Hediye Kampanyamız:En fazla puan toplayan 3 kişiye 400TL'lik hepsiburada hediye çeki hediye ediyoruz..

KÖŞE YAZILARI

| Tüm Köşe Yazıları | Tüm Yazarlar | Yazıcı Dostu |


Nevzat Özer: NEVZAT ÖZER, PSİKOLOJIK DANIŞMAN VE REHBERLİK UZMANI Yozgat'ın Sorgun ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra Anadolu Üniversitesi'nde ön li­sans, Atatürk Üniversitesi'nde lisans, İnönü Ünivers... Devamı

Diğer Yazıları - Mesaj Yaz - Üye Profili
"DİZİ FİLMLER, DİZGİNDEN ÇIKARIYOR"

                    

    Birçok uzman, dizi filmlerdeki sıkıntılara işaret etmelerine rağmen çok etkili olmadıkları gibi verilen mesajlarında yerlerine ulaşmadığı ortadadır…

   Sayısını hatırlamamakla beraber epeyce bir dizi filmin ekranlarda boy gösterdiğini biliyoruz.

 Dizi filmlerin az veya çok olmasından ziyade gerek senaryoları gerekse verilen mesajların aileler, öğrenciler ve ergenlik cağında olan insanlar üzerinde ne kadar yıkıcı ve tahrik edici etkisinin olduğu maalesef unutulmaktadır ya da unutturulmaktadır.

Biraz espri katarak olayın farklı yönlerine dikkat çekmek istersek,

 

Saat kaç baba?    — Öyle bir geçer zaman ki...
Yemek ne Anne? — Yaprak Dökümü...
Anne iyi misin?   — Doktorlar.
Anne bir şey mi saklıyorsun? ­--Küçük sırlar.
Abla Nerde sin?  —Yemekteyiz.
Anne babamla kavga mı ettin? —Çocuklar duymasın...
Anne babama âşık mıydın gerçekten? — Aşk bir hayal...
Anne ablam geç gelecekmiş. —Kızım Nerede...

Oğlum ismin Ne?  ---Nuri

    Dizilerde cereyan eden bazı ahlakdışı ve müstehçem olaylar insanlara adeta normal,  basit, süslü ve iştah kabartıcı bir şekilde servis ediliyor. Karısını veya kocasını aldatanların bu durumu makul, olağan, çekici ve hoş bir şeymiş gibi ele alınıp kişilere âdete eşlerini aldatmalarına bir davetiye çıkarılıyor. Bu da sağlam Türk aile yapısının altına dinamit koymaktan başka bir şey değildir. Bunu en iyi destekleyen kanıtımız ise son zamanlarda artan boşanma vakalarındaki artış oranıdır.

 

    Olaya öğrenciler açısından bakacak olursak durum daha da vahimdir. Özellikle okul ve dershane yaşamının ele alındığı dizi filmlerde gerek öğretmen gerekse öğrenci tipinin gerçekle alakası yoktur. Öğretmene yapılan saygısızlık, baş kaldırma, arkadaşlar arasındaki ilişkilerin ciddiyetsizliği, çeteleşme, kabadayı figürler gibi birçok olumsuz sahne bu filmlerin hedef kitlesi olan öğrencilerimizi, gençlerimizi etkilemekle kalmayıp bizzat uygulayıcı konumuma sokmaktadır.

   Çocuklar üzerindeki çizgi filmlerin sarhoş edici yönü de saydıklarımızdan farksız değildir. Freud’a göre insanoğlunun doğuştan getirdiği iki kuvvetli eğilim vardır. Bunlar: cinsellik ve saldırganlıktır. Film sektörü bu kuramı gerçekten çok iyi biliyor ve kullanıyor.

 Ülkemiz açısından üzücü olan durum ise: Kendi izlediğimiz ya da çocuklarımıza izlettiğimiz dizilerde ve filmlerde, bilinçaltımıza saldırganlık ve cinsellik temalarının kazınmasıdır. Burada esas tehlike ise, bu filmlerle çocukların muhatap olmasıdır. Genç dimağlar, bu tehlikeden ister istemez etkilenmektedirler. Yapılan araştırmalara göre özelikle cinsellikle erken yaşlarda tanışan gençlerin bunalıma girmeleri, çocuk yaşta sayılacak kızların hamile kalması bunlara küçük bir örnektir.

PEKİ NEYAPILMALI

*öncelikle ebeveyniler dizi ve program seçimine dikkat etmeli gençlere ve çocuklarına örnek model olmalılar.

 

*Kapitalist ve yayın akışını düzenleyen insanların en önemli söylemleri “ TV ye bir kumanda kadar yakınsınız seyretmiyorsanız kapatın” cümlesini hem kaale alıp hem de bu cümleyle yetinmemekte fayda var.

 

*Gerek Rtüke gerekse eğitim camiasının önde gelenlerine bu konularda uyarmalı yazılı ve sözlü olarak bunları devreye sokmak.

 * Cem yılmazın dediği gibi eğitim şart. Bu eğitimin en önemli saç ayağı ise aile, okul ve öğretmendir. Bu üç kuruma her zaman çok iş düştüğü unutulmamalıdır. TV programlarındaki filmlere ve bilgisayar oyunlarındaki çizgi filmlere dikkat edilmeli ve şecici davranılmalı...

Evet, biliyoruz ki, içinde yaşadığımız yüzyılda teknolojiden kaçış ya da teknolojiye sırt çeviriş olamaz. Gerçeğin ve hayalin ne olduğu, çocuklara yaşlarına uygun olarak anlatılmalı,  üzerlerinde otokontrolü iyi kurmalıyız. Çocuklarımıza, saatlerce izledikleri bir çizgi filmin bir dizi filmin veremeyeceği haz olan “SEVGİ” mucizesini, ancak bizler tarafından verilebileceği gerçeği unutulmamalıdır.

 

Nevzat ÖZER

Psikolojik Danışman

n[email protected]

“21 yy da anne ve baba olmak simli kitabın yazarı”






YORUMLAR
En yeni ve güncel etkinlikler için bizi takip edin

Yeni Yazılar E-Postanızda


E-Posta Adresiniz: