Modern çağ, yaşamımıza birçok şeyi kattı doğrusu. Aldıkları kattıklarından fazla olsa gerek. Modernliğin en önemli sıkıntılarından biriside bize dönecek bir ev bırakmamasıdır. Özlem, maziyle beraber gölge gibi yanımızda gezmekte, her yerde geçmişin derin hatıralarını aramakta, aradıkça da acı çekmektedir.
21.yüzyılın çocukları “Ninnisiz” büyümekteler. Peki, 21.yüzyılın Anneleri, babaları ninni bilmekteler mi diye ironik bir soruya cevabımız maalesef hayır olacak gibi gözüküyor. Dedelerimiz, ninelerimiz ninnileri söylerken sadece çocukları uyutmak, oyalamak için söylediklerini düşünmüyorum. Bunun altında farklı mesajlar vardı. Neler mi: İletişim dehası, Sıcaklık, zaman ayırmak, göze- gönle kulağa hitap etmek daha birçok artıları. Modern pedagojinin söylediklerini ya da söyleyemediklerini atalarımız çok önceleri keşfetmiş.
Günümüzün çocuklarına, Dandini dandana, danalar girmiş bostana, danaların bostana girişi ve kahraman bostancının daha lahanaları yemeden danayı kovması bilinçaltına işlenmemiştir. Uyuşunda büyüsün demeden çabukça büyüdük ve bu çabukluk ve hızlı yaşam, peşimizi hiç bırakmadı. Her şeyi hızlı tükettik, Her şeyi hızlı yaşadık. Bu çağa “hız çağı “dersek yalan olmaz sanırım.
Ninniler; içinde gizem kokan, nostaljinin tatlı esintileridir. Ninniler bir gün biter, günler geçer, çocuk büyür, dünyayı tanımaya başlayınca ninniler, Masallar yerini anılara bırakır ve büyüklerinden dinlediği anılar sayesinde hem aile üyelerine olan bağları kuvvetlenir, hem onlara hayranlıkları bir kat artar…
Bu çağ da doğmuş çocuklar maalesef ninnilerle büyümediler, ninni dinleyerek rüyaya geçemediler. Büyük ihtimalle annelerinin ya da babaların işleri vardı… Bu çağda doğan çocukları, tek bir 'dandini' bile duyamadan yatıp uyumak zorundaydılar... Teknoloji harikası modern bakıcılar dediğim Televizyonlar, bilgisayarlar ve onların yerine konuşan ruhsuz hissiz mekanik aletler ninninin yerini doldurdular…
Ninni söylemeye vakti olmayan annelerin daha anlamlı hangi şeylere vakitleri vardı? Diye soramadı bu çağın çocukları...
Onlar ermiş muratlarına biz çıkalım kerevetine, Gökten üç elma düşmüş, bir varmış bir yokmuş,eeee eeee kzım –eee eee oğlum, develer tellâl, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken , uyusun yavrum büyüsün ,yüzünü güller bürüsün vs ağzınızdan hiç eksik olmasın…
Nevzat ÖZER
Psikolojik Danışman
21.yy da Anne ve Baba olmak isimli kitabın yazarı”