki kırağı kadar ışıyorsun
Hadi durma,
Sırtlayıp o büyük yangının vebalini
Ve sevgisiz bir hayatın bedelini ödemeden git.
Bilirsin,gecenin en karanlık olduğu an
Sabahın en yaklaştığı zamandır
Ve hiç bir şey hakkında bildiğimiz her şey
Aslında YALANDIR....
Demiştim ya...
Sen öğretmen çıktığın yıl


FATİH KISAPARMAK

İmza:"şimdi elini vicdanına koy...bulamadın değil mi..?"
Bu mesaja teşekkür edenler:

HIZLI CEVAP (5 Üye Puanı)

Cevap Yazmak İçin Giriş Yapın veya Üye Olun
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin